Kolon ve Rektum Kanseri Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kolon ve Rektum Kanseri Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kolon ve rektum kanseri, kalın bağırsağın (kolon) son kısmı ve rektumun hücrelerinden köken alan kanser türleridir. Kalın bağırsak, sindirim sisteminin son kısmını oluşturur ve dışkıyı depolar. Kolon kanseri, kolonun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilirken, rektum kanseri rektum bölgesinde başlar. Bu kanserler genellikle polipler olarak adlandırılan oluşumların zemininde gelişir ve bu tümörler zaman içinde kansere dönüşebilir.

Kolon ve rektum kanseri erken teşhis edilirse, tamamen tedavi edilebilir. Erken evre kanserlerin belirtileri genellikle yoktur, bu nedenle erken teşhis için kolonoskopi gibi düzenli tarama testleri önemlidir. Belirtiler ileri evrelerde ortaya çıkmaya başlar ve karın ağrısı, kilo kaybı, dışkıda kan görülmesi, kabızlık ya da ishal gibi sindirim sistemi problemleri gibi çeşitli belirtiler içerebilir.

"Kolorektal Kanser Farkındalık Ayı", her yıl Mart ayıdır ve dünya genelinde kolorektal kanser hakkında farkındalığı artırmayı amaçlayan bir kampanyadır. Bu ay boyunca birçok organizasyon ve kuruluş, kolorektal kanserin erken teşhisinin önemini vurgulayan etkinlikler düzenler. Bu etkinlikler arasında ücretsiz tarama testleri, sağlık taramaları, farkındalık yürüyüşleri, konferanslar ve seminerler gibi birçok etkinlik yer alabilir.

Kolon ve Rektum Kanseri Türkiye İstatistikleri

Kolon ve rektum kanserleri ülkemizde hem erkekler hem kadınlarda en sık görülen 3. kanser türüdür. 2020 yılı resmi kanser istatistiklerimize göre, 2019 yılında tanı alan 233.834 kanser vakasının 21.191'i (%9.1'i) kolorektal kanserdir. Her 100 bin kişi başına yıllık erkeklerde 26.2 yeni kolon ve rektum kanseri görülürken; kadınlarda bu sayı 16.2’dir. Ülkemiz için sıklığında artış olduğunu gösteren bir istatistik mevcuttur.

Kolon ve rektum kanserleri genel olarak yaşlılıkta daha sık görülen kanserlerden biridir, öyle ki ortanca tanı konulma yaşı 67’dir, fakat gelişmiş ülkelerde gençlerde kolon kanseri görülme oranlarında artış mevcuttur. Bu durum batı tarzı beslenme alışkanlığı ve obezite oranlarındaki artışa bağlanmaktadır.

kolon kanseri farkindalik ayi mart erken tani 430970

Kolorektal Kanserlerin Ne Kadarı Kalıtsaldır?

Kolorektal kanserlerin yaklaşık %5-10'u kalıtsal bir nedenden kaynaklanır. Bunlar arasında Lynch sendromu, ailesel adenomatöz polipozis (Familial adenomatous polyposis= FAP) ve MYH-associate polyposis (MAP) gibi kalıtsal hastalıklar bulunur. Bu hastalıklarda, kolorektal kanser gelişme riski yüksektir ve bu nedenle daha erken yaşlarda kolonoskopi ve diğer tarama testleri yapılması önerilir. Aile öyküsü olan kişiler için, doktorları tarafından daha sık kolonoskopi ve diğer tarama testleri yapılması önerilebilir.

Kalın Bağırsak Kanseri Belirtileri Nelerdir?

