Hayır, Hindistan’ın kanser görülme oranı dünyadaki en düşüklerden değil!
"Kanserin çaresi bulundu, ama ilaç şirketleri paylaşmıyor", "İsrail'de, Küba'da artık kanser görülmüyor veya kanseri tedavi ettiler" gibi kanser şehir efsanelerine bir yenisi daha eklendi: "Hindistan'da kanser yok" veya "Kanser, dünyada en az Hindistan'da görülüyor". Peki gerçekten böyle midir veya her çarpıtılmış haberde olduğu gibi, bu haberin altında yatan bilginin aslı nedir?
2018 yılında yeni Dünya Kanser İstatistikleri yayımlandı (web sitemizde bir özetini bulabilirsiniz). 2016 yılına kadar olan ve Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) ülkeler tarafından gönderilen verilerden oluşturulan bu raporda gerçekten, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında kanser sıklığı oranları arasında büyük farklar bulundu.
En yüksek kanser oranına sahip ülkeler, 2016 yılında her 100.000 kişi başına yıllık 743 ve 542 yeni kanser vakası ile Avustralya ve Yeni Zelanda idi. Bunu 532 vakayla ABD izledi. 2016 yılında dünya genelinde 17,2 milyondan fazla kanser vakası rapor edildi.
Dikkat çekici olarak, bu analize göre Hindistan dünyadaki en düşük kanser insidansı (yıllık yeni kanser vakası) sahip ülkeler arasında onuncu sıraya oturdu; Hindistan, hepsi düşük kanser oranlarıyla övünen bölgesel komşuları - Butan, Nepal ve Sri Lanka - nın gölgesinde kaldı. Peki, bu ülkelerin kanser oranı gerçekten düşük mü, yoksa sağlık verilerini toplayamayıp Dünya Sağlık Örgütü'ne eksiksiz gönderemiyorlar mı?
Ayrıca bu kadar geniş nüfusa sahip bir ülke olan Hindistan’ın kanser oranları nasıl bu kadar düşük? Genetik meselesi mi? Yoksa zerdeçal gibi Hint diyetine özgü bir şey var da bu onları kansere daha az eğilimli mi yapıyor?
Ölçmediğiniz şeyi yönetemezsiniz; bu sonuç bir veri raporlama sorunudur
İlginç bir şekilde, en düşük kanser oranına sahip ülkelerin başında, nüfusunun 100.000 üyesi başına yıllık sadece 85 yeni vaka ile Suriye yer almaktadır. Sadece verilerin sonuçlarına bakacak olursak, Suriye halkı, dünyada kanserden en iyi korunan kişilerden oluşuyor gibi. Fakat işin aslı şu: yıllardır çok ağır bir savaşın içinde olan Suriye için, doktora gitmek ya da kanser tanı sayılarını DSÖ'ye bildirmek şu an için bir öncelik olmakta çok uzak.
Suriye'nin en az kanser gözükenler listesinin üst sıralarında yer alması, Hindistan'ın neden ilk 10'a girdiği hakkında bize fikir vermekte. Hindistan'da tam kapsayıcı bir ulusal kanser kayıt sistemi henüz bulunmuyor ve DSÖ'ye Hindistan'ın son gönderdiği veriler 2014 yılına ait gibi görünüyor.
Dahası, Yeni Delhi merkezli bir onkolog olan Dr. Ajay Sharma'ya göre, hastanelerde, özellikle de küçük kasabalarda kanser kaydı dahi tutulmuyor. Sharma, “Veriler düzgün bir şekilde işlenmedi ve sonuç olarak, Hindistan’ın birçok kanser vakası rapor edilmedi” diyor.
Yeni Delhi'deki Apollo Hastanesi'nde bir jnekolojik (kadınlara özgü) kanser uzmanı olan Dr. Sarika Gupta, Hindistan’da kanserlerin seyrek gözüktüğüne dair mevcut verilerin gerçeği yansıtmadığını söylüyor. Gupta, “Çin ve ABD'den sonra dünyanın en yüksek üçüncü jinekolojik kanser vakası oranına sahibiz” diyor. Ayrıca, Hindistan’daki kanser hastalarının yarısından fazlası, erken tanı amaçlı kanser tarama programları ve kansere dair farkındalık eksikliği sebebi ile ileri (4.) evrede tanı almaktadır.
2015 yılında Ernst ve Young tarafından yayınlanan bir rapora göre, o zamanlar Hindistan'da meme kanseri tarama cihazı olan sadece 2.700 mamogram vardı - 1.3 milyar nüfus ile ABD'nin 4 katı nüfusa sahip bir ülke olmasına rağmen, mamografi cihazı sayısı ABD'deki toplam sayının sadece %5 kadarı idi. Daha dikkat çeken bir sonuç ise, Hindistan'daki kanser merkezlerinin sadece %30'unda PET-BT cihazı bulunmakta. Yani, Hindistan'ın kanser tanısı konusunda ciddi bir gelişmeye ihtiyacı var. Peki "kanser tedavisinde" ne durumdalar?
Daha büyük bir sorun
Hindistan'da kanser oranlarının olduğundan daha düşük bildirilmesinin yanı sıra, hastalıkla ilgili farkındalık eksikliği ve tedavi imkanlarının kısıtlı olması, daha yüksek ölüm oranlarına neden oluyor. Önde gelen bilimsel tıp dergilerinden Lancet'te yayınlanan bir araştırmaya göre, 2014'te Hindistan kanser vakalarının yaklaşık % 70'i tıbbi kaynakların yetersizliği ve çoğu insanın geç evreye kadar tıbbi tedavi istememesi nedeniyle ölümle sonuçlanıyor. Daha farklı bir ifade ile, bizim de içinde bulunduğumuz, tıpta gelişmiş ülkelerde her 3 kanser hastasından 1'i bu hastalığa bağlı yaşamını kaybederken, Hindistan'da her 3 kanser hastasından en az 2'si bu hastalığa bağlı yaşamını kaybediyor. Hindistan'da kanser hastalarının kanser tedavilerine ulaşma oranları ise şu şekilde:
Ernst ve Young raporunda, Hindistan'da bildirilen 100.000 kişi başına yıllık 94 yeni vaka oranının, veri toplama ve taramadaki eksiklikler nedeniyle gerçeği yansıtmadığı, gerçek oranın ise 150-200 vaka arasında (Türkiye ile benzer) bir yerde olduğu ifade edildi. Bununla birlikte Hindistan'ın tahmini kanser oranları hala batılı ülkelerden düşüktür, bunda ise en büyük etken, obezite oranlarının en düşük olduğu ülkelerden biri olmasıdır.
Hindistan'da yaşanan raporlama ve tespit sorunlarının diğer gelişmekte olan ülkelerde de görülebileceğini düşünmek çok zor değil. Bu nedenle, daha zengin, gelişmiş ülkelerin kansere yakalanma konusunda daha eğilimli olduklarını varsaymak yanlış geliyor. Gelişmiş ülkelerin kanseri tespit etmek ve raporlamak için daha fazla yolları var ve bu ülkeler bu verileri rapor etmek ve toplamak için iyi çalışan kayıtçılık sistemlerine sahipler.
1. Ernst & Young LLP
Call for Action: Expanding cancer care in India 2015.
2. Dilsher Dhillonjun.
No, India’s rate of cancer incidence isn’t among the lowest in the world.
businessinsider.in - 5 Jun 2018