Marketlere girdiğimizde karbonhidratların yoğun olduğu bölüme gelince bu bölümden kaçınmamız gerektiğini düşünürüz. Yıllarca vücudumuz için ne kadar kötü olduğunu duyarız ve onlardan uzak durmamız tavsiye edilir. Ancak neden böyle bir tavsiye var ve tam olarak uzak durmamız gereken nedir bir tazeleme yapalım.

Son zamanlarda beslenme haberlerinde yeni bir terim görmüş olabilirsiniz: ultra işlenmiş gıdalar! Bunlar, "mutlaka uzak durmanız gereken besinler" başlığı ile haber yapılmakta.

Peki, normal veya minimal işlenmiş gıdalar ile "ultra" işlenmiş gıdalar arasındaki fark ve bunun sağlığınız için anlamı nedir?

Uluslararası Gıda Bilgi Konseyi işlenmiş gıdayı, orijinal biçiminden değiştirilmiş bir besin olarak tanımlar. Isıtma, pastörizasyon, konserve ve kurutma işlemlerinin tümü bu tanıma tabi kabul edilir. Bazı tanımlar soğutmayı bile içerir.

Dolayısıyla, elmaları doğrudan bir ağaçtan toplamadıkça veya doğrudan inekten süt içmiyorsak, yediğimiz yiyeceklerin büyük çoğunluğu teknik olarak işlenmiştir. Ancak temel hazırlama ve muhafaza teknikleri kesinlikle sağlıklı yiyecekleri (kepekli tahıllar veya dondurulmuş sebzeler gibi) "abur-cubur" haline getirmez. Sırf bir süreçten geçen bir şey yemek onun sağlıksız olduğu anlamına gelmez!

Belki de o zaman, işlenmiş gıdalar konusundaki düşüncemizi tazelemenin ve ultra işlenmiş gıdalara daha fazla dikkat çekmenin zamanı gelmiştir. Sonuçta, yapılan araştırmalar, artan obezite ve kanser riski de dahil olmak üzere genel sağlık sorunlarına yol açabilecek besinlere örnek olarak ultra işlenmiş gıdaları gösteriyorlar.

- İlgili Konu: Aşırı işlenmiş gıdaların kanserle bağlantısını gösteren bilimsel çalışma

Ancak, ultra işlenmiş gıdaların etrafındaki parametreler, genel olarak işlenmiş gıdaların etrafındakilerden daha az belirgindir. Tam olarak bu terimin ne ifade ettiği ise kime sorulduğuna göre değişir.

Ultra işlenmiş gıdalar fikri ilk olarak, 2016 yılında kanser ve beslenme arasındaki bağlantıyı inceleyen Brezilyalı beslenme araştırma ekibi tarafından tanıtıldı.

Fransız NutriNet-Santé çalışma grubunda yer alan 105 bin katılımcının 3300 farklı gıda maddesi ile 24 saatlik tekrarlanan diyet kayıtları kullanılarak yapılan daha kapsamlı bir çalışma, ultra işlenmiş gıdalarla kanser arasındaki ilişkiyi araştırdı.

Bu çalışmanın sonucuna göre, diyetteki ultra işlenmiş gıdaların oranındaki % 10'luk bir artış, genel kanser türleri ve meme kanseri riskinde % 10'dan daha büyük bir artışla ilişkilendirilmiştir. Ultra işlenmiş gıdaların kansere etkisinin çeşitli boyutlarını (besin bileşimi, gıda katkı maddeleri, temas malzemeleri ve neo-şekilli kirletici maddeler) daha iyi anlamak için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

Peki tam olarak nedir ultra işlenmiş gıdalar?

Tek bir kabul edilmiş tanım yok gibi görünüyor, ancak bazı ortak özellikler ultra işlenmiş yiyecekler kavramını şekillendiriyor. Örneğin "normal" işlenmiş bir yiyeceği ultra işlenmiş bir yiyeceğe dönüştüren değişiklikler, üçüncül işleme adı verilen, gıda üretiminin son aşamasında meydana gelir.

Gıda işlemenin 3 aşaması

Tipik gıda işleme üç aşamada gerçekleşir. Bu üç aşamayı anlamak çok önemlidir, çünkü bir yemeğin ne kadar işlenmiş olduğunu ve standartlarınızın ne olduğunu bağımsız olarak belirlemenize yardımcı olabilir.