  • Makattan kan gelmesi: en sık karşılaşılan ve kişiyi doktora getiren bulgudur.
  • Dışkılama alışkanlıklarında değişiklikler: hem kabızlık hem ishale neden olabilir. Örneğin kabızlık ve ardından bir süre ishal olunması, tuvalet yapılmasına rağmen rahatlayamama (makatta dolgunluk) hissi. 
  • Karın ağrısı: sık rastlanan ve kansere özel olmayan bir bulgudur. Sıklıkla gaz sıkışması şeklinde tarif edilir. Ancak şikayetin uzaması halinde akla gelmelidir.
  • Kilo kaybı: özellikle kısa süre içinde %10’un üzerinde kilo kaybı önemlidir.
  • Kansızlık - solukluk: özellikle 45 yaşın üzerinde bir kişide yeni başlangıçlı anemi (kansızlık) tespit edilmesi halinde akla kalın barsak kanseri getirilmeli ve mutlaka gerekli tetkiklerin yapılmalıdır.
  • Şişkinlik: kolon ve rektum kanserleri büyük boyutlara ulaştıklarında bağırsakta kısmi veya tam tıkanıklığa neden olabilir.

Mide Kanseri Azalırken, Kolon Artıyor mu?

Mide kanseri insidansı (yıllık yeni vaka sayısı) dünya genelinde azalırken, kolon kanseri insidansı artmaktadır. Bu durumun birçok nedeni olabilir. Özellikle gelişmiş ülkelerde, sağlık hizmetlerindeki iyileşmeler, gençlerde gözlenen kolorektal kanser sıklığı artışı, erken teşhis ve tarama programlarının uygulanması gibi faktörler kolon kanseri insidansındaki artışın sebeplerinden biridir. Ayrıca, yaşlanan nüfus ve değişen yaşam tarzı faktörleri (daha az fiziksel aktivite, daha az lif içeren diyetler vb.) da kolon kanseri insidansında artışa neden olabilir. Ancak, bu eğilim her ülkede aynı şekilde değildir ve ülkelere göre farklılık gösterebilir.

Fakat mide kanserinin sıklığındaki azalma daha belirgindir, çünkü artık genel olarak daha temiz beslendiğimizi söyleyebiliriz. Buzdolaplarının hayatımıza girmesi gıdaların uygunsuz koşullarda (örneğin tuzlama, salamura gibi) saklanıp tüketilmesi ihtiyacını azaltmıştır. Ayrıca mide kanserinin en önemli nedeni olan Helikobakter bakterisinin tespit edilip tedavi edilmesi de mide kanseri sıklığının azalmasının nedenlerinden biridir.

Kolon Kanseri ile Beslenme Arasındaki İlişkiyi Nedir?

Mide-bağırsak sistemi kanserleri, gıdalarla direk temas etmelerinin de etkisi ile, beslenme ile en yakın ilişkili kanserlerdir. Posalı gıdaların azlığı, işlenmiş gıdalar ve kızartmalarla karakterize batı tarzı beslenmenin ve aşırı tüketimin bir sonucu olan obezitenin kolon kanseri riskini belirgin bir şekilde artırdığı artık net bir şekilde bilinmektedir.

Kolon Kanserine Yol Açtığı Bilinen Karsinojenler Hangileri?

Son yılların kanser alanında en çok konuşulan konularından biri, salam, sosis, jambon, sucuk gibi işlenmiş etlerin yoğun tüketiminin kolon kanseri riskini artırdığının gösterilmesi oldu. İşlenmiş etler günde 50 gr ve üstü tüketildiğinde kolon kanseri riskini % 18 artırmakta. Bunun üzerine Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) işlenmiş et tüketimini, kategori 1 karsinojen grubuna aldı. Ayrıca alkol tüketiminin azı bile kolon kanseri için karsinojendir. Ilımlı alkol tüketimi kolon kanseri riskini % 17, yoğun alkol tüketimi % 44 artırmaktadır.

Son yıllarda kırmızı et tüketimi motive eden hekimler, süper star gibi kasaplar vs. var… Bu çabalar kırmızı et tüketimi artırıyor mu?

Kırmızı et tüketimin arttığı ve bu artışta popüler yaklaşımların rolü olduğu doğrudur.

"Kırmızı et zararsızdır, kanser yapmaz" diyen profesörler var. Bu doğru bir bilgi midir?

Kırmızı etin kanserle ilişkisi işlenmiş etten farklıdır. İşlenmiş et, Dünya Sağlık Örgütü tarafından grup 1 karsinojen olarak sınıflandırılırken; kırmızı et, grup 2A yani “insanlarda yüksek olasılıkla karsinojen” olarak sınıflandırılmıştır. Bu haliyle direk kırmızı et kanser yapar diyemeyiz. Bununla birlikte sağlıklı diyetlerin hiçbirinde kırmızı et yoğun bir şekilde tüketilmez; tüketim sıklığı balık ve kanatlılardan daha az olmalıdır.

Türkiye’deki Beslenme Alışkanlıkları ile Kolon Kanseri Arasında Bir İlişki Var mı?

Ülkemizde hem erkekler hem kadınlarda en sık görülen 3. kanser türü olarak beslenme alışkanlıklarımızla kolon kanseri sıklığının fazla olması arasında bir ilişki olduğundan söz edebiliriz. Ayrıca ülkemiz hem yetişkinler hem çocuklar bazında obezite oranlarının hızla arttığı ülkelerdendir. Batılı tarzı beslenmeyi her geçen gün biraz daha benimsememiz ve posalı gıdalardan uzaklaşmamız da bir başka faktördür. Ayrıca kolon kanserinin bir diğer önemli nedeni hareketsiz/sedanter yaşamdır.

Kolonoskopinin Önemi

Kalin bagirsak kolon ve rektum kanserlerinde erken tani ve tarama mumkun mudur Kolonoskopi nasil ya

Kolonoskopi, kalın bağırsak kanserleri için hem erken tanı hem polipleri tespit etmek hem de biyopsi almak ve/veya polipi tamamen çıkarmak için en iyi yöntemdir. Kolorektal kanser ve bu hastalığa bağlı yaşam kaybı oranlarını azalttığı kanıtlanan bir kanser tarama yöntemidir. Bununla birlikte işlem ilişkili kaygı, ağrı ve rahatsızlıkla ilgili bazı soru işaretleri nedeniyle halen birçok ülkede istenilen yaygınlıkta kullanılmamaktadır. Kolon kanseri erken tanısı amacıyla kolonoskopi hem erkeklere hem kadınlara 45 yaşından başlamak üzere 10 yılda bir önermekteyiz. Kolonoskopi yaptırmak istemeyenler yine 45 yaşından itibaren başlamak üzere yılda bir gaitada gizli kan testi yaptırabilir. 45 yaş sınırı, normal bir kanser riskine sahip olan kişiler içindir. Ailesinde kolon kanseri öyküsü olan veya kalıtsal kolon kanseri riski taşıyanlar taramaya daha erken yaşta başlamalıdır.

Poliplerin Ne Kadarı Zamanla Kansere Dönüşebilir?

Poliplerin az bir kısmı kansere dönüşebilir. Bu dönüşüm oranı, poliplerin tipine, boyutuna ve sayısına bağlı olarak değişebilir. Örneğin, adenomatöz polipler kolon kanserine dönüşebilir ve boyutları büyüdükçe kansere dönüşme riski artar. 1 cm veya daha büyük adenomatöz poliplerin yaklaşık %10'unun kansere dönüştüğü tahmin edilmektedir. Bu nedenle, poliplerin erken teşhisi ve tedavisi önemlidir. Kolonoskopi gibi tarama testleri, polipleri erken evrede tespit etmenizi ve çıkarmak için gerekli tedaviyi almanızı sağlayabilir.

Kolon Kanseri Tedavisinde Hangi Aşamadayız?

Kolon kanseri erken evrede tamamen tedavi edilebilir kanserlerden biridir ve hem kanser tarama programlarının yaygınlaşması hem farkındalığın artması ile kolon kanserinde erken dönemde tanı koyulma oranları artmaktadır.

