Kanserin nasıl başladığı ve nasıl yayıldığına dair sık duyulan söylemler (bilimsel olarak yanlış olan), özellikle de eski teoriler kaynak alındığında, anlamlıymış gibi gelebilir. Ancak kanser hakkında edinilen yanlış fikirler, gereksiz endişeye kapılmaya hatta etkin bir korunma ve tedavi kararını engellemeye yol açabilir. Önümüzdeki birkaç yazıda, kanserle ilgili sık duyulan bu söylemleri ve yanlış algılarla ilgili bilime dayalı elde edilen güncel bilgileri bulabilirsiniz.

Şeker Tüketmek Kanseri Daha da Kötüleştirir Mi?

Hayır. Araştırmalar kanser hücrelerinin normal hücrelere göre daha fazla şeker (glukoz) tükettiğini gösterse de, bu araştırmaların hiçbirinde şeker yiyerek kanserin kötüleştiği ya da şeker tüketimini kestiğinde kanserin küçüldüğü veya yok olduğu görülmemiştir. Ancak fazla şekerli besin tüketimi kilo alımına katkıda bulunabilir. Obezitenin, en az 10 kanser türünün gelişme riskini artırdığı da bilinen bir gerçektir.

Yapay Tatlandırıcılar Kansere Neden Olur Mu?

Hayır. Araştırmacılar yapay tatlandırıcıların (sakarin, siklamat, aspartam, asesülfam potasyum, sukraloz, neotam) güvenliğini görmek adına bazı çalışmalar yürütmüş ve insanda kansere neden olduğuna dair bir kanıt bulmamıştır. Siklamat dışında tüm bu yapay tatlandırıcıların Amerika’da satışı Amerikan İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmıştır.

Kanser, Yaşam Kaybı Mı Demektir?

Bizim gibi tıbbın gelişmiş olduğu ülkelerde, son 20 yılda kansere bağlı yaşam kaybı olasılığı istikrarlı bir şekilde azalmaktadır. Günümüzde meme, prostat ve tiroid gibi bazı kanser türlerinde 5 yıllık sağkalım oranları %90’ın üzerine çıkmıştır. Tüm kanserler için 5 yıllık sağkalım oranı ise yaklaşık %66’dır.

Bu oranların çok sayıda kişiden elde edilen verilere dayalı olduğunu belirtmekte fayda vardır. Kanser hastasının ne kadar yaşayacağı ve hayatta kalıp kalmayacağı kanserin hızlı veya yavaş gelişimi, vücuda ne oranda yayılım gösterdiği, etkili tedavinin mevcut olup olmadığı ve hastanın genel sağlık durumu gibi birçok etkene bağlıdır. Öte yandan kanser alanında sürdürülen soluksuz bilimsel çalışmalar sayesinde her geçen gün daha fazla sayıda yaşam kurtulmaktadır.