Epilepsi Nedir? Belirtileri, Türleri, Nedenleri ve Tedavisi

Epilepsi Nedir? Belirtileri, Türleri, Nedenleri ve Tedavisi

Epilepsi, halk arasında sara hastalığı olarak bilinen, beyindeki anormal elektriksel aktiviteden kaynaklanan ve tekrarlayan nöbetlerle seyreden kronik bir nörolojik rahatsızlıktır. Epilepsi nöbetleri sırasında kişinin bilincinde değişiklik, kaslarında istemsiz hareketler (kasılmalar, titremeler) ve duyusal algılarında bozulmalar meydana gelebilir. Bu nöbetler birkaç saniye ile birkaç dakika arasında sürebilir ve nöbet dışında kişi genellikle sağlıklı bir yaşam sürdürür. Epilepsi bulaşıcı değildir ve doğru tedavi ile birçok epilepsi hastası normal günlük yaşamına devam edebilir. Bu yazıda epilepsinin ne olduğu, türleri, belirtileri, nedenleri, tetikleyici faktörleri ve tedavi yöntemleri herkesin anlayabileceği sade bir dille açıklanmaktadır. Ayrıca epilepsiyle yaşama dair öneriler ve sıkça sorulan soruların yanıtları da yer almaktadır.

Epilepsi (Sara Hastalığı) Nedir?

Epilepsi, beyin sinir hücrelerinin (nöronların) normal olmayan elektriksel boşalımları sonucu ortaya çıkan nöbetlerle karakterize bir hastalıktır. Bir kişinin epilepsi tanısı alabilmesi için genellikle iki veya daha fazla nöbet geçirmiş olması beklenir. Tek bir nöbet geçirmek, başka bir neden olmadığı sürece hemen epilepsi anlamına gelmez. Epilepsi nöbetleri, bilinç kaybı veya bilinç bulanıklığı, vücutta kasılma, istemsiz hareketler ve bazen duyusal halüsinasyonlar (örneğin garip koku veya ses algılama) gibi belirtilerle kendini gösterir. Nöbetler bittikten sonra kişi genellikle olanları hatırlamaz ve kısa bir süre için sersemlik, yorgunluk hissedebilir. Epilepsi genellikle uzun süreli (kronik) bir durumdur; ancak uygun tedaviyle nöbetler büyük oranda kontrol altına alınabilir ve kişi normal bir yaşam sürdürebilir.

Epilepsi Türleri (Çeşitleri)

Epilepsi, beynin etkilenen bölgesine ve nöbetlerin tipine göre farklı türlere ayrılır. Temel olarak nöbetler fokal (parsiyel) ve jeneralize (genel) olarak iki kategoriye ayrılmaktadır. Fokal nöbetler beynin belli bir bölgesinden kaynaklanırken, jeneralize nöbetler beynin her iki yarımküresini aynı anda etkiler. En sık görülen epilepsi nöbet türleri ve özellikleri aşağıdaki tabloda listelenmiştir:

Epilepsi Nöbet Türü Özellikleri (Belirtileri)
Basit Parsiyel Nöbet Fokal (yerel) başlayan nöbetlerdir; bilinç açıktır. Vücudun bir bölümünde seğirme, karıncalanma veya duyusal değişiklikler (garip koku/tat alma gibi) görülebilir. Kişi nöbet sırasında çevresinin farkındadır ancak kontrol edemediği belirtiler yaşar.
Kompleks Parsiyel Nöbet Fokal başlayıp bilinç kaybına veya bilinç bulanıklığına yol açan nöbetlerdir. Genellikle temporal lob gibi bölgelerden kaynaklanır. Kişi anlamsız hareketler yapabilir (örneğin boş boş bakma, dudak şapırdatma, elleriyle amaçsız hareketler). Nöbet bitince olanları hatırlamaz.
Absans Nöbet (Petit mal) Daha çok çocuklarda görülen, kısa süreli (10-15 saniye) bilinç dalmalarıdır. Kişi aniden yaptığı işi bırakır ve boş bakışlarla donup kalır. Hafif göz seğirmesi veya dudak şapırdatma olabilir. Nöbet bittiğinde kaldığı yerden devam eder ve genellikle nöbeti hatırlamaz.
Jeneralize Tonik-Klonik Nöbet (Grand mal) Beynin tamamını aynı anda etkileyen şiddetli nöbetlerdir. Önce vücut kasları kasılır ve kişi düşebilir (tonik faz), ardından tüm vücutta ritmik sarsılmalar görülür (klonik faz). Bilinç tamamen kapalıdır. Nöbet birkaç dakika içinde kendiliğinden durur. Sonrasında kişi bitkin düşer, baş ağrısı ve kısa süreli konfüzyon yaşayabilir.
Atonik / Myoklonik Nöbetler (daha nadir) Atonik nöbetlerde kas tonusu aniden kaybolur, kişi düşebilir veya başı öne düşer. Myoklonik nöbetler ise kolda, bacakta veya vücudun herhangi bir yerinde anlık kısa süreli sıçrama tarzı kas seğirmeleridir. Bu nöbetler çok kısa sürer ve bilinç genellikle açık kalır.

