Mikrobiyata nedir?

Her insan yaklaşık 60 trilyondan fazla hücreden oluşur. Bu hücrelerin 30 trilyon kadarı insan hücreleridir. 30 trilyon kadarı da insan bedeninde yaşayan mikroroganizmalardır (bakteri hücreleri insan hücrelerinden yaklaşık 10 kat küçüktür, virüsler ise çok daha küçük). Virüs, bakteri veya mantar olabilen bu zararsız mikroorganizmalara mikrobiyom / mikrobiyata / flora denir ve en yoğun olarak bağırsakta, sonra ciltte, ağızda ve vajende bulunurlar. Bağırsaktaki mikrobiyota ise 2 kilo ağırlığında ve hem işlevi hem de ağırlığı nedeniyle artık bir organ olarak kabul ediliyor. Bu yararlı mikroorganizmalar ile karşılıklı bir çıkar içinde yaşamaya devam ederiz.

insan vücudunda bulunan toplam hücre sayısı nedir

Mikrobiyata ve kolorektal kanserler arasında nasıl bir ilişki var?

Rektum kanserinde ameliyatsız tedavi intraarteryel kemoterapi 1 620x420

Kolon ve rektum, sindirim sisteminin kalın bağırsak denilen kısmını oluşturur. Son 20 cm’lik kısmı rektum, buradan ince bağırsaklara kadar olan kısmı ise kolon olarak adlandırılır. Toplam yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır. Kısmen sindirilmiş gıdalar ince bağırsaktan kolona gelir. Kolon su ve mineralleri besinden ayırır, geri kalanı anüsten atılmak üzere depolar.

Kolondan başlayan kansere kolon kanseri, rektumdan başlayan kansere rektum kanseri denir. Dolayısı ise genel olarak hem kolon kanseri hem de rektum kanseri birlikte kolorektal kanser olarak isimlendirilir. Kolon ve rektum kanserleri bu organların iç yüzeyini örten tabakayı oluşturan hücrelerden gelişir. Ülkemiz istatistiklerine göre kolorektal kanserler hem bayan hem erkeklerde en sık görülen üçüncü kanserdir. Yani ülkemiz için oldukça önemli bir sağlık sorunudur. Kolorektal kanserler hastalığın erken evrelerinde çoğunlukla herhangi bir şikayete neden olmaz veya belirti vermez. Erken teşhiste en etkili yöntem kolonoskopidir. Yapılan çalışmalar, bağırsak mikrobiyotasının incelenmesinin kolorektal kanserin değerlendirilmesi için çok önemli rol oynayacağı belirtiliyor. Kolon mikrobiyatasının, epitel (bağırsak iç yüzeyini döşeyen) hücrelerin değişmesi ve çoğalması, biyoaktif ürün sentezi ve bağışıklık sistemini etkilemesi ile kolorektal kanserleri tetiklediğini saptanmıştır.

Kolorektal kanserlerin oluşmasıyla ilişkili faktörlerin başlıca olanları; beslenme, genetik mutasyonlar ve iltihabi bağırsak hastalıklarıdır. Beslenmenin hastalık için en önemli tetikleyici faktör olduğu artık bilinmektedir. Ülkemizde kalın bağırsak kanserlerinin sık görülmesi, aslında beslenme tarzımızın çok da sağlıklı olmadığının göstergelerinden biridir.

Bağırsak mikrobiyotası, antibiyotik kullanımı ve kötü beslenme alışkanlıklarından direk etkilenir ve kolorektal kanserler de dahil olmak üzere birçok hastalıkla ilişkilidir.

Sağlıklı bağırsak ve daha iyi bir mikrobiyota için nasıl beslenmeliyiz?

  1. Yoğurt ve fermente yiyecekler (tarhana, boza, şıra, sirke, fermente süt ürünleri) gibi probiyotik besinler tüketilmeli.
  2. Egzersizin sağlıklı bağırsak mikrobiyotasını desteklediği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Hareketsiz kalınmamalı, spor bir yaşam tarzı olmalı.
  3. Lifli gıdalar bağırsaktaki faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olurlar. Lifli gıdaların tüketimine özen gösterilmeli. Bağırsaklarımızın temizlenmesi ve yenilenmesi açısından lifli gıdalar tüketilmeli.
  4. Dünya genelinde antibiyotiği en yoğun kullanan ülkelerin başında geliyoruz. Gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmeli. Antibiyotiklerin bağırsak mikrobiyotasına uzun süreli olumsuz etkileri vardır!
  5. Paketli, doğal olmayan, işlenmiş, gıdalardan uzak duralım. Bağırsak mikrobiyotamızı zamanla bozar.