Meme kanseri, geçmişte erkeklerde kadınlara göre çok daha agresif seyirli ve hastanın yaşamını önemli ölçüde tehdit eden bir tür olarak görülse de günümüzde bu anlayış değişmektedir.

1980 ve 1990’lı yıllarda, meme kanseri erkeklerde ortaya çıktığında yönetimi oldukça zor kabul ediliyordu. 2000’li yıllarla birlikte erkeklerde agresif bir kanser türü olmasına rağmen aslında erkek meme kanserlerinin de kadınlarda ortaya çıkan türlere yakın olduğu belirlenmiştir.

Erkek cinsiyette tümör daha agresif

Erkeklerde meme kanserinin kadınlara göre daha agresif bir seyir göstermesinin en önemli nedenlerinden biri tümörün karakteridir. Yani tümör biyolojisi olarak tanımlanan durum, tümörün oluşumunun ardından meme içinde, koltuk altında veya uzak organlara yayılıp yayılmayacağını belirleyen tümöre özgü faktörlerdir. Tümörün biyolojisini etkileyen bireye özgü faktörlerden bir diğeri ise bireyin yaşıdır.

Genç yaşta tümör ileri yaşa göre daha agresiftir

Tümörün biyolojisini etkileyen bir faktör de yaştır. 30 yaşında doğurganlık çağında olan bir kadın ile 60 yaşında ortaya çıkan meme kanseri aynı seviyede seyretmez. Yani yaş ilerledikçe tümörün agresif olma özelliği de giderek azalır. Yine aynı şekilde genç bir kadında tümör daha agresif olduğu gibi genç bir erkekte de aynı şekildedir. İleri yaş bir kadında meme kanseri davranışı, ileri yaşta bir erkekte de daha az agresif özelliktedir.

Erkeklerde de kadınlar gibi kişiye özel tedavi

Erkeklerde de tıpkı kadınlarda olduğu gibi başlıca dört değişik türde meme kanseri görülmektedir. Estrojen ve progesteron reseptörüne duyarlı tümörler, az duyarlı tümörler, hücre yüzeyinde bulunan HER2 algacı sinyal uyarısı sağlayan ve hücre yüzeyinde bu algacın aşırı çoğalması ile ortaya çıkan tür ve bu özelliklerin hiç birini taşımayan üçlü negatif tür olarak dört alt başlıkta gruplandırılır. Erkeklerde de bu türler aynı kadınlarda olduğu gibi tedavi edilir. Hücre türü HER2 algacı pozitif olan grupta kemoterapi ile birlikte akıllı ilaçlar kullanılır. Yani tümöre yaklaşım erkeklerde de kadınlardaki şekliyle aynıdır. Erkek hastalarda da tümörün özellikleri değerlendirilerek kişiye özgü tedaviler sunulmaktadır. Erkeklerde ortaya çıkan hormona duyarlı meme kanserinde ise yine kadınlarda olduğu gibi hormonal tedavi kullanılır.

Erkek meme kanseri kontrol edilebilir

Erkek meme kanseri hastaları için tümörün biyolojisinin kadınlardakinden farklı olarak düşünülerek, “hastanın kurtulma şansı çok düşük” gibi bir algı içinde olmak yanlıştır. Çünkü erkekte de tümörün evresi, yayılım düzeyi ve diğer özellikleri son derece önemlidir. Tedavi seçeneklerinin artması, akıllı ilaçların meme kanserinde daha geniş kullanım alanı bulması, hormonal tedavilerin etkin bir şekilde kullanımı, erkeklerin de bu konuda bilinçlenerek kendilerinde ortaya çıkan bir değişiklikte hemen doktora başvurmaları, cerrahilerin doğru uygulanması ve radyasyon onkolojisindeki teknolojik gelişmeler hastalığı yönetilebilir kılmaktadır. Bu gelişmeler, erkeklerdeki meme kanserinin tedavisine de kadınlarda olduğu gibi katkı sağlamaktadır.

Erkeklerde kendi kendine düzenli meme muayenesi ve mamografi-USG gerekli değil.

Erkeklerde de meme kanseri görülüyor. Peki böyle bir durumda ne yapmalı? Erkeklere de kadınlar gibi rutin taramalar mı yaptırmalı?

En önemli sorulardan birisi bu olsa gerek. Oysa erkekte meme kanseri konuşulurken çok fazla korkuya yer verilmemeli. Çünkü 200 kadın meme kanserine karşılık 1 erkek meme kanseri ile karşılaşılıyor. Örneğin; Türkiye’de yılda 20 bin meme kanseri vakasının yalnızca 200 tanesi erkekleri ilgilendiriyor. Bu nedenle erkeklerde rutin takipler önerilmiyor. Yani sırf kontrol amaçlı ultrason ve mamografi yaptırmak gereksiz. Erkeklerin meme dokusu daha az olduğu için cilt altı meme dokusunda küçük oluşumlar bile çok erken dönemde fark edilebiliyor. Erkeklerin sadece bilinçli olması, normal tüm sağlıklı bireylerde olduğu gibi vücudunu tanımaları ve vücudunu arada bir incelemeleri yeterli…