Not: Her epilepsi hastasında nöbetlerin seyri farklı olabilir. Kimi hastada yalnızca bir tür nöbet görülürken, bazılarında birden fazla nöbet tipi bir arada olabilir. Nöbetlerin türünü doğru belirlemek, tedavi planı açısından önemlidir.

Epilepsi Belirtileri Nelerdir?

Epilepsi belirtileri temel olarak nöbetler sırasında ortaya çıkan bulgulardır. Belirtiler, nöbetin türüne ve beynin hangi bölgesinin etkilendiğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bazı nöbetler çok hafif belirtilerle seyrederken, bazılarında belirgin ve şiddetli belirtiler görülür. Yaygın epilepsi belirtileri şunlardır:

  • Bilinç kaybı veya bilinç bulanıklığı: Kişi nöbet sırasında çevresinin farkında olmayabilir veya tamamen bilincini yitirebilir. Basit absans nöbetlerde birkaç saniyelik dalma şeklinde görülürken, tonik-klonik nöbetlerde dakika boyu bilinç kaybı olabilir.
  • Kasılma ve titremeler: Vücudun bir kısmında veya tamamında aniden ortaya çıkan istemsiz kas kasılmaları ve titreme nöbetin en belirgin işaretlerindendir. Özellikle tonik-klonik nöbette tüm vücut kasılıp gevşeyerek çırpınma şeklinde hareketler görülür.
  • Ani düşme veya yere yığılma: Bazı nöbetlerde (örneğin tonik-klonik veya atonik nöbetlerde) kişi kas kontrolünü kaybederek yere düşebilir. Düşme esnasında yaralanmalar olabilir.
  • Diş kenetleme ve dil ısırma: Şiddetli nöbet geçiren kişilerde çenenin kilitlenmesi (dişlerin sıkıca kapanması) ve istemeden dilini ısırma görülebilir. Bu durum nöbetin yaygın fiziksel belirtilerindendir.
  • Ağızdan köpük gelmesi: Özellikle jeneralize nöbetlerde, kasılmalara bağlı olarak kişinin ağzından köpüklü salya gelebilir.
  • Gözlerde sabit bakış veya hızlı göz kırpma: Kimi nöbet sırasında gözler bir noktaya sabitlenebilir veya hızlı şekilde kırpma/sağ-sol hareketleri görülebilir. Absans nöbetlerde dalgın bakış tipiktir.
  • İdrar kaçırma: Bazı güçlü nöbet ataklarında mesane kontrolü geçici olarak kaybedilebilir ve altına kaçırma durumu yaşanabilir.
  • Duyusal değişiklikler (Aura): Bazı epilepsi hastaları, büyük nöbet öncesinde aura denen uyarı işaretleri yaşarlar. Aura, aslında küçük bir fokal nöbettir ve genellikle aniden ortaya çıkan tuhaf bir hisle kendini belli eder. Örneğin açıklanamayan bir korku veya deja-vu hissi, garip koku veya tat algısı, gözlerde ışık çakmaları, kulaklarda uğultu duyma gibi duyusal değişiklikler aura belirtisi olabilir. Aura, hastaya nöbetin geleceğine dair birkaç saniyelik bir uyarı niteliğindedir.

Belirtiler genellikle nöbet bitiminde sonlanır. Nöbet sonrasında kişi bir süre bitkin, yorgun, başı karışmış hissedebilir ve birkaç dakika toparlanmaya ihtiyaç duyabilir. Kısacası, epilepsi belirtileri nöbet anına özgüdür ve her hastada farklı kombinasyonlarda ortaya çıkabilir. Eğer bir kişide tekrarlayan şekilde yukarıdaki belirtiler görülüyorsa, vakit kaybetmeden bir doktora başvurup epilepsi açısından değerlendirme yapmak önemlidir.

Epilepsi Neden Olur? (Epilepsinin Nedenleri)

Epilepsiye yol açan tek bir neden yoktur; birçok farklı faktör epilepsiye sebep olabilir veya riskini artırabilir. Bazı epilepsi vakalarında altta yatan neden açıkça bulunabilirken, vakaların yaklaşık yarısında belirgin bir neden saptanamaz (bu türlere idyopatik epilepsi denir). Bilinen başlıca epilepsi nedenleri şöyle sıralanabilir:

