Hastalık ve Sağlık Arasında – Mikrobiyal Yükün Gizli Rolü

Hastalık ve Sağlık Arasında – Mikrobiyal Yükün Gizli Rolü

Yeni Çalışma, Mikrobiyal Yükün Bağırsak Sağlığını ve Hastalıklarını Nasıl Etkilediğini Gösteriyor

Bağırsaklarımızda yaşayan milyarlarca mikroorganizma, yaşamımız boyunca bizimle birlikte varlığını sürdürür. Mikrobiyom adı verilen bu ekosistem, insan sağlığı ve hastalıklarının anlaşılmasında son yıllarda büyük bir ilgi odağı haline gelmiştir. Ancak, mikrobiyom araştırmalarında bugüne kadar mikroorganizmaların tür çeşitliliği üzerinde yoğunlaşılırken, mikrobiyal yük – bağırsaklardaki toplam mikroorganizma sayısı – genellikle ihmal edilmiştir. Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı (EMBL= European Molecular Biology Laboratory) Heidelberg'deki Bork grubu tarafından yapılan ve Cell dergisinde 14 Kasım 2024'te yayımlanan yeni bir çalışma, mikrobiyal yükün bağırsak sağlığı üzerindeki etkisini ortaya koyarak bu eksikliği gidermeyi amaçlıyor.


Çalışmanın Grafik Özeti:

diski mikrobiyal yukunun bagirsak mikrobiyom varyasyonlarini nasil etkiledigi ve bunun farkli fakto

Bu grafik, dışkı mikrobiyal yükünün (fecal microbial load) bağırsak mikrobiyom varyasyonlarını nasıl etkilediğini ve bunun farklı faktörler ile ilişkisini göstermektedir. Çalışmada geliştirilen makine öğrenimi modeli, mikrobiyal kompozisyon verilerini kullanarak mikrobiyal yükü tahmin etmektedir. Model, dünya çapında geniş bir veri kümesi üzerinde uygulanmış ve mikrobiyal yükün bağırsak mikrobiyomunun önemli bir belirleyicisi olduğunu ortaya koymuştur. Aynı zamanda, birçok hastalıkta gözlemlenen mikrobiyom değişikliklerinin mikrobiyal yük değişikliklerinden kaynaklandığı, hastalığın kendisiyle direkt olarak ilişkili olmayabileceği vurgulanmaktadır.

Grafik Bölümleri:

  1. Üst Bölüm: Mikrobiyal Yük Tahmini

    • Makine öğrenimi modeli, bağıl mikrobiyom profilini (relative microbiome profile) kullanarak gram başına mikrobiyal yükü (mikrobiyal hücre sayısı) tahmin ediyor.
    • Tahmin modeli, GALAXY/MicrobLiver (n=1,894) ve MetaCardis (n=1,812) konsorsiyumlarından elde edilen verilere dayanıyor.
  2. Alt Bölüm: Mikrobiyal Yük ve Konak Faktörleri Arasındaki İlişki

    • Düşük Mikrobiyal Yük: Crohn hastalığı, ülseratif kolit, karaciğer sirozu gibi hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Bu durumlarda mikrobiyom çeşitliliği azalırken, bazı mikroorganizma türleri ortak bir şekilde tükenmiştir.
    • Yüksek Mikrobiyal Yük: Kolorektal kanser, multipl skleroz ve kabızlık gibi durumlarla ilişkilendirilmiştir. Bu durumlarda mikrobiyom çeşitliliği artmış ve özellikle Akkermansia muciniphila ve Alistipes türleri öne çıkmıştır.
  3. Demografik ve Çevresel Etkiler:

    • Mikrobiyal yük, yaş, cinsiyet, diyet, antibiyotik kullanımı ve ülke gibi faktörlerle değişiklik göstermektedir.

Mikrobiyomda Kompozisyondan Yük Analizine Geçiş

Mikrobiyom araştırmaları genellikle bağırsakta bulunan farklı mikroorganizma türlerinin oranlarını, yani mikrobiyal kompozisyonu inceler. Örneğin, sağlıklı bireylerde belirli bir bakteri türünün yüzde 2'lik bir oranı temsil ettiği, hastalık durumunda ise bu oranın yüzde 4'e çıktığı gözlemlenebilir. Bu durum, bu bakterinin hastalıkla ilişkilendirilebileceği sonucunu doğurabilir. Ancak bu analiz, toplam bakteri sayısındaki değişiklikleri göz ardı eder.

