Obezite Farkındalık Günü, dünya genelinde obezite sorununu ön plana çıkaran ve bu konudaki farkındalığı artırmayı amaçlayan önemli bir etkinliktir. Günümüzde milyonlarca insan, sağlıklı bir yaşam sürdürmeyi engelleyen bu durumla mücadele etmektedir.

Obezite Farkındalık Günü, dünya genelinde resmi bir gün olarak kabul edilmemiştir. Bununla birlikte, Dünya Obezite Günü, 2015 yılında Dünya Obezite Federasyonu tarafından başlatılmış olup her yıl 4 Mart'ta anılmaktadır.

Obezite Nedir?

Obezite, vücuttaki yağ birikiminin anormal veya aşırı düzeyde artmasıdır.

Beden kitle indeksi (BKİ), bir kişinin kilosunu (kg) ve boyunu (m) kullanarak hesaplanan bir ölçümdür ve genellikle bir kişinin kilosunu değerlendirmek için kullanılır. BKİ formülü: BKİ = kilo (kg) / boy (m)²'dir.

BKİ kategorileri şu şekildedir:

  • 18,5'ten düşük: Zayıf
  • 18,5 – 24,9: Normal kilolu
  • 25 – 29,9: Fazla kilolu
  • 30 ve üzeri: Obez

Obezite, 30 ve üzeri BKİ değeri olan bireylerde görülür.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2016 yılında dünya genelinde yaklaşık 1.9 milyar yetişkinin fazla kilolu olduğu ve bu sayının 650 milyonun üzerinde kişinin obez olduğu tahmin edilmektedir. Bu veriler, 18 yaş ve üzeri yetişkinler için geçerlidir. Fazla kilolu ve obez yetişkinlerin sayısı dünya çapında hızla artmaktadır, bu nedenle bu sayılar, günümüzde daha da yüksek olabilir.

Çocuklar ve gençler söz konusu olduğunda, 2019 yılı verilerine göre, dünya çapında yaklaşık 38 milyon 5 yaşın altındaki çocuk fazla kilolu veya obezdir. Ayrıca, 6-19 yaş arası yaklaşık 340 milyon genç fazla kilolu veya obez olarak sınıflandırılmaktadır.

Obezite, yaşamın ve sağlığın her alanını etkileyen ve giderek büyüyen capcanlı bir sorun olarak karşımızda. Aşağıda, obezitenin fiziksel, psikolojik ve sosyal etkileri görülebilir:

obezitenin fiziksel psikolojik ve sosyal etkileri sonuçları

Hangi Hastalıkların Riskini Ne Oranda Artırır?

Her hastalığın obezite ile ilişkisi farklıdır ve risk artışı değişkenlik gösterebilir. Aşağıda, obezitenin bazı hastalıkların riskini artırma oranlarına dair örnekler verilmiştir. Ancak, unutmamanız gereken önemli bir nokta, bu rakamların genel eğilimleri temsil etmesine rağmen, bireysel durumlar değişiklik gösterebilir.

  1. Tip 2 diyabet: Obez bireylerde, tip 2 diyabet riski, normal kilolu bireylere göre yaklaşık 2 ila 4 kat daha fazladır.
  2. Kalp hastalıkları: Obezite, kalp hastalığı riskini %20 ila %85 oranında artırabilir. Risk artışı, obezite derecesine ve diğer risk faktörlerine bağlı olarak değişir.
  3. Yüksek tansiyon (hipertansiyon): Obez bireylerde, hipertansiyon riski, normal kilolu bireylere göre yaklaşık 2 ila 2,5 kat daha fazladır.
  4. İnme (beyin felci): Obezite, inme riskini %22 ila %64 oranında artırabilir. Risk, obezite derecesine ve diğer risk faktörlerine bağlı olarak değişir.
  5. Kanser: Obezitenin, en az 13 kanser türü riskini artırdığı düşünülmektedir. Örneğin, obez kadınların rahim kanseri riski, normal kilolu kadınlara göre yaklaşık 2 ila 4 kat daha fazladır. Meme kanseri riskinde ise, menopoz sonrası obez kadınların riski, normal kilolu kadınlara göre %20 ila %40 oranında daha fazladır.
  6. Safra kesesi hastalıkları: Obez bireylerde, safra kesesi hastalıkları riski, normal kilolu bireylere göre yaklaşık 2 ila 3 kat daha fazladır.

Bu oranlar, obezitenin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini gösterirken, bireysel faktörler ve genetik eğilimler de dikkate alınmalıdır.

Obezite Tedavisi

Obezite yönetimi için genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, ilaçlar ve cerrahi tedavi gibi bir dizi seçenek bulunmaktadır. Başarıya ulaşmak için bu yöntemlerin bir kombinasyonunu kullanmak yaygındır. İşte obezite yönetimi için kullanılan başlıca seçenekler:

Yaşam tarzı değişiklikleri

  1. Beslenme: Dengeli, düşük kalorili bir diyet uygulamak, kilo kaybını destekler. Diyetisyenler ve beslenme uzmanları, bireysel ihtiyaçlara göre uygun bir beslenme planı geliştirebilir.
  2. Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, kilo verme sürecinde önemli bir rol oynar. Genellikle, haftada en az 150 dakika orta şiddette aerobik egzersiz veya 75 dakika yoğun aerobik egzersiz önerilir.
  3. Davranış değişiklikleri: Stres yönetimi, uyku düzeni ve duygusal yemeyle başa çıkmak için terapiler ve öz-bakım teknikleri kullanılabilir.

İlaçlar

FDA onaylı kilo kaybı ilaçları, diyet ve egzersizle birlikte kullanıldığında, obezite yönetimine yardımcı olabilir. Bu ilaçlar, iştahı azaltarak ve/veya yağ emilimini düşürerek çalışır.

Cerrahi tedavi

Obezite cerrahisi veya bariatrik cerrahi, ciddi obezite durumlarında uygulanır ve diğer yöntemlerle başarılı kilo kaybı sağlanamayan hastalar için önerilir. Gastrik bypass, sleeve gastrektomi ve ayarlanabilir mide bandı gibi cerrahi yöntemler mevcuttur. Bu işlemler, mide hacmini küçülterek ve/veya sindirim sürecini değiştirerek kilo kaybını sağlar.

Zayıflama İğneleri – Obezite Hakkında En Merak Edilen Konu Haline Geldi

Zayıflama iğneleri, ağırlıklı olarak tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan bazı ilaçların, kilo kaybını teşvik eden özellikleri nedeniyle obezite tedavisinde de kullanılmasını içerir. Bu iğneler, genellikle glukagon benzeri peptit-1 (GLP-1) agonistleri olarak adlandırılan bir ilaç sınıfına aittir. GLP-1 agonistleri, kan şekeri seviyelerini düşürmenin yanı sıra, tokluk hissini artırarak ve mide boşalmasını yavaşlatarak iştahı azaltır ve kilo kaybına katkıda bulunur.

Beden kitle indeksi (BKİ) 30 veya üzerinde olan obez bireyler veya BKİ'si 27 veya üzerinde olan ve kilo ile ilişkili sağlık sorunları bulunan bireyler, genellikle bu tür ilaçları kullanmaya uygun adaylardır. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için, bu tür bir tedaviye başlamadan önce bir doktorun tavsiyesi ve rehberliği şarttır.

Zayıflama iğneleri genellikle tip 2 diyabet tedavisinde kullanılır, ancak kilo kaybında da etkili oldukları için bazen obezite tedaavisi için de reçete edilirler.

Aşağıda, FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) tarafından onaylanmış ve zayıflama amaçlı iğne şeklinde kullanılan ilaçlar listelenmektedir:

Etken Madde

Kutu Adı

FDA Onaylı mı?

FDA Onay Yılı

Uygulama Şekli

Doz Sıklığı

Türkiye'de Bulunuyor mu?

Liraglutid

Victoza

Evet

2010

enjeksiyon

Günde 1 kez

Evet

Liraglutid

Saxenda

Evet

2014

enjeksiyon

Günde 1 kez

Evet

Semaglutid

Ozempic

Evet

2017

enjeksiyon

Haftada bir kez

Hayır

Dulaglutid

Trulicty

Evet

2020

enjeksiyon

Haftada bir kez

Evet

Semaglutid

Wegovy

Evet

2021

enjeksiyon

Haftada bir kez

Hayır

Tirzepatid

Mounjaro

Evet

2022

enjeksiyon

Haftada bir kez

Hayır

Zayıflama iğneleri ve diğer kilo kaybı ilaçları, her birey için uygun olmayabilir ve yan etkileri vardır. Bu nedenle, herhangi bir tedaviye başlamadan önce doktorunuzla konuşmanız önemlidir.

Zayıflama iğnelerinin (GLP-1 reseptör agonistleri) en sık görülen yan etkileri şunlardır:

  1. Mide bulantısı: İlaçların kullanımının başlangıcında ortaya çıkabilen ve zamanla azalan en yaygın yan etkidir.
  2. Kusma: Mide bulantısına bağlı olarak, bazı kullanıcılar kusma yaşayabilir.
  3. İshal: İlaçların kullanımı sırasında ishal yaşanması yaygındır.
  4. Kabızlık: İlaçlar bağırsak hareketlerini etkileyebilir ve bazı kullanıcılarda kabızlığa neden olabilir.
  5. Baş ağrısı: Baş ağrısı, GLP-1 reseptör agonistlerinin bilinen yan etkilerindendir.
  6. Yorgunluk: İlaçlar kullanıldığında, bazı kullanıcılar yorgunluk veya halsizlik yaşayabilir.
  7. İştahsızlık: İlaçlar, iştahı baskılayarak çalıştığından, kullanıcıların yemek yeme isteği azalabilir.
  8. Karın ağrısı: Bazı kullanıcılar, ilaçlarla bağlantılı karın ağrısı yaşayabilir.

Zayıflama iğneleri kullanımının pankreatit (pankreas iltihabı) riski ile ilgili bazı endişeler olmuştur. Bununla birlikte, mevcut bilimsel veriler bu ilaçların pankreatit riskini önemli ölçüde artırdığına dair kesin bir kanıt sunmamaktadır.

Birkaç çalışma ve klinik deneyde, GLP-1 reseptör agonistleri kullanan hastalarda pankreatit vakaları bildirilmiştir, ancak bu vakaların sayısı düşüktür ve genel pankreatit riski ile doğrudan ilişkilendirilememiştir. Öte yandan, birçok çalışma da bu ilaçların pankreatit riskini artırmadığını göstermiştir.

Pankreatit riski, obezite ve tip 2 diyabet gibi durumlarla zaten artmış olabilir ve bu nedenle, GLP-1 reseptör agonistleri kullanan hastaların pankreatit için zaten yüksek risk altında olması muhtemeldir.

Sonuç olarak yan etkiler kişiden kişiye değişir ve herkes için aynı olmayabilir. Eğer yan etkiler şiddetli hale gelirse veya sürekli hale gelirse, doktorunuzla konuşun. Doktorunuz, belki de ilacın dozunu ayarlayarak veya farklı bir tedavi seçeneği sunarak, yan etkileri yönetmenize yardımcı olabilir.