Meme kanseri tedavisi sonrası kimi hastalar fiziksel ve ruhsal olarak zorlanmaktadır. İştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, devamlı baş ağrıları, baş dönmeleri vs. tedavi bittikten sonra ortaya çıkabilmektedir. En sık görülenler uzun dönemli yan etkilerden biri kronik yorgunluktur. Her 3 kadından 1’inde tedavi bitimden sonraki 10 yıla kadar, orta veya şiddetli kronik yorgunluk yaşanmaktadır. Kronik / süregen yorgunluk; kötü uykuyla, yaşam kalitesinin azalmasıyla ve depresyon oranlarının artmasıyla ilişkilidir. Yorgunluk hali kanseri yenmiş hastalarda yük oluşturmakla kalmaz; bundan sonra yapılacak ek tedavileri de sınırlar ve uygulamaları zorlaştırır. Örneğin: fiziksel aktivitelere başlanmayı ve sürdürmeyi engellemekte ve hasta ruhsal tedavi programlarına katılamayacak kadar halsiz olabilmektedir. Bu nedenle meme kanserini yenmiş, devamlı yorgunluğu olan hastalarda öğrenilmesi kolay, kendi kendine yapılabilecek ucuz ve kolay uygulanabilir tedavilere ihtiyaç vardır. 7 Temmuz'da JAMA Oncology'de yayımlanan bir çalışma, akupresör masajının bu konuda yardımcı olabildiğini göstermektedir.

Akupresör masajı, vücudumuzdaki özel noktalara (akupunktur noktaları = akupoint) parmak ya da özel olarak geliştirilmiş bazı araçlarla (toplar, bilek bantları gibi) basınç uygulanarak uyarım sağlanan bir akupunktur tekniğidir. Basınç uygulanan bölgedeki enerji yoğunluğunun dağıtılması ve ağrının azaltılması hedeflenmektedir. Her akupointe karşılık gelen bir organ –bölge vardır. Akupointler fonksiyonlarına göre rahatlatıcı ve uyarıcı olarak da ayrılmaktadır. Rahatlatıcı akupointler Çin Tıbbı’nda aynı zamanda uykusuzluğun tedavisinde de uygulanmaktadır. Uyarıcı akupointler, enerji artırıcı amaçlı kullanılmaktadır. Önceki çalışmalarda masajın, iyileşme oranını %45’ten %70’e arttırdığı ortaya konulmuştur. Bu kadar umut vadeden verilere rağmen, akupresör yöntemi ile kanserde yorgunluğun giderilmesi konusunda çok az çalışma yapılmıştır. Yazımızın konusu olan bu çalışma akupresörün başarılı yönlerini ve meme kanserini yenmiş hastalarda yorgunluğu-halsizliği tedavi etmede kullanılmasını ele almaktadır.

Çalışma

1 Mart 2011 – 31 Ekim 2014 tarihleri arası yapılan çalışmanın amacı meme kanserini yenmiş hastalarda devam eden halsizliği azaltmak, uyku durumunu iyileştirmek, yaşam kalitesini yükseltmektir. Bu amaçla 1 – 3. evrelerde tedavi görmüş meme kanserli 270 kadın hasta seçilmiştir. Hastaların tedavileri en az 12 ay öncesinde tamamlanmışlardır. Çalışma her kadın için 10 hafta olarak planlanmıştır. Eşit özelliklere sahip (yaş, etnik köken, din vs.) 270 hasta, 3 gruba ayrılmıştır: rahatlatıcı akupresör uygulamasını yapanlar, uyarıcı akupresör uygulamasını yapanlar ve normal bakımlarını sürdürenler (herhangi bir sağlık uzmanından yardım almayanlar).

Akupresör eğitmenleri, ilk iki gruba kendi kendilerine akupoint yerlerini, bu noktaları nasıl uyaracağını ve ne şiddette bastıracağını öğretmişlerdir. Hastalardan 6 hafta boyunca günde bir kere, her noktaya dairesel şekilde 3’er dakika basınç uygulamaları söylenmiştir. 3. ve 6. haftalarda hastaların hareketleri doğru uygulanıp uygulamadıkları, ne kadar doğru yaptıkları kontrol edilmiştir.

Sonuçlar

Yorgunluk

6. haftaya gelindiğinde kendi kendilerine rahatlatıcı ve uyarıcı aküpresör masajını uygulayan kadınlar, normal bakımlarına devam eden kadınlara göre yorgunluğu geçirmede daha başarılı olmuşlardır. Devam eden 4 hafta boyunca, değişimin sürekliliğini anlamak adına masaj bırakılmıştır. 10. haftanın sonunda yine diğer gruptakilere kıyasla normal bakımlarını sürdürenlerin iyileştirme oranları bir hayli düşük çıkmıştır.

Uzun Dönemde Yaşam Kalitesi

Rahatlatıcı akupresör masajı, diğer gruplardan hem 6. haftada hem 10. haftada daha başarılı bulunmuştur. Rahatlatıcı akupresör masajının hayat kalitesini arttırdığı açık bir şekilde görülmektedir.

Hastalar 6 hafta boyunca her gün kendi kendilerine bu masajı uygulamışladır. 2 akupresör çeşidi de önemli ölçüde yorgunluğu azaltsa da, sadece rahatlatıcı olan, normal bakımla kıyaslandığında hem hayat kalitesini hem de uyku kalitesini önemli ölçüde etkileyebilmiştir.

Peki, iki masaj türü de yorgunluğu neden eşit derecede düzeltebiliyor? Bu durumu sahte ve gerçek akupunkturun semptomları eşit derecede düzeltmesine benzetebiliriz. Cevap: Farklı mekanizmalar üzerinden etki etmektedirler. Rahatlatıcı akupointler, halsizliği giderip canlandırıcı bir uyku sağlayarak, uykusuzluğu (imnomsia) tedavi etme amaçlı seçilmiştir. Aynı şekilde uyarıcı akupointler, gün içindeki aktivitemizi artırıcı yönde seçilmişlerdir.

Diğer bir soru bu masajın mekanizması hakkındadır. Halsizliğin sebebi tam olarak bilinmese de bu konuda hipotezler mevcuttur. Son çalışmalar yorgunluğun sebebinin merkezi sinir sistemindeki fonksiyon kaybı, beyin hücrelerinden salgılanan belirli kimyasal maddelerin (nörotransmitter) ve metabolitlerin miktarlarının artışı olduğunu öngörmektedir. Nörotransmmiter olan glutamatın beyinde artışı ve beyinin insular lobundaki kreatin metabolitinin artışının bu duruma yol açtığı düşünülmektedir. Akupunktur üzerindeki çalışmalar beyin fizyolojisinin, kimyasının ve fonksiyonlarının akupoint noktalarının uyarılmasıyla değişebileceğini göstermektedir. Kendi kendine uygulanan akupresör masajının da böyle bir etki oluşturabileceği varsayılmaktadır.

Sonuç olarak, hem rahatlatıcı hem uyarıcı masajlar yorgunluğu iyileştirmektedir, fakat sadece rahatlatıcı akupresör masajı yaşam ve uyku kalitesinde etkili bulunmuştur. Masajın bırakılmasının üzerinden 4 hafta geçse bile etkileri büyük ölçüde sürmektedir. Bu yöntem düşük maliyetli, kendi başına yapılabilen ve kolayca öğrenilebilir olduğu için meme kanserini yenmiş hastalarda tedavi sonrası devam edebilen şikayetlerin düzeltilmesinde etkili bir yoldur.