Hastalıkların tanısı, tedavisi ve hastalıklardan korunma için kullanılan ve bedenin fonksiyonu veya yapısını etkileyen ürünlere ilaç denir. Yeni kullanılmaya başlanacak herhangi bir ilaç, ciddi bir değerlendirme ve onay sürecinden geçmelidir. Yeni ilaçlar için her ülkenin kendine özgü onay, ruhsatlandırma ve geri ödeme mekanizmaları olmakla birlikte, bu konuda Dünya genelinde öncü kurum Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi FDA’dır. Her ne kadar aşağıdaki listede yer alan ilaçların çoğu henüz ülkemizde geri ödeme kapsamında olmasa da, kanser tıbbındaki etkileyici ve hızlı gelişmeyi göstermesi açısından bu yazı oldukça değerli ve umut vericidir. Bununla birlikte önümüzdeki süreçte, ilaçların etkinliğine dair kanıtlar bilimsel çalışmalarla desteklendikçe ülkemizde de ulaşılabilir olacaktır kanısındayız.

2016 yılında FDA onayı alan kanser ilaçları

Atezolizumab

18 Mayıs 2016 tarihinde FDA’dan onay alan Atezolizumab (Tecentriq®); platin içerikli kemoterapi kullanımı sırasında veya sonrasında lokal ve uzak dokulara yayılım göstermiş (metastatik) ve adjuvant ya da neoadjuvant platin içerikli kemoterapi alıp 12 ay içinde hastalığında ilerleme göstermiş ürotelyal karsinomlu (mesane kanseri) hastalarda kullanılmaktadır. Atezolizumab da Pembrolizumab ve Nivolumab gibi etkisini PD L1 molekülü aracılığıyla göstermektedir. Kanser hücreleri savunma sistemimizden kaçabilmek için PD L1 molekülünü üretmekte ve hücre yüzeyine göndermektedirler. Bu molekül bağışıklık sistemi elemanı olan T hücresine üzerinde bulundurduğu PD 1 reseptörü (algacı) aracılığıyla bağlanmaktadır ve bu sayede savunma sisteminden kaçabilmektedir. Atezolizumab bu bağlanmayı engellemektedir böylece bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri rahatlıkla tanımasını ve yok etmesini sağlamaktadır. Birçok kanser ilacı gibi yorgunluk, azalmış iştah, mide bulantısı, idrar yolu enfeksiyonu, yüksek ateş ve kabızlık en çok görülen yan etkileridir.

Nivolumab

17 Mayıs 2016 tarihinde FDA onayı alan Nivolumab (Opdivo®); tekrarlamış veya otolog hematopoetik kök hücre nakli (kişinin kendi kan yapıcı hücrelerinin tekrardan kişiye nakli) sonrası ilerleme göstermiş klasik Hodgkin Lenfomalı hastalarda kullanılmaya başlanmıştır. Hodgkin Lenfoma lenf nodüllerinde/düğümlerinde başlayan bağışıklık sistemi kanseridir. PD 1 molekülü bağışıklık sistemi elemanı olan T hücresindeki PD 1 algacına bağlandığı zaman hem T hücresinin üremesini hem de sitokin adlı kanser ile savaşan moleküllerin üretilmesini engellemektedir. Bu sayede kanser hücresi uzun süreler sayısını arttırmakta ve hastalık ileri aşamalara geçebilmektedir. Nivolumab da PD L1 molekülüne tutunarak T hücresi üzerinde bulunan algacına bağlanmasını önler. Böylelikle savunma sistemimiz daha aktif çalışabilmekte ve kanser hücrelerini yok edebilmektedir. En sık görülen yan etkileri güçsüzlük, öksürük, mide bulantısı, isilik, nefes almakta zorlanma, ishal, kabızlık diye sıralanabilir.

