Obezite, en büyük sağlık sorunumuz olmaya aday!

Günümüzde kansere neden olma kapasitesine en çok sahip çevresel faktör sigaradır, sonra ise obezite gelmektedir. Fakat 2020 sonrası obezitenin, tüm dünyada birincil kanser etkeni olacağı tahmin edilmektedir.

- Aşağıdaki şekilde, obezite hesaplamasında en sık kullanılan yöntem, vücut / beden kitle indeksi (VKİ) hesaplaması görülmektedir.

beden vücut kitle indeksi bki vki

Obezite sıklığı, son 40 yılda ciddi artış göstermiştir ve bu artış daha da devam edecek gözükmektedir. Dünya çapında 600 milyondan fazla yetişkinin vücut kitle indeksi (VKİ) obezite ile uyumludur, yani en az 30 kg / m2 veya daha yüksek.

- Aşağıdaki videoda, son 40 yıl içinde dünya genelinde salgın bir hastalık gibi obezite oranlarının nasıl arttığı görülebilir.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), fazla yağlanmanın en az 13 kanser türü için karsinojen (kanser yapıcı) etkiye sahip olduğunu gösteren yeterli kanıt olduğunu ifade etmektedir. Aynı şekilde obeziteden kaçınma, bu kanserler için koruyucudur.

- Aşağıdaki şekilde, "obezite ile direkt ilişkili kanserler" görülebilir:

obezite hangi kanserlere neden olur

- İlgili Konu: Egzersiz ve riskini azalttığı 14 kanser türü

Obezite nasıl kanser yapar?

Büyüme faktörleri ve cinsiyet hormonları arasındaki farklar da dahil olmak üzere obez bireyler arasında kansere yol açtığı öne sürülen çoklu mekanizmalar vardır. Obezitenin nasıl kansere yol açtığına dair en kabul gören 4 teori şu şekildedir:

  1. Büyüme (hücresel hacim, içerik artışı), 
  2. Bağışıklık sistemi ve tümör düzenleyici fonksiyonları etkileyen artmış adipositokin (yağ hücreleri kaynaklı bazı maddeler) seviyeleri; 
  3. Yapısal inflamasyon ve oksidatif stres (hücresel düzeyde zararlı maddelerin birikimi), 
  4. Değişmiş bir mikrobiyom.

- Yeni Gelişme: Obezitenin, bağışıklık sisteminin kanserle savaşmasını nasıl engellediği bulundu

Uzun yıllardır yapılan çalışmalar bireylerde aşırı kilo alımı ile birlikte vücudumuzda bazı istenmeyen ve kanseri tetikleyen maddelerin düzeyinde artış olduğunu kanıtlamıştır. Bu maddeler bazı hormonlar olabileceği gibi sitokin olarak adlandırılan hücre uyarıcılar da olabilmektedir. İnsülin büyüme faktörü, östrojen, testosteron gibi hormonlar da bunlara örnek olarak verilebilir. Bu maddelerin uzun süreli artışı vücutta kronik inflamasyonu tetiklemekte ve kanser oluşum sürecini başlatmaktadır. Karın bölgesinde yağlanma, bir başka deyişle bel kalça oranının artması kanser süreci ile ilişkilendirilebilir. Bu nedenle bu oranın ideal düzeyde olması sağlıklı bireyler için bir hedef olmalıdır.

Aşırı kilolu yani obez olmak kansere bağlı yaşam kaybına yaklaşık % 20 oranında katkı sağlamaktadır. Aşırı kilolu olmanın erkelerde kolon ve rektum (kalın barsak), böbrek ve özofagus (yemek borusu) kanseri ve pankreas kanseri dahil birçok kanser gelişiminde riski arttırdığı gözlenmiştir. Ayrıca safra kesesi ve karaciğerde kanser gelişme riskini arttırabilir ve Hodgkin dışı lenfoma, multipl miyelom, ve prostat kanseri riskinde etkin rol oynayabilir.

Son yapılan çalışmalara göre obez olan kadınlarda kanser görülme ihtimali normal kilolu olanlara göre % 40 daha fazladır. Kadınlarda obezite ilişkili kanserler bağırsak, mesane, rahim, böbrek, pankreas, yemek borusu ve özellikle menopoz sonrası görülen meme kanserleridir.

Çok sayıda klinik araştırma kanser ve dengesiz/sağlıksız beslenme üzerine odaklanmıştır. Kilolu olan bireylerin düzenli beslenme ve egzersiz sonucu zayıflaması ile kanser risklerinde azalma olduğu gösterilmiştir. Kilo artışı ile kanser ilişkisinde suçlanan en önemli mekanizma insülin direnci ve insülin benzeri maddenin aşırı salınmasıdır. Kilo veren ve sağlıklı yaşama adım atan bireylerde bu mekanizma tersine dönmektedir. Yaşamsal risk taşıyan birçok hastalığı tetiklediği bilinen aşırı kilo veya obezitenin önüne geçmek için kişilerin kilo vermesi için cesaretlendirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, rafine ve işlenmiş gıdalar, yüksek glisemik indeks ve fast-food ile karakterize Batı tarzı diyet, kanser için obeziteden bağımsız bir risk faktörüdür.

- İlgili Konu: En sağlıklı beslenme programları listesi 2018 – adı sıkça duyulan diyetler nerede?

Beslenme şekliniz ve ne yediğinize dikkat etmeniz hem vücudunuzun gerekli mineral ve vitaminleri almasını sağlayacak hem de aşırı kilo almanızı önleyerek obezitenin önüne geçecektir. Sebze, meyve ve tam tahıllı gıda ağırlıklı beslenmeye özen gösterin. Tükettiğiniz yiyeceklerin dondurulmuş, aşırı yağlı, tuzlu, şekerli ya da katkı maddeli olmaması önemlidir. Günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı atlamayarak hem kendinize bir iyilik yapın hem de çocuğunuza iyi bir örnek olun. Kırmızı eti yakmadan pişirerek kansinojen maddelerin sağlığınıza zarar vermesini engelleyin ve haftada bir kez et tüketmeye dikkat edin. Yine haftada 2-3 kere balık yemeniz ve tavuk eti tüketmeniz omega-3 ve vitamin ihtiyacınızı gidermenize katkı sağlayacaktır.

- İlgili Konu: Mangalda et pişirmenin kanser ile ilişkisi

Düzenli ve sağlıklı beslenen çocuklarınız aşırı kilo almayacaktır. Abur cubur, çikolata, cips, yağ ve şeker içeren yiyecek ve içecekleri tüketirken kısıtlama getirin. Mümkünse bolca doğal meyve, sebze ve belli oranlarda et, tavuk ve balık tüketmelerini sağlayın. Aşırı kilo alan çocuklarda hastalıkların gelişme riski daha fazladır. Aşırı kilolu yetişkinlerde de kanser gelişme riskinin yüksek olduğu unutulmaması gereken önemli bir noktadır. Öyleyse, her yaşta sağlıklı kiloda kalmaya dikkat etmek gerekir.

İlgili Konular

- Ergenlik çağında obezite, pankreas kanseri riskini 4 kat arttırıyor

- Obezitenin olumsuz etkilerinden biri; karaciğer yağlanması küçük çocuklarda da görülüyor

- Obezite tedavisinde kullanılan cihazlar hakkında bilinmesi gerekenler