
Doğum Kontrol Hapı Nedir? Nasıl Kullanılır?
Doğum kontrol hapı, kadınlarda gebeliği önlemek için kullanılan hormonal bir doğum kontrol yöntemidir. Bu haplar, vücudun doğal östrojen ve progesteron hormonlarının sentetik (yapay) versiyonlarını içerir. İçerdikleri bu düşük dozlu hormonlar, kadın üreme sistemini etkileyerek hamileliği yüksek oranda engeller. Doğru ve düzenli kullanıldığında doğum kontrol hapları gebeliği önlemede yaklaşık %99 etkilidir. Peki doğum kontrol hapı tam olarak nasıl etki eder, nasıl kullanılmalıdır ve yararları/yan etkileri nelerdir? Bu makalede doğum kontrol hapı nedir, nasıl çalışır ve kullanılır ayrıntılı şekilde ele alınacak; ayrıca bilimsel araştırmalara dayanarak doğum kontrol hapının kanserle ilişkisi hakkında bilgiler verilecektir. Yazının sonunda ise konuya ilişkin sık sorulan soruları bulabilirsiniz.
Doğum Kontrol Hapı Nedir?
Doğum kontrol hapı (oral kontraseptif), hormonal içerikli bir ilaçtır. İçerisinde genellikle östrojen ve progestin (progesteron hormonu türevi) kombinasyonu bulunur. Bu nedenle kombine haplar olarak anılırlar. Bazı doğum kontrol hapı türleri ise yalnızca progestin hormonu içerir; bunlara mini hap (progestojen içeren hap) adı verilir. Hormonlar aracılığıyla etki eden bu haplar, kadın vücudunda hamileliğin oluşmasını önlemek üzere tasarlanmıştır.
Doğum kontrol hapı nasıl çalışır? Haptaki hormonlar, yumurtlamayı (ovülasyonu) baskılayarak etki gösterir. Normalde her adet döngüsünde yumurtalıklar bir yumurta hücresi üretip bırakır; ancak hap kullanımıyla vücuda dışarıdan hormon takviyesi yapıldığında beyin-yumurtalık arasındaki hormonal sinyal kesintiye uğrar ve yumurtalıkların yumurta bırakması engellenir. Yumurtlama olmayınca sperm ile birleşecek olgun bir yumurta bulunmaz, dolayısıyla döllenme ve gebelik gerçekleşemez. Ayrıca doğum kontrol hapları, rahim iç duvarını incelterek döllenmiş bir yumurtanın rahme tutunmasını zorlaştırır ve servikal (rahim ağzı) mukusu kalınlaştırarak spermlerin rahme ulaşmasını da engeller. Bu çok yönlü etki mekanizması sayesinde haplar yüksek oranda gebelikten koruma sağlar.
Doğum kontrol hapları sadece gebelikten korunmak için değil, aynı zamanda adet döngüsünü düzenlemek ve adet sancılarını azaltmak için de yaygın biçimde kullanılır. Örneğin, adet öncesi gerginlik (PMS) semptomlarını hafifletme, aşırı adet kanamasını kontrol altına alma gibi ek faydaları olabilir. Bazı özel durumlarda (ör. polikistik over sendromu (PCOS), endometriozis gibi) hekimler doğum kontrol haplarını tedavinin bir parçası olarak önerebilmektedir. Ayrıca bu hapların içerdiği hormonlar ciltteki akne (sivilce) probleminin iyileşmesine de katkı sağlayabilir.
Doğum Kontrol Hapı Çeşitleri
Piyasada birkaç farklı türde doğum kontrol hapı mevcuttur. Temel olarak içerdikleri hormon bileşimine ve kullanım amacına göre şu şekilde sınıflandırılabilir:
-
Kombine haplar: Hem östrojen hem de progestin hormonu içerirler. En yaygın kullanılan doğum kontrol hapı türüdür. Vücudun doğal döngüsünü taklit eden farklı dozlarda hormon içeren monophasic, biphasic veya triphasic gibi alt tipleri olabilir. Kombine haplar düzenli kullanıldığında yüksek etkinlik sağlar ve adet düzenleme, adet sancılarını azaltma gibi ek faydaları vardır.
-
Mini haplar (Progestojen içeren haplar): Sadece progestin hormonu içerirler, östrojen bulundurmazlar. Östrojen kullanamayan veya emziren kadınlar için genellikle tercih edilen bir yöntemdir. Mini haplar tüm ay boyunca her gün kesintisiz alınır (genellikle 28 tabletlik paketler şeklinde) ve östrojen içermediği için kullanım penceresi daha hassastır (her gün aynı saatte alınması özellikle önemlidir).
-
Acil kontrasepsiyon hapları (Ertesi gün hapı): Bunlar rutin doğum kontrolü için değil, korunmasız cinsel ilişki sonrası acil önlem amacıyla kullanılan özel haplardır. Halk arasında "ertesi gün hapı" olarak bilinirler. Yüksek dozda hormon içerirler ve ilişkiden sonraki ilk 24 saat içinde alındıklarında gebeliği büyük oranda önlerler; etkileri 72 saate kadar devam edebilse de zaman geçtikçe koruyuculuk azalır. Bu tür haplar düzenli doğum kontrol yöntemlerinin yerine geçmez, sadece acil durumlar içindir.
Yukarıdaki hap türleri dışında, kombine hapların kullanım şekline göre farklı paket seçenekleri de bulunur. 21 günlük ve 28 günlük hap paketleri en sık kullanılanlardır. 21 tabletlik paketlerde 21 gün hormonlu hap alınır ve ardından 7 gün ara verilir (bu ara dönemde adet kanaması olur). 28 tabletlik paketlerde ise 21 aktif hap bulunur ve ek olarak 7 tane hormon içermeyen (plasebo) hap vardır; böylece kadın 28 gün boyunca her gün hap alır ve plasebo döneminde adet görür. Her iki durumda da döngü 28 günde bir yeniden başlatılır. Doktorunuz sizin için en uygun hap türünü sağlık durumunuza göre belirleyecektir.
Doğum Kontrol Hapı Nasıl Kullanılır?
Doğum kontrol hapının doğru kullanımı, etkinliğin sağlanması için kritik önem taşır. İlk kez doğum kontrol hapı kullanacaksanız, öncelikle bir kadın doğum uzmanına danışmanız ve muayene olmanız önerilir. Hekiminiz size uygun hap türünü, dozunu ve kullanım şeklini belirleyecektir. Genel kullanım kuralları ise şöyle özetlenebilir:
-
Adetin ilk günü başlaması: Kombine doğum kontrol haplarına genellikle adet kanamasının ilk günü başlanması önerilir. Adetin ilk günü alınan ilk hap ile birlikte hap koruyuculuğu başlar. Eğer adetin 2. veya 3. günü başlarsanız da hap genelde etkilidir ancak bu durumda ilk 7 gün ek bir korunma yöntemi (örn. prezervatif) kullanılması tavsiye edilir. Mini haplara da adet başlangıcında başlamak en iyisidir, ancak doğum sonrası emziren anneler doktor önerisiyle lohusalık dönemi bitiminde progestin haplarına başlayabilirler.
-
Her gün aynı saatte alma: Doğum kontrol hapını her gün yaklaşık aynı saatlerde almak gerekir. Günlük düzenli alınmadığında etkinlik azalabilir. Özellikle mini haplar saat konusunda çok hassastır; birkaç saatlik gecikmeler bile koruyuculuğu düşürebilir. Bu nedenle hap almayı unutmamak için alarm kurmak, hatırlatıcı kullanmak faydalı olabilir.
-
21 gün kullanım / 7 gün ara (veya kesintisiz 28 gün): Eğer 21 tabletlik paket kullanıyorsanız 21 gün boyunca her gün bir hap alıp kutuyu bitirdikten sonra 7 gün ara verilir. Bu ara sırasında adet kanaması meydana gelir. 7 gün sonunda, kanama devam etse bile yeni kutuya başlamalısınız. 28 tabletlik paket kullanıyorsanız ara vermeden her gün hap almaya devam edilir; bu paketlerde genellikle son 7 hap plasebodur ve bu dönemde adet görülür.
-
İlk kutu kullanımı ve korunma: İlk defa hap kullanmaya başladığınızda, tam koruyuculuğun başlaması bir haftayı bulabilir. Çoğu doğum kontrol hapı, düzenli kullanıma başladıktan 7 gün sonra etkin koruma sağlar. Bu nedenle ilk hafta ek bir bariyer yöntem (kondom gibi) kullanmak gebelikten korunma açısından güvenli olacaktır. Adetin ilk gününden başlanmışsa bazı hekimler ilk günden itibaren koruma sağlandığını belirtse de, ilk hafta tedbiri elden bırakmamak önerilir.
-
Hap almayı unutmak veya geciktirmek: Eğer bir gün hap almayı unutursanız, hatırladığınız anda tek doz alın ve ertesi gün hapı normal zamanında içmeye devam edin. Kombine hap kullanımında bir dozu unuttuğunuzda genellikle ertesi gün iki hap birden alınabilir (unutulan doz telafi edilir) ve sonrasında normal şemaya dönülür. Birden fazla gün unutulduysa prospektüste yazan talimatlara uymalı veya bir sağlık profesyoneline danışmalısınız; bu durumda korunma azaldığı için kondom gibi ek önlem alınması gerekebilir. Mini haplarda doz unutmak koruyuculuğu daha ciddi etkiler; unutulan hapı fark eder etmez alın, gerekirse birden fazla hap aynı anda alınabilir, ancak mutlaka ilk 2 gün kondom kullanın. Unutulan dozlar sonrasında 7 gün kuralı geçerlidir: 7 gün düzenli hap alana kadar ek korunma yöntemi uygulanmalıdır. Ayrıca hap aldıktan kısa süre sonra kusma veya şiddetli ishal olursa, hapın emilimi bozulabileceği için ek doz almak veya korunmak gerekebilir.
-
Düzenli takip: Doğum kontrol hapı kullanırken düzenli aralıklarla doktor kontrolü önerilir. Hekiminiz kan basıncınızı, genel sağlık durumunuzu ve olası yan etki-riskleri değerlendirecektir. Uzun süreli kullanımlarda yıllık kontroller ihmal edilmemelidir.
Doğum Kontrol Hapının Faydaları ve Avantajları
Doğum kontrol hapları gebeliği önlemede güvenilir olmalarının yanı sıra kadın sağlığı açısından bir dizi fayda da sağlar. İşte doğum kontrol hapının avantajlarından bazıları:
-
Yüksek etkinlik: Doğru kullanıldığında gebeliği önlemede %99’a varan koruma sağlar. Bu oran, birçok diğer doğum kontrol yöntemine kıyasla oldukça yüksektir. (Tipik kullanımda, bazı unutma veya hatalarla, etkinliğin ~%91 civarına düşebileceği unutulmamalıdır.)
-
Adet düzenleme: Hap kullanımı, adet döngülerini daha düzenli hale getirir. Düzensiz adet gören kadınlarda hap sayesinde adetler genellikle saat gibi düzene girer. Ayrıca adet miktarını ve süresini azaltabilir, bu sayede adet dönemleri daha hafif ve kısa geçebilir. Özellikle sık veya yoğun kanama yaşayan kadınlarda tedavi amacıyla tercih edilir.
-
Adet sancılarını hafifletme: Doğum kontrol hapı kullanan birçok kadın, adet kramplarında ve ağrılarında azalma fark eder. Hormonlar rahim kasılmalarını ve prostaglandin üretimini azaltarak dismenoreyi (ağrılı adet) hafifletebilir. Premenstrüel sendrom (PMS) belirtilerinde de iyileşme gözlenebilir.
