Hasta olmaktan, kanser tanısı almaktan veya ölmekten hepimiz korkarız. Ve tüm insanlık gibi geçmişten günümüze ölümsüzlüğü düşleriz. Fakat bazı gerçekler önümüzde bizi bekler; başımıza gelirken de zengin, fakir, eğitimli, eğitimsiz ayrımı yapmaz. Tıpkı Ekim 2003'te Steve Jobs'un yüzleşmek durumunda kaldığı kanser gibi. Bu konuya genişçe bir yer ayırmak istiyorum çünkü başından sonuna kadar birçoğumuzun yaşadığı durumlara ayna tutmakta.

Apple ve Iphone denilince akla gelen ilk isim olan Steve Jobs'tan, bir üroloji muayenesi sonrası üreter ve böbreklerinin bilgisayarlı tomografisi istendi. Tomografi sonucunda böbreklerinde bir sorun görünmüyordu, fakat pankreasının üzerinde bir gölge mevcuttu. Ürolog ona hemen pankreasını muayene ettirmesini söyledi. Jobs bunu yapmadı. Ama doktoru bunun gerçekten önemli olduğunu söyleyerek ısrar etti. Steve bunun üzerine bir sabah erkenden doktora gitti ve tomografiyi inceleyen doktorlar ona kötü haberi vermek durumunda kalmıştı. Pankreasında tümör olduğunu söylediler, içlerinden bir doktor hayatta yarım kalan işlerini tamamlamasını bile tavsiye etti. O akşam bir endoskopi yaparak pankreasındaki tümörden birkaç hücre aldılar iğne ile. Doktorlar sevinmişlerdi; Jobs'un kanserinin bir pankreatik nöroendokrin tümörü olduğu anlaşıldı. Pankreasta görülen kanserlerin bu çeşidi nadir görülmekle birlikte tedavisi, klasik pankreas kanserlerine göre daha olanaklıdır. Aslında Jobs hem tümörün çeşidi hem de tümör bu kadar erken keşfedildiği için oldukça şanslıydı. Tümör daha yayılım göstermemiş vaziyetteyken alınabilecekti. İlk aradığı kişilerden biri, Hindistan'daki aşramda tanıştığı Larry Brilliant oldu.

Jobs kabul gören tek tıbbi yaklaşımı, yani tümörün ameliyatla alınmasını reddederek arkadaşları ve karısını dehşete düşürdü. "Vücudumu kesip açmalarını hiç istemiyordum, bu yüzden başka birkaç şey denedim," diye anımsıyordu biraz pişmanlıkla.

Katı bir vegan diyetine başladı, bol bol taze havuç ve meyve suyu tüketti. Bu rejime akupunkturu, çeşitli şifa otları ve arada sırada internette rastladığı ya da ülkenin dört bir yanındaki insanların bahsettiği tedavileri ekledi. Güney California'da bir doğal tedavi kliniği işleten ve organik bitkilerin, meyve suyu oruçlarının, bağırsakları sık sık temizlemenin, hidroterapinin ve her türlü negatif hissi ifade etmenin önemini vurgulayan bir doktordan etkilendi bir süre. Arkadaşları Jobs'a ameliyat olmasını ve kemoterapi tedavisi görmesini söylediler ısrarla. Beslenmeye dayalı alternatif tedavi yöntemlerinde çığır açmış diyet doktoru Dean Ornish bile Jobs'la uzun bir yürüyüşe çıktı ve bazen modern tıbbın en doğru seçenek olduğunu ısrarla anlatmaya çalıştı. "Gerçekten ameliyata ihtiyacın var," dedi Ornish ona.

