Bu yazı fiziksel aktivite yani egzersiz ve kanser riski arasındaki ilişkiyi ortaya çıkaran bazı araştırmaları ve incelemeleri ön plana çıkartmaktadır. Aynı zamanda egzersiz, tedavinin yan etkilerini de azaltmakta ve kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi sonrası iyileşme sürecine yardımcı olabilmektedir.

Meme kanseri tedavisi sonrası iyileşenler

Journal of Clinical Oncology’deki bir çalışmada, aromatöz inhibitörleriyle tedavi gören ve meme kanseri tedavisi sonrası iyileşen hastaların, güç artıran antrenmanları ve aerobik egzersizlerini artırmasının eklem ağrısını (artralji) önemli ölçüde azalttığını belirtmiştir. Araştırmacılar ağrıda azalmanın sadece 3 ay sonra görüldüğünü belirtse de 12 ay boyunca egzersiz programına devam eden kadınlarda büyük fayda (eklem ağrısında 30% azalma) sağladığını belirtmiştir. Bu egzersizler her hafta 150 dakika aerobik egzersizi ve haftada iki kere gözetmen eşliğinde güç artırıcı antrenmandan oluşmuştur. Esas alınan en kötü ağrı skoru egzersiz yapan kadınlarda 5.6, egzersize fazla zaman ayırmayan kadınlarda 5.9 olmuştur. Aktif olan kadınlarda en kötü ağrı skoru ortalama 1.6 puan (29%) azalırken, fazla aktif olmayan kadınlarda bu puan 0.2 olarak kaydedilmiştir.

Meme kanseri riski

Cancer Epidemiology’de yayımlanan son çalışmalardan biri olan “Biyobelirteçler ve Korunma”, düzenli hafif egzersizin menopoz sonrası kadınlarda invazif meme kanseri riskini azaltmasıyla ilişkili olduğunu göstermiştir. 4 yıl boyunda her hafta 4 saat yürüyüş yapan kadınlarda, aynı süre içinde daha az egzersiz yapan kadınlara nazaran, hastalık riskinin 10% azaldığı görülmüştür. Araştırmacılar düzenli egzersiz yapmanın önemini vurgulamıştır: 5 - 9 yıl boyunca her hafta 12 saatten fazla egzersiz yapan kadınlar arasında, egzersizi azaltan kadınlarda devamlı egzersiz yapan kadınlara nazaran meme kanseri riski önemli ölçüde artmıştır.

Prostat kanseri

Oncology Nursing Forum’da yayımlanan bir çalışma gözetmen eşliğinde grup egzersizi programlarının prostat kanserli hastaların fiziksel ve ruhsal sağlığını artırdığını ve çok ihtiyaç duyulan duygusal ve sosyal desteği sağladığını göstermiştir. Araştırmacılar fizyolog tarafından yürütülen grup egzersiz programına katılan 12 hasta ile görüşmüştür. Prostat kanserine özel egzersiz grubuna katılmanın, hastalarda sağlık konusunda destek almalarını engelleyen önyargılı düşüncelerin kırılmasını sağladığı tespit edilmiştir. Araştırmacılar grup egzersiz programlarının, prostat kanseri hastalarının destek bakım hizmetlerine dahil edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.

Akciğer kanseri

Journal of Thoracic Oncology’de yayımlanan çalışma; belirtileri azalttığı, egzersiz toleransını ve yaşam kalitesini artırdığı ve cerrahi sonrası komplikasyonları ve hastanede kalış süresini azalttığı için egzersiz ve fiziksel aktivitenin akciğer kanserli hastalar için tedavi seçenekleri arasında olması gerektiği sonucuna varmıştır. Araştırmacılar akciğer kanseri olan hastaların çoğunun hekimlerinden fiziksel aktivite ve egzersiz konusunda yol göstermelerini istediklerini ve teşhis ve tedavi süresince, öncesinde ve sonrasında egzersiz önermeleri için hekimlerini cesaretlendirdiklerini tespit etmiştir.

Yumurtalık kanseri riski

Fiziksel aktivite ve yumurtalık kanseri riski arasındaki ilişkiye dair kanıtlar yetersiz olsa da araştırmacılar bu hasta grubunda çalışmalarına devam etmektedir. Gynecologic Oncology’de yayımlanan değerlendirmede, kanıtlar yetersiz olmasına rağmen hekimlerin yumurtalık kanserli hastaları fiziksel aktivite konusunda teşfik etmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu değerlendirmeye epitelyal yumurtalık kanseri riski ile fiziksel aktivite arasında koruyucu etki bulabilen 26 çalışma dahil edilmiştir. Bu çalışmaların çoğu oldukça aktif olan kadınlarda riskin %30-60 arasında azaldığını göstermiştir. Ancak kohort çalışmalar önemli bir ilişki göstermemiştir.

Kolorektal kanser

Journal of Clinical Oncology’de yayınlanan bir çalışmada kolorektal kanser tanısı konan hastalarda fiziksel aktivite ve oturarak geçirilen boş zamanın etkileri incelenmiştir. Katılımcılar, kolorektal kanser tanısı öncesi ve sonrasında fiziksel aktivite ve boş zaman temeline dayalı anket sorularını yanıtlamıştır. Haftada 8.75 veya daha fazla metabolik denklik (MET)-saat fiziksel aktivite (haftada yaklaşık 150 dk. yürüyüşe eşit) yapan katılımcılarda, haftada 3.5 MET-saatten az fiziksel aktivite yapan katılımcılara nazaran tüm nedenlere bağlı ölüm oranının azaldığı görülmüştür. Buna ek olarak her gün boş zamanlarında 6 veya daha fazla saati oturarak geçirenlerde 3 saatten daha az oturarak geçirenlere nazaran tüm nedenlere bağlı ölüm oranının arttığı gözlenmiştir.

Mide kanseri riski

British Journal of Sports Medicine’da yayımlanan çalışmada, mide kanseri riski ile fiziksel aktivite arasında bir ilişki olup olmadığı araştırılmıştır. 7 prospektif kohort ve 4 vaka kontrol çalışması kullanılarak yapılan araştırmada, yeterli fiziksel aktivite ve mide kanseri riski arasında az da olsa bir ilişki bulmuştur. Sigara kullanımı ve kanser alt türü gibi diğer faktörler bu ilişkiyi zayıflatmıştır.

Lösemi

Integrative Cancer Therapies’de yayımlanan bir çalışmada, kemoterapi tedavisi devam eden akut lösemi hastaları için hastane içi egzersiz programının olabilirliği test edilmiştir. Çalışmaya 10 hasta katılmış ve vücut ağırlıkları, vücut kompozisyonu, kardiyorespiratuvar dayanıklılık, halsizlik, depresyon ve yaşam kalitesi temelde ve tedavi sonunda değerlendirilmiştir. Aerobik ve güç artıran egzersizler günde iki kere 30 dk’dan haftada 3 kere yapılmıştır. Hastaların kardiyorespiratuvar dayanıklılığında önemli bir artış görülürken, halsizlik ve depresyon skorunda azalma tespit edilmiştir.

Baş ve boyun kanserleri

Yapılan çalışmada kemoradyoterapi tedavisi gören 48 baş boyun kanserli hastada işlevsel kapasite ve yaşam kalitesi üzerinde egzersizin etkileri değerlendirilmiştir. Hastalar egzersiz ve kontrol grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Egzersiz grubu 6 hafta boyunca gözetmen eşliğinde egzersiz programını uygularken, kontrol grubu fiziksel aktiviteyle ilgili eğitim almıştır. Çalışmada, 6 dakikalık yürüyüş mesafesi kullanılarak hastaların kendi sağlık durumları ve ağrı ölçekleri ile ilgili verdikleri bilgiler değerlendirilmiştir. 6 hafta sonra egzersiz grubunda 6 dakikalık yürüyüş mesafesi 42 m ile gelişme gösterirken, kontrol grubu 96 m ile düşüş göstermiştir. Bunun yanında, egzersiz grubunun ruhsal durumunda gelişme yaşanırken, kontrol grubunun hem fiziksel hem de ruhsal durumunda düşüş görülmüştür.

Pankreas kanseri

Araştırmacılar tek vakayla yaptıkları çalışmada, adjuvan tedavisi süren 49 yaşında evre-IIb pankreas kanseri olan hastada, gözetmen eşliğinde 6 aylık egzersiz programının etkinliği ve güvenilirliği değerlendirilmiştir. Bu program haftada iki kere dayanıklılık ve aerobik egzersizinden oluşmuştur. Hastanın programı iyi tolere ettiği 6 aylık sürede 73% katılım gerçekleştirdiği görülmüştür. Hastada fiziksel kapasite ve işlevsel yetisi, hastalığa bağlı yaşam kalitesi, kansere bağlı halsizlik, uyku kalitesi ve psikolojik üzüntü açısından hem 3 ayda hem de 6 ayda gelişme tespit edilmiştir.

