Virüslerin Keşfi 1892 – Canlı Mikroplar

Bilim Gazetecisi Robert Adler şöyle yazmıştı: 

"Kuduz, çiçek hastalığı, sarı humma, çocuk felci, influenza, AIDS gibi virüslerin neden olduğu hastalıkların listesi insan ızdırabının bir kataloğu gibidir. Virüslerin sırlarını çözen bilim insanları kelimenin tam anlamıyla karanlıkta yollarını bulmaya ve daha önce hayal bile edemedikleri bir şeyi anlamaya çalışıyorlardı.”

Virüsler canlı ve cansız arasında tuhaf bir alanda var olurlar. Kendilerini yeniden üretmek için gerekli olan tüm moleküler ekipmana sahip değillerdir. Ancak hayvanları, bitkileri, mantarları veya bakterileri enfekte ettiklerinde, konaklarını sayısız (trilyonlarca) viral kopya oluşturmak için kullanabilirler. Bazı virüsler, konak hücrelerini kontrolsüz çoğalma sürecine yönlendirebilir, bu da kansere yol açabilir (örneğin HPV). 

Günümüzde, çoğu virüsün ortalama bir bakterinin yaklaşık yüzde biri büyüklüğünde olduğu göz önüne alındığında, sıradan bir ışık mikroskobuyla görülemeyecekleri açıktır. Virionlar (virüs parçacıkları), DNA veya RNA şeklinde genetik bir materyal ve dış protein kaplamadan oluşur. Bazı virüsler, konak hücre dışındayken bir lipid zarfa (küçük organik moleküller) da sahip olabilir.

• 1892'de Rus Biyolog Dimitri Ivanovsky, Tütün Mozaik Hastalığının nedenini anlamaya yönelik adımlardan birini attı. Tütün yapraklarını yok eden bu hastalığı anlamaya çalışırken, bakterileri yakalamak için tasarladığı ince bir porselen filtreyi kullanarak ezilmiş hastalıklı yaprakların özütünü filtreledi. Şaşırtıcı bir şekilde, filtreden geçen sıvı hala bulaşıcıydı. Ancak Ivanovsky, toksinlerin veya bakteri sporlarının etken ajan olabileceğine inandığından gerçek viral nedeni hiçbir zaman anlayamadı.
• 1898'de Hollandalı Mikrobiyolog Martinus Beijerinck benzer bir deney yaptı Bu yeni enfeksiyöz ajanın sıvı yapıda olduğuna inanarak "çözünür canlı mikroplar" olarak adlandırdı. 
• Daha sonraki araştırmacılar kobay kornea dokusu veya döllenmiş tavuk yumurtaları içeren ortamlarda virüsleri yetiştirebildiler. 
• Virüsler ancak 1930'larda elektron mikroskobuyla görülebilir hale geldi.

Yazı Görselinin Açıklaması: Çoğu hayvan virüsü simetrik ve neredeyse küresel bir şekle sahiptir. Virüsler genellikle bakterilerden çok daha küçüktür.

Yazıda Geçen Tarihi Kişiler: Martinus Willem Beijerinck (1851–1931), Dimitri Iosifovich Ivanovsky (1864–1920)

• Önceki konu: Nöron Doktrini 1891 – Vücudumuzdaki Sinyal Ağı
• Sonraki konu: Osteopatik Tıp 1892 – Manipülatif Tedavi