Bu noktada mikrobiyal yük devreye girer. Mikrobiyal yük, bağırsaklardaki mikroorganizmaların yoğunluğunu ifade eder ve genellikle dışkıda gram başına düşen mikroorganizma sayısı ile ölçülür. Örneğin, sağlıklı bir bireyde toplam 1.000 bakteri bulunurken, hastalık durumunda bu sayı 500'e düşebilir. Bu durumda, belirli bir bakteri türünün oranı artmış gibi görünse bile, gerçek sayı değişmemiş olabilir. Bu tür yanlış yorumlamaları önlemek için mikrobiyal yükün de değerlendirilmesi gereklidir.

Yapay Zeka ve Mikrobiyal Yük Tahmini

Mikrobiyal yük ölçümü, genellikle zaman alıcı ve maliyetli deneysel yöntemler gerektirir. Ancak bu yeni çalışmada, Bork grubu, makine öğrenmesi teknolojisini kullanarak mikrobiyal yükü tahmin etmek için yenilikçi bir yaklaşım geliştirdi. Çalışmanın ilk yazarı Dr. Suguru Nishijima, “Ekstra deneysel yöntemler gerektirmeyen bir model geliştirmek istedik” diyerek çalışmalarının temel hedefini açıklıyor.

Grup, GALAXY/MicrobLiver ve Metacardis konsorsiyumlarından elde edilen 3.700'den fazla bireye ait veri setlerini kullanarak, mikrobiyal kompozisyon verileri üzerinden mikrobiyal yük tahmini yapabilen bir model geliştirdi. Model, daha önce karşılaşmadığı yeni bir veri setinde de başarılı sonuçlar verdi. Bu başarıyı takiben, araştırmacılar modeli 27.000'den fazla bireye ait verilere uygulayarak 45 ülkeden toplanmış 159 çalışmayı analiz etti.

Mikrobiyal Yükü Etkileyen Faktörler

Analizler, mikrobiyal yük üzerinde birçok faktörün etkili olduğunu ortaya koydu. Örneğin, ishal mikrobiyal yükü azaltırken, kabızlık artırabilir. Kadınlar, genellikle erkeklere göre daha yüksek bir mikrobiyal yüke sahiptir. Ayrıca, genç bireylerin mikrobiyal yükü yaşlı bireylerden daha düşüktür. Bunun yanında, birçok hastalık ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar mikrobiyal yük üzerinde önemli değişikliklere yol açabilir.

Hastalık ve Mikrobiyom İlişkisini Yeniden Değerlendirme

Çalışmada, daha önce hastalıklarla ilişkilendirilen birçok mikrobiyal türün aslında mikrobiyal yükteki değişikliklerle daha iyi açıklandığı bulundu. Bu durum, hastalık-mikrobiyom ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Ancak, bazı hastalık-mikrop ilişkileri sabit kalmış ve bu ilişkilerin gerçekten hastalıkla bağlantılı olduğu doğrulanmıştır.

Gelecek Perspektif: Mikrobiyom Araştırmalarında Yeni Ufuklar

Bu çalışma, mikrobiyal yükün, mikrobiyom araştırmalarında ihmal edilmemesi gereken bir ölçüt olduğunu vurguluyor. Geliştirilen makine öğrenimi modeli, dünya genelindeki araştırmacılar tarafından ücretsiz olarak kullanılabilir hale getirildi. Bu yöntem, yalnızca bağırsak mikrobiyomu değil, aynı zamanda okyanus, toprak ve nehir gibi diğer mikrobiyal ekosistemlerin araştırılmasında da büyük bir potansiyele sahiptir.

Sonuç

Bork grubunun bu çalışması, mikrobiyal yükü dikkate almanın, yanlış pozitif ve negatif sonuçları önlemek için hayati önem taşıdığını göstermektedir. Bu yenilikçi yaklaşım, hem insan sağlığını anlamada hem de çevresel mikrobiyomların araştırılmasında yeni bir çağ başlatabilir.

Nishijima, S., et al. (2024). Fecal microbial load is a major determinant of gut microbiome variation and a confounder for disease associations. Cell. doi.org/10.1016/j.cell.2024.10.022.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Tıbbın Geleceği Bağırsağımız Etrafında Dönüyor – Mikrobiyom Devrimi

Tıbbın Geleceği Bağırsağımız Etrafında Dönüyor – Mikrobiyom Devrimi

Yeni Hastalarımızla Tanışın! Onları göremezsiniz, ama trilyonlarca — belki de katrilyonlarca — organizma her gün muayenehanemize girip...

Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Sesli Haber: 2 Temmuz 2024 tarihinde JACC: CardioOncology dergisinde yer alan araştırmaya göre, Akdeniz diyetine sıkı bir...

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser hastaları için besin – ilaç etkileşimlerinin farkında olmak, tedavilerin başarılı sonuçları için hayati öneme sahiptir....

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Gıda tüketim alışkanlıklarımızın sağlığımız üzerindeki etkileri, günümüzde bilim insanları tarafından sıkça incelenen ve halk sağlığı için...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında