Bu yazımızda, yeni ilaç geliştirme ve onay süreçlerinden kısaca bahsettikten sonra, 2014 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA)  tarafından kullanımına onay verilen yeni kanser ilaçlarından bahsedeceğiz... Hastalıkların tanısı, tedavisi ve hastalıklardan korunma için kullanılan ve bedenin fonksiyonu veya yapısını etkileyen ürünlere ilaç denir. Yeni kullanılmaya başlanacak herhangi ilaç, ciddi bir değerlendirme ve onay sürecinden geçmelidir. Yeni ilaçlar için her ülkenin kendine özgü onay, ruhsatlandırma ve geri ödeme mekanizmaları olmakla birlikte, bu konuda öncü kurum Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi’dir.

İlaç Onay Süreçleri:

Erken Test: Potansiyel bir ilacın keşfinden sonra, ilacın canlı hücrelerle nasıl etkileştiğini ve ne kadar toksik olduğunu test etmek için yapılan laboratuvar çalışmalarıdır.

Hayvan Testleri: Laboratuvar çalışmaları sonrası umut vaad eden bir ilaç, ne kadar güvenli olduğunun test edilmesi amacıyla hayvan deneylerinde kullanılabilir. Bu sayede ilacın yan etkileri ve tedavi edici gücü hakkında da fikir edinilir.

Yeni İlaç Araştırma Uygulamaları:

Laboratuvar ve hayvan çalışmaları umut vaad edici sonuçlar verirse, ilaç üreticisi firma FDA’ya yeni ilaç araştırma uygulamaları (klinik çalışmalar) için başvurur.

Klinik Çalışmalar: eğer FDA yeni ilaç araştırma uygulamalarına onay verirse, insan katılımcılardan oluşan klinik çalışmalara başlanır. Klinik çalışmalar fazlara ayrılır:

  • Faz 1 çalışmalar, tipik olarak 100 kişiden daha az katılımcı vardır ve temel hedef ilaç güvenliğini test etmektir. Çoğunlukla katılımcılar sağlıklı gönüllülerden oluşur.
  • Faz 2 çalışmalar, yüzlerce katılımcı ile yapılan klinik çalışmalardır. Belli hastalıklar ve durumlar için ilacın en uygun dozu araştırılır. Çoğunlukla katılımcılar hastalardan oluşur.
  • Faz 3 çalışmalar, yüzlerce veya binlerce katılımcıdan oluşan çalışmalardır. İlacın güvenliği ve etkinliği test edilir. Bu çalışmalarda araştırılan ilaç, çoğunlukla plasebo adı verilen ilaç etkinliği olmayan ürünlerle veya araştırılan ilacın alanında daha önce onay almış diğer ilaçlarla karşılaştırılır.

Onay Almış Yeni İlaç Uygulamaları:

Klinik çalışmalar tamamlandıktan sonra, ilaç üreticisi firma yeni ilaç uygulaması için başvuruda bulunur. FDA standart yeni ilaçları 10 ay, çok önemli yeni ilaçları 6 ay boyunca yakın takibe alır. Sonuçta FDA ilaca onay verirse, ilacın prospektüsü hazırlanır ve piyasaya sürülür.

Satış Sonrası Takip:

İlacın onaylanmasından sonra, prospektüs bilgileri çoğunlukla yan etkiler üzerinden güncellenebilir. İlaç üreticisi firma ilacın güvenlik güncellemeleri için başvuruda bulunabilir, ayrıca hekimler veya hastalar ilaçla ilgili ciddi yan etkileri bildirebilir.

