Geçmiş çalışmalarda elektronik sigaraların (e-sigara) zararlı bileşenler yayabildiği öne sürülmüştür. Sonuçları henüz açıklanan yeni bir çalışmada ise bu yayılımın kaynağı ve hangi faktörlerin bunun üzerinde etkili olduğu araştırılmıştır. Buna göre; cihazın yaşı, tipi, dumanı içine çekiş sayısı ve özellikle tütünün veya sıvı nikotinin yanma sıcaklığı zararlı kimyasalların yayılım seviyesine etki göstermektedir. Yazımızın konusu olan çalışma aynı zamanda, giderek popüler hale gelen bu tür cihazların sağlık üzerine olumsuz etkilerini en aza indirmek isteyen üreticileri ve düzenleyicileri de yakından ilgilendirmektedir.

Sigara dünya genelinde önlenebilir yaşam kaybı nedenlerinin başındadır ve sadece Amerika’da her sene 400 binden fazla yaşam kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle tütün ve tütün ürünlerinin kullanım sıklığını azaltmaya dair uygulamalar, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez konu başlıklarından biridir. Bu noktada alternatif tütün ürünlerinin tercih edilmesinin akıllıca bir seçenek olup olmadığı son yılların popüler tartışma konularından biridir.

Klasik e-sigaralar genellikle 3 ana parçadan meydana gelmektedir; bir batarya, sıvı çözeltiyi içeren bir kartuş ve bir püskürteç. Bu ürünlerde nikotin, değişen bileşimlerde tatlandırıcılar, propilen glikol, gliserin ve başka bileşenler içeren bir sıvı (e-sıvı) kullanılmaktadır. Bu sıvı, kullanıcılar içine çektiklerinde ısınmaktadır.

Bununla birlikte sıvı nikotin ihtiva etmeyen, geliştirilen özel elektronik cihazlarla normal tütünün daha düşük ısıda yakılması (750 °C yerine 350 °C) prensibi ile çalışan “düşük riskli tütün ürünü” olarak adlandırılan farklı e-sigaralar da mevcuttur.

Amerikan Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi’nin (CDC) verilerine göre Amerikalı yetişkinlerin %3,7’si (yani 9 milyondan fazla yetişkin) düzenli bir şekilde e-sigara kullanmaktadır. Bu oran ülkeden ülkeye değişmekle birlikte e-sigaranın sigara pazarındaki payı ortalama %5-7 civarındadır.

E-sigaralar içlerindeki tütünü yakmadığı veya daha düşük ısıda yaktığı için daha güvenli ve daha az zararlı alternatif bir ürünmüş gibi gözükmektedir, fakat içerdikleri nikotin ve diğer potansiyel zararlı kimyasallar sebebiyle e-sigara içeriğindeki kimyasallara maruz kalmanın sağlık üzerine etkisi belirsizliğini korumaktadır.

Environmental Science & Technology‘de yayınlanan bu çalışmada e-sigara tarafından buharlaştırılan sıvı çözeltideki (e-sıvı) 2 çözücü maddede ısıyla ilişkili olarak bir bozulma meydana geldiği bulunmuştur. Bu maddeler propilen glikol ve gliserindir. Bunlar akrolein ve formaldehit gibi zararlı kimyasalların oluşumuna öncülük etmektedir.

Çalışmada sorumlu yazar ve ekibi e-sigaranın 2 çeşidinde (tek bobinli cihazda ve bundan daha pahalı olan çift bobinli cihazda) ve e-sıvının 3 çeşidinde elektronik sigara içmeyi taklit etmişlerdir. Ekip bunun sonucunda artan sıcaklık ile yayılım seviyesi arasındaki ilişkiyi göstermiştir. İlk içine çekiş ile sonraki içine çekmelerdeki ısınan ve kararlı duruma ulaşan cihaz, çıkan buharın içeriğinin belirlenmesi için incelenmiştir.

Elektronik sigara içimini taklit eden aygıtta her 30 saniyede bir 5 saniyelik içine çekiş gerçekleştirilmiştir. İlk 5-10 dakika boyunca buhar sıcaklığının hızlıca arttığı görülmüştür. Sıcaklık 20 içine çekiş civarında kararlı duruma ulaşmıştır.

Yayılım seviyesinin ilk içine çekme ile kararlılık durumuna ulaşması arasındaki süreçte bazı cihazlarda 10 katına kadar çıktığı görülmüştür. 3.8 volt ile çalışan tek bobinli e-sigarada ilk 5 nefeste her içine çekişte 0,46 mikrogram akrolein yayılırken kararlı duruma ulaşan cihazlarda bunun 8,7 mikrogram olduğu görülmüştür. Aynı zamanda bu uygulamayı aynı voltaj seviyesiyle çift bobinli e-sigarada uyguladıklarında daha az yayılım meydana gelmiştir.

Cihazın yaşı ile ilgili yapılan testlerde ise 50 defa içine çekme yapılarak bu işlem 9 kere cihaz temizlenmeden tekrarlanmıştır. Bunun sonucunda formaldehit, asetaldehit, ve akrolein gibi tüm karsinojen veya solunumu tahriş edici maddelerin miktarı kullanıma bağlı olarak artmıştır. Özellikle aldehit seviyesinde bu 9 tekrarlık döngü içerisinde %60’lık çarpıcı bir artış gözlenmiştir. Bobin üzerinde ya da bobine yakın bölgelerdeki kalıntıların birikmesi uçucu aldehitler için ikincil bir kaynak sağlayabilmektedir.

Ayrıca e-sigara üzerindeki voltaj (gerilim) artırılarak, içine çekiş ve buhar sıcaklığı başına tüketilen e-sıvı miktarı gözlemlenmiştir. Zararlı kimyasallarının yayılımı tüm cihazlarda sıcaklık fark etmeksizin ortaya çıkmaktadır. Gözlemin sonucunda buna ek olarak benzer şekilde yüksek sıcaklıkta daha fazla zararlı madde yayılımının olduğu tespit edilmiştir.

Araştırmacılar e-sigara içinde kullanılan e-sıvı içerisindeki çözücü maddeleri incelemişler ve neredeyse tamamında propilen glikol ve gliserinin çeşitli miktarlarda karışımlarının kullanıldığını bulmuşlardır. Bu maddelerin her ikisi de yapay duman oluşturabilmek için kullanılmaktadır. İki madde arasındaki oran ise üretilen buharın hacmi gibi şeyleri belirlemektedir.

Toplam 31 adet zararlı kimyasal bileşen tespit edilmiştir ve bunların iki tanesi daha önce e-sigarada tespit edilmeyen bileşenlerdir. Bunlar propilen oksit ve glisidoldür. Araştırmacılar bu iki maddenin karsinojen olduğunu öne sürmektedirler.

Çalışmadan çıkarılacak sonuç, tüm e-sigaraların aynı olmadığı, e-sigaraların da potansiyel olarak zararlı kimyasallar barındırdığı ve bu kimyasalların ortaya çıkmasında ısı, cihazın tipi ve yaşı gibi faktörlerin belirleyici olduğudur. Daha az zararlı bir e-sigara üretiminin gerçekleşmesi hem tüketiciler hem de üreticiler için önemli bir konudur.