Kanser Psikolojisi - Psikoonkoloji: KANSER HASTASINA BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
Kanser psikolojisi
İnsanlık tarihinden bile eski olan kanser hastalığının, psikolojimizde derin bir yeri olduğu söylenebilir (bakınız Kanser Tarihi). Kanser denilince ilk akla gelen şey, şüphesiz "tedavi edilebilir mi(yim)?", "bundan kurtulacak mı(yım)?" sorusu olmaktadır, bu çok doğal olmakla birlikte, kanserin, insan psikolojisi üzerine etkileri çoğunlukla arka planda kalmaktadır.
Sağlık, hastalık ve bütüncül yaklaşım
Dünya Sağlık Örgütü, 1948 yılı bildirgesinde sağlığı, "sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil, kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal yönlerden tam bir iyilik hali içinde olması" şeklinde tanımlamıştır. Bu tanım çok önemlidir, çünkü, genel bir yanılgıya dikkat çekmekte ve sağlıklı olmanın da, hasta olmanın da, iyileşmenin de sadece bedenin başına gelen, biyolojik bir sorunmuş gibi görülmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Hastalık da sağlık da, biyolojik, psikolojik ve sosyal komponentleri olan bir olgudur, aynı insanoğlu gibi.
Artık birçok yerde rastlayabileceğiniz bir tanımlama ile daha devam etmek istiyorum. İnsanın biyopsikososyal bir varlık oluşu... Bu tanımlamalar özünde aynı sağlık gibi, insanoğlunu da sadece biyolojik bir mekanizma olarak göremeyeceğimizi, insanın bedeni, ruhu ve sosyal etkileşimleri ile tanımlanabileceğini bir kez daha vurgular.
Bizi biz yapan bu 3 temel unsurdan herhangi birinde sorun var ise, bu diğer bacakları da etkileyecektir. Örneğin, fiziksel hastalıklar ister istemez, ruhsal sıkıntıları, kaygıyı, korkuyu beraberinde getirir. Ya da tedavi masrafları, bakım veren olmak, aile içi dengelerin değişmesi sosyal sorunları tetikleyebilir. Tersi şekilde, stresli yaşam olayları ve ruhsal hastalıklar da, bedenin işleyişini bozabilir. Maddi zorluklardan geçtiğiniz, iş yerinde sorunlar yaşadığınız ya da aile içi ilişkilerinizin kötü gittiği zamanlarda, yorgun hissetmek, baş ağrıları yaşamak, kas ağrılarından muzdarip olmak azımsanmayacak kadar çoktur.
Özetle denilebilir ki, yaygın inanışın aksine, beden ve ruh sıkı bağlara sahiptir, birlikte çalışır ve birbirlerini etkiler.
Sağlığı, hastalığı ve insanı bütüncül olarak anlamak tedavide nasıl işimize yarayacak?
Her insan biriciktir. Bir kişiyi, bir tanecik ve özel kılan, yalnızca genetik yapısı ve biyolojik işlevleri değil, aynı zamanda yaşı, cinsiyeti, maddi durumu, sosyal çevresi ve desteğiyle birlikte, inançları, kültürü, gelecekten beklentileri özellikle de kişilik özellikleri, sorunlarla baş etme becerileri ve ruhsal dayanıklıklılığı gibi birçok unsurdur. İşte tüm bu unsurları göz ardı ederek, bir bütün olarak hastayı değil de, sadece hastalığın biyolojik tarafını tedavi etmeye çalışmak, hayal kırıklıkları ve başarısızlık getirebilir.
Kanser hastalığını da tüm diğer hastalıklar gibi, hem bedensel, hem de ruhsal, varoluşsal ve sosyal boyutları olan ciddi bir hastalık olduğu düşündüğümüzde, her bir hastamıza, özel dikim bir kıyafet gibi, tüm ihtiyaçlarına özel hazırlanmış bir tedavi planı hazırlayabilmek yegane amaçtır. Düşünün ki 19 yaşında henüz bekar olan genç bir erkek hasta ile, 45 yaşında iki çocuk annesi bir kadının ya da 55 yaşında eve ekmek götürmek zorunda olan baba ile, 70 yaşında, evlatlarıyla ve torunlarıyla birlikte huzurla yaşayan bir hanımın, kanser hastalığını, algılayışı, hissedişi, kabullenişi, endişeleri, korkuları, beklentileri nasıl aynı olabilir ki?
İşte tam da bu ihtiyacı karşılamak, kanser hastalarını bütüncül bir yaklaşımla değerlendirebilmek, biricik hastaların, onlara özgün ihtiyaçlarına uygun tedavi stratejileri belirleyebilmek için, onkoloji ve psikiyatrinin ortak bir alt dalı olan psiko-onkoloji diğer adı ile kanser psikolojisi alt bilim dalı oluşmuştur. Henüz 50 yıllık tazecik bir geçmişi olan bu alt birimin amacı kanser hastaları ve yakınlarının ve hatta onkoloji sağlık çalışanlarının, tanı konulma aşamasından itibaren, tüm tedavi süreci boyunca yaşayabilecekleri psikolojik, psikiyatrik, varoluşsal ve sosyal sorunları tespit etmek ve gidermeye çalışmaktır.
Psiko-onkoloji / Kanser psikolojisi adlı bu bölümün altında, kanser hastalığı ve ruh sağlığı ilişkisine dair en güncel bilgileri sunmaya, yapılabilecekler ile ilgili pratik bilgiler iletmeye çalışacağız. Bu bölümde sizlerle,
- Kanser tanısı almanın insan psikolojisi üzerine etkileri
- Kanser tanısı aldığını saklamak
- Kansere uyum sağlamak ya da sağlayamamak
- Kanserde depresyon nedir? Depresyon belirtileri ve tedavisi
- Kanser psikolojisine yaklaşımda gelişmiş ülkelerde ve Türkiye’de durum nasıldır?
- Deliryum nedir? Kanser hastalarında deliryum belirtileri ve tedavisi nelerdir?
- Anksiyete nedir? Kanserde anksiyete belirtileri ve tedavisi
- Cinsellik hakkında kanser hastası ve eşinin bilmesi gerekenler
- Kanserli hasta, hasta yakını ve hekim iletişimi nasıl olmalı?
- Kanserde belirsizliklerle nasıl başa çıkabiliriz?
- Eşler arasındaki ilişkiyi kanser tanısı nasıl etkiler ve öneriler
- Çocuklara, anne ya da babasının kanser olduğu nasıl söylenmeli?
- Kanser hastaları, yeni tanıştıkları kişilerle durumlarını paylaşmalı mı?
- Onkolojide antidepresanların gerekli olduğu durumlar, yararları ve yan etkileri
- Kanserim tekrarlar mı korkusu, depresyon ve sıkıntının ötesindedir
- Kanserin tekrar etme korkusu ile baş etmek için 6 öneri
- Kanserli hasta yakınları, diğer hasta yakınlarından daha fazla zorlanıyor
- Kanseri yaşamanın şaşıracağınız 10 olumlu tarafı
Umuyoruz ki, doğru ve bilimsel bilgi ile bu alanda da bir ihtiyacı karşılamış oluruz.