Bu yılın hepimiz için zor geçtiğini söylemek pek de zor değil. Fakat sağlık alanında ki gelişmeler son sürat devam etmektedir. Başlıca bu yılki gelişmeler sonucunda kitap okumanın ömrü uzattığı, yere düşen yiyeceğin 5 saniye içinde alınsa dahi bakteri bulaştığı gibi bilgiler de kanıtlanmıştır.

Bu yıl dünyadaki çalışmalar arasından en çok konuşulanları sizler için derledik.

Zika Virüs Salgını

Ne yazık ki Zika Salgını 2016’da sağlık araştırmalarının dışında evrensel bir sorun teşkil etmiştir. Zika virüsü sivrisinekler tarafından taşınmaktadır. Virüs bulaştığı kişide grip benzeri az miktarda yükselmiş ateş, kas, eklem ve baş ağrıları gibi belirsiz bulgular vermektedir. Bunların yanında hamile kadınlara bulaşması ile çocuklarında mikroensefali (bebeğin başının normal boyutlardan küçük olması) ve Guillain Barre Sendromu’na (GBS) neden olmaktadır. GBS, genellikle her iki bacaktan başlayıp, yukarı doğru çıkan kas güçsüzlüğü, deride duyu bozuklukları ve kalp-damar sistemi, solunum sistemi, bağırsaklar ve mesane gibi iç organların işlev bozuklukları ile kendini gösteren bir hastalıktır. Yapılan araştırmalarda 1,65 milyon doğum yapan kadının virüs ile infekte olduğu görülmüştür. John Hopkins Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar sonuncunda Zika virüsünün anne karnındaki bebeğin beynine nasıl etkilediği bulunmuştur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Zika Virüsünün tehlike düzeyini düşürmesi üzerine birçok bilim insanı tam olarak çözülememiş bu hastalığın araştırılmasında yeterli finansal kaynak bulunamayacağı endişesine kapılmıştır. Bu salgın ülkemiz için direk bir tehdit oluşturmamıştır. Bununla birlikte Kuzey Amerika’nın belli eyaletleri, Güney Amerika’nın çoğunluğu ve Pasifik Adaları salgından etkilenmiştir.

Kanser Alanındaki Gelişmeler

Her sene kanser alanında yapılan binlerce çalışma ister kanserin nasıl geliştiği hakkında olsun ister tedavi hakkında birçok yeniliğe de ufuk açmaktadır.

Haziran ayında Nature Communications’da yayınlanan araştırma da kanser hücrelerinin vücutta nasıl yayıldıkları gösterilmiştir. Kanser hücrelerinin köken aldığı dokudan yayılması (metastaz yapması) tedaviyi daha da zorlaştırmaktadır. Hücre yüzeyinde yer alan integrin isimli proteinler hücrenin çevresi ile iletişimini sağlamaktadır. Bu proteinler sayesinde kanser hücreleri köken aldığı dokudan ayrılınca yaşamlarını devam ettirebilmektedirler.

Web sitemizin haber bölümünde kanser alanındaki gelişmeleri çok daha detaylı bir şekilde bulabilirsiniz.

Spor, Spor, Spor

Bu sene de fitness hevesi devam etmekte. Fitness salonu abonelikleri, sporcu taytları hiç olmadığı kadar moda. Fakat obezite rakamlarını incelediğimizde ise oranlar halen artmaktadır.

American Journal of Preventive Medicine adlı dergi Mart 2016 sayısında yer alan bir çalışmada uzun süreli oturmanın dünyadaki yaşam kayıplarının yaklaşık %3,8’inden sorumlu olduğu bulunmuştur.

Düzenli egzersizin özellikle yetişkin insanlarda kalp hastalıklarından koruduğu ispatlanmıştır. Ayrıca günde 1 saat egzersiz de uzun süreli oturmanın vücut üzerinde etkilerinin hafifletmektedir.

Lipid (Yağ) Düşürücü Statin Grubu İlaçlar Üzerine Çalışmalar Devam

Statinler kolesterol düşürmek amacıyla en çok kullanılan ilaçlardan birisidir. Çok kullanılan bir ilaç olması nedeniyle faydası ve yan etkileri iyi incelenmesi gereken bir ilaç grubudur.