Jobs Ekim 2003'te teşhis konmasından sonra dokuz ay direndi. Temmuz 2004'te Jobs'a tümörün büyüdüğünü ve muhtemelen yayıldığı bir tomografi ile gösterildi. Bunun üzerine Jobs gerçekle yüzleşmek zorunda kaldı. 31 Temmuz 2004 Cumartesi günü Stanford Üniversitesi Tıp Merkezi'nde ameliyat oldu. Bu kanserin standart tedavisi olan Whipple ameliyatı, yani pankreasın yanı sıra midenin büyük bir bölümüyle bağırsağın bir kısmının alınması işlemi tam anlamıyla uygulanamadı. Doktorlar bu prosedürü uygulamayı düşündülerse de sonunda daha az radikal bir yaklaşımda, modifiye bir Whipple'da karar kılarak pankreasın bir kısmını aldılar sadece. Ameliyatın bir yan etkisi Jobs için sorun olacaktı, ergenliğinden beri saplantılı bir şekilde uyguladığı diyetleri ve tuhaf arınma ve oruç rutinleri yüzünden. Pankreas midenin gıdaları sindirip besleyici maddeleri özümsemesini sağlayan enzimleri ürettiğinden, bu organın bir kısmını almak yeterli protein alınımını güçleştirir. Hastalara sık sık yemek yemeleri ve besleyici bir diyet uygulamaları, çeşitli et ve balık proteinlerinin yanı sıra tam yağlı süt ürünleri tüketmeleri önerilir.

Maalesef kanser yayılmıştı. Doktorlar ameliyat sırasında üç tane metastaz buldular. Dokuz ay önce ameliyat yapsalar kanseri yayılmadan önce durdurabilirlerdi belki. Jobs'ın kemoterapi tedavisine başlaması, beslenme konusunda yaşadığı sıkıntıları iyice arttırdı.

2008 başında Jobs ve doktorları, kanserin yayıldığına artık emindiler. Doktorlar 2004'te Jobs'ın pankreas tümörlerini alırken onun kanser genomunun kısmi haritasını çıkarmış ve böylece hangi yolların kusurlu olduğunu saptamışlardı. Jobs'a en çok işe yarayacağını düşündükleri tedavileri uyguluyorlardı. Jobs'ın beslenme sorunları 2008 başından itibaren ağırlaştı. 2008 baharında on sekiz kilo birden verdi. Hormon dengesizliğinden muzdaripti. Pankreasın ürettiği hormonlardan biri olan glukagon, insülinin tam tersi işleve sahiptir. Glukagon karaciğerin kan şekeri artırmasını sağlar. Jobs'ın tümörü karaciğerine yayılmıştı ve büyük hasara yol açıyordu. Giderek zayıflıyordu; bu yüzden ona, glukagon seviyesini düşürücü ilaçlar verdiler. Çok hastaydı ve şiddetli ağrılar çekiyordu. Tekrar kemoterapiye başlamıştı. Cildi kuruyup çatlamaya başlamıştı. Alternatif tedavilerin peşinden İsviçre Basel'e gitti; deneysel bir hormon ve radyoterapi tedavisi gördü. Rotterdam'da geliştirilen, peptit reseptörü radyonüklid terapisi denen deneysel bir terapiden daha geçti.

- Steve Jobs ve binlerce yaşam alternatif kanser tedavilerine kurban ediliyor!

Jobs'ın onkoloji ekibinin başındaki doktor ona karaciğer nakli yaptırmak zorunda kalabileceği konusunda aylardır uyarıyordu. Sonunda ikna oldu ve organ nakli listelerinde beklemeye başladı. Listenin başına yükseldikten günler sonra 21 Mart 2009'da yirmilerinin ortasındaki bir genç hafta sonunda araba kazasında öldü ve organları bağışlandı. Nakil başarılı olmasına oldu ama durum hala iç rahatlatıcı değildi. Doktorlar Jobs'ın karaciğerini çıkardıklarında peritonda - yani iç organları saran ince zarda - lekeler buldular. Ayrıca karaciğerin her yerinde tümörler vardı; yani kanser büyük ihtimalle başka bir yere sıçramıştı. Görünüşe göre tümörü zamanla mutasyonlar geçirip karakter değiştirmişti ve artık daha hızlı büyüyordu. Numuneler aldılar ve yine genetik haritalar çıkardılar.

