Alkolün başta karaciğer yağlanması, alkole bağlı hepatit, siroz gibi karaciğer hastalıkları olmak üzere; kanser, gastrit, pankreatit (pankreas iltihabı), hipertansiyon, felç, demans (bunama) gibi birçok sağlık problemine neden olduğu bilinmektedir. Buna karşın şimdiye değin, hafif derecede (ortalama günde 1-2 kadeh) alkol tüketimi, bu problemlere az sıklıkta neden olması ve kalp hastalıkları riskinde bir miktar azalma sağlaması nedeniyle masum görünmekteydi. Ancak geçtiğimiz günlerde İngiliz Tıp Dergisi’nde (British Medical Journal) yayınlanan bir çalışmada, hafif ve orta derecede alkol tüketiminin, özellikle kadınlarda olmak üzere, kanser riskini artırdığı gösterilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü 1988 yılında alkolü kanserojen (kanser yapıcı) olarak tanımlamıştır. Geçtiğimiz yıl yayınlandığı 2014 kanser raporunda alkolün hiçbir miktarının güvenli olmadığını belirtmiştir. Yapılan çok sayıda bilimsel araştırma ile, yüksek derecede alkol tüketiminin kalın bağırsak, meme, karaciğer, ağız boşluğu, yutak, gırtlak, yemek borusu kanseri riskini arttırdığı kanıtlamıştır. Ayrıca alkol tüketiminin mide, pankreas, akciğer ve safra kesesi kanserleriyle de ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ancak şimdiye değin hafif ve orta derecede alkol tüketiminin (kadınlar için ortalama günde 1, erkekler için 2 kadeh ve daha azı) kanser riskiyle ilişkisi net değildi. Yazımızın konusu olan bu yeni çalışmada, bu ilişki araştırılmıştır. Çalışmada hastalar ayrıca sigara kullanma durumuna göre de değerlendirilmiştir. Çünkü sigara ve alkol, birbirlerinin olumsuz etkilerini artırmaktadır. Örneğin; alkol, ağız ve gırtlakta sigarada bulunan kanserojen kimyasalların emilmesini artırmaktadır.

2 ayrı araştırmaya ait verilerin birlikte analiz edildiği çalışmada; yaklaşık 175 bin sağlık çalışanı katılımcı yer almıştır. Çalışmada, hafif veya orta derecede alkol tüketiminin, sigarayla birlikte ve sigaradan bağımsız olarak kanserle ilişkisi incelenmiştir. Sonuçta; takip süresince yaklaşık 9000 kadın, 1600 erkek alkolle ilişkili kanser türlerinden birine (kalın bağırsak, meme, karaciğer, ağız boşluğu, yutak, gırtlak, yemek borusu kanseri) yakalanmıştır. Kadınlarda, hafif veya orta derecede alkol tüketiminin (günde 15 gr’dan az) sigaradan bağımsız olarak kanser riskini artırdığı görülmüştür. Erkeklerde ise, hafif veya orta derecede alkol tüketimi (günde 30 gr.’dan az) yalnızca sigara kullananlarda kanser riskini artırmıştır. Eşiğin kadınlar için 15 gr, erkekler için 30 gr olarak belirlenmesinin nedeni kadınların alkole daha hassas olmalarıdır. 10 gr alkol yaklaşık olarak 1 kadeh şarap veya 1 küçük kutu (330 ml) biraya karşılık gelmektedir. Araştırma ekibi, erkeklerde hafif veya orta derecede alkol tüketimi ile kanser riski arasında ciddi bir ilişki saptayamasa da, özelikle kadınlarda meme kanseri riskini anlamlı derecede artırdığını göstermiştir. İlave olarak, özellikle meme kanseri riski yüksek kadınların (ailede meme kanseri olması gibi) alkol tüketimini bırakmalarını, en azından azaltmalarını önermiştir.

Sonuç olarak; alkolün kanser de dahil olmak üzere birçok ciddi sağlık probleminin önde gelen nedenlerinden olduğu bir gerçektir. Bunun yanında alkolün hafif derecede tüketimi sanıldığı gibi zararsız değildir. Günlük az miktarda tüketilen alkolün kalp hastalıkları riskinde bir miktar azalma sağladığı doğrudur. Ancak bu, kalbi korumak adına alkol alınması gerektiği anlamına gelmemektedir. Çünkü yapılan çalışmalara göre, bu davranış diğer yandan kanser riskinizi artırmaktadır. Sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme kalbi korumanın en iyi yollarıdır.

Gelin, gerek kanser gerek diğer sağlık problemlerinin bu denli artış gösterdiği bir zeminde, sağlığınızı korumak adına büyük bir adım atın: Sigara ve alkolü bırakarak sağlınız adına yepyeni bir sayfa açın.

Önceki yazılarımızdan birinde alkolün kalın bağırsak kanseri riskini anlamlı derecede artırdığını belirtmiştik.