
Beyin Dışı Kannabinoid Reseptörlerini Hedefleyen Yeni Nesil Kilo Verdirici: Monlunabant
Dünya Nüfusunun Yarısı!
Son birkaç on yılda insanlık, sessiz ama sarsıcı bir küresel salgının içine girdi: dünyadaki yetişkin nüfusun neredeyse yarısı artık fazla kilolu ya da obez. Bu oran, 1980’lerden bu yana iki katına çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre obezite, bugün hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde erken ölümün önde gelen nedenlerinden biri hâline geldi — diyabet, kalp-damar hastalıkları, hatta 14 farklı kanser türüyle birlikte insan sağlığını tehdit eden en büyük risk faktörü konumunda.
Uzun yıllar boyunca obeziteye yaklaşım oldukça yüzeysel kaldı: “Az yiyin, çok hareket edin.” Ancak bu söylem, biyolojiyi ve davranışsal bağımlılık mekanizmalarını görmezden geliyordu. Bugün artık biliyoruz ki, obezite yalnızca irade eksikliğinin değil, karmaşık nörohormonal ağların, genetik eğilimlerin ve çevresel faktörlerin kesişiminde ortaya çıkan kronik bir hastalıktır — tıpkı diyabet ya da depresyon gibi. Bu nedenle tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır, öğüt verilmesi gereken bir alışkanlık değil.
2020’lerin ortasına geldiğimizde, GLP-1 ve GIP agonistleri (örneğin semaglutid-Ozempic, tirzepatid-Mounjaro) sayesinde kilo kontrolünde devrim niteliğinde bir dönem başladı. Bu ilaçlar yalnızca iştahı bastırmakla kalmıyor, aynı zamanda kan şekeri, tansiyon ve kalp sağlığı üzerinde de belirgin iyileşme sağlıyor. Bugün bu sınıftaki ilaçlar, dünyada en yüksek ciroya ulaşan ilaç grubu hâline gelmiş durumda — bu da aslında küresel ihtiyacın ne kadar derin olduğunu açıkça gösteriyor.
Ancak bilim durmuyor. GLP-1 dönemi, obezitenin biyolojisini anlamada bir kilometre taşı olsa da, farklı moleküler yolların hedeflenmesi arayışı sürüyor. Çünkü obeziteyi sadece mideyle ya da pankreasla sınırlı bir hastalık olarak görmek eksik kalıyor. Beyin, yağ dokusu, karaciğer ve bağırsaklar arasında karmaşık bir sinyal ağı var. İşte bu ağın merkezinde yer alan kannabinoid reseptör 1 (CB1R), yeni nesil araştırmaların odağında.
CB1R hedefli ilaçlar aslında yeni değil: 2000’lerin başında rimonabant adlı bir ilaç, kilo kaybı sağlayarak umut vermişti. Ancak ne yazık ki beyin üzerindeki etkileri nedeniyle depresyon ve intihar düşüncesi gibi ciddi yan etkiler ortaya çıkmış, ilaç kısa sürede piyasadan çekilmişti. O dönemde kapatılan bu sayfa, şimdi yeniden açılıyor — ama çok daha akıllı ve güvenli bir biyoteknolojik tasarımla.
Danimarkalı araştırmacıların geliştirdiği ve Kasım 2025'te The Lancet Diabetes & Endocrinology dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre monlunabant, CB1R hedefli ikinci nesil bir ilaç olarak sahneye çıkıyor. En önemli farkı: “beyin bariyerini aşmıyor.” Yani etki alanı beyin değil, vücudun çevresel bölgeleri — yağ dokusu, kas ve karaciğer. Böylece hem kilo kaybı etkisi korunuyor, hem de geçmişteki nöropsikiyatrik yan etkiler en aza indiriliyor.
Özetle: Kanada’da yapılan faz 2a klinik çalışmada, monlunabant adlı yeni bir ilacın, sadece 16 haftada ortalama 6–8 kilogram kilo kaybı sağladığı bildirildi. Ancak daha yüksek dozlarda mide ve ruh haliyle ilgili yan etkiler arttı. Araştırmacılar, “etkili ama güvenli” düşük doz aralığını belirlemek için yeni çalışmalar gerektiğini vurguluyor.
Çalışma Nasıl Yapıldı?
- Yer: 25 merkez, Kanada
- Süre: 16 hafta
- Katılımcı sayısı: 242 kişi (ortalama BKİ: 39.7)
- Gruplar: Monlunabant 10 mg, 20 mg, 50 mg veya plasebo
- Ek diyet/egzersiz müdahalesi yapılmadı
📊 Bulgular: Kilo Kaybı Doza Bağlı Ama Risk de Artıyor
16 hafta sonunda ilaç gruplarında ortalama kilo kaybı şöyleydi:
| Doz | Ortalama Kilo Kaybı | Yan Etki Oranı | Tedaviye Devam Oranı |
|---|---|---|---|
| 10 mg | -6.4 kg | %69 | %82 |
| 20 mg | -6.9 kg | %78 | %70 |
| 50 mg | -8.0 kg | %92 | %57 |
| Plasebo | -0.5 kg | %69 | %93 |
A1c düzeyinde hafif düşüşler (yaklaşık %0.16) ve bel çevresinde 3.8–5.4 cm azalma gözlendi. Ancak özellikle yüksek dozlarda mide bulantısı, ishal, huzursuzluk, uyku bozukluğu ve anksiyete gibi yan etkiler arttı.
Uzman Yorumu: “Etki, dozla birlikte biraz artıyor ama yan etkiler de öyle. Muhtemelen en düşük etkili doz aralığı bu ilaç için kritik olacak.”
Bu Ne Anlama Geliyor?
Son yıllarda kilo verdirici ilaçlarda odak noktası “iştahı bastırmak”tan “enerji dengesini yeniden kurmak” yönüne kaydı. CB1R blokajı bu konuda farklı bir biyolojik kapı aralıyor. Eğer monlunabant düşük dozda güvenli bir profil sergilerse, gelecekte GLP-1 benzeri ilaçlarla kombinasyon tedavisi olarak da değerlendirilebilir.
Yine de araştırmacılar uyarıyor: “GLP-1 agonistlerinin domine ettiği bir terapötik ortamda, kannabinoid tabanlı stratejiler beyne geçişi sınırlayarak ve yan etkileri en aza indirerek yeniden tanımlanmalı.”
Çalışmanın Sınırlamaları
- Katılımcılar sadece Kanada’dan; genelleme sınırlı.
- Tedavi kesildikten sonraki izlem yapılmadı.
- Yan etkiler nedeniyle yüksek oranda erken bırakma görüldü.
📎 Sonuç
Monlunabant, obezite tedavisinde umut verici ancak dikkatli izlenmesi gereken yeni bir aday. Beyin dışında etkili CB1R blokajı, hem kilo kaybı hem de metabolik fayda açısından potansiyel sunuyor. Fakat güvenli dozun bulunması, bu ilacın gelecekte klinik kullanım şansı olup olmayacağını belirleyecek.



