Kandan kanser hücrelerinin veya hücre parçalarının tespiti ile erken tanı, yıllardır arzu edilen ve yoğun araştırmaların olduğu bir alan. “Likit / sıvı / kandan biyopsi” olarak adlandırılan bu uygulama, halihazırda kanser tanısı olan hastalarda akıllı ilaç hedefleri olabilecek kanserle ilişkili gen mutasyonlarının tespiti için FDA onaylı bir şekilde kullanılmakta; fakat kanser tanısı olmayan kişilerde erken tanı için henüz kullanılma olgunluğuna erişemedi ve onay almadı. Amerika Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) 2021 Yıllık Toplantısı’nda, kanserde likit biyopsilerin kullanımına dair çarpıcı çalışmalar sunuldu.

GRAIL biyoteknoloji firmasısı tarafından geliştirilen Galleri adlı kan testine dair yeni veriler, oldukça geniş bir yelpazedeki kanser türleri için kanser sinyalini tespit ettiğini ve tespit edilen kanserlerin yarısından fazlasının çoğunlukla tedavi edilebilir olan erken evrede olduğunu gösterdi.

Galleri testi RATHFINDER adlı klinik araştırmada denendi; ancak sonuçlarda gerçek pozitiflerden daha çok yanlış pozitif var, ki bu da tüm nüfusa uygulanırsa sorun olabilir.

Yeni sonuçlar

Geçtiğimiz ay Grail, testin ABD’de klinik olarak piyasaya ilk çıkışının yapılmak üzere olduğunu duyurdu. RATHFINDER deneyine aktif kanseri olmayan fakat çeşitli risk faktörleri taşıyan 50 yaşından büyük 6662 kişi katıldı. Bu grup içerisinde 6629 kişi değerlendirildi.  

Sonuçların bir ara analizi, Dr. Tomasz M. Beer tarafından toplantıda sunuldu. Beer, 6629 kişiden 92’sinde (%1,4) kanser sinyali tespit edildiğini; bu kişilerin 65’inde 2021 Mart ayı itibari ile kanserin tanısal çözünürlüğü elde edildiğini, yani sonuçta bu 65 kişiye test kanser açısından pozitif dedi.

Bu 65 kişinin arasından 29 hasta için “gerçek pozitif” sonuçlar bulundu ve kanser teşhisi onaylandı. 36 kişi için ise “yanlış pozitif” sonuçlar elde edildi.

Beer “36 katılımcı, ilk teşhis çalışmasına dayalı olarak yanlış pozitif olarak sınıflandırıldı ve son durumları, 12 aylık tam takip sonrasında tanımlanacaktır. Kan testinin pozitif dediği 63 hastanın %90’ının en az bir görüntüleme testi vardı. Ortanca görüntüleme testi sayısı 1.26 idi ve hastaların %88’ine biyopsi gibi minimal invaziv prosedürler uygulandı.” dedi.

Gerçek pozitiften daha çok yanlış pozitif var

Kaliforniya, Stanford Üniversitesi’nden Radyasyon Onkoloğu Doç. Dr. Max Diehn çalışmanın tartışmacısı olarak, yanlış pozitiflerin gerçek pozitiflerden daha çok olduğunun altını çizdi ve “kanser olmayan bu yanlış pozitif kişilere zarar verebilecek önemli sayıda invaziv prosedür vardı” dedi.

Ek olarak Diehn, gerçek pozitiflerin çoğunun solid (katı, organ) tümörler değil, lenfoid maligniteler (lenfomalar) olduğunu ve lenfoid malignitenin erken tespitinin klinik yararının olup olmadığının bilinmediğine de dikkat çekti: “Tümörlerin çoğu lenfoiddi ve bunları genellikle tanıda sistemik hastalıklar olarak düşündüğümüz için bunları daha erken keşfetmenin sağkalıma faydası olup olmayacağı net değildir.”

Tespit oranı

Beer sunumunda, bu ara analizde, genel kanser tespit oranının %1,4 ve kanser tespiti için genel pozitif tahmin değerinin (positive predictive value, PPV) %44,6 olduğunu söyledi.

Not: Pozitif prediktif değer, pozitif tarama testi olan deneklerin gerçekten hastalığa sahip olma olasılığıdır. Negatif prediktif değer, tarama testi negatif olan deneklerin gerçekten hastalığa sahip olmama olasılığıdır.

Kanser için ekstra risk faktörü (örneğin; sigara geçmişi, genetik yatkınlık ya da 3 yıldan daha eski kanser hikayesi) olan katılımcılar için PPV %57,1’e arttı fakat bu riskleri taşımayan katılımcılar için bu oran %30’a düştü. Ancak Beer, çalışmanın, bu iki grup arasında istatiksel bir karşılaştırılma için tasarlanmadığına dikkat çekti.

Tespit edilen yeni kanserlerin yarısından fazlası, kanserin genellikle daha kolay tedavi edilebilir olduğu erken evrelerdeydi. Yeni kanser teşhisi konan katılımcıların %57’sinin evre 1-3 ve %39’unun evre 1-2 kansere sahip olduğu bulundu. Beer, katılımcıların takip edilmeye devam edileceğini vurgulayarak sunumunu bitirdi. “İlk kan alımından sonraki 12 ay içinde tüm katılımcılar için kanser teşhisi insidansını (sıklığı) belirleyeceğiz, bu sırada çoklu kanser erken tespit testinin özgüllüğü ve negatif öngörü değeri değerlendirilecektir.”

Beer, bir basın açıklamasında da şunları söyledi: “PATHFINDER’ın ara sonuçları, rutin bir kan testinin, semptomlar ortaya çıkmadan önce bile birçok farklı kanseri tespit edebildiğini ve bunun da önemli potansiyel avantajları olan bir yaklaşım olduğunu göstermektedir. En önemlisi, bugün önerilen bir tarama testi olmayan kanserleri tespit edebiliyor, bu nedenle kanserlerin üçte ikisi taranmıyor. Bu sonuçlar, erken teşhisin daha birçok kanser türünü kapsayacak şekilde genişletilmesine yönelik önemli bir adımdır.”

Likit biyopsi ile kanserde erken tanının güçlü ve zayıf yönleri

Deihn, çalışmanın hem güçlü yönlerinin olduğunu hem de bazı sınırlamalarının olduğunu ve bazı soruların da yanıtsız bırakıldığını belirtti.

“Bu çalışmanın güçlü yönleri, geniş ve ileriye dönük olmasının çoklu kanser erken tespit testinin gerçek zamanlı uygulanmasının mümkün olduğunu göstermesidir. Tanısal çözümüne nispeten süre kısa ve tespit edilmiş evre 1 ve 2 solid tümörlerin önemli bir alt kümesi vardı.”

Sınırlamalar, takibin eksik olması ve duyarlılık ve özgüllüğün değerlendirilmemesidir. Deihn, cevaplanmayan birkaç kilit sorunun kaldığını söylüyor. “Vakaların neredeyse üçte birini oluşturan tanısal çözümü olmayan vakalar yanlış pozitifler için zenginleştirilebilir mi? Eğer yapılabilirse, pozitif tahmini değeri düşürür mü? Bunu değerlendirmek için son sonuçları bekliyoruz.”

Deihn ayrıca, test sonuçları negatif çıkan hastalardan uzun vadede kansere çok sayıda yakalanan olup olmayacağının da bilinmediğini söyledi. “Bu, testin duyarlılığını değerlendirmek için önemlidir, özellikle erken evre solid tümörler için.”

*

kanserde likit biyopsi nedir kanserde erken tani