Multipl miyelom

Avustralya’da yapılan bir çalışma, yakın zamanda multipl miyelom tedavisi görmüş hastalarda fiziksel aktivitenin faydalarını ve engellerini anlamak için yürütülmüştür. Faydaları (psikolojik ve sosyal faydaları) ve engelleri (tedavinin belirtilerinden ve yan etkilerinden kurtulmak ve düşük motivasyon) katılımcılarla yapılan görüşmeler kullanılarak değerlendirilmiştir. Tüm katılımcılar yürüyüş ve bahçe işleri gibi hafif ve orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapmış olsalar da erkeklerden çok kadınlar fiziksel aktivitenin fayda sağladığını bildirmiştir. Bunun yanında, otolog kök hücre nakli ile tedavi gören hastalar da fiziksel aktivitenin faydalı olduğunu belirtirken, kemoterapi ve radyoterapi gibi diğer tedavileri alan hastalar daha çok ağrı engeliyle karşılaşmıştır.

Böbrek kanser riski

Medicine & Science in Sports & Exercise’de yayımlanan bir çalışma, böbrek kanser riski oranının bilinen diğer risk faktörlerinden bağımsız olarak yürüyüş ve koşu ile azalabileceğini tespit etmiştir. Yaş ve cinsiyet düzenlemesi sonrası her hafta yapılan koşu veya yürüyüş, her metabolik denklik (MET)-saatte riski 1.9% oranında düşürmüştür. Aşağıda önerilen koşu veya yürüyüş seviyeleri ile karşılaştırıldığında (haftada < 7.5 MET-saat), fiziksel aktivite önerilen seviyede ise 61%, önerilen seviyeden 1-2 kat fazlaysa 67% , 2 veya 2 katından fazlaysa 76.3% oranında böbrek kanser riski azalmıştır.

Beyin kanser riski

The National Runners’ and Walkers’ Health Studies’den alınan bilgilerle egzersizin beyin kanserine bağlı yaşam kaybı (mortalite) oranları üzerindeki etkisini sorgulamıştır. Yaş, cinsiyet, ırk, eğitim vs. düzenlemesi yapıldıktan sonra, beyin kanserinde ölüm riski günde 1.8 - 3.5 metabolik denklik (MET)-saat egzersiz yapanlarda 43.2% azalırken, günde ≥ 3.6 MET-saat egzersiz yapanlarda 39.8% oranında azalmıştır ( günde < 1.8 MET-saat temel alınarak karşılaştırma yapılmıştır). Araştırmacılar, yürüyüş ve koşu ile harcanan enerjinin beyin kanserine bağlı ölüm riskindeki azalma ile ilişkili olduğu sonucuna varmıştır.

Endometriyal (rahim) kanser riski

The American Institute for Cancer Research ve The World Cancer Research Fund International, Amerika’da endometriyal kanser vakalarının yaklaşık 60%’ının düzenli egzersiz ve sağlıklı kiloda kalınmasıyla önlenebileceğini gösteren bulguları yayınlamıştır. Obez kadınlarda endometriyal kanser riski, vücutlarındaki aşırı yağ oranının önemli risk faktörü olması nedeniyle ikiye katlanmaktadır. Günde en az 30dk egzersiz yapmanın ve sağlıklı vücut kitle indeksini korumanın endometriyal kanser oranını 59% azalttığı görülmüştür. Egzersiz kanserin tekrarlamasını da engelleyebilir.

Sarkom

Journal of Sports Science & Medicine’da yayınlanan bir çalışma, devamlı yapılan egzersizin farelerde sarkom tümörünü yaklaşık 50% küçülttüğünü göstermiştir. Düzenli egzersizin bazı kanser türlerinde ilerlemeyi ve oranlarını azaltma gücü olduğu düşüncesinden yola çıkan araştırmacılar, 3 ayrı grupta farelere murin sarkom hücreleri nakletmiştir. Bu 3 gruptaki fareler: kontrol fareleri, tümör nakli yapılana kadar egzersiz yapan fareler ve tümör naklinden sonra egzersize devam eden fareler olarak ayrılmıştır. Araştırmacılar, altında yatan mekanizma bilinmese de nakil sonrası egzersize devam eden farelerde tümör boyutunun önemli ölçüde küçüldüğü sonucuna varmıştır.