  • Genetik yatkınlık: Ailede epilepsi öyküsü olan kişilerde epilepsi gelişme riski bir miktar daha yüksek olabilir. Bazı nadir epilepsi türleri belirli genetik sendromlarla ilişkilidir. Ancak çoğunlukla epilepsi doğrudan kalıtsal bir hastalık değildir; yani anne babadan çocuğa kaçınılmaz biçimde geçmez, sadece yatkınlık söz konusu olabilir.
  • Doğum sırasındaki beyin hasarları: Zor veya problemli doğumlar sırasında bebeğin beyninin oksijensiz kalması, doğum travmaları veya yenidoğan dönemindeki beyin kanamaları ileride epilepsiye zemin hazırlayabilir.
  • Ciddi kafa travmaları: Kaza sonucu kafa yaralanmaları, beyin sarsıntısı veya beyin dokusunda hasar bırakan darbeler epilepsi nöbetlerine yol açabilir. Örneğin trafik kazası, yüksekten düşme gibi durumlar sonrası kişilerde yıllar sonra bile epilepsi ortaya çıkabilir.
  • Beyin tümörleri veya lezyonları: Beyinde gelişen iyi huylu veya kötü huylu tümörler, beyin dokusunu etkileyerek epileptik nöbetlere sebep olabilir. Özellikle yetişkin yaşta ortaya çıkan epilepsilerde tümör gibi yapısal bir neden araştırılır.
  • Beyin damar hastalıkları (inme, felç): İnme (felç), beyin kanaması veya beyin damar tıkanıklıkları sonucunda oluşan hasarlar epilepsi nöbetlerine neden olabilir. Orta ve ileri yaşta görülen yeni epilepsi vakalarının önemli bir kısmında geçmişte geçirilen bir inme öyküsü bulunur.
  • Enfeksiyonlar: Beynin veya beyin zarlarının iltihaplanmasına yol açan menenjit, ensefalit (beyin iltihabı) gibi enfeksiyonlar kalıcı hasarlar bırakarak epilepsiye yol açabilir. Yüksek ateşli ciddi enfeksiyonlar (özellikle çocuklarda) bazen havaleye, tekrarlayan nöbetlere dönüşebilir.
  • Gelişimsel bozukluklar: Otizm spektrum bozukluğu, nörofibromatozis, tuberöz skleroz gibi bazı nöro-gelişimsel veya genetik hastalıklarda epilepsi sık görülen bir bulgudur.
  • Diğer nedenler: Beyinde damar malformasyonları, ilerleyici nörolojik hastalıklar, Alzheimer gibi demans türleri (ileri yaşta), çok yüksek tansiyona bağlı beyin hasarı (eklampsi gibi) epilepsiyi tetikleyebilir. Bazı metabolik problemler (örn. çok düşük kan şekeri, elektrolit dengesizlikleri) de nöbet eşiğini düşürerek epilepsi benzeri nöbetler yapabilir.

Özetle, epilepsi birçok farklı nedenle ortaya çıkabilen bir sendromdur. Hiçbir neden bulunamadığında “nedeni bilinmeyen” epilepsi olarak tanımlanır. Nedenin tespit edilmesi, özellikle tedavi planlamasında önem taşır. Örneğin beyin tümörü gibi nedenler cerrahiyle giderilebilirken, genetik yatkınlık durumlarında ilaçla uzun vadeli kontrol amaçlanır.

Epilepsi Nöbetlerini Tetikleyen Faktörler

Epilepsi hastalığı olan kişilerde bazı dış faktörler nöbet geçirme olasılığını artırabilir. Bu tetikleyici faktörler, doğrudan epilepsiye sebep olmasa da, var olan epilepsi yatkınlığında nöbeti ortaya çıkaran unsurlar olarak bilinir. Epilepsi hastalarının, nöbetlerini tetikleyebilecek aşağıdaki durumlardan mümkün olduğunca kaçınması önerilir:

  • Uykusuzluk ve yetersiz uyku: Düzensiz uyku saatleri veya uykusuz kalmak, beyin aktivitesini olumsuz etkileyerek nöbet eşiğini düşürebilir. Epilepsisi olan kişilerde uykusuz bir gece sonrası nöbet geçirme riski artar.
  • Stres ve aşırı heyecan: Yoğun duygusal stres, kaygı (anksiyete) veya ani psikolojik gerilimler epilepsi nöbetlerini tetikleyebilir. Sınav stresi, iş baskısı veya korku/heyecan anları bazı hastalarda nöbetle sonuçlanabilir.
  • Parlak veya yanıp sönen ışıklar: Özellikle foto-sensitif epilepsi denen bazı türlerde, disko ışıkları, hızlı görüntü değişimleri (bilgisayar oyunları, televizyon), fotoğraf makinesi flaşı gibi yoğun görsel uyaranlar nöbeti başlatabilir. Işık hassasiyeti olan epilepsi hastalarının bu tür tetikleyicilere dikkat etmesi gerekir.
  • Alkol ve madde kullanımı: Aşırı alkol tüketimi veya bazı uyuşturucu/uyarıcı maddeler beynin dengesini bozarak nöbetleri tetikler. Alkolün etkisi geçerken (örneğin akşam içip sabaha karşı) nöbet görülebilir. Ayrıca alkolün aniden bırakılması da nöbet riskini artırır. Epilepsi hastalarında alkol ve yasadışı madde kullanımı kesinlikle kaçınılması gereken davranışlardır.
  • İlaçların düzensiz kullanımı: Epilepsi tedavisinde verilen anti-epileptik ilaçların alınmaması, dozu atlamak veya doktor kontrolü olmadan aniden bırakmak nöbetlere sebep olabilir. Ayrıca başka bir hastalık için kullanılan ilaçların epilepsi ilaçlarıyla etkileşimi de nöbet eşiğini etkileyebilir. Bu nedenle her türlü ilaç değişimi doktora danışılarak yapılmalıdır.
  • Hormonal değişimler: Bazı kadın hastalarda adet dönemi gibi hormonal dalgalanmalar nöbet sıklığını etkileyebilir. Ayrıca hamilelik, doğum veya menopoza geçiş gibi hormon seviyelerinin değiştiği durumlarda da nöbetlerde artış gözlenebilir. Bu gibi dönemlerde doktor takibi ile gerekirse ilaç dozları ayarlanır.
  • Ateş ve enfeksiyonlar: Yüksek ateş özellikle çocukluk çağında febril konvülziyon (ateşli havale) denen nöbetlere yol açabilir. Epilepsisi olan kişilerde de ağır enfeksiyonlar veya yüksek ateş, var olan nöbet eşiğini düşürebilir. Hastalık sırasında bol sıvı alıp dinlenmek ve doktorun önerdiği şekilde ateş kontrolü yapmak önemlidir.
  • Aşırı yorgunluk ve açlık: Vücudun aşırı zorlanması, fiziksel bitkinlik veya uzun süre aç kalma (kan şekerinin düşmesi) bazı hassas kişilerde nöbeti tetikleyebilir. Epilepsi hastalarının çok uzun süre aç kalmaması, ağır egzersizler sonrası dinlenmesi önerilir.
  • Parlak ses veya ani uyarılar: Çok yüksek ses, ani korkutucu ses efektleri veya benzeri ani duyusal uyarılar bazı epilepsi türlerinde tetikleyici olabilir (oldukça nadir durumlar da olsa).

