Epilepsi nöbeti, beyindeki ani, kontrolsüz bir elektriksel rahatsızlıktır ve kısaca "nöbet" olarak adlandırılır. Davranışlarınızda, hareketlerinizde veya duygularınızda ve bilinç seviyelerinde değişikliklere neden olabilir. Bu değişiklikleri kedilerin algılayabileceğini iddia eden Chevelle Winchester’ın yaptığı konuşmayı gelin beraber inceleyelim.

Dördüncü sınıf tıp öğrencisiyken Chevelle Winchester, Chicago'da nörolog ve psikiyatrist Alan R. Hirsch eşliğinde psikiyatri vardiyasını bitirirken, 20'li yaşlarının sonlarında neredeyse her gün nöbet geçiren bir hastayla karşılaştı.

Winchester Medscape Medical News'e verdiği konuşmada, "Nöbetler yaklaşık 1 dakika sürüyordu ve nefes darlığı ve postiktal (nöbet sonrası) bulanık görme ile ilişkilendiriliyordu" dedi. Hasta ayrıca geçici hafıza kaybı yaşıyordu ve birkaç yıllık hafızasını kaybetmiş gibi hissettiğini ama hafızasının bir saat içinde yavaş yavaş geri döndüğünü söylüyordu.

Winchester, "Dr Hirsch'in gözetimi altında öğrendiğim şeylerden biri, bu hastaların ortamlarını gözlemlemek ve etraflarında neler olup bittiğini öğrenmek için zaman ayırmanız gerektiğiydi" dedi.

Hastadan nöbet öncesinde, sırasında ve sonrasında tüm çevresini büyük özenle anlatmasını istedikten sonra, Winchester ilginç, beklenmedik bir unsur olan kedisini öğrendi.

Hasta yavaş yavaş kedisini nöbet başlangıcıyla ilişkilendirmeye başladı. Winchester, "Bu detayın ortaya çıkması dört veya beş seans sürdü" dedi.

Hasta ağrı ve stresin nöbetlerini hızlandırdığını bildirdi. Ayrıca, kedisinin nöbet başlamadan bir dakikadan kısa bir süre önce belirli davranışlar sergilediğini de fark ettiğini söyledi.

Kedinin nöbeti işaret eden davranışları

Kedinin alışılmadık bir şekilde miyavladığını, başını sahibinin bacaklarına dayayarak ittirdiğini ya da ön patisiyle onu tırmıkladığını belirtti. Bu uyarıdan bir dakikadan daha kısa bir süre sonra, hastanın nöbeti kendini gösteriyordu. Kedinin bu davranışı, hastaya düşme ihtimaline karşı yastıklı bir yere hareket etmesini işaret etti.

Daha iyi koku duygusu?

Winchester, "Kedi, sanki onu koruyormuş gibi miyavlayıp yanına uzanıyordu ve nöbet geçene kadar yanında kalıyordu" dedi. Ayrıca Winchester, hastanın nöbetler sırasında kedisinin benzersiz davranışlarını da hatırladığını belirtti.

Hasta günlük panik atak geçirdiğini ve kedinin sadece nöbet geçirmeden önce olağandışı hareketler sergilediğini panik atak geçirmeden önce hiçbir tepki vermediğini belirtti.

Winchester, kedilerin nöbet dedektörü olabileceği, onun asla tahmin edemeyeceği bir olay olduğunu söyledi. Winchester, "Bir tıp öğrencisi olarak benim için pek çok şey yeni ama bu tamamen benzersizdi. Vakayı Dr. Hirsch'e açıkladım ve bu harika, araştırmayı yapın vakayı yazmaya başlayın.” dedi.

Böylece araştırmaya başlayan Winchester, “Köpeklerin epilepsiyi tespit ettiğini ve ona yanıt verdiğini biliyordum, ancak kedi ile alakalı hiçbir şey görmedim. Araştırmaya başladığımda bunun kedilerle ilgili yeterli literatür olmadığı için olduğunu fark ettim ve kendime nedenini sordum. Kedi ve nöbetle ilgili düşündüğümden daha fazla vaka olup olmadığını merak ettim ve kimsenin bunun hakkında konuşmadığına düşündüm.” diye ekledi.

Winchester'ın araştırması, benzer vakalar hakkında yazılan her şeyi bulabilmek için gazete ve dergileri incelemeyi içeriyordu. Ve sonuç olarak çok az şey buldu.

"Köpeklerin bizimkinden çok daha fazla koku alma reseptörlerine sahip olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, kedilerde daha da fazla bir hassasiyet vardır. Bu onların V1R (koku reseptörü sınıfı) reseptörlerinden kaynaklanmaktadır. Kedilerde yaklaşık 30 V1R proteini varken, köpeklerde sadece 9 ve farelerde daha da fazladır."

Kedilerin kokuları ayırt etme becerisinin yüksekliği göz önüne alındığında, Winchester bulgularının hastalıkların tespitinde kedilerin kullanımı hakkında yeni bir çalışma alanı başlatacağını umuyor.

Winchester çalışması hakkında “Bu yeteneğin bize yardımcı olabileceği başka neler var? Umarım bu küçük çalışmam, daha fazla şeyin keşfedilmesi için bir başlangıçtır. Gerçekten araştırmayı sürdürmeyi umuyorum. Bu sadece bir çalışma, ama umarım bu konu insanlar için merak uyandırır ve daha ileri götürülmesi için birilerine ulaşır.” dedi.

Meraklı olmak

Winchester, bu bulguların potansiyel klinik değerinin hala bilinmediğini söyledi.

"Bu, nöbetlerle karşı karşıya kalan diğer hastaları tedavi etmek için ne yapabilir? Bunun ne kadar ileri gidebileceğini bilmiyoruz. Bu konuda çok daha fazlasının araştırılması gerekiyor."

Winchester, kedinin nöbet gerçekleşmeden önce hastayı uyardığının mı yoksa ona yanıt mı verdiğinin belirsiz olduğunu söyledi. "Nöbetin önümüzde gerçekleştiğini göremediğimiz için, kedinin daha önce neler olduğunu anlayıp anlamadığını veya kedinin nöbetin “kokusuna” tepki verip vermediğini kesin olarak söyleyemedik." dedi.

Winchester ve Hirsch, değişiklikleri izlemek için kediye ambulatuvar elektroensefalografi (elektrotlar hastanın kafa derisine yerleştirilir ve kişi normal faaliyetlerine devam ederken beynin elektriksel aktivitesi kaydedilir) yapmayı planlıyorlardı, ancak ne yazık ki, daha fazla araştırma yapılamadan kedi olasılıkla yaşlılıktan öldü.

Winchester. “Kedinin ölümü araştırmamıza gerçek bir engel oluşturdu, ancak bu alışılmadık vakaların her birinde gözlemlediğim bir şeyi vurgulayabilirim. Bu vakalardaki ortak etkenler nöroloji, psikiyatri ve çevre arasındaki etkileşimdi.” dedi.

"Hastaların çevrelerinde neler yaşadıklarını, nelere maruz kaldıklarını dinlemek için doktorların yeterli zamanı olmadığını hissediyorum. Halbuki bu bilgilere sahip olduğumuzda, bunları birleştirip gerçekte ne olduğunu çözüyoruz." dedi.

Hastaya gelince, Winchester hastanın başka bir kedisi olsaydı çalışmaya devam edebilirdik ama bu koşullarda vakayı daha ileri götürmenin çok zor olduğunu söyledi.