Lenvatinib

13 Mayıs 2016 tarihinde FDA’dan onay alan Lenvatinib (Lenvima®); daha önce damar oluşumu önleyici ilaç tedavisi almış böbrek kanserli hastalarda Everolimus adlı ilaçla birlikte kullanıma başlanmıştır. Lenvatinib hücre zarında bulunan RTK (tirozin kinaz reseptörü) adlı algaçların çalışmasını önleyerek etki göstermektedir. RTK’lar genel olarak kanserli hücrenin büyümesinde, çoğalmasında, yeni damar oluşturmasında, uzak dokulara yayılmasında görev almaktadır. Bu yapılar çalışamaz hale gelince kanserli hücreler etkisizleşecek ve aynı zamanda yeni oluşumların da önüne geçilmiş olacaktır. En çok görülen yan etkileri ise yüksek tansiyon, yorgunluk, ishal, eklem ve kas ağrısı ve azalmış iştahtır.

Cabozantinib

25 Nisan 2016 tarihinde FDA onayı alan Cabozantinib (Cabometyx®); öncesinde yeni damar oluşumu engelleyici tedavi alan böbrek kanserli hastalarda kullanılmaktadır. Cabozantinib etkisini kinaz adı verilen yapılar üzerinden göstermektedir. MET, VEGFR 1-2, RET, ROS 1, KIT gibi kinazların çalışmasını engelleyerek uzak dokulara yayılımının (metastaz), yeni damar oluşumunun, ilaçlara karşı direnç oluşumunun önüne geçmektedir. En sık görülen yan etkileri ishal, yorgunluk, mide bulantısı, azalmış iştah, yüksek tansiyon, kusma olarak sıralanabilir.

Venetoclax

11 Nisan 2016 tarihinde FDA’dan onay alan Venetoclax (Venclexta®); öncesinde tedavi almış kronik lenfosittik lösemili bazı hastalarda (17p delesyonlu – 17.kromozomda hatalı) kullanılmaktadır. Kronik lenfositer lösemi (KLL) vücudumuzun savunma hücreleri akyuvarların bir alt tipi olan lenfositlerden kaynaklanan kan ve kemik iliği kanseri türüdür. En sık görülen kronik lösemi tipidir. Venetoclax etkisini Bcl-2 adlı protein üzerinden göstermektedir. Bcl-2 hücre ölümünün (apopitoz) düzenlenmesinde etkili olan önemli bir proteindir. Venetoclax Bcl-2’nin çalışmasını önleyerek kanser hücrelerinin ölmesi, yok edilmesini sağlamaktadır. En çok görülen yan etkileri düşük sayıda beyaz kan hücreleri (nötropeni), ishal, mide bulatışı, kansızlık, üst solunum yolu infeksiyonu, yorgunluk sayılabilir.

Crizotinib

11 Mart 2016 tarihinde FDA onayı alan Crizotinib (Xalkori®); uzak dokulara yayılmış (metastatik) ROS-1 mutasyonlu küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda kullanılmaktadır. 2011 yılında ALK pozitif akciğer kanserli hastalarda kullanılmak üzere de onay almıştır. Etkisini hücre çoğalmasını ve tümör hücresinin oluşumunda etkili ALK adlı molekül üzerinden göstermektedir. ALK’nın iş görmesini önleyerek tümör hücresinin oluşumunu ve büyümesinin önüne geçilmektedir. Crizotinibin en çok görülen yan etkileri ise mide bulantısı, yorgunluk, kusma, bulanık görme, ışığa hassasiyet olarak sayılabilir.

Everolimus

26 Şubat 2016 tarihinde FDA’dan onay alan Everolimus (Afinitor®);

  • Akciğer kaynaklı cerrahi işlemlerle çıkarılamayan çevre dokulara veya uzak dokulara yayılmış (metastatik) kanserlerde
  • İyi farklılaşmış (köken aldığı dokunun özelliklerini gösteren) fonksiyon göstermeyen gastrointestinal sistemin (mide – barsak sistemi) nöroendokrin tümörleri için kullanılmaktadır.

Özellikle menepoz sonrası hormon reseptör pozitif, HER2 (epidermal büyüme geni) negatif meme kanserli hastalarda kullanılan Everolimus, kanser hücresinin büyümesini, kontrolsüz çoğalmasını sağlayan mTOR adlı molekül yolunu işlevsiz hale getirerek etkisini göstermektedir. En sık yan etkileri ise mukoza iltihabı, enfeksiyon, kızarıklık, isilik, ishal, şişlik, karın ağrısıdır.

