
Hematolojik Kanserlerde Beslenme – Bağırsak Mikrobiyomundan Ketojenik Diyete
Diyet ve beslenmenin kanserin gidişatı üzerindeki etkileri, bilimsel çalışmalarda giderek artan bir ilgi konusu haline gelmiştir. 2024 Amerikan Hematoloji Derneği (ASH, American Society of Hematology) Yıllık Kongresi’nde sunulan yeni bulgular, lösemi ve lenfoma gibi hematolojik kanserlerinn gıdayla olan işleyişine dikkat çekerek, diyet müdahalelerinin kanserin seyri üzerinde belirleyici olabileceğini göstermektedir. Bu makalede, çeşitli çalışmalardan elde edilen bulgular detaylandırılmış ve beslenme stratejilerinin tedavi süreçlerine katkısı değerlendirilmiştir.
NUTRIVENTION: Yüksek Lifli Diyet ve Multipl Miyelom Riskinde Azalma
Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nden Dr. Urvi A. Shah liderliğinde yürütülen NUTRIVENTION çalışması, yüksek lifli bir diyetin, bilinmeyen önemde monoklonal gammopati (MGUS) ve sönen miyelom gibi kanser-öncülü durumların multipl miyeloma ilerlemesini yavaşlatabileceğini ortaya koymuştur.
Hipotez: Araştırmacılar, kilo kontrolü ve kan şekerinin dengelenmesi, diyet kalitesinin artırılması ve mikrobiyom ile bağışıklık sisteminin iyileştirilmesiyle miyelom gelişim riskinin azalıp azalmayacağını incelemiştir.
Pilot Çalışmanın Detayları:
-
Katılımcı Sayısı: 20 hasta (vücut kitle indeks VKİ > 25 kg/m²)
-
Süre: 12 hafta (takip süresi toplam 52 hafta)
-
Diyet Tipi: Bitki bazlı, yüksek lifli öğünler (katılımcılara evlerine gönderilen yemek paketleri)
-
Primer Sonlanım Noktası: Uygulama uygunluğu (> %70 uyum) ve VKİ’de %5 azalma.
Sonuçlar:
-
12. haftada %91, 52. haftada %58 uyum oranı.
-
Ortalama BMI azalması: %7 (12. hafta sonunda başlangıç seviyesine göre korunmuş).
-
İnsülin direnci, inflamasyon ve fekal mikrobiyom çeşitliliğinde iyileşmeler.
Önemli Bulgular: Dr. Shah, iki progresif vaka hastasında diyet müdahalesi ile hastalık seyrinin stabilize olduğunu belirtmiştir: “Bu, diyet ve yaşam tarzı değişikliklerinin hastalık seyrini değiştirebileceğini gösteren nadir görülen bir örnek.”
NUTRIVENTION-3 adlı daha geniş kapsamda 150 hastanın dahil olacağı bir izleme çalışması başlatılmıştır. Katılımcılar yüksek lifli diyete ek olarak takviye veya plasebo grubuna ayrılacaktır.
Allojeneik Kök Hücre Naklinde Yüksek Lifli Diyetin Rolü: GVHD Önleme
City of Hope Ulusal Tıp Merkezi’nden Dr. Jenny Paredes ve ekibi, allojeneik kök hücre nakli yapılan hastalarda yüksek lifli diyetin, toplam sağkalımı artırdığını ve graft-versus-host hastalığı (GVHD) insidansını azalttığını gözlemlemiştir.
Veri Detayları:
-
Katılımcı Sayısı: 173 hasta
-
Takip Edilen Öğünler: 35.228 öğün (toplam 3.837 gün)
-
GVHD Grubu: Alt gastrointestinal GVHD’si gelişen 29 hasta ve GVHD gelişmeyen 29 hasta.
Bulgular:
-
Yüksek lifli diyet, mikrobiyom çeşitliliğinin artmasına, butirat üretici bakterilerin artışına ve kısa zincirli yağ asitlerinin fekal konsantrasyonunda artışa yol açmıştır.
-
Preklinik Modeller: %12 selüloz içeren diyet, Treg/T konvansiyonel hücre oranında artışa ve GVHD ölüm oranlarında azalmaya neden olmuştur.
Çıkarımlar: Bu bulgular, GVHD şiddetini azaltmak için diyet lifi artışını stratejik bir önlem olarak değerlendirme potansiyelini göstermektedir. City of Hope ekibi, nakil hastalarına yönelik yeni beslenme protokollerini uygulamaya koyma planı yapmaktadır.
Ketojenik Diyetin CAR T-Cell Tedavisindeki Önemi
Pennsylvania Üniversitesi’nden Dr. Shan Liu ve ekibi, ketojenik diyetin (yağ oranı yüksek, karbonhidrat oranı düşük) kimerik antijen reseptörü (CAR) T-hücre tedavisinin etkinliğini artırdığını gösteren çarpıcı bulgular sunmuştur.
Araştırma Detayları:
-
Beş farklı diyet (ketojenik, yüksek lifli, yüksek yağlı, yüksek proteinli ve Batı tarzı diyeti) test edilmiştir.
-
Ketojenik diyetle beslenen farelerde en iyi tümör kontrolü ve uzun sağkalım süreleri elde edilmiştir.
BHB ve CAR T-Hücreler: Ketozis sırasında yağ yıkımıyla oluşan β-hidroksibutirat (BHB) molekülü, CAR T-hücrelerini besleyerek antitümör etkilerini artırmıştır.
-
Sonuçlar: CAR T-hücre fonksiyonları BHB ile desteklendiğinde metabolik dayanıklık, gen ekspresyonu ve sitokin salınımında artış sağlanmıştır.
-
Klinik düzeyde, lenfoma için CAR T-hücre tedavisi alan hastalarda daha yüksek BHB seviyeleri, daha geniş CAR T-hücre yayılımı ile ilişkilendirilmiştir.
Dr. Liu, bu bulguların ketojenik diyetin kanser tedavisinde destekleyici bir unsur olarak kullanılabileceğini vurgularken, BHB takviyesi için non-Hodgkin lenfoma hastaları üzerinde yeni bir klinik çalışma başlatıldığını belirtmiştir.
Uzman Görüşü: Diyet ve Kanser Tedavisi Arasındaki Köprü
Moffitt Kanser Merkezi’nden Dr. Ciara L. Freeman, bu çalışmaların kanser önleme ve tedavi optimizasyonu açısından çok önemli olduğunu belirtmiştir:
-
Bağırsak Mikrobiyomu: “NUTRIVENTION ve City of Hope çalışmaları, kanserden korunma ve iyileşmede bağırsak mikrobiyomunun oynadığı kritik rolü ortaya koyuyor. Daha fazla bitki bazlı ve yüksek lifli gıdalarla beslenmenin sağlık üzerindeki olumlu etkileri, inflamasyonu azaltma ve bağışıklığı güçlendirme gibi faydaları beraberinde getiriyor,” dedi.
-
CAR T-Hücre Tedavisi: “Ketojenik diyet özellikle immünoterapi süreçlerinde umut verici bir strateji olabilir. BHB molekülünün CAR T-hücre metabolizmasını iyileştirici etkisi, tedavi etkinliğini optimize etmek için beslenme stratejilerinin tedavi protokollerine entegre edilebileceğini gösteriyor.”
Sonuç ve Yorum
Erken dönem bulgular olsa da bu çalışmalar, beslenme ve kanser tedavisi arasındaki kesif ilişkileri ortaya koyarak gelecekteki klinik uygulamaları önemli ölçüede etkileyebilecek potansiyele sahiptir.
ASH 2024’te sunulan bulgular, basit gibi görülen beslenme değişikliklerinin kanser tedavi ve önleme stratejilerinde çağ atlatıcı etkileri olabileceğini vurgulamıştır. Diyetin mikrobiom ve immün sistem üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılması, gelecekte bireyselleşirilmiş tedavi planlarına yeni bir boyut kazandırabilir.
Studies Point to the Role of Diet in Hematologic Malignancies. By Caroline Helwick. 1/2/2025. https://ascopost.com/news/january-2025/studies-point-to-the-role-of-diet-in-hematologic-malignancies/