Aralık 2015’te “Cancer” dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre; yakından izlem yöntemini tercih eden düşük riskli prostat kanserli erkeklerin büyük çoğunluğu, gerektiği kadar yakından takip edilmemektedir ve bu durumun hastalığın ilerlemesi adına risk oluşturmaktadır. Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen ve en çok yaşam kaybına neden olan kanserlerden olmasına karşın, doğru tedaviler uygulandığında son derece başarılı sonuçlar edilen bir kanser türüdür.

Prostat kanserinin tedavisinde; cerrahi, radyoterapi ve herhangi bir müdahale yapılmaksızın yakından izlem gibi birden fazla seçenek mevcuttur.

Yakından İzlem; hastalık ilerleme göstermediği sürece herhangi bir müdahalenin yapılmaması, hastanın yalnızca düzenli kontrollerle yakından takip edilmesi yöntemidir. Yapılan çalışmalarla bu yöntemin, düşük riskli ve bir kısım orta riskli prostat kanserinde cerrahi ve radyoterapiye benzer oranlarda sağ kalım sağladığı gösterilmiştir. Ayrıca cerrahi ve radyoterapinin olası yan etkilerinden sakınılıyor olması, bu yöntemi oldukça avantajlı bir konuma getirmiş ve bu yöntemi tercih eden hasta sayısı hızlı bir artış göstermiştir.

Ancak geçtiğimiz günlerde yayımlanan, Amerika’da yapılan bir çalışmada; yakından izlem yöntemini seçen hastaların büyük çoğunluğunun gerektiği kadar yakından takip edilmediği, bu durumun hastalığın ilerlemesi adına risk oluşturduğu belirtilmiştir.

Çalışmaya ayrıca en prestijli onkoloji kuruluşlarından Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nin sitesinde de yer verilmiştir. Çalışmada; 2004-2007 yılları arasında Amerika’da prostat kanseri teşhisi konulan yaklaşık 38,000 erkeğin kayıtları incelenmiş ve bunlardan yakın izlem yapılan yaklaşık 3,600’ünün takip kriterlerine uyumu değerlendirilmiştir. Kriterler önerildiği gibi; rutin PSA (prostat-spesifik antijen) ölçümleri, düzenli fizik muayene ve en az 2 yılda bir prostat biyopsisi olarak belirtilmiştir. Sonuçta; bu hastaların yalnızca %4,5’inin (166 erkek) önerilen takip kriterlerine uyduğu görülmüştür.

Sonuç olarak; düşük riskli prostat kanserinde herhangi bir müdahale yapılmaksızın yakından takip yöntemi, gerek sağ kalım gerekse yan etkiler yönünden avantajlı bir yöntemdir. Bu çalışma kesinlikle, bu yöntemden uzak durulması gerektiği anlamına gelmemektedir. Nitekim, Amerika ve tıbbın gelişmiş olduğu birçok ülkede bu yöntem gittikçe daha fazla tercih edilir hale gelmektedir. Bu çalışmadan çıkarılması gereken; yakından izlem yöntemi tercih edilmeden önce iyi düşünülüp, takiplerin gerektiği gibi yapılacağından emin olunması ve sonrasında aksatmadan uygulanması gerektiğidir.