Hücresel süreçlerde kritik bir enzim olan pirüvat kinaz (PK) enzimi eksikliğinin erişkinlerde sebep olduğu nadir ve kalıtsal bir hemolitik aneminin tedavisi için, sınıfında ilk olan yeni bir ilaç FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) onayı aldı.

Yeni ilaç, mitapivat (kutu adı Pyrukynd, biyoteknoloji firması Agios), PK eksikliği olan hastalarda hemolizi (kırmızı kan hücrelerinin büyük miktarda parçalanması) ve anemiyi (kansızlık) önemli ölçüde iyileştirdiğini gösteren klinik deneyler temelinde onaylandı.

Pirüvat kinaz (PK), hücresel enerji üretimi süreçlerinde kritik role sahip bir enzimdir ve eksikliği nadirdir. Görülme sıklığının bir milyon kişi başına yaklaşık üç ila dokuz vaka olduğu hesaplanmaktadır. Bununla birlikte, PK eksikliği muhtemelen yanlış teşhis edilir veya teşhis edilmez, bu nedenle genel toplumdaki net sıklığını belirlemek zordur.

Pirüvat Kinaz Eksikliği Nedir?

PK eksikliği, kırmızı kan hücrelerinin erken ölümüne/parçalanmasına neden olan ve anemiye yol açan kalıtsal bir bozukluktur. PK eksikliğinin belirtileri aneminin şiddetine göre değişir ve yorgunluk, olağandışı solgun cilt, sarılık, nefes darlığı ve hızlı kalp atış hızını içerir. Hastalarda ayrıca dalak büyümesi, tekrarlanan kan transfüzyonlarından kanlarında çok fazla demir birikmesi ve safra taşı gelişebilir.

Pyrukynd, PK eksikliği için onaylanmış ilk tedavidir ve yaşam boyu süren bu hastalık boyunca muazzam zorluklarla ve zayıflatıcı şikayetlerle karşılaşabilecek bu hastalar için önemli bir dönüm noktasıdır.

FDA Onayı Getiren Klinik Çalışmalar

FDA, onayın temelini oluşturan klinik verilerin, biri randomize, plasebo kontrollü bir çalışma, diğeri ise tek kollu bir çalışma olan iki çalışmadan geldiğini belirtti. Bu çalışmalarda, hastalara bir başlangıç ​​doz titrasyon periyodundan sonra günde iki kez oral olarak 50 mg'a kadar mitapivat verilmiştir.

Randomize (hasta alımının rastgele yapıldığı) klinik çalışma, PK eksikliği tanısı olan fakat düzenli kan transfüzyonu yapılmayan 80 yetişkini içeriyordu. Hastalar rastgele olarak mitapivat veya plasebo almak üzere iki kola ayrıldılar ve ortalama 24 hafta takip edildiler. Birincil son nokta, bir hemoglobin yanıtı elde eden hasta sayısıydı (hemoglobin konsantrasyonunda iki veya daha fazla planlanmış değerlendirmede sürdürülen 1.5 g/dL veya daha fazla artış olarak tanımlanmıştır). Çalışmanın sonunda, mitapivat alan katılımcıların %40'ında hemoglobin yanıtı bulunurken, plasebo alan hiçbir katılımcıda hemoglobinde artıl yoktu.

Tek kollu çalışma, düzenli kan transfüzyonu alan PK eksikliği olan 27 yetişkini içeriyordu. Hastalar ortanca 40 hafta mitapivat aldılar. Bu çalışmada birincil son nokta, bireysel katılımcı üzerindeki tarihsel transfüzyon yüküne kıyasla tedavinin son 24 haftasında transfüze edilen kırmızı kan hücresi birimlerinin sayısında en az %33'lük bir azalma olarak tanımlanan transfüzyon yükündeki azalmadır. Sonuçlar, mitavipat alan katılımcıların %33'ünün transfüzyon yükündeki bu azalmayı karşıladığını göstermektedir; Katılımcıların %22'si, tedavinin son 24 haftasında herhangi bir transfüzyona ihtiyaç duymadı.

Bildirilen en yaygın yan etkiler erkeklerde östrojen hormonlarında azalma, ürat düzeyinde artış, sırt ağrısı ve eklem sertliğidir. Adet dönemi ve doğum kontrol hapı kullanımı sırasında bu hormon seviyelerindeki normal değişiklikler nedeniyle östrojen hormonunun etkileri kadınlarda güvenilir bir şekilde değerlendirilememiştir .

FDA, doz ayarlaması gerektirebilecek ilaç etkileşimleri ve ayrıca mitapivatın aniden kesilmesinin erken kırmızı kan hücresi yıkımını kötüleştirebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

FDA, bu başvurunun yetim ilaç tanımı, hızlı yol belirleme ve öncelikli inceleme aldığını kaydetti.

Şirket ayrıca mitavipatın Avrupa Birliği'nde onay beklediğini de kaydetti. 2022 sonundan önce bir karar bekleniyor.