Bilim insanları, klasik immünoterapiler olarak adlandırdığımız immun kontrol noktası inhibitörlerine ek olarak, T hücre merkezli immünoterapi yaklaşımlarını da yoğun bir şekilde araştırmaya başlamışlardır. T hücreler bağışıklık sistemimizin en önemli elemanlarından biridir ve özelleşmiş T hücreler kanserli hücrelerle aktif olarak mücadele etmektedir.

Yeni bir immünoterapi ilacı olan Blinatumomab adlı antikor, beyaz kan hücrelerindeki iki farklı proteine tutunur: B hücrelerinin üzerindeki CD19 ve T hücrelerinin üzerindeki CD3. Böyle yaparak, antikor kanseri yok eden T hücrelerinin, malign B hücreli lösemi hücreleriyle temas etmesini sağlar.

Erken dönem sonuçları açıklanan yeni bir çalışmada, ALL (akut lenfositik lösemi) standart tedavilerine direnç gösteren veya kanseri tekrarlayan hastaların neredeyse 1/3’ünde, Blinatumomab tedavisi gördükten sonra kanser bulgularının tamamen ortadan kalktığı (tam remisyon) görülmüştür. Alınan yanıt birçok hastada uzun süreli olmuştur (6 aydan fazla). Çalışmaya katılan hastalardaki ALL, kemik iliğinin fazla sayıda immatür (gelişmemiş) beyaz kan hücresi ürettiği, hızlı gelişen ve Philadelfiya kromozomu-negatif öncül B hücreli ALL olarak bilinen nadir rastlanan ancak agresif bir türüdür. Sonuçlar doğrultusunda Aralık, 2014 tarihinde Amerikan İlaç Dairesi (FDA) Blinatumomab’ı, bu zor hastalığın tedavisi için onaylamıştır.

Standart kemoterapiye kıyasla Blinatumomab’ın sağkalım süresini uzatabileceğine dair diğer çalışmaların yapılması gereklidir. Yine de immünoterapinin ALL tedavisinde rol oynayacağı aşikardır. Gelecekte yapılacak çalışmalarda Blinatumomab’ın diğer tedavilerle birlikte ve hastalığın başlangıcında kullanıldığındaki etkisi araştırılacaktır.

Yine başka yeni bir strateji, kimerik antijen reseptörü (CAR) T hücreli tedavidir. Bu tedavide hastadaki T hücreleri toplanarak laboratuvar ortamında tekrar programlanır ve hastaya tekrar aşılanır. Yeniden programlanmış T hücreleri vücutta bulunan kanser hücrelerini kolaylıkla bulan ve saldıran belli proteinler üretirler. Elde edilen ilk sonuçlar, zor tedavi edilen çeşitli kan kanserlerinin (lösemi), CAR T hücreli tedaviden fayda görebileceği yönündedir. Örneğin: CD-19’a yönelik CAR T hücreleri, yüzeylerinde CD19 molekülleri olan kötü huylu (malign) B hücrelerine saldırması için programlanır.

ALL tekrarlamış olan yetişkin ve çocuklarla yapılan bir çalışmada, 30 hastanın 27’sinde bu yeni tedaviyi aldıktan sonra tam remisyon (hastalık bulgularının tamamen ortadan kalkması) sağlandığı, remisyonun uzun süreli olduğu ve 2 yıl boyunca sürdüğü görülmüştür. Genel olarak CAR T hücreleri alan hastaların 78%’i 6 ay yaşamıştır.

Başka bir araştırmada, kemoterapiye dirençli, diffüz büyük B hücreli lenfoma (DLBCL) ve diğer kan kanseri türlerine sahip 15 hastanın 12’si CD-19’a yönelik CART T hücrelerine yanıt vermiş ve 8 hastada kanser tamamen yok olmuştur.

Elde edilen bu bulgular umut verici olsa da sonuçları destekleyecek daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Yapılan çalışmalar küçük çaplı, tedavisi zor olan ve az sayıda gönüllü kanser hastalarının katıldığı çalışmalardır. Bu nedenle CAR T hücreli tedavinin gelecekte geniş kapsamlı kullanımı soru işaretidir. Ek olarak CAR T hücreli tedavide ateş, düşük tansiyon, deliryum (algının ve bilincin kaybolması, dalgınlık) gibi yan etkilerle karşılaşılmıştır.