Yeni bir ilacın geliştirilme süreçlerinden kısaca bahsettik. Şimdi gelin hep birlikte 2014 yılında FDA tarafından kanser alanında kullanılmak üzere onay verilmiş önemli birkaç ilacı inceleyelim:

Akynzeo (Netupitant ve Palonosetron)

10 Ekim 2014 tarihinde FDA’dan onay alan Akynzeo, kemoterapiye bağlı bulantıyı ve kusmayı tedavi etmek için üretilen ve iki ayrı ilacın birleştirilmesiyle oluşmuş destekleyici bir ilaçtır. Netupitant etkisini ağrıda etkili olan Substans P üzerinden gösterirken, Palonosetron ise 5HT3(serotonin) adlı molekülün bağlanması gereken yere etki ederek fonksiyon göstermektedir. Akynzeo, kemoterapi alan hastalarda, ani başlabilen veya geç dönemde görülen yan etkiler olan mide bulantısı ve kusmayı engelleme açısından avantaj sağlamaktadır. Çoğu kanser ilacının neden olduğu genel yan etkileri göstermektedir.

Beleodaq (Belinostat)

3 Temmuz 2014 tarihinde FDA onayı alan Beleodaq, tedavi sonrası hastalığın tekrarlandığı veya tedaviye hiç yanıt alınamamış nadir görülen ve hızla gelişen bir lenf kanseri türü olan Periferal T Hücreli Lenfomalarda (PTCL) kullanılmaktadır. PTCL tedavisinde onay alan 3. ilaç olan Beleodaq, hücrenin yaşam döngüsünde etkili olan HDACs (histon deasetilaz) molekülünün etkili olmasını engelleyerek kanser hücrelerinin ölümünü sağlamaktadır. Beleodaq ile mevcut tedavi seçenekleri artmıştır. Çoğu kanser ilacının neden olduğu genel yan etkilere sebebiyet vermektedir.

Blincyto (Blinatumomab)

3 Aralık 2014 tarihinde FDA’dan onay alan Blincyto, tedaviye dirençli B Hücreli Akut Lenfoblastik Lösemi tanısı alan hastalarda kullanılmaktadır. Bu lösemi, kemik iliğinde aktif olmayan B hücrelerinin ileri derecede artmasıyla karakterize bir kan kanseridir. Blincyto, CD19 ce CD3 üzerinden kanser hücreleriyle savaşan lenfositleri tutar. Bu etki mekanizması ile onay alan ilk ilaçtır. Nefes almada zorlanma ve düşük kan basıncı en önemli yan etkileridir.

Cyramza (Ramucirumab)

12 Aralık 2014 tarihinde FDA onayı alan bir diğer ilaç Cryamza’dır. İleri evre (metastatik) küçük hücre dışı akciğer kanserleri tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Küçük hücre dışı olanlar, akciğer kanserlerinin en yaygın görülen tipidir. Cryamza, tümörü besleyen yeni damar oluşumunu engelleyerek etki gösterir. Akciğer kanseri tedavisinde etkinliği kanıtlanmış diğer kemoterapi ilaçlarıyla (dosetaksel gibi) birlikte kullanılması açısından faydalı bulunmuştur. Yüksek tansiyon ve ishal gibi yan etkileri görülmüştür.

Keytruda (Pembrolizumab)

4 Eylül 2014 tarihinde FDA onayını alan Keytruda, diğer ilaçlara yanıt vermemiş veya ilerleme gösteren veya cerrahi olarak çıkartılamayan melanom tedavisinde kullanılmaktadır. Melanom, cilde rengini veren melanositlerin kanseridir. Bağışıklık sisteminin baskılanmasında etkili olan PD1 adlı molekülün hücre içi çalışmasını engelleyerek iş görmektedir. Keytruda 2011’den bu zamana kadar melanom tedavilerinde kullanılmak üzere onay alan altıncı ilaç olmasına rağmen hücresel yolağa etki eden ilk ilaç olma özelliğini göstermektedir. Çoğu immünoterapi ilacının gösterdiği genel yan etkilere neden olmaktadır.

Lynparza (Olaparib)

19 Aralık 2014 tarihinde FDA onayını alan Lynparza, BRCA geninde mutasyona (genetik değişiklik) sahip ileri evre yumurtalık kanserli kadınlarda tedavi amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Lynparza, DNA hasarını tamir eden PARP enziminin çalışmasını engelleyerek iş görmektedir. Çoğu kanser ilacının neden olduğu genel yan etkilerin yanı sıra Myelodisplastik Sendrom/Akut Myeloid Lösemi oluşturması açısından dikkatli olunmalıdır.

