Regorafenib 4. evre karaciğer kanserinde yaşam sürelerini uzatıyor. Hepatoselüler kanser (HCC) olarak da adlandırılan karaciğer kanseri, karaciğer dokusundan kaynaklanan ve çoğunlukla kronik karaciğer hastalığı (siroz) zemininde gelişen bir hastalıktır. Ülkemiz için kronik (süregen) karaciğer hastalığının en sık nedenleri hepatit B ve C infeksiyonlarıdır.

HCC, karaciğerin primer tümörüdür, yani kaynaklandığı doku karaciğerin kendisidir. Bununla birlikte karaciğerde görülen kanserler çoğunlukla başka organ kanserlerinin metastazlarıdır (en sık kalın bağırsak, akciğer, pankreas ve meme kanserleri karaciğere metastaz yapar). Bu yazımızda sadece HCC tedavisinden bahsedeceğiz.

HCC erken evrelerde nadiren belirti verdiği için sıklıkla ileri (4. evre = metastatik hastalık) aşamalarda tanı alan kanser türlerindendir. Ayrıca HCC, üzerine en çok araştırma yapılan kanserlerin başında gelmektedir. Bunun nedenlerinden biri, kendine has biyolojik özellikleri olmasıdır. Bu kanserin özelliklerinden biri de kemoterapiye diğer kanserlere göre daha dirençli olmasıdır. Sıklıkla 4. evrede tanı konulan, bu nedenle cerrahi şansı olmayan, ayrıca radyoterapinin ve kemoterapinin etkinliğinin zayıf olduğu böyle bir kanser için yeni ve etkili tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Günümüz için ileri evre HCC tedavisinde ilk akla gelen ilaç sorafenibtir (piyasa adı Nexavar). HCC için 2007 yılında FDA onayı alan sorafenib, ülkemizde de 4. evre ameliyatla çıkarılamayacak HCC tedavisinin birinci basamak tedavisi için ulaşılabilir durumdadır. Fakat hem ülkemiz hem dünya genelinde, sorafenibe direnç geliştikten sonra yani ikinci basamakta uygulanabilecek etkili bir ilaç yakın zamana kadar tanımlanmamıştı. Henüz FDA onayı almasa da regorafenib (piyasa adı Stivarga) adlı ağızdan hap şeklinde alınan yeni nesil bir kemoterapi ilacı, ileri evre karaciğer kanserinin ikinci basamak tedavisi için umut vermektedir.

Regorafenib daha önce metastatik kolorektal (kalın bağırsak) kanserleri için kullanım onayı almıştı. Multikinaz inhbitör grubundan küçük molekül bir ilaç olan regorafenibin etkilerinden biri de tümörün beslenmesi ve oksijenlenmesi için yeni damar oluşumunu engellemesidir (anti-anjiogenezis).

Çalışma

2017 Gastrointestinal Kanser Sempozyumu’nda sunulan çalışmaya göre, karaciğer kanserinin ikinci basamak tedavisinde kullanılan regorafenib, yaşam sürelerini plaseboya kıyasla belirgin bir şekilde uzatmıştır. Daha önce yayımlanan RESOURCE adlı faz-3 klinik çalışmada, regorafenib kullanımının plaseboya kıyasla yaşam kaybı riskini %37 azalttığı gösterilmişti.

Sempozyumda sunulan çalışmada sorafenibten sonra regorafenib kullananların, sorafenib başlangıcından itibaren ortanca genel sağkalım süreleri 26 ay iken, sorafenibten sonra plasebo kullananlarda bu süre 19.2 ay olarak bulunmuş. Sonuç olarak, ileri evre karaciğer kanseri için yakın gelecekte yeni bir tedavi seçeneğimiz daha olacak gibi gözükmektedir.rini uzatıyor