Halk arasında gebelik / hamilelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi, anne ve yenidoğan ölümlerine ve başka çok sayıda sağlık sorununa yol açtığı bilinen önemli bir hastalıktır. Uzun zamandır gebelik boyunca düşük doz aspirin kullanmanın preeklampsi riskini azaltıp azaltmadığı araştırılmaktaydı.

Preeklempsi nedir?

Rahmi besleyen atar damarların daralması sonucu, plasentanın ve anne karnındaki bebeğin yeterince beslenememesine bağlı oluşur. Tüm gebeliklerin %6 kadarında görülmektedir ve genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra hamile kadında yüksek tansiyon, ödem (el, ayak, yüzde şişme) ve idrarda protein kaçağı ile kendini gösterir.

Erken / preterm doğumların önemli bir nedeni olan preeklampsi, gebeliğin erken dönemlerinde ortaya çıktığında daha ciddi seyretmektedir. Modern kadın doğum tıbbındaki araştırmaların önemli bir kısmı, erken gebelik döneminde preeklampsinin tespit edilmesi üzerinedir.

Çalışma

28 Haziran 2017’de NEJM’de yayımlanan çok merkezli, çift-kör, plasebo kontrollü bu klinik çalışmaya preeklampsi gelişmesi açısından yüksek riske sahip 1776 hamile kadın dahil edildi. Kişilerin yarısına gebeliğin 11-14. haftalarından başlayarak 36. haftasına kadar günlük 150 mg’lık aspirin verilirken, diğer kısmına plasebo (aktif madde içermeyen ilaç) verildi. Çalışmanın temel amacı, gebeliğin 37. haftasından önce preeklampsi ile doğum oranlarını karşılaştırmak olarak belirlendi.

Sonuçlar

Çalışmanın sonucunda aspirin alanların %1.6’sında, plasebo alanların %4.3’ünde preeklampsi geliştiği bulundu ve bu fark istatiksel olarak anlamlı idi. Sonuçta preeklampsi gelişmesi açısından yüksek riske sahip kadınlarda düşük-doz aspirin kullanımı, preeklampsi gelişme ihtimalini plaseboya göre daha etkili bir şekilde düşürmektedir.