Eribulin

28 Ocak 2016 tarihinde FDA onayı alan Eribulin (Halaven®); öncesinde antrasiklin içerikli tedavi almış cerrahi işlemlerle çıkarılamayan liposarkomlu hastalarda kullanılmaktadır. Liposarkom kötü huylu yağ dokusu tümörleridir. İlk onayını 2010 yılında alan Eribulin, hücrenin iskelesini oluşturan mikrötübüllerin çalışmasını önlemektedir. Birçok özelliği olan mikrotübüllerin öne çıkan işlevleri hücre bölünmesi sırasındaki fonksiyonları ve algaçların hücre yüzeyinde taşınması olarak sayılabilir. Mikrotübüller yeterince çalışamayınca kanser hücresi daha fazla çoğalamaz ve ölüme gider. En çok görülen yan etkileri beyaz kan hücrelerinin azalması (nötropeni), kansızlık, yorgunluk, kellik, mide bulantısıdır.

Obinutuzumab

26 Şubat 2016 tarihinde FDA’dan onay alan Obinutuzumab (Gazyva®); rituksimab kullanıp tekrarlamış veya dirençli foliküler lenfomalı hastalarda sonrasında tekli terapi olarak obinutuzumab kullanımına ek olarak takiben bendamustinle birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Obinutuzumab, tedavi edilmemiş kronik lenfosittik lösemide klorambusil ile birlikte kullanımda da onay almıştır. Kanser hücresine etkisini, bağışıklık sistemi elemanı olan B hücreleri üzerinden göstermektedir. Bu koruyucu hücrelerimizin üzerinde bulunan CD 20 adlı yapılara bağlanarak kanserli hücrelerin hem doğrudan öldürücü maddeler salarak hem de kompleman adı verilen öldürücü mekanizmayı aktive ederek yok edilmesini sağlamaktadır. En çok bildirilen yan etkileri ise vücuda enjekte ederken oluşan reaksiyonlar/tepkiler, beyaz kan hücrelerin azalması (nötropeni), kan pulcuklarının azalması (trombositopeni), kansızlık, yüksek ateş olarak sıralanabilir.

Palbociclib

19 Şubat 2016 tarihinde FDA onayı alan Palbociclib (Ibrance®); öncesinde hormon tedavisi almış HR pozitif (hormon reseptör), HER 2 negatif (epideral büyüme faktör reseptörü) uzak dokulara yayılmış meme kanserli hastalarda fulvestrant ile beraber kullanılmaktadır. Aynı şekilde 2015 yılında HR pozitif, HER 2 negatif ileri evre meme kanserli hastalarda letrozol ile beraber kullanım onayı almıştır. Etkisini bölünme sürecindeki hücrelere gösteren Palbociclib, bölünmeden sorumlu CDK 4 ve 6 adlı yapıların çalışmasını engelleyerek hücrenin büyüyüp çoğalmasının önüne geçmektedir. Kan hücrelerinin sayısında azalma, yorgunluk, kansızlık, mide bulantısı, kellik yan etkileri arasındadır.

Ofatumumab

19 Ocak 2016 tarihinde FDA onayı alan Ofatumumab (Arzerra®); ilerlemiş veya tekrarlamış kronik lenfosittik lösemili hastaların, tedavilerine kısmi veya tam olarak yanıt sağlamış olanlarında genişletilmiş terapi olarak kullanılmaktadır. Ofatumumab da obinutuzumab gibi etkisini B hücreleri üzerindeki CD 20 molekülleri üzerinden göstermektedir. CD 20 ye bağlanan Ofatumumab kanserli hücrenin öldürülmesi için doğrudan etkisini gösterebildiği gibi kompleman adlı sistemin yok edici gücünü de kullanabilmektedir. En çok görülen yan etkileri beyaz kan hücrelerinin azalması (nöropeni), zatüriye, yüksek ateş, öküsürük, ishal ve kansızlık olarak sıralanılabilir.

2015 yılında FDA onayı alan kanser ilaçları

Alectinib

11 Aralık 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Alectinib (Alecensa®); Crizotinib adlı ilacı tolere edemeyen ve ilerlemiş ALK (anaplastik lenfoma kinaz) pozitif uzak dokulara yayılmış (metastatik) küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda kullanılmaktadır. Alectinib, kansere yatkınlık sağlayan ALK ve RET adlı protein yapısındaki genlerin/moleküllerin çalışmasını durdurarak kanser hücresinin yaşayabilirliğini önlemektedir. Yorgunluk, kas ağrıları, kabızlık ve ödem (şişlik) en çok görülen yan etkileridir.

Cobimetinib

10 Kasım 2015 tarihinde FDA onayı alan Cobimetinib (Cotellic®); cerrahi işlemlerle çıkarılamayan veya BRAF V600E ya da V600K mutasyonuna (değişiminine) sahip uzak dokulara yayılmış (metastatik) malign melanomlu hastalarda vemurafenib adlı ilaçla birlikte kullanılmaktadır. Cobimetinib, melanomun genetik alt yapısına bağlı olarak her hastada kullanılamamaktadır. Hücrelerin çoğalmasını sağlayan MAPK (mitojen – aktivatör protein kinaz)/MEK1 ve MEK2 (ekstrasellüler sinyal ilişkili kinaz) adlı yapıların çalışmasını engelleyen Cobimetinibin en sık görülen yan etkileri ishal, mide bulantısı, yükek ateş, kusma ve güneş ışınlarına karşı aşırı hassasiyettir.

Daratumumab

16 Kasım 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Daratumumab (Darzalex®); öncesinde proteazom (protein parçalayan molekül) inhibitörü (engelleyici) ve immunmodülatör (bağışıklık sistemini düzenleyen) ilaçlar alan multipl myelomlu hastalarda kullanılmaktadır. Daratumumab, multipl myelom için onay alan ilk monoklonal ilaçtır. Kan hücreleri üzerinde bulunan CD38 adlı molekülün sinyal üretme, bir dokuya yapışma gibi birçok fonksiyonu mevcuttur. Daratumumab, CD38’ e bağlanarak çalışmasını engellemekte ve tümör hücresinin parçalanıp yok edilmesini sağlamaktadır. En sık görülen yan etkileri ise enjeksiyon sırasında vücudun verdiği tepkiler, yorgunluk, mide bulantısı, sırt ağrısı, yüksek ateş ve öksürüktür.

Elotuzumab

30 Kasım 2015 tarihinde FDA onayı alan Elotuzumab (Empliciti®); öncesinde tedavi alan multipl myelomlu hastalarda Lenalidomid ve Dexametazon adlı ilaçlarla beraber kullanılmaktadır. Elotuzumab da Daratumumab gibi bir immunoterapik (bağışıklık sistemini düzenleyen) ilaçtır ve hem multipl myelomlu hücreler hem de doğal öldürücü hücreler üzerinde bulunan SLAMF7 adlı proteini hedef almaktadır. Bu şekilde savunma sistemi elemanı olan Doğal Öldürücü hücrelerin kanserli hücrelere saldırmasını ve yok etmesini sağlamaktadır. Elotuzumabın yorgunluk, ishal, yüksek ateş, kabızlık ve öksürük en çok görülen yan etkilerindendir.

Panobinostat

23 Şubat 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Panobinostat (Farydak®); öncesinde Bortezomib ve immunmodülatör (bağışıklık sistemini düzenleyen) ilaç kullanmış multipl myelomlu hastalarda Bortezomib ve Deksametazon adlı ilaçlarla beraber kullanılmaktadır. Tüm yaşamsal bilgilerimiz kromozom adı verilen DNA sarmalı içinde bulunmaktadır ve bu bilgilerimizin işe yarar hale gelebilmesi için kromozomlarımızın açılması gerekmektedir. Açılma ve kapanmadan sorumlu görevliler ise histon adı verilen yapılardır. Histonların üzerindeki aminoasitlere asetil adlı moleküller eklenince kromozom açılmakta ve yaşamsal elemanlar üretilmektedir. Aksi olarak, HDAC (histon deasetilaz) gibi elemanlar asetil yapılarını histonlardan geri almakta ve kromozomlar kapanmaktadır bu şekilde üretimler durmaktadır. Panobinostat da bu geri alma işlemini gören HDAC yapılarının çalışmasını engellemektedir bu sayede kromozomlar açık kalmakta ve kanserli hücrelerin yok edilmesi için gerekli olan yolların önü açılmaktadır. En çok bildirilen yan etkileri ise ishal, yorgunluk, mide bulantısı, ödem ve artmış iştahtır.