Jobs, oğlu Reed'in Haziran 2010'daki lise mezuniyet törenine katılmayı çok istiyordu.

Jobs'a kanser teşhisi konulunca Reed yazlarını Stanford'daki bir onkoloji laboratuvarında çalışarak, kolon kanserinin genetik işaretleyicilerini bulmak için DNA sekanslama yaparak geçirmeye başladı. Bir deneyde, mutasyonların kalıtsal olarak aktarılmasının izini sürdü. "Hastalanmamın çok az iyi yönünden biri, Reed'in bazı çok iyi doktorların yanında bol bol çalışması oldu," dedi Jobs. "Duyduğu ilginin aynısını ben onun yaşındayken bilgisayarlara karşı duymuştum. Bence yirmi birinci yüzyılın en büyük icatları biyolojiyle teknolojinin kesiştiği alanlarda yapılacak. Yeni bir çağ başlıyor, tıpkı ben onun yaşındayken bilgisayar çağının başladığı gibi."

Bir cumartesi günü Reed okulunun bilgi yarışması ekibindeki dört yarışmacıdan biri olarak yerel bir TV kanalına çıktı. Sunucu, çocuklara büyüyünce ne olmak istediklerini sordu. Reed Kanser araştırmacısı yanıtını verdi. Tüm bu hikayenin sonunda, Ekim 2011'de dünyamıza vizyonu ile önemli katkılar ve yenilikler sunan Steve Jobs hayatını kaybetti.

Walt Disney

Ömrü boyunca hayaller kuran ve çocuklara masal dünyalarının kapılarını aralayan Walt Disney gırtlak kanseri nedeniyle 15 Aralık 1966’da vefat etti.

Bob Marley

Deri kanseri melanoma yakalanarak hayata veda eden efsane şarkıcı Bob Marley’in, ölmeden önce oğlu Ziggy’e son sözü: "para hayatı satın alamaz" oldu.

Hugh Jackman

2013 yılında cilt kanseri teşhisi konulan Jackman, daha önce üç kez tedavi altına alındı. Güneşin zararlı ışınlarına korunmasız bir şekilde maruz kalma sonucu oluşan ve Avustralya'da oldukça yaygın olan bir cilt kanseri çeşidinden müzdarip Jackman'ın tedavisi halen sürüyor.

Carl Sagan

1978'de, "Cennet'in Ejderleri" adlı kitabıyla Pulitzer Ödülü'ne layık görülen astronom, yazar ve 20. yüzyılın en önemli bilim insanlarından biri olan Carl Sagan, 62 yaşındayken 20 Aralık 1996'da kemik iliği kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

Angelina Jolie

Kanser olmamış fakat ismini anmadan geçemeyeceğimiz Angelina Jolie 2013 yılında her iki memesini ve 2015'in başlarında da yumurtalıklarını aldırdı. Çünkü yaptırdığı genetik test sonucu BRCA1 geninde mutasyon saptanmıştı ve bu % 87 oranında meme kanseri ve % 50 oranında yumurtalık (over) kanseri riski taşıdığını gösteriyordu. Peki neden kalıtsal kanser genetik testi yaptırmıştı? Çünkü annesi 56 yaşında over kanserine bağlı yaşamını yitirmişti ve Angelina Jolie, over ve meme kanserlerinin bir kısmının kalıtsal olabileceğini öğrenmişti.

Annesi aktris Marcheline Bertrand’ı 56 yaşında yumurtalık kanserinden kaybeden Angelina Jolie’nin meme ameliyatının ilk aşaması, Şubat 2013'ün başında gerçekleştirildi.

New York Times’da yayınlanan makalede, geçirdiği operasyonu açıklayan Angelina Jolie, annesinin 10 yıl boyunca yumurtalık kanseri tedavisi gördüğünü okuyucularla paylaştı. Jolie, "Annem, torunlarını kucağına alacak kadar yaşadı. Ama, benim çocuklarım anneannelerinin ne kadar sevecen ve iyi biri olduğunu bilme şansına asla sahip olamayacaklar" dedi.

