Mastektomi ve rekonstrüksiyon yapılan meme kanserli hastalar kronik ağrıdan daha muzdarip

Mastektomi ve rekonstrüksiyon yapılan meme kanserli hastalar kronik ağrıdan daha muzdarip

Meme kanseri nedeniyle mastektomi (ameliyatla meme dokusunun alınması) artı plastik cerrahi ile rekonstrüksiyon uygulanan kadınlar arasında, kemoterapi alan ve daha genç olanların, kronik kontrollü madde kullanımı riskinin daha yüksek olduğu bildirildi.

Kronik kontrollü madde nedir?

Kronik kontrollü madde (chronic controlled substance), uzun süreli ağrıyı kontrol etmek için kullanılan çeşitli ilaçlardır. Bu kontrollü maddeler 5 çeşittir: narkotik (opioid, uyuşturucu) ağrı kesiciler, antidepresanlar, uyarıcılar, halüsinojenler ve anabolik steroidler. Bununla birlikte kontrollü madde denilince akla ilk olarak narkotik ağrı kesiciler (morfin, tramadol vb) gelir ve bu amaçla en yaygın olarak bunlar kullanılır. 

2020 San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu'nda sunulan çalışma sonuçlarına göre, mastektomi artı rekonstrüktif cerrahi geçiren kadınlar arasında, kemoterapi alan ve daha genç olanların, yeni kronik kontrollü madde kullanımı riskinin daha yüksek olduğu bildirildi. .

Ayrıca bulgular, ağrı, anksiyete ve uyku bozukluklarını yönetirken ruh sağlığı tanıları ve madde kullanımı tanıları olan hastalar için daha fazla dikkat gerektiğini vurgulamaktadır.

Araştırmacılara göre, hastaların %10 kadarı ameliyattan sonra 3 ay ve daha fazla kronik opioid kullanımı bildirdi. Bununla birlikte, önceki çalışmalar, kanser teşhisi konmayanlara kıyasla kanser teşhisi konanlarda ameliyat sonrası opioid kullanımını değerlendirmemiştir.

Çalışmanın baş yazarı, NewYork'ta hematoloji / onkoloji alanında görevli olan Dr. Jacob Cogan, "Kanser hasta grubunda yüksek psikiyatrik durum oranlarına rağmen, bu vakalarda kalıcı sedatif / hipnotik (sakinleştirici) kullanım oranlarına ilişkin çok az araştırma var" dedi.

Bu nedenle araştırmacılar, rekonstrüktif cerrahi ile mastektomi sonrası yeni kalıcı kontrollü madde kullanım oranlarını belirlemeyi ve ameliyat sonrası yeni kalıcı kontrollü madde kullanımını azaltmanın yollarını belirlemeyi amaçladı.

Araştırma kapsamında 2008-2017 arasında 230 milyon hastanın içinde mastektomi ve rekonstrüksiyon geçiren 18 yaşından büyük kadınların verileri anazliz edildi.

Opioidler ve yatıştırıcı-hipnotik ilaçlar için reçeteler 3 zaman periyodunda belirlendi:

  • ameliyat öncesi (ameliyattan 365 gün ila 31 gün önce; dönem 1);
  • peri-operatif (ameliyattan 31 gün önce ve 90 gün sonra; dönem 2) ve
  • ameliyat sonrası (ameliyattan 90 gün ila 365 gün sonra; dönem 3).

1. dönem sırasında kontrollü maddeler için en az 1 reçete yazdıran hastalar çalışma analizinden çıkarıldı. 1. dönemde kontrollü madde kullanmayan ancak 2. dönemde en az 1 reçete ve 3. dönemde en az 2 reçete yazdıran yeni kronik kullanıcı olarak kabul edildi ve diğer kronik olmayan kullanıcılarla karşılaştırıldı.

Araştırmacılar, yaş, yaşanılan bölge, sağlık sigortası, meme kanseri teşhisi, kemoterapi tedavisi, radyasyon tedavisi, önceki akıl sağlığı teşhisi ve daha önce dahil olmak üzere her ilaç kategorisi için kronik kullanım riskiyle ilişkili demografik ve klinik faktörleri değerlendirmek için ayrı bir çok değişkenli lojistik regresyon analizi gerçekleştirdi.