Palbociclib

3 Şubat 2015 tarihinde FDA onayı alan Palbociclib (Ibrance®); menopoz sonrası hormon reseptör pozitif (ER) ve HER2 pozitif ileri evre meme kanserli hastalarda kullanılmaktadır. Kanserli hücrelerin bölünmesi/çoğalması sırasında gerekli olan CDK (siklin bağımlı kinaz) gibi elemanların çalışmasını engelleyerek tümörün büyüyüp çoğalmasını önleyen palbociclibin; bağışıklık sistemi elemanı olan nötrofilleri azaltmak, yorgunluk, kansızlık, mide bulantısı oluşturmak gibi yan etkileri bulunmaktadır.

Talimogene Laherparepvec

27 Ekim 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Talimogene Laherparepvec (Lmlygic®); cerrahi işlemlerle çıkarılamayan melanomlu hastalarda melanomlu bölgeye direk enjeksiyon yapılarak etki gösteren ilk kanser aşı tedavisidir. Talimogene laherparepvec uygulaması, genetiği değiştirilmiş virüslerin kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Bu sayede kanserli hücrelerin bölünüp çoğalmasını düzenleyebilmekte ve bağışıklık sisteminin daha etkili çalışmasını sağlamaktadır. En çok bilinen yan etkileri yorgunluk, titreme, yüksek ateş ve mide bulantısıdır.

Pembrolizumab

2 Ekim 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Pembrolizumab (Keytruda®); öncesinde platin içerikli kemoterapi almış, yüzeyinde PD-L1 (Programmed Death Ligand 1 = programlı ölüm bağlacı) molekülü barındıran uzak dokulara kadar yayılmış (metastatik) küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda kullanılmaktadır. Kanser hücreleri savunma sistemimizden kaçabilmek için üzerinde bulundurduğu PD L1 molekülünü kullanmaktadır. Bu molekül bağışıklık sistemi elemanı olan T hücresine üzerinde bulundurduğu PD 1 reseptörü (algacı) aracılığıyla bağlanmaktadır ve bu sayede savunma sisteminden kaçabilmektedir. Pembrolizumab bu bağlanmayı engellemekte ve böylece bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri daha kolay tanımasını, yok etmesini sağlamaktadır. En çok görülen yan etkileri yorgunluk, azalmış iştah, nefes almakta zorluk ve öksürük olarak bildirilmiştir.

Lenvatinib

13 Şubat 2015 tarihinde FDA onayı alan Lenvatinib (Lenvima®); özellikle tekrarlayan, uzak dokulara yayılmış (metastatik) radyoaktif iyot (atom) tedavisine yanıt vermeyen tiroid kanserli hastalarda kullanılmaktadır. Lenvatinib hücre yüzeyinde bulunan RTK’ nın ( tirozin kinaz reseptörü) çalışmasını önleyerek kanserin büyümesini ve uzak dokulara yayılması için gerekli olan yeni damar oluşumunu engellemektedir. En çok görülen yan etkileri ise yüksek tansiyon, yorgunluk, ishal, eklem ve kas ağrısı ve azalmış iştahtır.

Trifluridine / tipiracil

22 Eylül 2015 tarihinde FDA’ dan onay alan Trifluridin/Tipiracil (Lonsurf®); öncesinde fluropirimidin, oksaliplatin, irinotekan tabanlı kemoterapi ilacı ve yeni damar oluşumu önleyici ilaçlardan kullanan uzak dokulara yayılmış (metastatik) kolorektal kanserli (kalın bağırsak kanseri) hastalara uygulanmaktadır. Lonsurf iki ayrı molekülü bir arada bulundurmakta böylece daha etkili olabilmektedir. Kanserli hücrenin hem daha fazla beslenmesi hem de uzak dokulara yayılması için yeni damarların oluşması gerekmektedir. Tipiracil yeni damarların oluşmasında etkili olan timidin fosforilazın çalışmasını engellemektedir, Trifluridin ise direkt kanser hücresinin DNA’sına bağlanmakta ve hücre bölünmesinin önüne geçmektedir. Kansızlık, yorgunluk, mide bulantısı, iştahsızlık, kan hücrelerinin azalması en çok görülen yan etkileridir.

Ixazomib

20 Kasım 2015 tarihinde FDA onayı alan Ixazomib (Ninlaro®); öncesinde tedavi almış multipl myelomlu hastalarda Lenalidomid ve Deksametazonla bereber kombin kullanılmaktadır. Ixazomib, kendi kategorisinde ağız yoluyla/yutularak alımı onaylanan ilk ilaçtır. Multiple myelomlu hücreler çok fazla protein üretmektedirler ve bu proteinler proteozomlarla parçalanmaktadır. Parçalanmayıp hücre içinde birikirlerse hücre için toksik/zararlı etki gösterirler. Ixazomib de kanser hücresi üzerine etkisini protein parçalamakla görevli elemanlara - proteazomlara - bağlanıp çalışmalarını önleyerek göstermektedir. Bu şekilde kanser hücresinin ölümüne yol açmaktadır. Bu etkisini Lenalidomid ile birlikte kullanıldığında daha fazla göstermektedir. En çok görülen yan etkileri ishal, kabızlık, trombosit (kan pulcuğu) sayısının azalması, sinir hasarı, mide bulantısı olarak bildirilmiştir.

Sonidegib

24 Temmuz 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Sondegib (Odomzo®); ameliyat veya radyoterapi sonrası tekrarlamış ya da ameliyat veya radyoterapiye aday olamayan yakın doku yayılımı gösteren (lokal) ilerlemiş cilt bazal hücreli karsinomlu hastalarda kullanılmaktadır. Kanser oluşumu birçok yol üzerinden gerçekleşebilmektedir. Bunlardan biri de Hedgehog adlı sinyal yoludur. Sonidegib de bu yolun çalışması için gerekli olan hücre içi elemanlarına etki ederek iş görmekte ve kanser oluşumunun önüne geçebilmektedir. Aynı zamanda meydana gelmiş kanser hücrelerinin yeni damar oluşturmasını da önleyebilmektedir. En sık yan etkileri ise kas kasılması, kellik, yorgunluk, mide bulantısı, kas – iskelet ağrıları, ishal, kilo kaybı, iştahsızlık olarak bilinmektedir.

Irinotecan liposome Enjeksiyonu

22 Ekim 2015 tarihinde FDA onayı alan İrinotekan lipozom (Onivyde®); gemsitabin temelli tedavi almış uzak organlara yayılmış (metastatik) pankreas kanserli hastalarda flurourasil (5FU) ve lökovörin ile beraber kullanılmaktadır. Uzak organlara yayılmış pankreas kanserlerinde tek başına kullanımı onay almamıştır. İrinotekan yüzeyi yağ ile kaplanmış bir ilaçtır. Her hücremizde DNA adı verilen yapılar vardır, bu yapılar sayesinde canlılık özelliklerimizi gösterebilmekteyiz. Kanser hücrelerinin de aynı şekilde çoğalması için DNA’ların Topoizomeraz adlı moleküller ile işlenmesi gerekmektedir. İrinoktekan topoizomeraza etki ederek DNA’nın işlenmesini önler bu sayede kanser hücresi çoğalamadan ölmek zorunda kalır. Bu ilacın en çok görülen yan etkileri ise ishal, yorgunluk, kusma, mide bulantısı, azalmış iştah, ağız içi mukoza iltihabıdır.

Nivolumab

Bir immunoterapi ilacı olan Nivolumab; 

  • 4 Mart 2015 tarihinde, uzak dokulara yayılmış yassı hücreli küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda veya platin temelli kemoterapi alan hastalarda; 
  • 30 Eylül 2015 tarihinde, cerrahi işlemlerle çıkarılamayan veya uzak dokulara yayılmış melanomlu hastalarda iplimumab adlı ilaçla beraber,
  • 9 Ekim 2015 tarihinde, uzak dokulara yayılmış küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda veya platin temelli kemoterapi alan hastalarda,
  • 23 Kasım 2015 tarihinde, öncesinde yeni damar oluşumunu engelleyici tedavi almış renal (böbrek) hücre kanserli hastalarda

kullanılmak üzere FDA’dan onay almıştır.