- Kalıtsal meme kanserli kişiler nasıl takip ve tedavi edilmeli?

Patrick Swayze

Amerikalı dansçı, şarkı yazarı ve aktör. Ghost (Hayalet) filmindeki "Sam" rolüyle hafızalarda yer edindi.

2008 Ocak'ında Swayze'ye pankreas kanseri tanısı konuldu ve kemoterapiye başladı. Mayıs 2008'de kanserin sıçradığı midesinden parça aldırmak için ameliyat oldu.

Bu dönemde vasiyetini yazdı ve tüm mallarını eşine bıraktı. Ameliyat sonrası hastalığı iyiye gitti. Eylül 2008'de kanser karşıtı kampanyalar için televizyonlara çıktı.

Ocak 2009'da kanserin az da olsa karaciğerine sıçradığını açıkladı. Nisan 2009'da ise karaciğerini sardığı anlaşıldı.14 Eylül 2009'da teşhisten yirmi ay sonra 57 yaşındayken öldü.

Ronald Reagan

ABD’nin 40. Başkanı Ronald Reagan hem cilt kanseri hem de kolon kanserine yakalanmış, defalarca ameliyat olmuştu. Reagan 2004’te zatürre nedeniyle hayatını kaybetti.

ABD'li Senatör John McCain

2008 yılında Obama karşısında seçime giren ve kaybeden Cumhuriyetçilerin başkan adayı olan McCain'in geçtiğimiz aylarda gözündeki bir kan pıhtısını aldırdığı sırada beyin tümörü olduğu fark edildi.

David McLean

Marlboro sigarasının Marlboro Man reklamı, geçtiğimiz yüzyılda milyonlarca kişiyi "Marlboro Ülkesi"ne davet etti ve davete icabet eden binlerce kişinin ölümüne neden oldu. Marlboro Man reklamı hâlâ, gelmiş geçmiş insanları en çok etkileyen reklam olarak kabul ediliyor.

İlk Marlboro Man reklamı 1955 yılında medyada boy gösterdi ve iki yıl içinde Marlboro sigarasının satışını dörde katladı. 1972 yılına gelindiğinde Marlboro, dünyada en çok satılan sigara idi.

Bu reklamlarda yer alan 3 aktörden biri olan David McLean, akciğer kanseri nedeni ile öldü.

Kylie Minogue

Ünlü şarkıcı Kylie Minogue da meme kanserine yakalananlardan. Şarkıcı 2005'te yakalanmıştı bu hastalığa. Tümör alınıp kanserin tekrarlama riskini düşürmek amacıyla koruyucu (adjuvan) kemoterapi tedavisi görmüştü Kylie. Ve şu an düzenli kontrollerini yaptıran sağlıklı bir kadın olarak yaşamına devam ediyor.

- İlginizi çekebilir: Meme kanseri ameliyatı sonrası kemoterapi almayacak hastaları nasıl belirleriz?

Anastacia

Ünlü şarkıcı ve müzisyen 2003 Ocak ayında, göğüslerini küçülttürmeye karar verdi. Ameliyat için çektirdiği mamografide meme kanseri olduğunu öğrendi. Derhal ameliyatı ve radyoterapiyi tamamladı. Anastacia daha sonra "Anastacia Fonu"nu genç kadınlar için kurdu.

Levent Kırca

2015'te karaciğer kanserine yakalanan ve bu nedenle hayatını kaybeden Levent Kırca, aynı senenin eylül ayında verdiği röportajda şunları söylemişti:

"65 yaşındayım, ölsem gözüm açık gitmez. Gençler yaşasın, onlara bir şey olmasın. Benim hayatla olan maçım ortada. 'Herkes bana dua etsin' gibi lafları sevmiyorum. Yaşanacaksa da yaşarız abi… Yaşa baba, yaşa baba… Ben hayatın hakkını vererek yaşadım. Gözlerimi kapatırken gönlüm rahat olacak. Bu rahatlığı olmayanlar düşünsün. Ben ölümden korkmuyorum. Üç tane kemoterapim daha kaldı. Devlet hastanesinde tedavi oluyorum. Amerika’ya gidenler de var ama ben de Atatürk gibi kendimi Türk hekimlerine emanet ettim. 2000 yılında kan kanserinin bir türüne yakalandım. O dönem kimseye açıklamadım bunu ve gizli tuttum. Sonunda kanseri paçasından tuttuğum gibi kündeye getiriverdim. Ama bu defaki çok dişli çıktı."

Steve McQuenn

22 yaşında motor yarışlarından kazandığı parayla oyunculuk dersleri almaya başlayan Steve McQueen, tiyatro sahnesinde istediği ünü yakalayamayacağını anlayınca şansını Hollywood’da denemeye karar verdi. Küçük dizilerde büyük, büyük filmlerde küçük rollerde yer aldı. McQueen’in doğuştan sahip olduğu serseri tavırları Bill Ringa rolünde harikalar yarattı, eleştirmenlerden tam not aldı.

Nadir görülen bir kanser türü olan akciğer zarı kanseri (mezotelyoma) olduğunu öğrendiğinde başlarda kendinde olan aynı umursamaz tavırları sergiledi. Hayatına hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek istedi. Yarış arabalarını kullanırken giydiği giysiler, yanmaya dayanıklı bir kimyasal olan asbest isimli bir maddeden yapılıyordu. Akciğer zarı kanseri, bu maddeye yoğun olarak maruz kalanlarda görülüyordu. Hayattaki en büyük tutkusunun onu ölüme sürüklediğini kabullenmek istemedi. ABD ordusunda giydiği kıyafetlerin neden olduğuna inanmayı tercih etti. Fakat sanılar, gerçeklere dair çok az şey barındırmaktadır.

Pavarotti

İtalyan opera sanatçısı Luciano Pavarotti, kuşağının en büyük tenoru olarak adlandırılmaktadır. Dünya Kupası sırasında şef Zubin Mehta yönetiminde, Carreras ve Domingo ile beraber verdiği konseri tüm zamanların en önemli klasik müzik konserlerinden biri kabul edilirken konserin kaydı da en fazla satan klasik müzik albümü oldu. Yaşamına pankreas kanseri nedeniyle 71 yaşında veda etti.

Harun Kolçak

Sinema sanatçısı Eşref Kolçak'ın oğlu ve Türk Pop Müziği'nin önemli sesi Harun Kolçak, prostat kanserine 2014 yılında yakalanmıştı. "Ölüm hayatta birçok şeye anlam katıyor. Ölümsüz olsaydık, birbirimize değer vermezdik" sözleriyle hastalığını ifade etti.

22 Haziran 2016 Çarşamba günü Harun Kolçak'ın kanserinin nüksettiği (tekrarlama) anlaşıldı. Sonraki süreçte genel durumunun ani şekilde bozulması üzerine acil olarak hastaneye kaldırılan Harun Kolçak yeni bir ameliyat geçirdi. Yoğun bakımda tedavi altına alınan sanatçı daha sonra yaşamını kaybetti.

Kayahan

Türk Pop Müziği'ne damgasını vuran isimlerden Kayahan 15 yıl ara ile 2 kez aynı kanserle karşılaştı. Ünlü müzisyen 1990 yılında yumuşak doku kanserine (sarkom) yakalandığında 6 aylık ömrünün kaldığını düşündü. O dönem tedavi ile hastalığı kontrol altına alınmıştı, fakat kanseri 2014 yılında tekrarladı. Kayahan, 2014 yılında 66 yaşındayken hayatını kaybetti.