Opdivo (Nivolumab)

4 Mart 2014 tarihinde FDA onayını alan Opdivo, ileri evre yassı hücreli akciğer kanserli hastalarda, standart tedavi olarak adlandırılan platin içerikli ilaçlar (sisplatin, karboplatin) sonrası yanıtsızlık gelişmesi durumunda kullanılmaya başlanmıştır. Opdivo, immun sistem hücrelerimizi baskılayan PD-1 proteininin aktivitesine engel olmaktadır ve böylece immün sistem hücrelerimiz çalışmasını sürdürebilmektedir. Opdivo, daha önce melanom tedavisinde de onay alan bir immünoterapi ilacıdır. En önemli yan etkisi isilik olarak gösterilmiştir.

Zydelig (İdelalisib)

23 Temmuz 2014 tarihinde FDA onayını alan Zydelig, yinelemiş Non Hodgkin Lenfoma’da, yinelemiş löseminin bir türünde ve kombine kullanılmak üzere yinelemiş Kronik Lenfositik Lösemi tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Etki mekanizması, kan kanserlerine yol açabilecek küçük bir molekül olan PI3K’yı (fosfoinositid 3 kinaz) hücre içi yolaklardan baskılamak şeklindedir.

Zykadia (Ceritinib)

29 Nisan 2014 tarihinde FDA onayını alan Zykadia, bir ALK (anaplastik lenfoma kinaz) tirozin kinaz baskılayıcı ilaçtır. ALK tirozin kinaz reseptörü (almaç), insanlarda ALK geni tarafından kodlanan bir enzimdir. Bu diğer bazı genlerle füzyona uğradığında (birleşme), çeşitli hastalıkları tetikleyebilir. EML4-ALK füzyon geni akciğer adenokanserlerin yaklaşık %5'inden sorumludur. Ceritinib bu füzyona uğramış genin aktivitesi baskılar. Bu ilaç şu hasta grubunda onay almıştır: ALK (anaplastik lenfoma kinaz) pozitif metastatik küçük hücre dışı akciğer kanseri ve daha önce başka bir ALK tirozin kinaz inhibitörü olan crizotinib ile tedavi görmüş olma. Akciğer kanserinde FDA onayını alan 4. ilaç olan Zykadia, çoğu kanser ilacının neden olduğu genel yan etkileri göstermektedir.

Somatuline (Lanreotide)

16 Aralık 2014 tarihinde FDA onayını alan Somatuline, vücudun normal dokusuna iyi veya orta derecede benzerlik göstermiş, ameliyatta çıkarılamamış, bölgesel olarak ilerlemiş veya yayılım gösteren Gastroenteropankreatik Nöroendokrin tümörlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Gastroenteropankreatik Nöroendokrin tümörler, sinir ve hormon sisteminden çıkan tümörlerin, mide-pankreas-bağırsak gibi organları tutan bir alt dalıdır. Vücudumuzda salgılanan başlıca büyüme üzerine etkileri olan Somatostatin adlı hormona benzer fonksiyonlar göstererek etkili olduğuna inanılmaktadır. En çok görülen yan etkisi ise kusma olarak bildirilmiştir.

Jakafi, Jakavi (Ruxolitinib)

4 Aralık 2014 tarihinde FDA onayını alan Jakafi, kan hücresi azaltıcı olan hidroksiüreye karşı vücudun verdiği yanıtın yeterli olmadığı Polisitemi Vera’lı hastaların tedavisinde kullanılmaktadır. Polisitemi Vera, kemik iliğinde üretilen alyuvarların (kırmızı kan hücresi) aşırı derecede yapılması sonucu oluşan bir kök hücre hastalığıdır. Jakafiler, JAK1 ve JAK2 (janus kinaz) adlı kan hücresi üretiminde ve bağışıklık yanıtında etkili olan moleküllerin fonksiyon görmesini engelleyerek etkinliğini gösterir. En sık yan etkileri kansızlık, baş ağrısı gibi çoğu kanser ilacının gösterdiği yan etkilerdir.

Altuzan (Bevacizumab)

14 Kasım 2014 tarihinde FDA onayını alan Altuzan, platin (sisplatin, carboplatin) dirençli, yineleyen over (yumurtalık), fallop tüpü (yumurtalık tüpü) veya karın zarımız peritonun kanserlerinde paklitaksel, topotekan gibi ilaçlarla birlikte verilerek tedavi amaçlı kullanıma başlanmıştır. Fallop tüpü, rahim ile yumurtalıklar arasında kalan bölümdür. Altuzan, etkisini tümörü besleyen yeni kan damarlarının oluşumunu engelleyerek gösterir. Daha önce de birçok kanser türünde (kalın bağırsak, beyin, rahim ağzı) etkinliği kanıtlanan Altuzan, böylelikle over, fallop tüpü ve periton kanserlerinin tedavisinin bir parçası olmuştur. En çok görülen yan etkileri yüksek tansiyon, kan hücrelerinden olan nötrofillerin azalması ve sinir sisteminde yaptığı hasarlardır.

Purixan (Mercaptopurine)

28 Nisan 2014 tarihinde FDA onayını alan Purixan, Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) tedavisinde diğer ilaçlarla birlikte verilerek kullanılmaktadır. Mercaptopurine, ALL tedavisinin tamamlayıcı bileşenidir. HGPRTase adlı enzimin çalışmasını aktifleyerek kanserli hücrenin ölümünü sağlamaktadır. Yan etkiler olarak kemik iliğinin, karaciğerin, bağışıklık sisteminin çalışmalarını baskılamaktadır.

Sylvant (Siltuximab)

23 Nisan 2014 tarihinde FDA onayını alan Sylvant, insan bağışıklık yetmezlik virüsü HIV ile uçuk virüsü HHV -tip 8- in görülmediği, çok merkezli Castleman Hastalığı’ nda tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Castleman Hastalığı, lenfoid dokularda üretilen kan hücrelerinden, B lenfositlerinin ve plazma hücrelerinin anormal şekilde artması sonucu görülen lenf nodu aşırı gelişimidir. Siltuximab, bu hücrelerin yapımında etkili olan IL-6 adlı molekülün işlev görmesini engellemektedir. En sık görülen yan etkileri; kaşıntı, kilo alımı, isilik, aşırı üre yapımı, üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır.

Imbruvica (Ibrutinib)

12 Şubat 2014 tarihinde FDA onayını alan Imbruvica, öncesinde tedavi alan Kronik Lenfositik Lösemi tanılı hastalarda kullanılmaktadır. Ibrutinib, daha önce 2013 Kasım’ında, nadir görülen lenfomalardan olan Mantle Hücreli Lenfomalarda kullanılmak amacıyla FDA onayını almıştır. Küçük bir molekül olan BTK’nın aktif bölümüne bağlanan Ibrutinib, bağışıklıkta etkin rol alan B hücrelerin yapması gereken işlerine engel olmaktadır, aynı zamanda klinik dışı yapılan çalışmalar kanserli B hücrelerinin çoğalmasını engellediği yönündedir. Çoğu kanser ilacının gösterdiği genel yan etkilere neden olmaktadır.

Arzerra (Ofatumumab)

17 Nisan 2014 tarihinde FDA onayını alan Arzerra, öncesinde fludarabine temelli ilaç tedavisine yanıt alınamamış Kronik Lenfositik Lösemi tanılı hastalarda klorambusil ile birlikte verilerek kullanılmaktadır. Ofatumumab, B hücrelerinin üzerinde bulunan CD20 adlı moleküle etki ederek bu hücrelerin parçalanmasına neden olmaktadır. En sık görülen yan etkileri ise beyaz kan hücresi düşüklüğü (nötropeni), baş ağrısı, uçuk virüsüne duyarlılık, alt solunum yolu enfeksiyonları, eklem ağrıları ve karın ağrısıdır.