Birincil ve ikincil aşamalar, yiyecekleri temel seviyesinden yenilebilir hale getiren temel hazırlıkları içerir.

İşlemenin ilk aşaması, yiyeceğin yenilebilir olduğundan emin olmaktır. Tahıl hasadı, kabuklu yemişler ve kesilmiş tavukların tümü birincil işlem olarak kabul edilir. Sadece bu işlem aşamasından geçen yiyecekler genellikle “bütün” yiyecekler olarak kabul edilir. İkincil adımlar daha karmaşık, bitmiş, "işlenmiş" bir üründür. Ultra işlenmiş yiyecekler, üreticilerin tat vermesi, şeker, yağ ve kimyasal koruyucu madde enjekte etmesi durumunda üçüncü aşamadan geçer. Diyetinizde ultra işlenmiş yiyecekler miktarını değiştirmek için yapabileceğiniz küçük değişiklikler var. Aşağıda, gıda işleme aşamalarını gösteren ve değişim yapmanıza yardımcı olacak bir akıllı grafik bulunmaktadır:

gida isleminin uc asamasi

İşlenmiş gıdalar içinde en çok merak edilenlerden biri makarnadır. Makarna, ev tipinden ultra işlenmişe kadar farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. Son yıllarda giderek popülerleşen, kendine has paketlerde satılan ve üzerine sıcak suyu dökerek hızlıca tüketilebilen hazır makarnalar, ultra işlenmiştir. Tam buğday veya durum buğdayından yapılan klasik makarnalar ise - içine yağ ve şeker katılmaması şartı ile - minimal / az işlenmiş gruba dahildir. Büyüklerimizden öğrendiğimiz ev yapımı tam buğdaydan yapılmış erişteler, ev versiyonu dediğimiz grupta yer alır. Bununla birlikte, market raflarında, ev yapımına yakın makarnaların sayısı da giderek artmaktadır. Üreticilerin, içeriklerini ne kadar doğru yansıttığı kaygısı duyulabilir, ancak belli kalite standartlarına sahip ürünlerin, içeriklerini daha doğru yansıttığını düşünebilir. İşlenme derecesini, ürünün etiketini okuyarak anlayabilirsiniz; aşırı işlenmiş ürünlerin daha kalabalık bir "içindekiler" listesi vardır. Yağ, şeker ilavesi varsa, o makarna, ultra işlenmiş hale gelmiş demektir.

Kısacası, ultra işlenmiş besinler muhtemelen çoğumuzun işlenmiş besinler olarak düşündüğü şeydir; örneğin fast-food restoranlarında veya benzin istasyonu raflarında bulunan parlak, paketlenmiş, doğa ile alakası olmayan ürünler.

Etikette bulunan uzun bir bileşen listesi, ultra işlenmiş bir yiyeceği tanımanızın en kolay yoludur. Bunun Amerikan diyetinde ne kadar yaygın olduğunu inceleyen 2016 araştırması, onlara "tuz, şeker, yağlar ve yağların yanı sıra, mutfak hazırlıklarında kullanılmayan maddeleri içeren" formülasyonlar adını vermektedir.

Aşırı işlenmiş gıdalardan kaçınabiliriz

Gıdaların nasıl aşırı işlendiğini anlamak, ultra işlenmiş gıda tüketiminizi en aza indirmenizde size yardımcı olabilir. İyi bir etiket okuyucusu olmak, daha az bileşen içeren ürünleri seçmenize ve evde tükettiğiniz ultra işlenmiş madde miktarını azaltmaya yardımcı olur.

Sonuç

Yıllardır süregelen diyet kültürü sayesinde, hangi yiyeceklerin genel olarak "kötü" ve "iyi" olduğunu biliyoruz. Tüm "işlenmiş" yiyeceklerin sizin için mutlaka kötü olmadığını unutmayın.

Alışverişe tok karnına çıkmak midenizle değil aklınızla düşünerek doğru seçimler yapmanızı sağlar. Bu yüzden, bir dahaki sefere markete gitmeden önce bir alışveriş listesi hazırlamak ve gıdaların etiketini okuyarak almak size doğru karar vermede yardımcı olabilir.