Bu yıl dünyanın en büyük kanser konferansı tam hızla devam ediyor. Amerikan Klinik Onkoloji Derneği'nin (ASCO) 2023 konferansı hala online/sanal olarak yayınlanıyor, ancak konferansın çoğunluğu yüz yüze katılıma dönmüş durumda.

Mayıs ortasına kadar, pandemi öncesine benzer bir şekilde, 40 bin kişi yüz yüze katılım için kaydoldu.

ASCO (Amerikan Klinik Onkoloji Derneği) Yıllık Toplantısı, dünya çapındaki onkoloji profesyonellerini bir araya getiren prestijli bir etkinliktir ve genellikle her yılın Haziran ayının ilk haftası düzenlenir. Bu toplantı, en son kanser araştırmaları, tedavileri ve tıbbi gelişmeleri tartışmak için bir platform sağlar. ASCO'nun ilk toplantısı 1965 yılında yapıldığından, organizasyon dünyanın en eski ve en saygın onkoloji toplantılarından biri olarak kabul edilir.

Yoğun Bir ASCO Konferansını Dört Gözle Bekliyoruz

Bilimsel program da oldukça yoğun olacak. Bu yıl yaklaşık 7 bin bilimsel araştırma sunuldu, bu da daha önceki yıllardan %6-7 daha fazla bildiri anlamına geliyor.

Her yıl düzenlenen bu toplantı, 2 Haziran Cuma gününden başlayıp 6 Haziran Salı gününe kadar sürecek ve Chicago'daki her zamanki yer olan McCormick Place kongre merkezinde düzenlenecek.

Bu yılın toplantı teması, ASCO Başkanı Eric P. Winer, MD tarafından "hastalarla iş birliği" olarak belirlendi. "Gerçekten hasta odaklı tedavi ve tüm tedavi ve araştırma yönlerinde hasta katılımını vurgulamak için büyük bir çaba göreceksiniz," dedi Gralow.

Program, hasta odaklı temayı tamamlayacak 200'den fazla oturumu da içerecek.

Geçen yıl olduğu gibi, bu yılın toplantısının ana konulardan biri aşırı tedavilerin belirlenmesi ve mümkün olduğu kadar azaltılması olacak (bakınız Kanserde Yaşam Kaybına Neden Olabilecek Aşırı Tedaviden Gelin Hep Birlikte Uzak Duralım!)

Buradaki anahtar soru şu: "Bazı durumlarda çok iyi uzun süreli genel hayatta kalma oranına sahip olduğumuzda, uyguladığımız tedavide biraz geri adım atabilir miyiz?".

Örneğin, bir sunum, faz 3 PROSPECT denemesinin sonuçlarını öne çıkaracak. Bu deneme, ameliyat olan bölgesel olarak ilerlemiş rektal kanserli hastalar için kemoterapi tek başına veya kemoterapi artı radyasyon terapisinin kullanımını inceleyecek. Araştırmacılar, bazı hastaların radyasyon terapisinden kaçınabileceğini iddia ediyorlar ve bu sadeleştirilmiş tedavi uygulanan kişilerin hastalık sonuçlarını inceleyecekler.

Başka bir çalışma, SHAPE denemesinin sonuçlarını inceleyecek. Bu deneme, düşük riskli erken evre rahim ağzı kanserli hastalar için basit histerektomi ile radikal histerektomiyi karşılaştırarak, daha az girişimsel, daha az yan etkili cerrahinin benzer uzun süreli kanser tekrarlama sonuçlarını sağlayıp sağlayamayacağını belirlemeyi amaçlıyor. Basit histerektomi, rahmin ve serviksin (rahim ağzının) tamamen çıkarılmasını içerirken, radikal histerektomi bu uygulamanın yanı sıra, rahmi çevreleyen dokuların ve belirli lenf nodlarının çıkarılmasını da kapsar.

En Dikkat Çekici 6 Çalışma

ASCO 2023 konferansında sunulacak ilgi çekici onkolojik araştırmalar şu şekilde listelenebilir:

  • Adagrasib: Adagrasib adlı bir KRAS G12C inhibitörü, KRAS G12C mutasyonlu küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) ve kolorektal kanser (KRK) hastalarında etkinlik göstermişti, ancak bu mutasyona sahip diğer tümör tiplerindeki etkileri bilinmiyordu. Faz II KRYSTAL-1 çalışmasında, KHDAK ve KRK hariç olmak üzere, KRAS G12C mutasyonlu tümörleri olan 64 hastada adagrasib denendi. 57 hastanın 20'sinde yanıt gözlendi, objektif yanıt oranı %35.1 idi. Ortanca yanıt süresi 5.3 ay ve ortanca ilerlemesiz yaşam süresi 7.4 aydı. Pankreatik ve safra yolu kanseri olan hastalarda objektif yanıt oranı sırasıyla %33.3 ve %41.7 idi. Bu sonuçlar daha önce Journal of Clinical Oncology dergisinde yayınlanmıştı ve güncellenmiş bulgular 3 Haziran'da sunulacak. (Bildiri 425082)
  • Trastuzumab Deruxtecan (T-DXd): DESTINY-CRC01 denemesinde, HER2-hedefli tedavi trastuzumab deruxtecan (T-DXd), standart tedaviye kıyasla HER2-pozitif metastatik kolorektal kanserde (mKRK) umut verici antitümör etkinlik gösterdi. Küresel DESTINY-CRC02 randomize Faz II denemesinde, HER2-pozitif mKRK'li hastalarda T-DXd'nin etkinliği ve güvenliği iki farklı dozda (5.4mg/kg ve 6.4mg/kg) değerlendirildi. Daha düşük dozu alan 82 hastada doğrulanmış objektif yanıt oranı %37.8, daha yüksek dozu alan 40 hastada %27.5 olarak bulundu. Hastaların bazıları grade 3 (ciddi) yan etkiler yaşasa da, genel güvenlik T-DXd'nin bilinen profilleri ile uyumluydu ve daha düşük dozu tercih etti. Bulgular 4 Haziran'da sunulacak. (Bildiri 3501)
  • İmmuno-Kemoterapi: Bu faz II çalışması, bölgesel olarak ilerlemil larinks (gırtlak) yassı hücreli kanseri olan hastalar için yeni bir tedavi kombinasyonu olan pembrolizumab, sisplatin ve dosetakseli test etmiştir. Bu tedavi, hastaların %78.3'ünde dört tedavi döngüsünden sonra larinks biyopsisinde hastalığın belirtisi olmadığını göstermiştir. Bu tedavi kombinasyonu, tüm hastalarda hastalık kontrolü sağlamıştır. (Bildiri 6008)
  • Melanomda yeni immunoterapi kombinasyonu: İki immün kontrol inhibitörü, nivolumab ve relatlimabın birleştirilmesi, daha önce tedavi almamış ileri evre melanoma hastaları için uzun vadeli faydalar sağlar. İki yıllık takip verilerine göre, bu kombinasyon sadece ortanca ilerlemesiz sağkalımı (10.2 ay vs. 4.6 ay) iyileştirmekle kalmadı, aynı zamanda daha yüksek bir objektif yanıt oranı (%43.7'ye karşı %33.7) elde etti. Bulgular 5 Haziran'da sunulacak. (Bildiri 9502)
  • BLU-945: Faz I/II SYMPHONY çalışmasında, ileri evre EGFR-mutant küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarının çoğunda hastalık ilerlemesi yaşanmasına rağmen, BLU-945'in güvenliği ve etkinliği değerlendirildi. Günde en az 400 mg doz alan hastaların neredeyse yarısında (%48) tümör boyutunda azalma gözlemlendi. Hem tekli tedavi hem de kombinasyon tedavileri, dolaşımdaki kanser DNA'sında belirgin bir azalmayı başardı ve dikkat çekici bir şekilde, kombinasyonun bir parçası olarak verildiğinde BLU-945'in daha düşük dozları gerekti. (Bildiri 9011)
  • Ponatinib ile Kemoterapi Kombinasyonu: Yeni teşhis edilmiş Philadelphia kromozom-pozitif akut lenfoblastik lösemi (Ph+ ALL) hastalarına genellikle BCR-ABL1 tirozin kinaz inhibitörleri (ponatinib ve imatinib gibi) ile kemoterapi uygulanır ancak zamanla hastalık ilerler çünkü direnç gelişir. PhALLCON adlı Faz III denemesine göre, hastalar ponatinib ve düşük yoğunluklu kemoterapiye imatinib ve kemoterapiye kıyasla daha iyi yanıt verdiler. Ponatinib tedavisi, imatinibe kıyasla, hastalarda daha yüksek oranda minimal kalıntı hastalık negatifliği sağlamış (ponatinib için %34.4, imatinib için %16.7). Deneme, ortanca yaşları 54 olan 245 hasta üzerinde yapılmış ve her iki tedavi de iyi tolere edilmiş. Çalışmanın sonuçları ilk olarak 17 Şubat'ta ve sonuçların güncellenmiş hali 3 Haziran'da sunulacak. (Bildiri 398868)

Konferans ayrıca, Ukrayna'dan onkologların bir araya gelerek Rusya-Ukrayna savaşının etkilerini tartışacağı bir oturuma da ev sahipliği yapıyor.