Yıllardır faydalarını bildiğimiz ve kardiyovasküler hastalıklarda koruyucu amaçla düşük doz olarak kullanılan aspirinin artık kalın barsak kanserlerinden de koruduğu ispatlandı.

Damar içerisinde yıllar içerisinde gelişen aterosklerotik plaklar, zaman içinde bulunduğu yüzeyden koparlar. Bu kopan plakların etrafını kan pıhtıları kaplar ve oluşan bu yapı nedeniyle kan akımı azalır. Aspirin ise pıhtılaşmayı önleyerek kan akımının azalmasına izin vermez. Bu da kalp kasının, beyin ve diğer dokuların daha çok oksijenle beslenmesini kolaylaştırır. Sonuçta, kan akımı hızı azalmadığı için, aspirin kalp-damar hastalıklarını önlemede yardımcı olur. Kolorektal kanser gelişimini önlemede ise mekanizma henüz netleşmemiştir. Ancak aspirinin anti-inflamatuar etkisi nedeniyle faydalı olabildiği düşünülmektedir.

Günde bir kez düşük doz aspirin (100 mg veya daha az dozlarda) kullanımının kalp-damar ve kolorektal (kalın barsak) kanserinden koruduğuna dair kanıtlar 12 Nisan 2016 ‘da Amerika İç Hastalıkları Dergisi’nde yayımlandı. Böylelikle kolon kanserinden korunmak için aspirin kullanımı tavsiyesi Amerika Kanser Önleme Servisi (USPSTF- US Preventive Service Task Force) Kılavuzu’nda yerini aldı.

Araştırma 10 yıl içerisinde kalp-damar hastalık geçirme riski %10’un üzerinde olan kişiler arasında yapılmıştır. En çok yarar gören kişilerin 50 ile 69 yaş arasında olan ve aspirini erken kullanmaya başlayanlar olduğu görülmüştür. Buna göre günde 100 mg veya daha düşük doz az aspirin kullanan 50-69 yaş aralığındaki kişilerde kalp-damar hastalık yanı sıra kolorektal kanser riskinin de azaldığı tespit edilmiştir. Aynı çalışmada 50 yaş altında ve 70 yaş üzerindeki kişilerde ise aspirinin etkisinin sınırlı olduğu gözlenmiş ve kullanımı tavsiye edecek yeterli kanıt saptanamamıştır.

Çalışmanın ön raporunun sunulduğu 2011 yılında Amerika’da ölümlerin yarısından fazlasının nedeni olarak kalp hastalıkları, inme ve barsak kanserine bağlı ölümler olduğu bildirilmişti. Bu çalışmanın nihai sonucunda kalp-damar hastalıkları ve kalın barsak kanserin etkili bir şekilde önlenebildiğini bulmak bu bakımdan son derece önemlidir.

Aspirinin kanserden koruyucu etkisi son yıllarda güncel ve merak uyandıran konulardan biridir. Kanama riski olmayan (mide ülseri veya son yıllarda kanama gelişmemiş ya da kanama riskini artıran ilaç kullanmayan) kişilerde aspirinin prostat kanseri, meme kanseri gibi daha birçok kanser türünde korumaya yardımcı etkisinin olduğunu gösterilmiştir. Ancak uzun süreli kullanımında kanama riskini arttırabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle koruyucu amaçlı da olsa doktorunuzun bilgisi ve kontrolü dahilinde kullanılması gerekmektedir.