Tetikleyiciler kişiden kişiye değişebilir. Her epilepsi hastasının kendi nöbetlerini neyin provoke ettiğini zamanla gözlemlemesi ve bu tetikleyicilerden uzak durmaya çalışması nöbet kontrolünde faydalıdır. Doktorlar genellikle hastalarına düzenli yaşam alışkanlıkları ve tetikleyicilerden kaçınma konusunda tavsiyelerde bulunurlar.

Epilepsi Nasıl Teşhis Edilir?

Epilepsi teşhisinde en önemli adım, ayrıntılı bir hasta öyküsü ve nöbetlerin doğru tanımlanmasıdır. Doktor, hastanın veya yakınının anlattığı nöbet sırasında olan bitenlere dair bilgilerden yola çıkar. Bu nedenle, nöbet geçiren kişiyi gören bir yakının gözlemleri teşhis için çok değerlidir. Doktorunuz şu sorulara yanıt arayabilir: Nöbetler ne sıklıkta ve ne süreyle oluyor? Nöbetten önce hasta bir uyarı (aura) hissediyor mu? Nöbet sırasında vücudun hangi bölümleri etkileniyor, bilinç kaybı oluyor mu, hasta nöbet sırasında ne yapıyor? Nöbet sonrası nasıl hissediyor?

Bu klinik değerlendirmenin ardından nörolojik muayene yapılır. Ardından tanıyı netleştirmek ve altta yatan nedeni araştırmak için bazı tetkikler istenir:

  • EEG (Elektroensefalografi): Epilepsi tanısında en yaygın kullanılan testtir. EEG ile kafa derisine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla beynin elektriksel aktivitesi kaydedilir. Epilepsi hastalarında, özellikle nöbet sırasında veya sonrasında, EEG’de karakteristik anormal elektriksel deşarjlar görülebilir. EEG testi ağrısızdır. Bazen rutin EEG normal çıksa bile, doktor gerek görürse uyku deprive EEG veya uzun süreli video-EEG monitörizasyonu isteyebilir.
  • Beyin Görüntüleme (MRI/BT): Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) beyin yapısının detaylı görüntülerini vererek tümör, beyin damar tıkanıklığı, doğumsal anomali gibi yapısal bir problem olup olmadığını gösterir. Bilgisayarlı Tomografi (BT) ise acil durumlarda hızlı bir beyin görüntüsü almak için kullanılabilir. Bu yöntemler, özellikle yeni başlangıçlı epilepsilerde altta yatan nedeni saptamada yardımcıdır.
  • Laboratuvar testleri: Kan testleri ile enfeksiyon, kan şekeri düşüklüğü, elektrolit bozuklukları veya diğer metabolik sorunlar gibi nöbet yapabilecek durumlar araştırılabilir. Özellikle ilk kez nöbet geçiren birinde doktor, epilepsi tanısından önce bu geçici nedenleri ekarte etmek için testler yapabilir.
  • Nöropsikolojik değerlendirme: Gerek duyulursa, özellikle uzun süredir epilepsisi olan kişilerde hafıza, dikkat gibi bilişsel fonksiyonları değerlendirmek için nöropsikolojik testler uygulanabilir. Bu, epilepsinin beynin işlevleri üzerindeki etkisini anlamaya yardımcı olur.
  • Diğer tetkikler: Bazı durumlarda genetik testler (özellikle çocukluk çağı özel epilepsi sendromlarında) veya spesifik kan testleri istenebilir.

Teşhis konulurken, hastanın nöbet türü ve olası nedeni belirlenerek buna uygun bir tedavi planı oluşturulur. Epilepsi tanısı karmaşık gibi görünse de, deneyimli bir nörolog için yukarıdaki değerlendirmeler ışığında doğru tanıyı koymak mümkündür. Erken tanı ve tedavi, nöbetlerin kontrol altına alınması ve hayat kalitesinin korunması açısından büyük önem taşır.

Epilepsi Tedavi Yöntemleri

Epilepsi tedavisinin amacı, nöbetleri tamamen durdurmak veya mümkün olan en az sayıya indirmek ve hastanın günlük yaşamını normal şekilde sürdürmesini sağlamaktır. Tedavi planı, epilepsinin türüne, altta yatan nedene, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre kişiye özel olarak belirlenir. Günümüzde epilepsi hastalarının büyük çoğunluğu uygun tedavi ile nöbetlerini kontrol altına alabilmektedir. Tedavide kullanılan başlıca yöntemler şöyledir:

  • İlaç tedavisi (antiepileptikler): Epilepsi tedavisinin temelini, düzenli kullanılan antiepileptik ilaçlar oluşturur. Doktor, hastanın nöbet tipine uygun bir ilaç başlar ve düşük dozdan yavaşça artırarak en etkili doza ulaşmaya çalışır. Bu ilaçlar beyindeki elektriksel aktiviteyi düzenleyerek nöbet oluşumunu engeller. Çoğu hastada tek bir ilacın uygun dozda kullanımı ile nöbetler tamamen durabilir veya belirgin şekilde azalır. İlaç tedavisi genellikle uzun solukludur; hasta en az birkaç yıl nöbet geçirmeyene kadar ilaçlarını kullanmaya devam eder. İlaçlar düzenli alınmalı ve doktor önerisi olmadan asla kesilmemelidir. Doktor takibiyle, bazı hastalarda yıllar sonra ilaç dozu azaltılıp tamamen kesilerek hastalığın geçip geçmediği değerlendirilebilir.

  • Cerrahi tedavi: İlaçlarla kontrol altına alınamayan, ilaç direnci olan ve nöbetlerin hayat kalitesini ciddi etkilediği olgularda cerrahi seçenekler gündeme gelebilir. Epilepsi cerrahisi genellikle beynin belirli bir bölgesinden kaynaklanan (fokal) epilepsilerde uygulanır. Gelişmiş görüntüleme ve EEG teknikleriyle nöbetin başladığı bölge belirlenir. Eğer kritik bir fonksiyona zarar vermeyecek bir alandaysa, cerrahi operasyonla bu bölgedeki anormal doku veya odak çıkarılabilir. Örneğin, beynin şakak lobundan (temporallob) kaynaklanan dirençli epilepsilerde bu bölgedeki problemli alanın çıkarılması oldukça başarılı sonuçlar verebilir. Cerrahi tedaviler her epilepsi hastasına uygun değildir; karar, uzman bir ekip tarafından detaylı değerlendirme sonrası verilir.

  • Alternatif tedavi yöntemleri: Bazı özel durumlarda veya ek tedavi olarak, aşağıdaki yöntemlerden de yararlanılabilir:

    • Vagal Sinir Uyarımı (VNS, Epilepsi Pili): Ameliyatla göğüs bölgesine pil benzeri bir cihaz yerleştirilir ve bu cihaz düzenli aralıklarla beyine giden vagus sinirine hafif elektrik uyarıları gönderir. Bu yöntem, dirençli epilepsilerde nöbet sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir. VNS, tam bir iyileşme sağlamasa da nöbetlerin şiddetini ve sıklığını %50’ye varan oranda azaltabilir.
    • Ketojenik diyet: Özellikle çocuklarda bazı dirençli epilepsi türlerinde uygulanan yüksek yağ, düşük karbonhidrat içerikli özel bir diyettir. Bu diyet, vücudu ketozis denilen bir metabolik duruma sokarak beyindeki nöbet aktivitesini azaltmaya yardımcı olabilir. Ketojenik diyet mutlaka doktor ve diyetisyen kontrolünde uygulanır.
    • Derin beyin stimülasyonu ve diğer yöntemler: Çok özel bazı merkezlerde, beyin içerisine yerleştirilen elektrotlar ile (derin beyin uyarımı) nöbet aktivitesini baskılamak gibi ileri tedaviler denenebilmektedir. Ayrıca biofeedback (geri bildirim) teknikleri, meditasyon, yoga gibi stres azaltıcı yöntemler de destekleyici olarak bazı hastalara önerilebilir.
  • Yaşam tarzı düzenlemeleri: Tıbbi tedavinin yanı sıra, hastanın yaşam tarzında yapacağı bazı değişiklikler de tedavinin önemli bir parçasıdır. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, stresten kaçınma, tetikleyici faktörlerden uzak durma ve düzenli doktor kontrolü, nöbetleri önlemede ilaç kadar önem taşır. Bu konular bir sonraki bölümde ayrıntılı ele alınmıştır.

Aşağıdaki tabloda başlıca epilepsi tedavi yöntemleri ve özellikleri özetlenmiştir:

Tedavi Yöntemi Açıklama
İlaç Tedavisi Antiepileptik ilaçların düzenli kullanımıyla çoğu hastada nöbetler kontrol altına alınır. İlaç türü ve dozu, nöbet tipine göre doktor tarafından belirlenir.
Cerrahi Tedavi Beyinde nöbete yol açan odak bulunup cerrahi operasyonla çıkarılır. Özellikle tek bir bölgeden kaynaklanan dirençli epilepsilerde uygulanır. Ameliyat kararı öncesi hasta detaylı değerlendirilir.
Vagus Sinir Uyarıcı Göğse takılan pille, boyundaki vagus sinirine düzenli elektrik sinyalleri verilir. Amaç, nöbet sıklığını ve şiddetini azaltmaktır. İlaçlara ek bir tedavidir.
Ketojenik Diyet Yüksek yağ, düşük karbonhidrat içeren özel diyettir. Özellikle çocuk hastalarda bazı dirençli epilepsilerde nöbetleri azaltabilir. Uzman kontrolünde uygulanır.
Diğer (Destekleyici) Düzenli uyku, stres yönetimi, alkol/uyarıcılardan kaçınma gibi yaşam tarzı önlemleri ile ek olarak meditasyon, yoga vb. destekleyici yöntemler tedaviyi güçlendirir.