-
Jinekolojik hastalıklarda tedavi edici kullanım: Polikistik over sendromu (PKOS) olan hastalarda hormon döngüsünü düzenlemek ve aşırı androjen belirtilerini (ör. tüylenme, akne) kontrol etmek için doğum kontrol hapları reçete edilebilir. Aynı şekilde endometriozis hastalığında, rahim iç tabakasının büyümesini baskılamak ve ağrıları azaltmak amacıyla kullanılabilir. Yumurtalık kisti oluşumunu engellemede de etkilidir; fonksiyonel kistlerin tekrarlamasını önleyebilir.
-
Akne ve cilt yararları: Kombine oral kontraseptifler, özellikle de anti-androjenik progestin içeren formları, sivilce (akne) tedavisinde yarar sağlayabilir. Hormonal dalgalanmaları dengeleyerek cilt yağlanmasını azaltır ve akne lezyonlarını hafifletir. Bu nedenle dermatologlar tarafından da bazı durumlarda önerilebilir.
-
Kanser riskinde azalma: Doğum kontrol hapının uzun süreli kullanımının bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkisi olduğu gösterilmiştir. Özellikle yumurtalık (over) kanseri ve rahim (endometrium) kanseri riski, hiç hap kullanmamış kadınlara göre hap kullanan kadınlarda belirgin ölçüde daha düşüktür. Araştırmalar, oral kontraseptif kullanımı ile yumurtalık kanseri riskinin %30-50 oranında azaldığını ve bu koruyucu etkinin hap bırakıldıktan sonra bile 10-20+ yıl devam edebildiğini ortaya koymuştur. Benzer şekilde rahim kanseri (endometrial kanser) riski de yaklaşık %30 oranında azalır. Ayrıca bazı çalışmalarda kalın bağırsak (kolon) kanseri riskinde de %15-20 civarında bir azalma saptanmıştır. (Doğum kontrol haplarının kanserle ilişkisi hakkındaki detaylı bilgiler için aşağıdaki Kanser Riski başlığına bakınız.)
-
Diğer sağlık faydaları: Doğum kontrol hapı kullanımı, pelvik inflamatuar hastalık riskini azaltabilir. Servikal mukusu kalınlaştırdığı için rahim ve tüplere enfeksiyon etkenlerinin ulaşmasını zorlaştırır; böylece rahim ve yumurtalık iltihaplarına karşı kısmi koruma sağlayabilir. Ayrıca bazı çalışmalarda iyi huylu meme kistleri ve fibrokistik meme değişikliklerinin hap kullananlarda daha az görüldüğü belirtilmiştir.
Yukarıdaki faydalar, doğum kontrol haplarının sadece gebelikten korunma amaçlı değil, aynı zamanda kadın sağlığını destekleyici çeşitli etkileri olduğunu göstermektedir. Elbette bu avantajların bireysel olarak her kullanıcıda görüleceği garantisi yoktur; her kadının bünyesi farklı tepki verebilir. Bu yüzden hap kullanımına başlamadan önce doktora danışmak ve kullanırken de doktor önerilerine göre hareket etmek önemlidir.
Doğum Kontrol Hapının Yan Etkileri Nelerdir?
Her ilaç gibi doğum kontrol haplarının da istenmeyen yan etkileri olabilir. Neyse ki günümüzde kullanılan düşük doz hormon içeren haplar, geçmişteki yüksek dozlu ilk jenerasyon haplara kıyasla çok daha iyi tolere edilir ve ciddi yan etki görülme olasılığı düşüktür. Yine de bazı kadınlar özellikle ilk aylarda çeşitli geçici yan etkiler yaşayabilir:
-
Baş ağrısı: Hafif baş ağrıları veya migren ataklarında değişiklikler olabilir. Eğer şiddetli ve sık migren atakları gelişirse doktora danışılmalıdır.
-
Mide bulantısı: Özellikle ilk birkaç hafta bazı kadınlarda hafif bulantı görülebilir. Genellikle vücut alıştıkça bu bulantı azalır. Hapı yatmadan önce almak veya bir miktar yiyecekle birlikte almak bulantıyı azaltabilir.
-
Göğüslerde hassasiyet ve şişkinlik: Hormonal değişime bağlı olarak memelerde dolgunluk, hassasiyet hissedilebilir. Bu genelde geçici bir etkidir.
-
Ara kanamalar (Lekelenme): İlk 2-3 ay düzensiz zamanlarda lekelenme tarzı kanamalar olabilir. Bu, vücudun dışarıdan alınan hormon dozuna adapte olmasıyla ilişkilidir ve çoğunlukla birkaç ay içinde kendiliğinden düzelir. Hapları her gün aynı saatte almaya dikkat etmek ara kanama olasılığını azaltır.
-
Cinsel istekte değişim: Bazı kadınlar hap kullanırken libido (cinsel istek) düzeylerinde azalma fark edebilir. Herkeste görülmez ancak hormonal dalgalanmaların düzleşmesi sonucu bazı kullanıcılarda böyle bir etki ortaya çıkabilir.
-
Duygu durum değişiklikleri: Ruh halinde dalgalanmalar, huzursuzluk veya hafif depresif hisler bazı kişilerde bildirilmiştir. Özellikle geçmişte depresyon öyküsü olanlar bu konuda dikkatli olmalı, gerekirse farklı bir hap denemelidir.
-
Kilo değişimi ve ödem: Doğum kontrol haplarının doğrudan kilo aldırdığına dair bilimsel bir kanıt yoktur. Bazı kadınlar ilaca başladıktan sonra vücutta hafif su tutulması (ödem) nedeniyle 1-2 kiloluk artış yaşayabilir; bu genelde geçicidir ve idrar söktürücü etkisi olan adet döneminde kaybolur. Uzun vadede hapların metabolik etkileri minimaldir ve kilo üzerinde belirgin bir etkisi saptanmamıştır. (Bu konuya dair detaylı açıklama için SSS bölümünde "Doğum kontrol hapı kilo aldırır mı?" sorusuna bakabilirsiniz.)
-
Diğer olası etkiler: Bazı kullanıcılar vajinal akıntıda artış fark edebilir. Nadiren östrojen içeren haplar korneada hafif kalınlaşma yaparak kontakt lens kullananlarda lens konforunu etkileyebilir. Yine çok nadir olarak, özellikle yüksek doz östrojen içeren eski tip haplarda melazma denen cilt lekeleri görülebilirdi; günümüzde bu etki pek görülmez.
Genellikle bu yan etkiler hafif seyreder ve birkaç ay içinde kendiliğinden düzelir. Eğer yan etkiler şiddetliyse veya uzun süre devam ediyorsa, doktorunuza danışarak farklı bir marka veya düşük dozlu başka bir hap denemek mümkün olabilir. Unutmayın, her kadın için farklı formülasyon daha iyi tolere edilebilir; piyasada çok sayıda hap seçeneği bulunmaktadır.
Doğum Kontrol Hapının Riskleri ve Zararları
Doğum kontrol hapları çoğu sağlıklı kadında güvenle kullanılabilse de, nadir de olsa bazı ciddi riskler ve zararlar söz konusu olabilir. Bu riskler genellikle nadir görülen ancak potansiyel olarak önemli sağlık sorunlarıyla ilgilidir:
-
Kan pıhtılaşması (tromboz) riski: Kombine oral kontraseptiflerin en önemli risklerinden biri, damarlarda pıhtı oluşumu ihtimalini artırabilmesidir. Özellikle östrojen hormonu, kanın pıhtılaşma eğilimini bir miktar yükseltebilir. Bu durum derin ven trombozu (bacak toplardamarlarında pıhtı), akciğere pıhtı atması (pulmoner emboli), kalp krizi veya inme gibi ciddi tablolarla sonuçlanabilir. Neyse ki bu olaylar çok nadirdir: Yaklaşık 10.000 kadından <10’unda bir yıllık hap kullanımı süresince pıhtı sorunu görüldüğü tahmin edilmektedir. Bu risk oranı, aslında gebelik sırasında veya doğum sonrası dönemde görülen pıhtılaşma riskinden daha düşüktür. Yani hap kullanmayan ve gebe kalan bir kadının pıhtı riski, hap kullanan bir kadına göre daha fazladır. Ancak yine de, hap kullanan herkes pıhtı belirtilerine karşı uyanık olmalıdır. Ani nefes darlığı, göğüs ağrısı, bacaklarda tek taraflı şişme/ağrı, görme ve konuşma bozukluğu gibi bulgular ortaya çıkarsa derhal doktora başvurulmalıdır.
-
Tansiyon ve damar sorunları: Bazı kadınlarda doğum kontrol hapı kullanımıyla hafif kan basıncı (tansiyon) yükselmesi görülebilir. Genellikle klinik olarak ciddi olmaz ancak yüksek tansiyon hastalarında hap kullanımına dikkat etmek gerekir. Ayrıca çok nadiren inme (felç) veya kalp krizi gibi kardiyovasküler olaylar görülebilir; bu risk özellikle 35 yaş üstü ve sigara içen kadınlarda belirginleştiği için bu grupta hap pek önerilmez (aşağıya bakınız).
-
Hormon hassasiyetine bağlı problemler: Östrojen/progesteron hormonuna hassasiyeti olan bireylerde hap kullanımıyla migren ataklarında artış, safra kesesi problemleri veya karaciğer üzerinde baskı gibi istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir. Özellikle migreni olan kadınlarda ve aktif karaciğer hastalığı geçmişi olanlarda hekim kontrolü şarttır.
-
Kanser riski ile ilişki: Doğum kontrol haplarının kanser riskine etkisi çift yönlüdür ve aşağıda ayrı bir bölümde ayrıntılı ele alınmıştır. Özetle; hap kullanımı bazı kanser türlerinin riskini azaltırken (örneğin rahim ve yumurtalık kanseri), bazılarında ise hafif bir risk artışı yaratabilir (örneğin meme ve rahim ağzı kanseri). Bu risklerin yorumlanması için bireyin diğer risk faktörleri ve kullanım süresi gibi etkenler de göz önünde bulundurulmalıdır (detaylar için aşağıya bakınız).
-
Diğer olası zararlar: Çok ender durumlarda, özellikle eski yüksek doz haplarla ilişkilendirilmiş karaciğer tümörleri (genellikle iyi huylu) vakaları bildirilmiştir. Ancak günümüzde bu son derece nadirdir. Yine hap kullanan bazı kadınlarda depresyon gelişebileceğine dair bulgular vardır ancak bu net bir neden-sonuç ilişkisi olarak kanıtlanmamıştır; altta yatan yatkınlıklar rol oynuyor olabilir.
Yukarıdaki risklerin çoğu nadiren görülür. Ancak doğum kontrol hapı kullanmaya uygun olmayan bireylerde bu riskler katlanarak artar. Bu nedenle, her kadın doğum kontrol hapı için uygun bir aday olmayabilir. Aşağıda, hap kullanımının önerilmediği durumlar listelenmiştir.
Doğum Kontrol Hapı ve Kanser Riski
Doğum kontrol hapı ile kanser arasındaki ilişki, bilimsel araştırmaların yakından incelediği bir konudur. Yapılan geniş kapsamlı çalışmalarda, oral kontraseptif kullanımının bazı kanser türlerinin riskini azalttığı, bazılarının ise riskini bir miktar artırdığı yönünde tutarlı bulgular elde edilmiştir. Bu etkiler genellikle kullanım süresi ve bırakıldıktan sonraki zamana bağlı olarak değişir.
Öncelikle koruyucu etkilerden bahsedersek:
-
Doğum kontrol hapı kullanımı, yumurtalık kanseri riskinde belirgin bir azalma sağlar. Farklı araştırmalar, 5 yıl ve üzerinde hap kullanan kadınlarda over kanseri riskinin hiç kullanmamış olanlara kıyasla %30-50 oranında daha düşük olduğunu ortaya koymuştur. Üstelik bu koruyucu etkinin ilacın kesilmesinden sonra da uzun yıllar (20-30 yıla kadar) devam edebileceği belirtilmektedir.
-
Rahim içi (endometrium) kanseri riskinde de belirgin düşüş saptanmıştır. Oral kontraseptif kullananlarda endometrium kanseri riski en az %30 azalır; kullanım süresi uzadıkça risk daha da düşebilir. Bu etki, hapın rahim iç tabakasının aşırı kalınlaşmasını engellemesi ve düzenli dökülmesini sağlamasıyla ilişkilidir.
-
Kolorektal (kalın bağırsak) kanser riskinin hap kullanan kadınlarda bir miktar daha düşük olduğu bazı çalışmalarda rapor edilmiştir. Yaklaşık %15-20 civarında bir risk azalmasından söz edilmektedir. Bu korunmanın mekanizması tam açıklanamasa da hormonal etkilerin bağırsak hücreleri üzerindeki dolaylı etkileri düşünülmektedir.
Bu olumlu etkiler ışığında, uzun süre hap kullanan bir kadının hayat boyu genel kadın kanserleri riskinin (özellikle jinekolojik kanserlerin) azalabileceği söylenebilir. Hatta uzmanlar, doğum kontrol haplarının yaygın kullanımının toplum genelinde rahim ve over kanseri insidansını belirgin ölçüde düşürdüğünü ifade etmektedir.
Diğer yandan, artmış riskler daha çok hormona duyarlı bazı kanser türleri için geçerlidir:
-
Meme kanseri: Kombine doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda, özellikle halen kullanmakta olan veya yakın zamanda bırakmış olanlarda, meme kanseri riskinde hafif bir yükselme olduğu pek çok çalışmada bulunmuştur. Bu risk artışı nispeten küçüktür; örneğin kapsamlı bir analize göre hap kullanmış kadınların hiç kullanmayanlara göre meme kanserine yakalanma olasılığı toplamda ~%7 daha yüksektir. Halihazırda hap kullananlarda ise risk yaklaşık %20-30 oranında artmış bulunmuştur. Önemli bir nokta, bu risk artışının kalıcı olmadığıdır: İlacı bırakınca risk zamanla azalır ve yaklaşık 10 yıl sonra hap kullanmamış biriyle aynı seviyeye iner. Yani, doğum kontrol hapları ömür boyu devam eden bir risk oluşturmaz, sadece kullanıldığı dönemde ve hemen sonrasında geçici bir etki yapar. Ayrıca mutlak risk artışı düşüktür; özellikle genç yaş grubunda meme kanseri nadir görüldüğünden, %20-30’luk görece artış bireysel olarak çok büyük bir sayı etmez. Bununla birlikte, birinci derece akrabasında genç yaşta meme kanseri öyküsü olanlar gibi yüksek riskli kadınlar, hap kullanımını doktora danışarak değerlendirmelidir.
-
Rahim ağzı (serviks) kanseri: Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımıyla servikal kanser riskinde hafif bir yükselme görülmüştür. Özellikle 5 yıl ve daha uzun süre hap kullanan kadınlarda bu risk artışı istatistiksel olarak anlamlı hale gelir. Araştırmalar, 5 yıldan az kullanımda rahim ağzı kanseri riskinin %10 civarında artabileceğini, 5-9 yıl kullanımda riskin %60 kadar yükseldiğini, 10 yıl ve üzerinde kullanımda ise riskin yaklaşık 2 katına çıktığını göstermiştir. Bunun muhtemel nedeni, hapların hormon düzeylerini değiştirmesi ve servikal dokunun HPV enfeksiyonlarına karşı hassasiyetini etkilemesidir. Ancak unutmamak gerekir ki, rahim ağzı kanserinin birincil nedeni HPV enfeksiyonlarıdır. Hap kullanan kadınlarda düzenli Rahim ağzı tarama testleri (Pap smear ve HPV testi) yapılması ve HPV aşısı ile korunma, bu riski önemli ölçüde azaltmaktadır. Hap kullanımına bağlı serviks kanseri risk artışı, hap bırakıldıktan sonra zamanla azalarak ~10-15 yıl içinde başlangıç seviyesine döner.
Özetlemek gerekirse, doğum kontrol hapı kullanımı genel kanser riskinde belirgin bir artışa yol açmaz. Aksine, rahim ve yumurtalık kanseri gibi ciddi kanser türlerine karşı koruma sağladığı için, toplamda kanserden korunma yönünde bir katkı bile sunabilir. Meme ve rahim ağzı kanseri açısından hafif risk artışları söz konusu olsa da, bunlar geçici ve tarama yöntemleriyle kontrol edilebilir durumlardır. Her bireyin kanser risk profili farklı olduğundan, eğer ailede güçlü bir kanser öyküsü varsa veya uzun yıllar hap kullanımı düşünülüyorsa, doktorla risk-fayda değerlendirmesi yapılması uygun olacaktır. Genel tıbbi kanı, sağlıklı ve risk faktörü taşımayan kadınlarda doğum kontrol haplarının yararlarının, potansiyel kanser risklerinden daha ağır bastığı yönündedir.
Not: Meme kanseri geçirmiş veya geçirmekte olan kadınlara doğum kontrol hapı önerilmez. Bu kişilerde hap kullanımı, var olan kanserin gidişatını etkileyebileceği için ve zaten kontraendike olduğundan, başka korunma yöntemleri tercih edilmelidir.
Kimler Doğum Kontrol Hapı Kullanmamalıdır?
Doğum kontrol hapları çoğu sağlıklı kadın için uygun olsa da, bazı durumlarda kesinlikle kullanılmaması veya doktor kontrolünde çok dikkatli kullanılması gerekir. Aşağıdaki özelliklere veya sağlık durumlarına sahip kadınlar, doğum kontrol hapı kullanmaktan kaçınmalıdır:
-
Hamile olan veya hamilelik şüphesi olanlar: Zaten hamile olan bir kadının doğum kontrol hapı kullanmasına gerek yoktur; hamilelikte bu ilaçlar kullanılmaz. Eğer hap kullanırken hamile kaldığınızdan şüphelenirseniz hapı bırakıp doktorunuza danışın.
-
Yeni doğum yapmış lohusa dönemi: Doğumdan sonraki ilk 6 hafta (özellikle emziren annelerde) östrojen içeren kombine haplar önerilmez. Bu dönem, pıhtılaşma riskinin zaten yüksek olduğu bir zaman dilimidir; hap kullanımı riski artırabilir. Emzirme döneminde östrojen süt miktarını da azaltabileceğinden, 6 hafta sonrası için bile emziren annelere genellikle östrojensiz mini haplar veya diğer yöntemler önerilir.
-
35 yaş üstü ve sigara kullananlar: 35 yaşın üzerinde olup günde 10'dan fazla sigara içen kadınlarda kombine hap kullanımı kontrendikedir. Bu kombinasyon, kalp krizi ve inme riskini belirgin biçimde yükseltir. Bu gruptaki kadınlar başka doğum kontrol yöntemlerine yönlendirilir.
-
Pıhtılaşma bozuklukları veya damar hastalığı öyküsü olanlar: Bacak venlerinde tromboz geçirmiş, akciğer embolisi öyküsü bulunan veya kalıtsal pıhtılaşma bozukluğu (trombofili) olan kadınlar hap kullanmamalıdır. Aynı şekilde geçirilmiş inme (felç) veya kalp krizi öyküsü de kullanım için engeldir.
-
Aktif karaciğer hastalığı: Ciddi karaciğer hastalığı (ör. siroz, aktif hepatit) olanlarda hap kullanımı önerilmez, çünkü hormonlar karaciğerde metabolize olur ve bu organ üzerinde ek yük oluşturabilir.
-
Kontrolsüz hipertansiyon veya ağır diyabet: Şeker hastalığı komplikasyonları gelişmiş (ör. damar hasarı, böbrek tutulumu olan) diyabet hastaları ya da tansiyonu yüksek ve kontrolsüz olan hastalar hap kullanmaktan kaçınmalıdır. Çünkü bu durumlar, hapın damarsal yan etkilerini daha riskli hale getirir.
-
Migrainin özel türleri: Aura'lı migren adı verilen, nörolojik belirtilerin eşlik ettiği migreni olan kadınlarda kombine haplar inme riskini artırabileceğinden kullanılmaz. Aura'sız migreni olanlarda ise dikkatli kullanılır; şiddetlenirse kesilir.
-
Hormon duyarlı kanser öyküsü: Daha önce meme kanseri tanısı almış veya şüphesi olan kadınlar doğum kontrol hapı kullanmamalıdır. Ayrıca rahim kanseri gibi östrojen tarafından etkilenebilen kanser geçmişi varsa da kullanıma engel teşkil eder.
-
Sebebi açıklanmayan vajinal kanama: Jinekolojik bir değerlendirme yapılıp neden belirlenene kadar, sebepsiz ara kanama şikayetleri olanlar önce doktora görünmelidir; bu süreçte hap kullanımı ertelenir.
Yukarıdaki durumların yanı sıra, herhangi bir ciddi kronik rahatsızlığı olan veya düzenli ilaç kullanan kadınların hap kullanımı öncesi hekim onayı alması şarttır. Örneğin, bazı epilepsi (sara) hastaları veya HIV pozitif bireyler kullandıkları ilaçlar nedeniyle hapları güvenle kullanamayabilir (ilaç etkileşimleri bölümüne bakınız). Kısaca, kişisel sağlık profiliniz doğum kontrol hapı için uygun değilse, doktorunuz sizi farklı yöntemlere yönlendirecektir.
Doğum Kontrol Hapı Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Doğum kontrol hapının etkili ve güvenli olması için kullanıcıların bazı konulara dikkat etmesi gerekir. Doğru kullanım ve bazı durumlarda önlem almak önemlidir:
-
İlaç etkileşimlerine dikkat edin: Bazı ilaçlar doğum kontrol haplarının etkinliğini azaltarak istenmeyen gebeliklere yol açabilir. Özellikle antiepileptik (sara) ilaçlar (fenitoin, karbamazepin, topiramat vb.), bazı antibiyotikler (rifampin gibi), HIV tedavisinde kullanılan antiretroviraller (ör. ritonavir, lopinavir) ve bazı bitkisel takviyeler (ör. sarı kantaron ekstresi) hapın koruyuculuğunu azaltabilir. Bu tür ilaçları kullanırken ek önlem almak veya farklı bir korunma yöntemine geçmek gerekebilir. Doktorunuza kullandığınız tüm ilaçları mutlaka bildirin.
-
Her gün almaya özen gösterin: Hapların başarısızlıkla sonuçlanmasının en sık sebebi doz atlanması veya geç alınmasıdır. Bu nedenle hapınızı her gün düzenli alın. Bir dozu 12 saatten fazla geciktirirseniz koruyuculuk azalabilir. Unutma durumunda yukarıda belirtilen talimatlara göre hareket edin ve gerekiyorsa yedek korunma kullanın.
-
Hap korumasının sınırlarını bilin: Doğum kontrol hapları cinsel yolla bulaşan hastalıklara (CYBH) karşı koruma sağlamaz. Yalnızca gebelikten korunma amaçlıdır. Bu nedenle, HIV/AIDS, hepatit veya cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlara karşı risk altındaysanız kondom kullanımına devam etmek önemlidir. Özellikle yeni veya birden fazla partneri olan kişiler, hap kullansa dahi prezervatif gibi bariyer yöntemlerini ihmal etmemelidir.
-
Düzenli kontrollere gidin: Uzun süreli hap kullanıyorsanız yılda bir kez jinekolojik muayene ve gerekliyse meme muayenesi yaptırın. Kan basıncı takibi, gerekirse kan testleri ile karaciğer fonksiyonu kontrolü yapılabilir. Ayrıca smear testlerinizi önerilen aralıklarda yaptırarak rahim ağzı sağlığınızı izleyin.
-
Belirtilere karşı uyanık olun: Hap kullanırken anormal bir durum hissederseniz, örneğin bacakta ani ağrı/şişlik, nefes darlığı, şiddetli göğüs ağrısı, sarılık (ciltte sararma) gibi belirtiler ortaya çıkarsa vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurun. Bu tür belirtiler ciddi ama nadir yan etkilere işaret edebilir.
-
Sigara kullanımını sınırlayın: Özellikle 35 yaş üzerindeyseniz, hap kullanırken sigara içmekten kaçının. Nikotin ve östrojen kombinasyonu kalp-damar sistemine yük bindirir. Genç yaşta dahi sigara kullanıyorsanız, riskleri azaltmak için bırakmayı düşünmek yerinde olacaktır.
Bu noktalara dikkat ederek doğum kontrol hapınızı güvenle kullanabilir ve istenmeyen gebelikten etkin şekilde korunabilirsiniz. Unutmayın, kendi sağlığınızı iyi tanıyın ve gerektiğinde doktorunuzla iletişim kurmaktan çekinmeyin.
Doğum Kontrol Hapı ile İlgili Sık Sorulan Sorular
Doğum kontrol hapı kansere neden olur mu? Kanser riskini artırır mı?
Doğum kontrol haplarının kanserle ilişkisi yıllardır araştırılan bir konudur. Genel olarak, doğum kontrol hapı kullanımı bazı kanser türlerinde riski artırabilir, bazılarında ise azaltabilir. Örneğin, uzun süre hap kullanan kadınlarda meme kanseri ve rahim ağzı kanseri riskinde hafif bir artış saptanmıştır. Bu artış genellikle kullanım süresine bağlıdır ve hap bıraktıktan yıllar sonra risk normal seviyeye döner. Ancak yumurtalık (over) ve rahim (endometrium) kanserleri için hap kullananlarda belirgin bir koruyucu etki vardır; bu kanserlerin görülme olasılığı hap kullanmayanlara göre daha düşüktür. Ayrıca kalın bağırsak kanseri riskinde de bir miktar azalma bildirilmiştir. Sonuç olarak, doğum kontrol hapları genel kanser riskinde kayda değer bir artışa yol açmaz. Aksine, jinekolojik kanserlere karşı koruma sağladığı için toplamda dengeli veya avantajlı bir etki bile sunabilir. Elbette bireysel risk faktörleri (ailede kanser öyküsü, sigara, HPV vs.) bu hesapta rol oynar. Yüksek risk grubundaysanız hap kullanımı kararını doktorunuzla detaylı değerlendirmeniz en doğrusu olacaktır.
Doğum kontrol hapı kilo aldırır mı?
Hayır, doğum kontrol hapının doğrudan kilo aldırdığı bilimsel olarak gösterilmemiştir. Yapılan araştırmalarda hormonal doğum kontrol yöntemleri ile belirgin kilo artışı arasında bir bağlantı bulunamamıştır. Bazı kadınlar hap kullanmaya başladıktan hemen sonra vücutlarında ödem (su tutma) nedeniyle yarım ila bir kilo kadar artış hissedebilir; ancak bu geçici bir durumdur ve hapın kendisinden ziyade vücudun alışma süreciyle ilgilidir. Modern doğum kontrol hapları çok düşük doz hormon içerir, bu nedenle eski yüksek dozlu haplarda görülen iştah artışı, yağlanma gibi etkiler günümüzde nadir görülür. Eğer hap kullanırken belirgin bir kilo artışı yaşıyorsanız, bunun başka bir nedenden kaynaklanma olasılığı yüksektir (örneğin yaşam tarzı, beslenme değişikliği veya başka bir sağlık sorunu). Özetle, günümüzdeki doğum kontrol haplarının kilo aldırdığına dair somut bir veri yoktur. Kilo konusunda endişeleriniz varsa, doktorunuzla farklı doğum kontrol yöntemlerini veya daha uygun hap seçeneklerini görüşebilirsiniz.
Doğum kontrol hapı kısırlık yapar mı? İleride hamile kalmayı engeller mi?
Hayır, doğum kontrol hapının kısırlığa (infertiliteye) neden olması beklenmez. Aksine, hap kullanımı bıraktıktan sonra doğurganlık geri döner. Haplar etki mekanizması gereği yumurtlamayı geçici olarak baskılar; kullanımı bıraktıktan sonra yumurtalıklar normal işlevine devam eder. Genellikle hap bırakıldıktan sonraki birkaç hafta içinde adet döngüsü yeniden düzene girer ve yumurtlama başlar. Çoğu kadın, hapı bıraktıktan sonraki ilk 1-3 ay içerisinde hamile kalabilir. Hatta bazı kadınlar ilk normal adetlerini bile görmeden hamile kalabilmektedir. Dolayısıyla uzun yıllar hap kullanmış olmanız ileride çocuk sahibi olamayacağınız anlamına gelmez. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Haplar mevcut bir kısırlık sorununa da maskelenmiş olabilir. Yani eğer altta yatan başka bir nedenle (örn. PCOS, tüplerin kapalı olması vb.) zaten hamile kalmakta sorun yaşayacak biriyseniz, hapı bırakınca bu problem ortaya çıkabilir ve sanki hap yapmış gibi düşünülebilir. Bu durumda tesadüfi bir örtüşme vardır, hapın kendisi sebep değildir. Sonuç olarak, sağlıklı kadınlarda doğum kontrol hapı kullanımı geçici bir doğurganlık kontrolü sağlar ve bırakılınca doğurganlık normale döner.
Doğum kontrol hapı kullanırken ne zaman etkili olur? İlk kutuda hamilelikten korur mu?
Doğum kontrol hapları doğru başlandığında ilk kutudan itibaren gebelikten koruma sağlar. Eğer hap kullanımına adetinizin ilk günü başladıysanız, koruyuculuk hemen başlar ve ilk kutudan itibaren etkilidir. Adetin 2-5. gününde başlandığında da çoğunlukla koruyucudur, ancak yine de ilk 7 gün ek yöntem kullanmak önerilir. Genel kural, başlangıçtaki ilk 7 günlük düzenli kullanımdan sonra tam etki sağlandığı yönündedir. Örneğin, adetinizin ilk gününden başlarsanız muhtemelen ek korumaya gerek kalmaz; fakat emin olmak için ilk hafta kondom gibi bir yöntemle destekleyebilirsiniz. Eğer doğum kontrol hapına adet dışında bir zamanda (örneğin adetiniz biteli birkaç gün olmuşken) başladıysanız, bu durumda hapın etki göstermesi için mutlaka 7 gün geçmesi ve hapların düzenli alınması gerekir. Bu süre zarfında korunmasız ilişkiden kaçınmalı veya ek bariyer yöntem kullanmalısınız. Kısacası, doğum kontrol hapının etkisi başlamadan hamile kalmamak için ilk kutuya başlarken doktorunuzun talimatlarına uyun ve gerektiğinde 1 hafta ek koruma uygulayın. Devam eden kullanımda hapları unutmadığınız takdirde koruyuculuk devam edecektir.
Doğum kontrol hapını almayı unutursam ne yapmalıyım?
Hap almayı unutmak oldukça yaygın bir durumdur ve panik yapmaya gerek yoktur. Bir günlüğüne hapınızı unutursanız, ertesi gün hatırlar hatırlamaz unutulan dozu hemen alın. O günün normal hapını da yine o gün alarak devam edin (yani bir günde iki hap içmiş olacaksınız). Sonra her zamanki gibi günlük tek hapla sürdürün. Bu şekilde tek bir gün aksama genellikle gebelik riskini belirgin arttırmaz. Ancak üst üste 2 veya daha fazla gün hap almayı unutursanız durum değişir:
-
İki gün peş peşe unutursanız, fark ettiğiniz gün 2 hap, ertesi gün yine 2 hap alarak toplam dört hapı iki günde tamamlayın. Sonrasında kaldığınız yerden günlük doza dönün. Bu süre boyunca ve takip eden en az 7 gün ek korunma (kondom gibi) kullanın, çünkü koruyuculuk azalmış olabilir.
-
Eğer 3 veya daha fazla gün ardışık hap almayı unuttuysanız, mevcut paketi bırakıp yeni bir pakete başlamanız ve bu süreçte korunmasız ilişkiye girmemeniz önerilebilir. Bu gibi durumlarda yaklaşım farklılık gösterebilir; en iyisi bir sağlık profesyonelini arayıp danışmaktır. Ayrıca o ay gebelikten korunmak için mutlaka kondom kullanmalısınız ve mümkünse adet görüp görmediğinizi takip etmelisiniz (hamilelik ihtimalini elemek için).
Unutulan hap telafisi konusunda her markanın prospektüsünde özel talimatlar olabilir, bu nedenle kendi ilacınızın kullanım kılavuzuna da göz atın. Mini hap kullanıyorsanız, 1 tablet bile gecikse ek önlem almanız şarttır çünkü mini haplar saatinde alınmadığında koruma hızla düşer. Unutulduğunu fark ettiğiniz anda hapı alın, bir sonraki hapı yine zamanında alın ve en az 2 gün kondom kullanın. Genel olarak, hapınızı unutursanız ilk fırsatta alın ve planladığınız rejime devam edin, sonrasında bir hafta dikkatli olup yedek korunma kullanın. Böylece istenmeyen gebelik riskini en aza indirmiş olursunuz.
Korunmasız cinsel ilişkiden sonra doğum kontrol hapı alınır mı?
Standart doğum kontrol hapları geriye dönük etki göstermez, yani korunmasız bir cinsel ilişki gerçekleştikten sonra alınarak o ilişkiye ait gebeliği önleyemez. Bu durumda başvurulması gereken yöntem "ertesi gün hapı" denilen acil kontraseptiflerdir. Korunmasız ilişkiden hemen sonra (ideali ilk 24 saat içinde) alınan ertesi gün hapı gebeliği büyük oranda önleyebilir. Ancak normal doğum kontrol hapınızı, ilişki sonrasında bir defaya mahsus alsanız bile bu işe yaramayacaktır. Hatta yüksek doz almak gibi yöntemlere kesinlikle kalkışmayın; bu hem güvenilir değildir hem de sağlığınıza zarar verebilir. Eğer korunmasız bir ilişki olduysa ve hamilelik riski varsa, eczanelerden reçetesiz temin edilebilen ertesi gün haplarını zaman kaybetmeden kullanın. Ardından, düzenli bir doğum kontrol yöntemine (örneğin doğum kontrol hapına) başlamak istiyorsanız, adetiniz başlayınca veya doktorunuzun yönlendireceği uygun bir zamanda kendi hap rejiminize başlayabilirsiniz. Özetle, doğum kontrol hapı önleyici bir yöntemdir, acil durum ilacı değildir. Korunmasız ilişki sonrası gebelikten korunmak için ertesi gün hapı kullanmak gerekir.
Doğum kontrol hapı cinsel isteği azaltır mı?
Bazı kadınlar doğum kontrol hapı kullanırken libidolarında (cinsel isteklerinde) değişiklik fark edebilir. Özellikle kombine hapların düşük dozlu östrojen ve progesteron içermesi, vücudun doğal hormon dalgalanmasını düz bir çizgide tutar. Bu durum, kimi kadınlarda cinsel istekte hafif bir azalmaya yol açabilir. Ancak herkes için geçerli değildir; hatta bazı kadınlar için hapın sağladığı gebelik kaygısı olmadan cinsellik yaşama rahatlığı libidoyu olumlu bile etkileyebilir. Klinik olarak doğum kontrol haplarının cinsel isteği belirgin şekilde ve kalıcı olarak azalttığı yönünde güçlü bir kanıt yoktur, etkiler kişiseldir. Eğer hap kullandıktan sonra cinsel isteğinizin bariz biçimde azaldığını düşünüyorsanız, doktorunuzla konuşup farklı bir hap denemeyi düşünebilirsiniz. Farklı marka veya farklı dozlarda haplar deneyerek sizin için en uygun dengeyi bulmak mümkündür. Unutmayın ki stres, ilişki sorunları, yorgunluk gibi pek çok faktör de cinsel isteği etkiler; bu nedenle değişikliğin tek sebebi hap olmayabilir.