Joe Biden'ın oğlu Beau Biden

Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın en büyük oğlu olan Beau Biden'in kanseri, glioblastoma multiforme (GBM) adlı beyin tümörü idi. Aynı zamanda Delaware Başsavcısı olan 46 yaşındaki Beau Biden 30 Mayıs 2015'te bu hastalığa bağlı hayatını kaybetti.

- ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in oğlunun kansere bağlı yaşam kaybı üzerine Obama’nın duyurduğu Hassas Tıp Hareketi!

Nilüfer

Nilüfer, meme kanserine yakalanıp tedavi ile sağlıklı bir şekilde yaşamına devam eden milyonlarca kadından biri. Tanı sürecinde ultrason ve mamografi testlerinin ardından hissettiklerini kendi cümleleriyle aktarmak gerekirse;

"Doktorlar bunu araştırmaya başlayınca biraz irkildim ve moralim bozuldu. Bir kez o gün ağladım, aklıma kızım geldi, o daha çok küçük diye düşündüm, o an çok duygusallaşıyor insan. Tam teşhisi koyabilmek için iğne biyopsisi yapmak gerektiğini söylediklerinde korktum. Daha sonra randevu günü gittim ve lokal anesteziyle operasyona girdim. Hiç acı hissetmedim sakin olmaya çalıştım. Ama işin ilginç tarafı o patolojiden gelen sonuçta da net bir şey çıkmadı. Bu sefer adını hatırlayamadığım daha geniş bir yöntemle tekrar o bölgeden doku aldılar. Bu biraz daha sıkıntılı bir tetkikti ancak hiç ağrı yoktu. Bu testin ardından, hiç unutmuyorum bir bayram günüydü; süt kanalında olan çok erken evre kanser olduğu söylendi. Geçen yıl 25 Ekim’de ameliyat oldum ve memem alındı benim. Hiç unutmayacağım bir tarihtir. Ben sadece ameliyattan çok korkuyordum. Göğsümün alınması beni üzmedi. Sonuç olarak orada bir canlı bombayla dolaşamazdım. Süt kanalının dışında da meme dokusunun içinde 3 noktada küçük tümörler vardı. Benim kanserim çok agresif bir tür olduğundan, tümörlerin boyutu çok küçük olmasına rağmen kemoterapi kaçınılmaz oldu."

"Mümkün olduğu kadar kendimi eve kapattım. Peruğu takmaktan hoşlanmadım. Peruk takmadan da dışarı çıkmak istemedim. Her şeyi kabullendim ve panik olmadım"

"Lütfen hastalığınıza sahip çıkın, araştırın, doktorlarınızla her şeyi konuşup bütün ayrıntıları öğrenmeye çalışın ve bunu dramatik bir hale getirmeyin. Kemoterapinin olumsuz etkileri tedavi bittiği andan itibaren hızla kayboluyor merak etmeyin, dökülen saçlarınıza ise hiç üzülmeyin, inanın eskisinden daha gür çıkıyorlar" diyor Nilüfer.

- Meme kanseri belirtileri ve tedavisi – sorular ile TANI YOLCULUĞU

Defne Samyeli

Rahim ağzı (serviks) kanserinin başlangıcında olduğunu kanser taraması ile keşfeden Defne Samyeli şu cümleleriyle ifade ediyor kendini: "Tüm o korkularımın boşa olduğunu yaşadıkça öğrendim. Sonuç olarak patoloji raporu olayın çok başında müdahale ettiğimizi ortaya koydu. Bu konuyla ilgili konferanslar verdim ve Türkiye’de smear test patlaması yaşandı. Pek çok kadın kontrolden geçti. Boşuna “Şer gibi görünen şeylerin altında hayır vardır” dememişler."

- Rahim ağzı kanserlerinin %95'inin nedeni olan HPV nedir ve nasıl kansere nasıl yol açar?