Kanser hücresi, üzerinde bulundurduğu PD L1 molekülü aracılığıyla bağışıklık sistemi elemanı olan T hücrelerine üzerinde bulundurduğu PD 1 algaçına bağlanmaktadır bu sayede adeta sağlıklı vücut hücresiymiş gibi davranarak savunma sisteminden kaçabilmektedir. Pembrolizumab gibi Nivolumab da bu bağlanmayı engellemekte ve böylece bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri daha kolay tanımasını ve yok etmesini sağlamaktadır. En sık görülen yan etkileri güçsüzlük, öksürük, mide bulantısı, isilik, nefes almakta zorlanma, ishal, kabızlık diye sıralanabilir.

Necitumumab

24 Kasın 2015 tarihinde FDA onayı alan Necitumumab (Portrazza®); uzak dokulara yayılmış yassı (skuamöz) hücreli küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda gemsitabin ve sisplatin ile beraber birinci basamak tedavi olarak kullanılmaktadır. Necitumumabın yassı hücreli olmayan küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda yarar sağladığı gösterilmemiştir. İlacımız kanser hücresine etkisini EGFR (epidermal growth factor receptor) üzerinden göstermektedir. EGFR adlı algacın çalışmasını engelleyerek kanser hücresinin büyümesinin, yeni damar oluşturmasının önüne geçmektedir. Aynı zamanda doğrudan kanserli hücreleri öldürücü özelliği de mevcuttur. İsilik ve magnezyum değerlerinde düşüklük en çok bildirilen yan etkileridir.

Osimertinib

13 Kasım 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Osimertinib (Tagrisso®); uzak dokulara yayılmış EGFR (epidermal growth factor receptor) T790M değişimli (mutasyonlu) küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda kullanılmaktadır. Ağız yoluyla kullanılan Osimertinib, Necitumumab gibi EGFR üzerinden etkisini göstermektedir. EGFR adlı algacın çalışmasını engelleyerek kanser hücresinin büyümesinin, yeni damar oluşturmasının önüne geçmektedir. İshal, isilik, kuru cilt, tırnaklar üzerine yan etkileri en çok bilidirilen yan etkileridir.

Dinutuximab

10 Mart 2015 tarihinde FDA onayı alan Dinutuximab (Unituxin®); öncesinde çoklu ilaç tedavisi almış ve bundan kısmi de olsa yarar sağlamış yüksek risk nöroblastomalı çocuk hastalarda GM-CSF, IL-2 ve 13-RA gibi uyarıcı faktörlerle kullanılmaktadır. Nöroblastom, beyinden tüm vücuda mesaj taşıyan sinir sistemi kaynaklı bir kanser türüdür. Dinutuksimab kanser hücresi üzerinde bulunan GD2 adlı glikolipid yapılı moleküle bağlanarak kanser hücresinin yok edilmesini sağlamaktadır. Bu ilacın ağrı, yüksek ateş, düşük tansiyon, sodyum değerlerinde düşüklük, kansızlık, kusma, ishal, potasyum değerlerinde düşüklük, kurdeşen gibi birçok yan etkisi mevcuttur.

Uridine Triacetate

11 Aralık 2015 tarihinde FDA’dan

  • Florourasil ve kapesitabin adlı ilaçların yüksek doz kullanımı sonucu herhangi bir olumsuz belirti anında,
  • Florourasil ve kapesitabin alımından 96 saat içinde, erken dönemde hayatı tehdit edici kalp ile ilgili (kardiyak) veya sinir sistemiyle ilgili bir yan etki görüldüğünde

kullanılması için onay alan Uridin Asetat (Vistogard®); bir acil durum ilacıdır. Bir nevi antidottur. Ağız yoluyla alındıktan sonra hücrelerin hasar görmesini ve yok edilmesini engellemektedir. Bu şekilde kemoterapi ilacı olan florourasilin iş görmesinin önüne geçmektedir. Bahsettiğimiz durumlar haricinde kullanılmaması gerekmektedir aksi durumda florourasilin ve kapesitabinin tedavideki etkinliği düşer. En sık görülen yan etkileri kusma, mide bulantısı ve ishal olarak sıralanabilir.

Trabectedin

23 Ekim 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Trabectedin (Yondelis®); öncesinde antrasiklin içerikli ilaç tedavisi almış ve cerrahi işlemlerle çıkarılamamış veya uzak dokulara yayılmış yağ hücrelerinden kaynaklanan liposarkomlu ve düz kas hücrelerinden kaynaklanan leiyomyosarkomlu hastalarda kullanılmaktadır. Etkisini doğrudan DNA ve elemanları üzerinden gösteren Trabektedin hücrenin yaşam devrine/döngüsüne etki eder ve kanserli hücrenin yok edilmesini sağlar. Mide bulantısı, yorgunluk, kusma, kabızlık, iştahsızlık, ishal, şişlik, nefes almakta zorluk, baş ağrısı en sık görülen yan etkileridir.

Ramucirumab

24 Nisan 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Ramucirumab (Cyramza®), ilk tedavi olarak bevacizumab, oksaliplatin ve floroprimidin almış ve uzak dokulara yayılmış kolorektal kanserli (kalın bağırsak kanserleri) hastalarda Folfiri ile birlikte kullanılmaktadır. Etkisini kanserli hücre üzerinde bulunan yeni damar oluşumundan sorumlu VEGFR2 üzerinden göstermektedir. VEGFR2’nin iş görmesini engelleyerek kanserli hücrelerin hem daha fazla çoğalmasını, hem uzak dokulara gitmesini önlemektedir. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon), ishal ve baş ağrısı en çok görülen yan etkileri olmakla birlikte özellikle kanama yönünden hastalar iyi takip edilmelidir.

Gefitinib

13 Temmuz 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Gefitinib (Iressa®), VEGFR mutasyonuna sahip uzak dokulara yayılmış küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalarda kullanılmaktadır. Etkisini kanserli hücre üzerinde bulunan yeni damar oluşumundan sorumlu VEGFR2 üzerinden göstermektedir. VEGFR2’nin iş görmesini engelleyerek kanserli hücrelerin hem daha fazla çoğalmasını, hem uzak dokulara gitmesini önlemektedir. Karın ağrısı, koyu renkli idrar, iştahsızlık, ishal, yüksek ateş, baş ağrısı en sık görülen yan etkileridir.

Carfilzomib

24 Temmuz 2015 tarihinde FDA onayı alan Carfizomib (Kyprolis®); öncesinde tedavi alan ve tekrarlamış multipl myelomlu hastalarda lanalidomid ve deksametazon ile birlikte kullanılmaktadır. Carfilzomib ağız yoluyla alınan bir immunmodülator (bağışıklık sistemini düzenleyen) ilaçtır. Multipl myelom bir tür kan kanseridir ve kanserli hücreler çok fazla protein üretmekte, üretilen proteinler de proteozomlar tarafından daha küçük yapılar haline getirilmektedir. Bu sayede fazla proteinlerin zararlı etkisi giderilmiş olmaktadır. Carfilzomib de proteozomların çalışmasını önler ve proteinler parçalanamaz bu sayede artan proteinler kanserli hücre için toksik (zehirli) etki gösterir, öldürür. Yorgunluk, nefes almakta zorlanma, yüksek ateş, kan hücrelerinde azalma, kansızlık, yüksek kan basıncı (hipertansiyon) en çok görülen yan etkileridir.

Ibrutinib

29 Ocak 2015 tarihinde FDA’dan onay alan Ibrutinib (Imbruvica®), bir lenfoma türü olan waldenström makroglobulinemili hastalarda kullanılmaktadır. Aynı zamanda 2013 yılında mantle hücreli lenfomada kullanılmak üzere onay almıştır. Kanser hücresi üzerine etkisini tirozin kinaz algaçları (reseptör) düzeyinde gösterir. Bu sayede kanserli hücreler daha fazla büyüyemez, çoğalamaz ve uzak dokulara gidemez. En çok karşılaşılan yan etkileri ise kan pulcuklarının (kanamayı durduran hücreler) azalması, ishal, kansızlık, yorgunluk, ağrı, şişliktir.