Resveratrol, kırmızı üzümlerden elde edilen ve antioksidan benzeri özelliklere sahip bir bitki bileşiğidir. Şarap ve meyve suyu gibi kırmızı üzümden yapılan ürünlerde de bulunur.

Birçok insan resveratrolü sağlık artırıcı bir takviye olarak kullanır. Bazı bilimsel araştırmalar, bu bileşiği, daha iyi beyin sağlığı ve kan basıncı gibi potansiyel sağlık yararları ile ilişkilendirmiştir. Ayrıca bazı dikkat çekici yan etkileri de bulunmaktadır.

Bu makale resveratrol ile ilişkili sağlık yararlarını, yan etkilerini, ne zaman ve nasıl tüketileceğini ve daha fazlasını paylaşıyoruz.

Resveratrol nedir?

Resveratrol, bir etilen köprüsü ile birbirine bağlanan iki fenol halkasından oluşan polifenollerin stilbenoid grubuna ait bir bileşiktir.

Bilimsel ismi nedir?

  • 3,5,4'-trihydroxystilbene

70'den fazla bitki türünde, özellikle kırmızı üzümlerin kabuk ve çekirdeklerinde bulunur. Resveratrol ayrıca bitkilerin stres altında ürettiği koruyucu bir antibiyotik olan bir fitoaleksindir. Fitoaleksin, bitkilerin mantar saldırılarından, ultraviyole radyasyondan ve diğer tehdit edici koşullardan kurtulmasına yardımcı olan şeydir.

İnsan vücudu bu bileşiği hızla metabolize eder. Yağda çözünür ve antikanser, antioksidan ve östrojenik etkilere sahip olduğu iddiaları ile çok sayıda bilimsel araştırmanın konusu olmuştur.

Resveratrol hangi hastalıkların tedavisinde denenmiştir?

Resveratrol, birçok botanik üründe bulunan polifenolik bir bileşiktir. Kırmızı şarap, üzüm kabuğu ve çekirdeği bakımından zengin olduğu için doğal bir resveratrol kaynağıdır. Bununla birlikte, resveratrol, iddia edilen antioksidan ve antienflamatuar özellikleri nedeniyle genellikle bir diyet takviyesi olarak tüketilir. Ayrıca maya hücrelerinin ömrünü uzattığına dair bulgulara dayanarak yaşlanma karşıtı bir takviye olarak pazarlanmaktadır. Bu etki henüz insanlarda gösterilememiştir.

Yaşlanma ve beyin fonksiyonları

Uzun süreli, randomize, çift kör bir klinik çalışma, resveratrol ve ana metabolitlerinin, Alzheimer hastalığı ile ilişkili bazı biyobelirteçler üzerinde etkileri olması için kan-beyin bariyerine nüfuz ettiğini göstermekte, ancak bilimsel kanıt gücü daha yüksek bir meta-analiz, bellek veya bilişsel performans üzerine etkisini göstermedi. Yakın zamanda yapılan çift-kör klinik araştırmalar, resveratrol ile yaşlı erişkinlerde bilişsel işlev üzerinde fayda sağlamamıştır.

Kalp sağlığı

Resveratrolün ayrıca kardiyoprotektif (kalp koruyucu) etkileri olduğu düşünülmektedir. Daha önceki çalışmalar, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL= kötü kolesterol) oksidasyonunu azalttığını, trombosit agregasyonunu engellediğini ve aterojeneze karşı koruma sağlayabileceğini buldu. Şarap veya resveratrol açısından zengin üzüm takviyesi tüketimi, kardiyovasküler hastalık riskinin azalmasıyla ilişkilidir ve dolaşım sistemi sağlığını geliştirmeye yardımcı olabilir. Ancak yaşlı erişkinlerde tüm nedenlere bağlı ölüm riskini azaltmaz. Resveratrolün alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığına karşı etkinliğine ilişkin veriler çelişkilidir.

Diyabet

Resveratrol, diyabetik hastalarda insülin duyarlılığını artırabilir ve takviye, arteriyel sertliği iyileştirebilir ve oksidatif stresi azaltabilir. Bununla birlikte, yapılan klinik çalışmalarda metabolik paternleri iyileştirmedi veya C-reaktif proteini azaltmadı ve obez deneklerde metabolik sendromu kontrol edip etmediğine dair veriler yetersizdir. Diğer çalışmalar, diyabetik hastalarda resveratrolün kemik yoğunluğu ve metabolizma ve inflamasyonda önemli bir protein olan SIRT-1 seviyeleri üzerinde fayda sağladığını öne sürmektedir. Romatoid ve osteoartritte semptomları iyileştirmeye yardımcı tedavi olarak da yardımcı olabilir.

Kanser

Klinik öncesi deneyler (laboratuvar çalışmaları), resveratrolün antiproliferatif  ve antioksidan etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Radyasyona maruz kalma ile birlikte, doza bağlı radyokoruyucu, radyomodülatör, radyosensitize edici, sitotoksik ve nöroprotektif etkiler sergiledi. Diğer deneyler, kemoterapötik güçlendirme ve kemo-kaynaklı kardiyotoksisiteye karşı koruma dahil etkiler önermektedir.

Bununla birlikte klinik ortama geçildiğinde, kanser hastalarında resveratrol kullanımına ilişkin veriler oldukça sınırlıdır.

Kolorektal kanser hastalarının faz 1 çalımasında, her ne kadar laboratuvar çalışmaları kanser hücresi çoğalmasını azaltabileceğini öne sürse de, resveratrolün potansiyel faydasının kanseri tedavi etme değil, önleme ile sınırlı olabileceğini öne sürüyor.

Multipl miyelom hastalarında yüksek doz resveratrol çalışması, böbrek yetmezliğini de içeren ciddi yan etkiler nedeniyle durdurulmuştur.

Meme ve prostat kanseri gibi hormona duyarlı kanserler için önemli uyarı

Ek olarak, resveratrol östrojen benzeri özellikler sergiler ve hem östrojen hem de androjen reseptörleri tarafından transkripsiyonu aktive ederek kanser hücresi proliferasyonunun uyarılmasına neden olabilir. Bu nedenle, resveratrolün fayda ve güvenlik gösterebileceği koşulları belirlemek için daha büyük, iyi tasarlanmış denemelere ihtiyaç vardır.

Bazı çalışmalarda resveratrol iyi tolere edilirken, anti-kanser etkinlik elde etmek amacıyla denenen yüksek dozlarda, ishal gibi mide-bağırsak yan etkilere neden olabilir. Ayrıca sitokrom P450 enzimlerini inhibe eder ve bazı ilaçların yan etki riskini artırabilir. Fitoöstrojenik özellikleri ve etkileşim potansiyeli göz önüne alındığında, bu takviyenin kullanımı mutlaka doktora bildirilmeli ve dikkatli olunmalıdır.

Resveratrol hangi gıdalarda bulunur?

  • Üzüm kabukları ve tohumları
  • Fındık, fıstık
  • Dut, yaban mersini, kızılcık
  • Japanese knotweed diye de bilinen polygonum cuspinatum otu 

Resveratrol hangi durumlarda kullanılmamalıdır? Kontrendikasyonlar

Resveratrol - diğer biyolojik etkileri için ihtiyaç duyulanlara benzer şekilde 3 ila 10 μM arasındaki konsantrasyonlarda - östrojen benzeri özellikler sergilediği ve hem östrojen hem de androjen reseptörlerini uyarıp kanser hücre çoğalmasını tetikleyebileceği için hormona duyarlı kanserleri olan hastalar dikkatli olmalıdır.

Resveratrolün yan etkileri nelerdir?

Resveratrolün potansiyel faydalarına kıyasla nispeten az yan etkisi olsa da, bazı çalışmalar vücutta bir pro-oksitleyici ajan olarak davranabileceğini gösteriyor. Peki bu ne demek? Resveratrol, serbest oksijen radikalleri denilen, toksik hücre metabolizma artıklarının neden olduğu hücre hasarını sürekli olarak yavaşlatmak veya önlemek için çalışmak yerine, tersine pro-oksidan özellikler sergileyerek hücresel DNA hasarına ve oksidatif strese yol açabilir.

Genel olarak, bir kişi kısa vadede küçük miktarlarda resveratrol alırsa, yan etkiler yaşamazlar. Bununla birlikte, günde 2.5 gram veya daha fazla alırlarsa, aşağıdaki yan etkiler ortaya çıkabilir:

  • mide bulantısı
  • kusma
  • ishal
  • karaciğer fonksiyon bozukluğu.

2016 tarihli bir klinik araştırmada, 6 ay boyunca günde 1.5 gram resveratrol alan bir katılımcının, ateş ve bisitopeni (düşük kan hücreleri) geliştirdiği bildirdi.

Resveratrol ve ilaç etkileşimlerine dikkat!

  • Antiplatelet ilaçlar: Klinik önemi henüz belirlenmemiş olsa da, resveratrol trombosit agregasyonunu laboratuvar çalışmalarında baskılamıştır, bu nedenle antiplatelet ilaçlarla (örneğin aspirin) eşzamanlı kullanım kanama riskini artırabilir. Bu nedenle, bu ekin kullanımı tedavi eden doktorla tartışılmalıdır.
  • Sitokrom P450 substratları: Resveratrol, 4 hafta boyunca günlük bir gram resveratrol alımını takiben sağlıklı gönüllülerde CYP3A4, CYP2D6, CYP2C9'u inhibe etti ve CYP1A2'yi indükledi. Bu nedenle bu enzimler tarafından metabolize edilen ilaçların düzeylerini etkileyebilir.
  • Karbamazepin: Resveratrol açısından zengin bir bitkisel takviye olan Polygonum cuspidatum, bir murin modelinde CYP3A inhibisyonu ve çoklu ilaç direnci ile ilişkili protein 2 (MRP 2) nedeniyle bir epilepsi ve nöropatik ağrı ilacı olan karbamazepinin kan seviyelerini artırdı. Klinik önemi henüz belirlenmemiştir.

Resveratrol nasıl tüketilir?

Resveratrolü güvenli miktarlarda tüketmenin en kolay yolu üzüm, yaban mersini, kızılcık, nar ve bu meyveleri içeren meyve sularıdır.

Bazı insanlar, özellikle kan basıncını düşürmek için resveratrol takviyeleri de alırlar. Bu takviyelerin çoğu, bir kişinin yapabileceğinden çok daha yüksek dozlarda resveratrol içerir, bu nedenle tıbbi olarak önerilmemektedir.

Özet

Resveratrol, üzümlerde, bazı meyvelerde ve diğer meyve ve kuruyemişlerde bulunan doğal olarak oluşan bir bileşiktir.

Genellikle vücuttaki antioksidan aktiviteyi taklit eder ve bu nedenle sağlığa yararlı olduğu iddia edilir.. Araştırmaların çoğu, kardiyovasküler koruma ve kan basıncı düzenlenmesi için kullanımını desteklemektedir. Kanserde kullanımına dair bir faydası gösterilmemiştir, hatta hormona duyarlı kanserlere sahip kişiler dikkatli kullanmalıdır.

İnsanlar resveratrolü doğal olarak meyvelerden veya takviyeler yoluyla tüketebilir. Önerilen resveratrol dozu kesin değildir, ancak yüksek miktarlarının başta mide-bağırsak ssştem olmak üzere çeşitli yan etkileri vardır.