Yıldız Tilbe

Rahim kanserine yakalanan bir başka ünlümüz ise şöyle anlatıyor: "Bunu ailem dışında kimseye söylemedim. Çok şükür ki daha önceden çocuğum olmuş. Yoksa bu durum beni yıpratabilirdi. Hastalığım sırasında büyük bir aşk yaşadım, çok aşıktım. Sadece onu düşünüyordum. Sürekli aklımdaydı. İnsanın bir derdi olunca o vücudunda bir sorun olarak çıkabiliyor. Hastalandıktan sonra kendisini tamamen unuttum. Şimdi her şeyin o kadar kafaya takılmaya değer olmadığını, gereksiz şeylerle üzülmemem gerektiğini öğrendim. 

,

Şundan bahsetmeliyim ki bu hayatta olmamasını dilediğimiz şeyler aslında hep yararımıza ve hayatın gerekliliğinden. Örneğin unutma eylemini de sevmeyiz. Oysa ki unutmak bizlere verilmiş en büyük nimetlerden biridir. Düşünsenize şu güne dek yaşadığımız onca mutluluğu ve üzüntüyü hatırlayacak olsak kalbimiz bu türlü bir pompalamaya belki 40 yaşımıza kadar bile dayanamayacaktı.

Aynı şekilde ölüm ve ölmek kelimeleri için de bizlere uzak, korkutucu ve yabancı gelen bir şey gibi davranmaya çalışıyoruz; aslında bu büyük nimetin günün birinde gelmesi gerekliliğini bildiğimiz halde. Evet bundan kaçmak isteriz. Kanser olmayı ise hiç istemeyiz, acı da olsa farkında mısınız bilmiyorum ama kanser belki de değer verdiklerimizle vedalaşma, her şeyin değerini daha iyi anlamış şekilde sevdiklerimizle bir şeyler paylaşma fırsatını veren tek ölüm şekli...

Yakında öleceğimi anımsamak, hayatta önemli seçimler yapmamda en büyük yardımcım oldu şimdiye kadar. Çünkü neredeyse her şey - bütün dış beklentiler, gurur, rezil olma ya da başarısızlık korkusu - bütün bunlar ölümün karşısında önemsizleşiyor ve geride sadece gerçekten önemli şeyler kalıyor. Öleceğinizi anımsamak, kaybedecek bir şeyiniz olduğu yanılgısına düşmekten kurtulmanın en iyi yolu. Zaten çıplaksınız. Yüreğinizi takip etmemeniz için hiçbir sebep yok. Steve Jobs

Yazımızı, yine Steve Jobs'ın 2005 Stanford Üniversitesi mezuniyet konuşmasından bir kesitle örneklendirmek ve sonlandırmak istiyorum:

"Üçüncü hikayem ölüm hakkında. On yedi yaşındayken şöyle bir şey okumuştum. 'Her gününü hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın.' Bu cümle beni çok etkilemişti. Ve o günden bu yana, yani 33 yıldır, her sabah aynaya bakıp kendime hep şunu sordum: "Eğer bugün hayatımın son günü olsaydı, bugün (normalde) yapacağım şeyleri yapmak ister miydim? Uzun süre art arda 'Hayır' yanıtını verdiğimde bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım. İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi, yaşantısına damga vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları, tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir. Yalnızca ölümdür önemli olan.

Bu deneyimi yaşamış biri olarak diyebilirim ki ölüm faydalı fakat sadece entelektüel bir kavramdır. Hiç kimse ölmek istemez. Cennete gitmek isteyenler bile oraya gitmek uğruna ölümü göze almak istemezler. Oysa ölüm hepimizin ortak sonu. Şimdiye dek kimse ölümden kaçamamıştır. Bunun böyle de olması gerekir. Çünkü ölüm, hayatın en güzel icatlarından birisi. Hayatın değişim ajanı. Yenilere yer açmak için, eskilerden kurtulmanın tek çaresi. Şu an için yeni sizsiniz. Ama günün birinde, üstelik pek yakında siz de eskiyecek ve aradan çıkarılacaksınız.

Bu kadar acımasız olduğum için üzgünüm ama gerçek bu. Zamanınız kısıtlı. Bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki her şey ikinci planda.