Yapılan bazı araştırmalar, sürekli güneş ışığına (UV) çıkma davranışı gösteren kişilerin, madde bağımlılığı olan kişilerle benzer özellikler taşıdığını göstermiştir.

Güneş ortaya çıktığında, birçoğumuz cilt kanseri riskini azaltmak için kaçınmamız gerektiğini bildiğimiz halde, sahilde güneş altında kalmadan duramayız. Cell Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, güneşin ultraviyole ışınlarının neden karşı konulamaz olduğu, nasıl endorfin (mutluluk hormonu) salgılattıkları keşfedildi. Endorfinler yani mutluluk hormonları, bir ilaç gibi davranarak gün ışığına maruziyeti bağımlılık haline getirirler.

Cilt kanseri, Amerika Birleşik Devletleri’nde en sık görülen kanser türüdür. Cilt Kanseri Vakfı’na göre her yıl 3.5 milyondan fazla cilt kanseri 2 milyondan fazla insanda teşhis edilmektedir.

Melanom olmayan cilt kanserlerinin yaklaşık %90’ı ve melanom (yaşam kaybına yol açabilen cilt kanseri türü) olan cilt kanserlerinin yaklaşık %86’sı güneş, solaryum ve ultraviyole ışık veren lambalardan kaynaklı ultraviyole (UV) radyasyona maruz kalınması sonucu oluşur.

Uzmanlar cilt kanseri riskini azaltmak için bazı önerilerde bulunmuştur.

Bunlar:

  • Güneş ışınlarının en yoğun ve sert geldiği saatlerde (gün ortası) gölgede kalmak,
  • Kolları ve bacakları örten kıyafetler giymek,
  • Geniş kenarlı şapka ve güneş gözlüğü takmak,
  • En az 30 faktörlü (SPF) güneş kremi kullanmak ve solaryumdan kaçınmaktır.

Ancak, yine de birçoğumuz güneşi tenimizde hissetmek için bu önerileri göz ardı ederiz.

Cilt kanseri ve korunma yöntemleri ile ilgili tüm bilgilere www.drozdogan.com/melanom-cilt-kanseri adresinden ulaşabilirsiniz.

Daha önce yapılan bazı araştırmalar, sürekli güneş ışığına (UV) çıkma davranışı gösteren kişilerin, madde bağımlılığı olan kişilerle benzer özellikler taşıdığını göstermiştir. Ancak, şimdiye kadar UV (güneş ışığı) bağımlılığının altında yatan mekanizma netlik kazanmamıştır. UV Maruziyeti, farelerde Psikolojik ve Davranışsal Temelli Bağımlılığa sebep olmuştur. Araştırmacılar, UV bağımlılığı arkasındaki işleyişi aydınlatmak amacıyla, fareleri traş ederek 6 hafta boyunca haftada 5 gün, UV ışınlarına maruz kalmalarını sağlayacak bir çalışma yürütmüştür.

UV ışınlarına maruz bırakılan fareler, Florida’da yaz boyunca 20-30 dk. öğle güneşine maruz bırakılmıştır, ki bu bir insanın teninin bronzlaşması için ortalama maruz kalması gereken UV ışın süresi ve miktarına eşdeğerdir.

1 hafta sonra, farelerin kan örneklerinde endorfin (mutluluk hormonu) düzeylerinin arttığı gözlenmiştir. Endorfin ağrıyı rahatlatan bir çeşit hormondur, bu etkisini opioid reseptörleri aktifleştirerek yaparlar. Reçete edilen morfin gibi bazı ağrı kesiciler de, opioid reseptörlerini benzer bir yolla aktifleştirmektedir.

UV maruziyetinden 6 hafta sonra, farelerin bir kısmına opioid-bloke edici ilaç verilmiştir. Bu onların sallanarak, titreyerek, diş gevşeterek yoksunluk belirtileri yaşamalarına sebep olmuştur. Böylelikle UV ışınlarının farelerde bağımlılık yaptığı kanıtlanmıştır.

Bu bilgi, eğitimli insanlar için, cilt kanseri riskini arttıran ve yaşlanmayı hızlandıran ciddi güneş ışığı maruziyetini frenlemek için değerli anlamlar taşıyabilir.

Elde edilen bulgular çocuk, genç, yaşlı hepimizin cildini korumak için oldukça pasif bir tercihten daha bilinçli bir çabaya ihtiyaç olabileceğini düşündürmektedir.

Araştırmacıların söylediğine göre, UV ışını gibi tehlikeli bir şeye bağımlılığımızın genetik olarak programlanması “şaşırtıcıdır”. Bunun sebebi “D-vitamini” ihtiyacı olabilir, çünkü vücudun D-vitamini sentezinin ana kaynağı güneştir. Bununla birlikte, günümüzde, karsiyojenik riski arttırmayan, D-vitaminin çok daha güvenli kaynakları mevcuttur; yani D-vitamini kaynağı olsa da güneş ışınlarından kaçınmanın gerçek sağlık değeri vardır.

Sağlıklı ve Mutlu Kalın..