Erken evre kolon kanserinin temel tedavisi ameliyattır. 2. evre kolon kanserlerinin çok az bir kısmı ve 3. evre kolon kanserinde ameliyat sonrası, kanserin tekrar etme riskini azaltmak için adjuvan (koruyucu) kemoterapi gereklidir. 2. evre kolon kanserlerinde hangi hastaların kemoterapiden fayda göreceğini belirlemek için genetik testler kullanılmaya başlandı.

4. evre, yani diğer organlara yayılmış kolon kanserinin temel tedavisi ise kemoterapi ve damardan uygulanan hedefe yönelik akıllı ilaçlardır. 4. evre kolon kanseri öncelikli olarak karaciğere metastaz yapma eğilimindedir. Karaciğerdeki metastaz odakları ameliyatsız işlemler olarak adlandırılan ve girişimsel radyoloji uzmanları tarafından uygulanan ileri teknolojik yöntemlerle, örneğin radyofrekans ablasyon (FRA) ile yakılabilmekte ya da kriyoablasyon ile dondurulabilmektedir. Çok daha yeni bir gelişme olarak, kolon kanserli hastaların yaklaşık % 5 kadarında yeni nesil immünoterapiler oldukça etkili olmaktadır. Bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine karşı körlüğünü ortadan kaldırarak etki eden immünoterapi ilaçlarının hangi hastalara fayda edeceğini, yeni genetik testlerle öngörebilmekteyiz.

Korunma İçin Öneriler

Kolon ve rektum kanserlerinin önemli bir kısmı kontrol edilebilecek risk faktörleri nedeniyle oluşmaktadır, bunun yanında kolorektal kanserlerde tarama yöntemleri ile erken tanı da mümkündür.

Kolorektal kanserlerden korunmak için;

  • Sağlıklı bir kiloda kalmayı,
  • Sebze ağırlıklı beslenmeyi,
  • Alkol almamayı veya mümkün olduğunca azaltmayı,
  • Sigara kullanmamayı, 
  • İşlenmiş etlerden uzak durmayı, kırmızı et tüketimini azaltmayı ve
  • Mümkün olduğunca hareketli bir yaşam tarzını benimsemeyi öneriyoruz.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Nivolumab ve İpilimumab MSI-H veya dMMR Metastatik Kolorektal Kanserin Kaderini Değiştirdi

Nivolumab ve İpilimumab MSI-H veya dMMR Metastatik Kolorektal Kanserin Kaderini Değiştirdi

Metastatik kolorektal kanser (mKRK), özellikle mikrosatellit-instabilite-yüksek (MSI-H) veya DNA tamir eksikliği (dMMR) gibi özelliklere sahip alt...

KRAS Mutant Metastatik Kolorektal Kanserde Sahnede Yeni Bir İlaç: Onvansertib

KRAS Mutant Metastatik Kolorektal Kanserde Sahnede Yeni Bir İlaç: Onvansertib

Kolorektal Kanserde KRAS Mutasyonu Kolorektal kanser hastaları arasında KRAS mutasyonu oldukça yaygındır ve önemli bir biyolojik belirteç...

Rektum Kanserinde Ameliyatsız Tedavi (İzle ve Bekle) Metastaz Riskini Artırıyor mu?

Rektum Kanserinde Ameliyatsız Tedavi (İzle ve Bekle) Metastaz Riskini Artırıyor mu?

Rektum kanseri tedavisinde bazı hastalara uygulanabilen "izle ve bekle" (watch and wait) yaklaşımı, neoadjuvan (küçültücü) tedavi...

Gaitada Gizli Kan Testi Pozitif Çıkarsa – Ne Anlama Gelir ve Sonra Neler Yapılmalı?

Gaitada Gizli Kan Testi Pozitif Çıkarsa – Ne Anlama Gelir ve Sonra Neler Yapılmalı?

Gaitada gizli kan (GGK) testi, kolorektal (kalın bağırsak) kanser taramasında sıkça kullanılan basit ve etkili bir...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında