Yararlı olabileceği düşünülen alternatif tıp yöntemlerini bütünüyle reddetmek yerine, onları bilimsel olarak sorgulayıp, içlerinden özellikle hastaların yaşam kalitesine olumlu katkıları olanları, klinik uygulamalara entegre etmek en doğru yaklaşım olacaktır.

Alternatif tıp; çoğunlukla modern tıbbı reddeden veya ikinci planda tutan, klinik çalışmalar ile kanıtlanmamış, kanser tedavisinde başarılı olduğu iddiası ile hastalara sunulan yöntemlerdir. Modern tıp ise; alanında uzman doktorlar tarafından insan sağlığının sürdürülmesi veya bozulan sağlığın yeniden düzeltilmesi amacıyla uygulanan doğruluğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış yöntemlerdir. Modern tıp ile alternatif tıp yıllar boyu hep savaş halinde olmuş, birbirlerini sürekli reddeder bir duruş sergilemişlerdir. Ancak zamanla her iki taraf da yanlış yaptığını fark etmiş, birbirlerini sürekli reddetmek yerine algılamaya başlamaları gerektiğinin farkına varmıştır. Alternatif tıp ile uğraşanlar, ellerindekilerin o kadar da sihirli olmadığını fark edip modern tıbba yaklaşmaya başlarken, modern tıp uygulayıcıları yani doktorlar da, ellerindeki yöntemlerin birtakım yan etkileri ve bazen istenen oranda sonuç alamamaları sebebiyle ek bir desteğin hastaya katkı sağlayabileceğini düşünmüşlerdir. Bu nedenle alternatif tıpta uygulanan bazı yöntemler, bilimsel olarak sorgulanmış, içlerinden özellikle hastaların yaşam kalitesine olumlu katkıları olanlar, klinik uygulamalara entegre edilmeye başlanmıştır.

Son dönemlerde alternatif tıp yöntemlerine rağbetin hayli arttığı ortadadır. Bunda hiç şüphesiz ki, sağlığımız konusunda yaşadığımız güven kaybı en büyük etkendir. Yiyip içtiğimiz gıdalardan kullandığımız kozmetik ürünlere, tekstil ürünlerinden ambalajlara, hatta ilaçlara kadar günlük yaşamımızda kullandığımız pek çok üründe sağlığımızı tehdit eden maddeler olduğunu öğrendikçe, artık ilaçlara karşı dahi bir güvensizlik oluşmaktadır. Hal böyle olunca da, bu durum alternatif tıpla ilgilendiğini iddia eden kişilere eğilimi arttırmıştır. İşte tamda bu noktada, en büyük görev biz doktorlara düşmektedir. Doktorların bu yöntemler hakkında bilgi sahibi olması, içlerinden yararlı olabilecekleri değerlendirip bunları hastalarıyla paylaşması son derece önemlidir.

Alternatif tıpta kullanılan ve hastalar için yararlı olabileceği söylenen tedavi yöntemlerinden biri bitkisel tedavilerdir. Zararsız olduğu düşünülen bu ürünler, bilinçsizce kullanıldığında bazen çok ciddi problemlere neden olabilmekte, kullanılan ilaçlarla etkileşime geçerek tedavinin etkisini azaltabilmekte veya ciddi yan etkiler oluşturabilmektedir. Ancak, fitoterapi (bitkisel tedavi) kötüdür, bitkiler faydasızdır demek de doğru değildir. Bilimin araştırıp bulduğu pozitif sonuçları kabul etmek gerekir. Örneğin; zencefilin, bulantı çeken hastalarda olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde, Amerikan ginseng bir miktar da olsa halsizliğe karşı fayda sağlamaktadır.

Belirgin bir yan etkisi olmayan akupunkturun ise; ağrı, radyoterapiye bağlı ağız kuruluğu, bulantı, kusma, sigara bırakma, menapoz şikayetlerinden özellikle ateş basmasında etkili olduğuna dair çok kuvvetli kanıtlar vardır. Ancak bu yöntemi tamamen ticari amaçlarla uygulamayan, güvenilir insanlar bulmak oldukça zordur. Özellikle, akupunkturla her şeyi tedavi ettiklerini söyleyenlere kesinlikle itibar etmemek, uzak durmak gerekir.

Meditasyon, yoga, tai-chi, gevşeme, dinsel tedaviler, masaj, aromaterapi gibi bazı yöntemler uyku bozuklukları, anksiyete, halsizlik, depresyon, stres gibi gelişen bazı problemlere iyi gelmekte, kişiyi rahatlatan bir fayda sağlamaktadır. Ayrıca, refleksoloji adı altında uygulanan yöntemde, hastanın ayağına masaj yapılarak gevşemesi ve uyuması sağlanır. Yine menopoz belirtilerini yaklaşık %68 oranında azalttığı bilinen hipnoz, başka bir rahatlatma yöntemi olarak uygulanabilir. Tamamıyla hastanın rahatlatılmasına yönelik uygulanan ve kanser tedavisinde olumlu etkileri görülen bu yöntemlerin doktorun yönlendirmesi ile ticari amaç gütmeyen, güvenilir, konusunda uzman kişilerce gerçekleştirilmesi gerekir.

Sanatsal tedaviler ise sözün bittiği yerdir. Kanser tedavisi süresince hastalara resim yapma uygulaması başlatan Türkiye’deki ilk kanser merkezi Memorial Antalya Sağlık Grubu, Medstar Kanser Merkezi, onların ruhsal dünyalarına etkili dokunuşlar yaptıklarını kanıtlamış, kanser hastalarının iç dünyalarını yansıtan bu resimleri sergileyerek herkesi bu dünyaya ortak etmiştir. Kanser tedavilerinden elde edilen olumlu sonuçlar ise, sanatsal tedavinin hasta üzerindeki etkisini gözler önüne sermiştir.

Zaman içinde faydaları görülen ve olumlu sonuçlar elde edilen bu alternatif tıp yöntemleri, kanser tedavisine katkı sağlaması adına tıbbi tedaviye ek “tamamlayıcı tedavi” olarak uygulanmaya başlamıştır. Yararlı olabileceği düşünülen alternatif yöntemleri bütünüyle reddetmek yerine, onları bilimsel olarak sorgulayıp, içlerinden özellikle hastaların yaşam kalitesine olumlu katkıları olanları, klinik uygulamalara entegre etmek en doğru yaklaşım olacaktır. Bu noktada amaç, alternatif tıp yöntemleri ile kansere bağlı belirtilerin ve kanser tedavilerinin yan etkilerinin azaltılması olmalıdır. Bir diğer önemli nokta ise, hastalara yarar sağladığı kanıtlanan bu yöntemleri doğru şekilde uygulayacak güvenilir kişilere ihtiyaç olduğudur. Alternatif tıp yöntemlerinin kanser tedavisinde etkinliği artırmak veya kanseri tedavi etmek amaçlı kullanıldığını iddia edenlerin tek gayelerinin insanları aldatarak ticari kazançlar elde etmek olduğu unutulmamalıdır. İşte bu sebeple, sağlığınız için atacağınız her adımda doktorunuza danışmanız ve onların gösterdiği yoldan ilerlemeniz sizin için her zaman en güvenli ve en iyi yoldur.