Toplamda, araştırmacılar opioid ağrı kesici kullanmamış 25.270 kadın ve yatıştırıcı hipnotik kullanmamış 27.651 kadın belirlediler.

Her bir grup içinde, opioid kullanmamış hastaların % 13.1'i yeni kronik kullanıcılar haline geldi ve sedatif-hipnotik naif gruptakilerin % 6.6'sı yeni kalıcı kullanıcılar oldu.

Araştırmacılar şu kişiler için kronik kontrollü madde kullanım riskini daha yüksek buldu:

  • daha genç hastalar (60 yaş altı),
  • Medicaid sağlık sigortası (belirli bir gelirin altındakilere ABD hükümetinin sağladığı sağlık hizmeti) olanlar,
  • meme kanseri teşhisi olanlar,
  • kemoterapi ile tedavi edilenler,
  • akıl sağlığı tanısı olanlar ve
  • daha önce madde kullanım tanısı olanlar

Dahası, araştırmacılar, bir hastanın yeni bir kalıcı kullanıcı olma riskinin, belirlenen risk faktörlerinin sayısı ile arttığını buldular. Örneğin, 5 risk faktörüne sahip olanlar (yaş, Medicaid, Güney bölgesi, meme kanseri teşhisi ve kemoterapi / radyasyon tedavisi), yeni kalıcı opioid kullanıcısı olma olasılık oranını 6,34 (% 19) kat ve yeni bir kalıcı sakinleştirici / hipnotik kullanıcısı olma oranını 7,71 (% 10,5 ) kar artırdı.

Sonuç & Yorum

Bu sonuçlar daha önce gözlemlediğimiz, ancak şimdiye kadar iyi bir şekilde rapor edilmemiş bilgilerdi. Peki hangi hastalara dikkat etmeliyiz?

Öncelikle, erken evre meme kanseri için mastektomi ve rekonstrüksiyon planlanan veya uygulanan hastalara dikkat etmeliyiz. Özellikle bu hastalar genç ve kemoterapi alan hastlar ise. Memenin rekonstrüksiyonu illa meme kanseri ameliyatı ile birlikte yapılmak zorunda değil, daha sonra da güvenli bir şekilde olumlu sonuçlar alınabilir. Ayrıca takip eden doktoru hastaya hala opioid ağrı kesici veya sakinleştirici ilaçlar alıp almadığını sorgulamalı.

Cogan JC, Raghunathan RR, Beauchemin MP, et al. Persistent controlled substance use following mastectomy with reconstruction surgery. Presented at: 2020 San Antonio Breast Cancer Symposium; December 8, 2020; Virtual. Abstract GS3-08.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


3 Bin Hastalık Büyük Araştırmada Aspirin, Meme Kanseri Tedavisinde Etkili Bulunmadı

3 Bin Hastalık Büyük Araştırmada Aspirin, Meme Kanseri Tedavisinde Etkili Bulunmadı

Aspirin, tarih boyunca pek çok hastalığın tedavisinde ve önlenmesinde kullanılan yaygın bir ilaçtır. Özellikle kardiyovasküler hastalıklar...

Agresif Biyolojiye Sahip İleri Evre Meme Kanserinde de Ribosiklib ve ET Daha Etkili

Agresif Biyolojiye Sahip İleri Evre Meme Kanserinde de Ribosiklib ve ET Daha Etkili

Anahtar Noktalar: Ribosiklib artı endokrin tedavi (ET), hormon reseptörü (HR)-pozitif/HER2-negatif ileri evre meme kanseri olan hastalar için...

Metabolik Sendrom ve Obezite – Meme Kanseri Riskinizi Nasıl Etkiliyor?

Metabolik Sendrom ve Obezite – Meme Kanseri Riskinizi Nasıl Etkiliyor?

Neden Bu Çalışma Önemli? Menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda metabolik sendrom ve obezite, meme kanseri gelişimi ve hastalık...

Koltuk Altı Lenf Nodlarının Tamamını Almak Şart mı? Meme Kanserinde Yeni Yaklaşımlar

Koltuk Altı Lenf Nodlarının Tamamını Almak Şart mı? Meme Kanserinde Yeni Yaklaşımlar

Meme Kanserinde Koltuk Altı Lenf Nodlarının Önemi Meme kanserinde koltuk altı lenf nodlarının (aksiller lenf nodu) incelenmesi...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında