
Melanomda İmmünoterapi Direnci için Yeni Bir Kalıtsal Faktör Keşfedildi: Mitokondriyal DNA
Metastatik melanom tedavisinde immünoterapi, pek çok hasta için umut vadeden bir seçenek olsa da, her hasta bu tedavilere aynı yanıtı vermiyor. Tedaviye yanıtı önceden tahmin edebilmek, en uygun tedavi planını belirlemek açısından büyük önem taşıyor. Son yapılan bir araştırma, anneden miras kalan genetik farklılıkların, yani mitokondriyal DNA'nın, immünoterapiye direnci öngörmede kritik bir rol oynayabileceğini ortaya koydu. Bu dikkat çekici bulgu, kişiselleştirilmiş kanser tedavisinde yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.
Kanser tedavisinde, özellikle metastatik melanom gibi agresif türlerde immün kontrol noktası inhibitörleri (ICI'lar) devrim niteliğinde gelişmeler sağlamıştır. Ancak bu tedavilerin yaklaşık yarısı etkili olurken, diğer yarısı direnç gösterir. Bu direncin nedenlerini anlamak ve önceden öngörmek, gereksiz tedavilerin önüne geçmek ve daha uygun alternatifler sunmak açısından hayati önemdedir. New York Üniversitesi (NYU) Langone Health'ten Kelsey Monson ve Robert Ferguson liderliğindeki bir araştırma ekibi, Nature Medicine dergisinde yayımladıkları çalışmalarında bu soruya ışık tutan önemli bir genetik fark buldu.
Mitokondriyal Haplogrupların Gizemi ve Bağışıklık Hücreleri Üzerindeki Etkisi
Araştırmanın merkezinde yalnızca anneden geçen mitokondriyal haplogruplar yer alıyor. Çekirdek DNA'dan farklı olarak, mitokondriyal DNA sadece anneden geçer. Mitokondrilerin bağışıklık hücrelerinin gelişiminde önemli bir rol oynadığı zaten biliniyordu. Bu çalışma, mitokondriyal genetiğin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisini derinleştiren yeni kanıtlar sunuyor.
Çığır Açan Çalışma: Mitokondriyal Haplogrup T ve İmmünoterapi Direnci
Araştırmacılar, metastatik melanomlu 1.225 hastanın genetik analizini yaptı. Bu hastalar CheckMate-067 çalışmasına katılmıştı. Hipotezleri, mitokondriyal DNA'daki kalıtsal farklılıkların bağışıklık yanıtını etkileyebileceğiydi.
Mitokondriyal haplogrup T taşıyan hastaların, immün kontrol noktası inhibitörlerine yanıt verme olasılığı diğer gruplara göre 3.46 kat daha düşüktü. Bu haplogrupa melanom hastalarının yaklaşık %12’sinde rastlandı.
NYU Langone Health’ten epidemiyolog Dr. Kelsey Monson şöyle diyor: "Çalışmamız, metastatik melanom hastalarında tedaviye yanıt vermeme riskini belirlemede mitokondriyal haplogrup T'nin kalıtsal bir biyobelirteç olabileceğini ilk kez gösteriyor."
Her iki ilaç rejimi tüm hastaların %50’sinden fazlasında etkiliyken, bu oran haplogrup T taşıyanlarda sadece %18 olarak bulundu. Bu sonuç, benzer yaş ve cinsiyetteki 675 hasta üzerinde doğrulandı.
Ek olarak, T haplogrubu taşıyan ve yanıt vermeyen hastalarda CD8+ T hücrelerinin yeterince olgunlaşmadığı saptandı. Bu da bağışıklık sisteminin kanseri tanıma ve yok etme kapasitesini azaltıyor.
Bu durum, T haplogrubuna ait mitokondrilerdeki reaktif oksijen türlerine (ROS) karşı yüksek direnç ile ilişkilendirildi. ROS'lar, normalde T hücrelerini aktive eden sinyallerdir.
Ancak bu direnç nedeniyle bağışıklık hücreleri “ateşlenemiyor” ve kansere karşı savaş başlatamıyor. Yani, mitokondriyal haplogrup T bağışıklık hücrelerini baskılayan bir “koruyucu kalkan” gibi davranıyor olabilir — ama bu, kanserle savaşta olumsuz bir durum yaratıyor.
Mitokondriyal Haplogrup T Nasıl Test Edildi?
Tespit için tedavi öncesinde alınan periferik kan örneklerinden DNA izole edildi. Bu DNA, tam genom dizileme (WGS) ya da ultra düşük örtülü dizileme (0.5× WGS) ile analiz edildi. GATK yazılımı ile varyantlar tespit edildi, ardından Haplogrep 3 kullanılarak Phylotree v17.1'e göre haplogrup sınıflaması yapıldı. Bu sayede non-invaziv bir şekilde mitokondriyal yapı yüksek doğrulukla tanımlandı.
Geleceğe Yönelik Yansımalar ve Kişiselleştirilmiş Tedavinin Önemi
Bu bulgular, immünoterapiye başlamadan önce yanıt vermeyecek hastaları belirlemeye yarayacak bir test geliştirme imkânı sunuyor. Böylece alternatif tedavi yolları erkenden düşünülebilir.
Çalışma, mitokondriyal genetik ile immün yanıt biyolojisi arasındaki ilişkiyi derinleştiriyor. Bulgular, melanom dışındaki kanser türlerinde de mitokondriyal varyantların etkili olabileceğine işaret ediyor. Bu da, daha geniş hasta gruplarında tedavi yanıtının kişiselleştirilmesi için umut verici bir adım.
Sonuç ve Gelecek Adımlar: Kişiselleştirilmiş Kanser Tedavisine Doğru
Bu araştırma, metastatik melanomda immünoterapiye direnci anlamada yeni bir çerçeve sunuyor. Haplogrup T taşıyan hastaların erken dönemde tanımlanması, gereksiz tedavi yükünü azaltarak daha etkili seçeneklere yönlendirilmesini sağlayabilir.
Araştırmacılar, bu bulguların mitokondriyal genetiğin, ROS metabolizmasının ve anti-tümör T hücre aktivitesinin gelecekteki kanser tedavilerindeki yerini netleştirmek adına yeni araştırmalara kapı aralayacağını ifade ediyor. Ayrıca, bu sonuçların diğer kanser türleri ve haplogruplar için de geçerli olup olmadığını görmek üzere prospektif klinik çalışmalar planlanıyor.
Monson, K.R., Ferguson, R., Handzlik, J.E. et al. Inherited mitochondrial genetics as a predictor of immune checkpoint inhibition efficacy in melanoma. Nat Med (2025). https://doi.org/10.1038/s41591-025-03699-3