Kansere bağlı yaşam kayıplarının yüzde 90‘ından metastazlar sorumludur. Son yıllarda yapılan çalışmalar kanserin yayılmasını önleyen tedavi stratejileri geliştirmeye yönelik çalışmalardır. Eylül 2016’da saygın bilim dergisi Nature Communications’da yayımlanan çalışmaya göre yeni geliştirilen gen terapi tekniği kanser hücrelerinin başka doku ve organlara yayılmasını engelleyebilir.

Kanser hücresel seviyede genetik bir hastalıktır. Genlerde meydana gelen mutasyonların birikmesi sonucu hücre kontrolsüz çoğalmaya başlar. Gen tedavisi ise mutasyona uğrayan bu tip genlerin sağlıklı genler ile değiştirilmesini veya diğer genetik tekniklerle manipülasyonunu içerir. Bu sebeple kanserin ortaya çıkışını hedef alan gen tedavisi büyük umut vaat etmektedir.

Çalışma

Bu araştırmada, kanser hücrelerinde ileri genetik analizler yapılarak tek nükleotid polimorfizmler (Single Nucleotide Polymorphism = SNP), mikroRNA’lar ve meme kanseri hücrelerinin metastaz yapmasını sağlayan genler karşılaştırılmıştır.

Tek nükleotid poliformizmler, bireylerde meydana gelen genetik bilgideki farklılıklardır. Tek nükleotid poliformizmlerin artan kanser riskinde ve ilaçlara verilen yanıtta etkili olduğunu biliyoruz.

mikroRNA’lar ise genlerin “ne zaman ve hangi durumda” aktif olacağını belirlerler. Araştırmacılar bu çalışmada meme kanserinde etkili olan genetik varyasyonları ve bununla ilişkili mikroRNAları tespit etmeye çalışmışlardır.

Araştırma Sonuçlarına Göre;

  • rs1071738 adlı tek nükleotid poliformizminin metastazda rol oynadığı tespit edilmiştir. Bu tek nükletoid poliformizmin miR-96 ve miR-182 adlı iki mikroRNA’nın bağlanmasını engellediği, buna bağlı olarak kanser hücrelerinin diğer doku ve organlara yayılmasını sağlayan Palladin adlı proteinin miktarının arttığı gözlemlenmiştir. Bir başka deyişle mikroRNA’lar normal koşullarda bu proteinin üretilmesini baskılamaktadır. Ancak bağlanamadıklarında protein üretimi artmaktadır.

Araştırmacılar aynı zamanda miR-96 ve miR-182 mikroRNA’larını içeren nanopartikülleri tasarlayarak kanser hücrelerine hücre kültürü ve fare modellerinde denemişlerdir. Hücrelere gönderilen mikroRNA’lar “Palladin” proteininin üretilmesini engelleyerek kanser hücrelerinin metastaz kabiliyetini azalttığı gözlenmiştir. Nanopartiküllere kemoterapi ilacı sisplatin eklendiğinde, birincil tümör büyümesi ve metastazında ciddi azalmalar görülmüştür.

Peki Bu Çalışma Klinik Açıdan Ne İfade Ediyor?

  • Kanser biliminin karanlık noktalarından biri olan metastazı hedef alan ilk genetik terapilerden biridir. Nanoteknoloji ve genetik biliminin katkısıyla etkili bir tedavi yöntemi sunulmuştur.
  • Erken evrede teşhis edilen bir kanserde, primer tümör için kemoterapi uygulanırken buna ek olarak metastazı önlemek için gen terapisi denenebilir.