Epilepsi tedavisi uzun soluklu olabilir ve sabır gerektirir. Doktor kontrolü çok önemlidir: İlaç doz ayarlamaları, yan etkilerin takibi ve gerekirse alternatif tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi için hasta hekimiyle iletişim halinde olmalıdır. Uygun tedavi alan ve doktor önerilerine uyan epilepsi hastalarının büyük kısmı, nöbetsiz bir yaşam sürdürebilmektedir.

Epilepsi ile Yaşamak: Korunma Yöntemleri ve Öneriler

Epilepsi tanısı alan bir kişi için, tıbbi tedavinin yanı sıra günlük yaşamda alacağı önlemler ve yapacağı düzenlemeler de nöbet kontrolünü kolaylaştırır. İşte epilepsi hastalarının dikkat etmesi gerekenler ve korunma yöntemleri:

  • Düzenli uyku alışkanlığı: Her gün yeterli ve kaliteli uyku almak nöbetleri önlemeye yardımcı olur. Mümkün olduğunca aynı saatlerde uyuyup uyanmaya ve uykusuz kalmamaya özen gösterin.
  • Stres yönetimi: Stres ve aşırı heyecandan kaçının. Gevşeme teknikleri (meditasyon, nefes egzersizleri, yoga gibi) uygulayarak günlük stresinizi azaltın. Gerekirse bir psikolog veya psikiyatrist desteği alarak anksiyete ile başa çıkma yöntemleri öğrenin.
  • İlaçların düzenli kullanımı: Doktorunuzun verdiği epilepsi ilaçlarını aksatmadan, doğru dozda alın. İlacınızı almayı unutmayın; eğer unuttuysanız kendi kendinize dozları dengelemeye çalışmayın, doktorunuza danışın. İlaç bitmeden reçetenizi yenileyin ki tedavi kesintiye uğramasın.
  • Alkol ve sigaradan kaçınma: Alkol, epilepsi hastalarında ciddi bir tetikleyicidir. Mümkünse hiç alkol tüketmeyin veya en azından doktorunuzun izin verdiği miktarın dışına çıkmayın. Sigara ve diğer tütün ürünleri de genel sağlık için zararlı olduğundan bırakılması önerilir. Uyuşturucu maddelerden kesinlikle uzak durulmalıdır.
  • Işıklı uyarılar konusunda dikkat: Eğer parlak ve yanıp sönen ışıklar sizde nöbet tetikliyorsa, diskotek, gece kulübü gibi ortamlarda dikkatli olun veya bu tür ortamlardan kaçının. Televizyon, bilgisayar oyunu gibi ekranlara maruz kalırken uygun mesafede durun, çok yakından izlemeyin. Gerekirse ekran filtreleri kullanın.
  • Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz: Dengeli bir diyetle beslenin. Uzun süre aç kalmamaya çalışın; kan şekerinizi çok düşürmeyin. Aşırı kafein (kahve, enerji içeceği) tüketiminden kaçının. Düzenli hafif egzersiz yapmak (yürüyüş, yüzme gibi) vücut sağlığı için iyidir ve stresinizi azaltır. Ancak çok yorucu egzersizlerden veya vücudu susuz ve bitkin bırakmaktan kaçının.
  • Düzenli doktor kontrolleri: Belirli aralıklarla nöroloğunuzu ziyaret edin. Tedaviye yanıtınızın takibi ve gerekirse ilaç doz ayarı için kontroller aksatılmamalıdır. Ayrıca karaciğer fonksiyon testleri gibi ilaçların yan etkilerini izlemeye yarayan testler de doktorunuz tarafından istenebilir.
  • Tıbbi kimlik taşıma: Epilepsi hastası olduğunu belirten bir bileklik, kolye veya kart taşımak, olası bir nöbet durumunda çevredeki insanların ve sağlık ekiplerinin doğru müdahaleyi yapabilmesi için faydalı olabilir.
  • Çevrenizi bilgilendirin: Aile bireylerinizi, yakın arkadaşlarınızı ve iş/okul ortamındaki güvendiğiniz kişileri durumunuz hakkında bilgilendirin. Onlara nöbet anında ne yapmaları (ve yapmamaları) gerektiğini öğretin. Bilinçli bir destek ağı sayesinde nöbet geçirdiğinizde panik yaşanmadan size yardımcı olunabilir.
  • Güvenlik önlemleri: Yüzme veya yüksek yerde çalışma gibi faaliyetlerde yalnız olmamaya özen gösterin. Banyo yaparken kapıyı kilitlememek, aşırı sıcak su kullanmamak, mutfakta kesici aletlerle çalışırken dikkatli olmak gibi ufak önlemler, nöbet sırasında oluşabilecek kazaları önleyebilir. Araba kullanma konusunda doktor tavsiyelerine mutlaka uyun (aşağıdaki SSS bölümünde bu konuda bilgi veriliyor).

Bu öneriler, epilepsiyle yaşamayı kolaylaştırmayı ve nöbet riskini azaltmayı hedefler. Epilepsi hastalığıyla aktif ve mutlu bir yaşam sürmek kesinlikle mümkündür. Önemli olan, hastalığı kabullenip onunla ilgili gerekli tedbirleri almak ve tedavi planına sadık kalmaktır.

Sıkça Sorulan Sorular

Soru 1: Epilepsi (sara) hastalığı genetik midir? Aileden çocuğa geçer mi?
Cevap: Epilepsinin bazı türlerinde genetik yatkınlık olsa da epilepsi çoğu zaman doğrudan anne-babadan çocuğa geçen kalıtsal bir hastalık değildir. Aile öyküsü, epilepsi gelişme riskini bir miktar artırabilir fakat epilepsili anne-babanın çocuğu kesinlikle epilepsi olacak diye bir kural yoktur. Yine de, özellikle çocukluk çağında ortaya çıkan bazı epilepsi sendromları belirli gen mutasyonlarıyla ilişkili olabilir. Eğer ailede birden fazla kişide epilepsi varsa, doktorunuz genetik danışma önerebilir.

Soru 2: Epilepsi hastalığı tamamen iyileşir mi? Ömür boyu sürer mi?
Cevap: Birçok epilepsi hastası uygun tedavi ile yıllarca nöbet geçirmeden yaşayabilir. Bazı hastalarda belli bir süre ilaç kullandıktan ve nöbetsiz yıllar geçirdikten sonra doktor kontrolünde ilaç tedavisi sonlandırılabilir ve bir daha nöbet görülmeyebilir (yani işlevsel olarak iyileşme sağlanabilir). Özellikle çocuklukta başlayıp ergenlikte kaybolan epilepsi türleri vardır. Ancak her hasta için durum farklıdır. Kimi hastaların ise ömür boyu düşük doz da olsa ilaç kullanması gerekebilir. Şu an için “epilepsiyi kesin olarak ortadan kaldıran” bir tek seferlik tedavi (örneğin sihirli bir hap) bulunmamaktadır, ancak cerrahi müdahale ile bazı hastalarda kalıcı çözüm elde edilebilmektedir. Özetle, epilepsi uygun tedaviyle kontrol altında tutulabilen bir rahatsızlıktır ve bir kişi yıllarca nöbet geçirmeyerek normal yaşam sürebilir.

Soru 3: Epilepsi (sara) nöbeti sırasında ilk yardım olarak ne yapmalıyım?
Cevap: Epilepsi nöbeti geçiren birine yardım ederken öncelikle sakin olun ve aşağıdaki adımları uygulayın:

  • Kişiyi güvenli bir pozisyona alın: Etraftaki keskin, sert veya tehlikeli nesneleri uzaklaştırın. Kişiyi mümkünse yere yatırın ve başının altına yumuşak bir şey (ceket, yastık vs.) koyarak olası darbelere karşı koruyun.
  • Yana çevirin: Kişiyi yan pozisyonda (yan yatırarak) tutun. Bu, nefes yolunun açık kalmasına yardımcı olur ve salgıların (tükürük, kusmuk) soluk borusuna kaçmasını engeller.
  • Ağzına bir şey sokmayın: Nöbet geçiren kişinin dilini yutacağı endişesiyle kesinlikle ağzına herhangi bir nesne (kaşık, bez vb.) koymaya çalışmayın. Bu eski ve yanlış bir inanıştır; kişinin dişlerine ve çene kaslarına zarar verebilir. Dilini yutmaz, ancak ısırabilir; bu durumda yapılacak bir şey yoktur, nöbet bitince gerekirse müdahale edilir.
  • Sıkı giysileri gevşetin: Kravat, atkı, kemer gibi sıkıcı eşyaları gevşeterek kişinin rahat nefes almasını sağlayın. Gözlük takıyorsa çıkarın.
  • Nöbet süresini takip edin: Saat tutarak nöbetin ne kadar sürdüğüne bakın. 5 dakikadan uzun sürerse veya kişi arka arkaya tekrar nöbet geçirirse tıbbi acil yardım çağırın (112’yi arayın). Çoğu nöbet 1-2 dakika içinde sonlanır ve bu sürede acil çağırmaya gerek yoktur, nöbetin kendiliğinden bitmesini bekleyin.
  • Nöbet bitene kadar yanında kalın: Nöbet sona erene kadar kişiyi bırakmayın. Nöbet durduğunda kişi bir süre kafası karışık olabilir veya ne olduğunu anlayamayabilir. Ona sakin bir ses tonuyla kısa bilgiler verin (“Bir nöbet geçirdin, şimdi güvendesin” gibi) ve rahatlamasına yardım edin. Tam bilinci yerine gelene kadar nazikçe yanında olun.

Yapılmaması gerekenler: Nöbet sırasında kişinin kolunu bacağını tutup engellemeye çalışmayın; bu kasılmaları durdurmaz, aksine yaralanmalara yol açabilir. Su, yiyecek veya ilaç vermeye çalışmayın; boğulmaya neden olabilir. Kalabalığı dağıtın, hava almasını sağlayın ve mahremiyetini koruyun.

Soru 4: Epilepsi hastaları araç kullanabilir mi? Ehliyet alabilir mi?
Cevap: Epilepsi hastalarının araç kullanması belirli kurallara ve doktor onayına bağlıdır. Eğer nöbetler ilaçla kontrol altına alınmışsa ve kişi belirli bir süre (genellikle en az 1 yıl) hiç nöbet geçirmemişse, doktor uygun görürse araç kullanmasına izin verilebilir. Türkiye’de yönetmeliklere göre, tek bir nöbet geçiren veya tedaviyle en az 1 yıl nöbetsiz olan kişiler nöroloji uzmanı raporuyla ehliyet alabilirler. Elbette her vaka bireyseldir; nöbetlerin durumu, tipi ve sıklığı değerlendirilir. Aktif olarak nöbet geçiren veya kontrolsüz nöbetleri olan kişilerin kendi güvenlikleri ve başkalarının güvenliği için araç kullanmaları sakıncalıdır. Doktorunuz size durumunuza göre ehliyet konusunda yol gösterecektir. Eğer ehliyet almanıza onay verilmişse bile, ilaçlarınızı düzenli almanız ve nöbetsiz durumu korumanız şarttır.

Soru 5: Epilepsi hastalığı ölümcül müdür? Epilepsi nöbeti öldürür mü?
Cevap: Tek başına sıradan bir epilepsi nöbeti genellikle hayati tehlike oluşturmaz ve nöbet geçiren çoğu insan kısa sürede tamamen toparlanır. Epilepsi, doğru yönetildiğinde ölümcül bir hastalık değildir. Ancak bazı riskler mevcuttur: Çok uzun süren nöbetler (status epilepticus denir, 5-10 dakikayı geçen ve durmayan nöbet durumu) hayati risk taşıyabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Ayrıca nöbet anında denetimsiz şekilde düşme, yaralanma, boğulma gibi ikincil kazalar tehlikeli olabilir. Örneğin nöbet geçiren biri bilinçsizken su dolu bir yerde yüzüstü kalırsa boğulma riski vardır veya trafikte nöbet gelirse kaza riski oluşur. Bu yüzden epilepsi hastalarının gerekli önlemleri alması önemlidir. Uykuda ortaya çıkan nöbetlere bağlı çok nadir görülen “SUDEP” (Ani Beklenmedik Epilepsi Ölümü) denen durumlar bildirilmiştir fakat bu durum oldukça enderdir. Sonuç olarak, epilepsi hastalarının büyük bölümü normal bir yaşam süresine sahiptir. Önemli olan düzenli tedavi almak ve nöbetleri kontrol altında tutmaktır.

Soru 6: Epilepsi nöbetleri uykuda da olur mu?
Cevap: Evet, bazı epilepsi hastalarında nöbetler uykuda veya uykuya dalırken ortaya çıkabilir. Buna gece nöbetleri denir. Kişi uyku sırasında nöbet geçirdiğini fark etmeyebilir; ancak yataktan düşme, çarptığı yerlerde morluk, yatakta idrar kaçırma gibi ipuçları olabilir veya nöbet sırasında çığlık, garip sesler duyulabilir. Uykuda olan nöbetler genellikle kısadır; kişi sabah uyandığında kendini yorgun ve başı ağrıyor halde bulabilir ya da sadece ne olduğuna anlam veremediği bir şekilde uyanabilir. Eğer uykuda nöbet şüphesi varsa, doktorunuza mutlaka bunu belirtin. Gerekirse gece EEG çekilerek tanı netleştirilebilir. Gece nöbeti olan kişilerin yatak odasında güvenlik önlemleri alması (yatak kenarına yumuşak yastıklar koymak gibi) ve mümkünse yalnız uyumaması önerilir.

Soru 7: Epilepsi hastalığına hangi doktor veya bölüm bakar?
Cevap: Epilepsi tanı ve tedavisiyle ilgilenen uzmanlık dalı Nöroloji’dir. Yetişkinlerde bir nöroloji uzmanı (beyin ve sinir hastalıkları uzmanı) epilepsi teşhis ve tedavisini üstlenir. Çocuklarda ise Çocuk Nörolojisi uzmanı (pediatrik nörolog) ilgilenir. Epilepsi cerrahisi gerektiğinde Beyin ve Sinir Cerrahisi (nöroşirürji) devreye girer. Ayrıca tedavi sürecinde, özellikle özel diyet uygulanacak çocuklar için diyetisyen, psikolojik destek için psikolog veya psikiyatrist de sağlık ekibinin parçası olabilir. İlk kez nöbet geçiren bir kişi genellikle acil servise başvurur, oradan nöroloji bölümüne yönlendirilir. Sonrasında takibini nöroloji polikliniğinde yapar. Bu nedenle, epilepsi şüphesi olan bir durum varsa direkt olarak bir nöroloji uzmanına başvurmak en doğrusudur.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Baş Dönmesi Nedenleri? Baş Dönmesine Ne İyi Gelir?

Baş Dönmesi Nedenleri? Baş Dönmesine Ne İyi Gelir?

Baş dönmesi, kişinin kendisi veya etrafı dönüyormuş gibi hissetmesine yol açan rahatsız edici bir dengesizlik durumudur....

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında