Amerikan Radyasyon Onkolojisi Topluluğunun yıllık toplantısında sunulan çalışmada; ileri evre küçük hücreli akciğer kanserlerinde kemoterapi ve koruyucu beyin radyoterapisinin yanında göğüs duvarı radyoterapisinin uygulanması, gerek hastalığın seyri, gerekse sağkalım süreleri açısından avantaj sağlamaktadır.

Akciğer kanserleri, hücrelerin mikroskop altında izlenen görüntüsüne göre küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli-dışı akciğer kanseri olmak üzere 2 ana gruba ayrılır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserleri daha sık görülen ama daha iyi seyirli grubu oluştururken, küçük hücreli akciğer kanserleri daha nadir görülen ama çok daha hızlı ve agresif seyirli olan grubu oluşturur. Öyle ki; çoğu kez tanı konulduğunda hastalık diğer organlara da yayılmış olarak bulunur ve tedavi sürecinde de yayılımın (metastaz) devam etmesi olasıdır. Bunun yanında belirtmek gerekir ki; bu kanser sigara içimiyle ilişkinin en yüksek olduğu akciğer kanseri türüdür ve sigara içmeyenlerde görülmesi oldukça nadirdir.

Küçük hücreli akciğer kanserlerinde temel tedavi; kemoterapidir. Cerrahi, çoğunlukla hastalık teşhis edildiğinde yayılım göstermiş olduğundan ve agresif seyrettiğinden mümkün olmamakla birlikte nadiren küçük tümörlerde uygulanabilmektedir. Bunun yanında bu kanserin, beyine çok sık yayılım göstermesi nedeniyle de önlem amaçlı beyine koruyucu radyoterapi (profilaktik kranial ışınlama) uygulanmaktadır. Ancak, bu hastalarda akciğerlerdeki tümörün kontrolü halen en önemli sorunu oluşturmaktadır. Bu tümörün kontrolü adına kemoterapinin yanında, göğüs duvarına radyoterapi uygulanmasının yararlı olabileceği düşünülse de, konuyla ilgili yapılmış çalışmaların kanıt düzeyi, hastalara bu yöntemi kesin bir dille önermek için yetersizdir. Bu nedenle geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışmada, bu hastalarda göğüs duvarına radyoterapi uygulanmasının hastalığın ilerlemesine ve genel sağkalım sürelerine etkisi ele alınmıştır.

Amerikan Radyasyon Onkolojisi Topluluğunun yıllık toplantısında sunulan çalışmada; 498 kemoterapiye yanıt veren ileri evre (yayılmış) küçük hücreli akciğer kanserli hasta yer almıştır. Çalışmada hastaların bir kısmına kemoterapi, koruyucu beyin radyoterapisi ve göğüs duvarı radyoterapisi verilirken, diğer gruba sadece kemoterapi ve beyine koruyucu radyoterapi uygulanmıştır ve gruplar yaklaşık 24 ay takip edilmiştir. Sonuçlar analiz edildiğinde; göğüs duvarı radyoterapisi uygulanan grupta 2 yıllık sağkalım sürelerinin anlamlı derecede daha yüksek olduğu görülmüştür. (%13’e karşılık %3). Bunun yanında hastalığın ilerlemesinin 6 aylık süreyle durması (6 aylık progresyonsuz sağkalım) da yine göğüs duvarı radyoterapisi verilen hastalarda daha yüksek oranda olmuştur (%24’e karşılık %3).

Sonuç olarak bu çalışmaya göre; ileri evre (yayılmış) küçük hücreli akciğer kanserlerinde kemoterapi ve koruyucu beyin radyoterapisinin yanında göğüs duvarı radyoterapisinin de uygulanması, gerek hastalığın seyri, gerekse sağkalım süreleri açısından avantaj sağlamaktadır. Bu noktadan sonra bu tedavi stratejisinin, yapılacak yeni çalışmalarla desteklenip, diğer etmenler de göz önünde bulundurulduktan sonra klinik uygulamalara yansıtılması en doğru yaklaşım olacaktır.