Yapılan çalışmalarda statin kullanımına bağlı olarak iskemik felç (beyin samar tıkanıklığı), diyabet ve miyopati riski artmaktadır. Fakat uzmanlar statin kullanımın yararlarının yan etkilerinden çok daha ağır bastığını söylemektedirler. İncelemeler sonucunda kalp krizinden korunmak için statin kullananların sayısının yan etki görülen hastalardan çok daha fazla olduğu gözlenmiştir.

Bir diğer yandan saygın tıp-bilim dergisi JAMA’da yayımlanan 49 çalışmanın derlendiği 312175 katılımcının bulunduğu meta-analiz sonucunda ise, statinlerin kolesterol düşürmede ilk tercih olması gerektiğini vurgulanmış, bunula birlikte statinleri tolere edemeyen hastalar için de LDL reseptör sayısını artırmak, diyeti değiştirmek, safra asit salgısını artırmak ve ileal bypass gibi diğer seçeneklerinde olduğu belirtilmiştir.

Stanford Üniversitesi’nin yaptığı çalışma sonucu ise yüksek doz statin kullanımı, azalan yaşam kaybı oranları ile ilişkilendirilmiştir.

Esrarın Kullanım Oranlarının Artması Endişe Vermekte

Esrar kullanımı giderek artmaktadır. Amerika’da 23 eyalette belirli düzeylerde tıbbi olarak kullanımı kabul edilmiştir. Kenevir bitkisinden elde edilen esrarın asıl etken maddesi “Tetrahidrokannobinol”dür (THC). THC, CB1 reseptörüne bağlanarak psikoaktif etkisini göstermektedir. Psikoaktif etki asıl olarak merkezi sinir sisteminde etkisini göstererek, beynin işlevlerinin değiştirip algı, ruh hali, bilinç ve davranışta geçici değişikliklere neden olan etkidir. Psikoaktif maddeler sınırlı düzeyde anestezi, ağrı kesici, psikiyatrik ilaçlarda tıbbı olarak kullanılsa da bilinçsiz ve aşırı kullanımı maddeye fiziksel bağımlılığa neden olarak birçok özellikle bilişşel olumsuzluklara neden olmaktadır.

Tıbbi kullanımının yanında sentetik esrar yasa dışı ilaç yapımında en yaygın kullanılan maddedir. 2015 yılında Amerika’da sentetik esrar kullanımına bağlı zehirlenme sonucu 8000 arama çağrı merkezine ulaşmıştır. Bu gelişmeler üzerine bilim insanları tedavi de etkinliği artırmak için sentetik esrarın etki mekanizmasını bulmaya yönelmişlerdir.

Bu yıl American Journal of Medecine’de yayınlanan bir çalışmada esrar kullanımının kemik mineral oranını azalttığı ve osteporoz riskini arttırdığı bulunmuştur. Diğer bir çalışmada ise esrarın mitokondride CB1 reseptörlerini aktive ederek hafıza kaybına neden olduğu bulunmuştur. Tek olumlu nokta olarak Alzheimer çalışmalarında THC’nin beta amiloid seviyesinin düşürerek sinir hücrelerini ölümden koruduğu görülmüştür. Buna karşın esrar kullanımının psikoz (düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu) riskini belirgin bir şekilde artırdığı gösterilmiştir.

Pokemon GO Çılgınlığı

Geçtiğimiz yaza doğru aniden patlama yapan Pokemon Go, bağımlılık yapan akıllı telefon oyunudur. Oyundaki karakterleri yakalayabilmek için akıllı telefon ile birlikte gerçek dünyada gezintiye çıkmak gerekmektedir. Bazı oyunseverler bunun egzersiz açısından faydalı olduğunu düşünse de dikkatin sürekli telefonda olmasından dolayı talihsiz kazalara da sebebiyet vermektedir.

Fıstık Alerjisi

1997-2008 yılları arasında fıstık alerjisi olan çocuk sayısı üç katına çıkmıştır. Bugün ise yaklaşık 3 milyon kişinin fındık ve fıstık alerjisi bulunmaktadır. JAMA’da yer alan çalışmaya göre 4-11 ay arası bebeklerin fıstıkla beslenmesi sonucu ileri ki yaşlarda fıstık alerjisi olma riski %70 azalmaktadır.

Sonuna geldiğimiz bir yılın ardından yeni yılın sizler için başta sağlık, mutluluk, huzur ve başarı getirmesini diliyoruz. İyi Yıllara…