
Prekanser (Kanser-öncüsü) Oluşumların Biyolojisini Anlayarak Kanseri Başlamadan Durdurmak
Kanser, modern tıbbın en büyük meydan okumalarından biri olmaya devam ediyor. Günümüzde birçok araştırmacı ve doktor, kanseri tedavi etmek yerine, hastalık ilerlemeden önce onu durdurmanın yollarını araştırıyor. Bu araştırmalardan biri, özellikle meme kanseri gibi sık görülen kanser türlerinde "prekanser" adı verilen aşamanın önemine odaklanıyor. Prekanser, hücrelerin henüz kanserleşmediği ancak anormal şekilde büyümeye başladığı kanser-öncüsü bir dönemi ifade ediyor. Bu aşamayı anlamak ve hedef almak, gelecekte kanser tedavisinde devrim yaratabilir.
Bu yazı, Stanford Üniversitesi'nden Dr. Christina Curtis ve ekibinin meme kanserinde "prekanser" biyolojisini araştıran çığır açıcı çalışmalarına dayanıyor. 31 Mayıs 2024'te Science dergisinde yayımlanan araştırma, kanserin genetik temellerini anlamak ve kanseri başlamadan durdurmanın yollarını keşfetmek üzerine odaklanıyor.
Meme Kanseri: Farklılaşmanın Genetik Temelleri
Meme kanserinin bazı türlerinin diğerlerine göre daha sık nüks ettiğini biliyoruz. Ancak neden bazı türlerin diğerlerinden daha saldırgan olduğu uzun yıllardır tam olarak anlaşılamadı. Stanford Üniversitesi'nden Dr. Christina Curtis ve ekibi, bu sorunun cevabını ararken önemli bulgulara ulaştı.
Dr. Curtis, kanserin kökenlerini sorgularken, “Hepsi meme kanseri, hepsi östrojen reseptörü pozitif. Ama bu gruplar farklı. Ne zaman farklılaştılar ve bu nasıl belirlendi?” sorusunu gündeme getiriyor. Araştırma sonuçları, doğuştan gelen genetik farklılıkların, bağışıklık sistemini nasıl etkileyerek meme kanserinin türüne ve saldırganlık düzeyine yön verdiğini gösteriyor. Curtis’in çalışması, "germline genom" olarak bilinen kalıtsal DNA'nın, tümör evrimini şekillendirdiğini ortaya koyuyor.
Prekanser Dönemi: Tedavi Stratejilerinde Devrim
Bu araştırma, "prekanser" dönemin biyolojisini anlamaya yönelik giderek artan bir çabanın parçası. Prekanser hücrelerinin biyolojik özelliklerini anlamak, gelecekte kanseri başlamadan durduracak tedavilerin geliştirilmesine kapı aralayabilir. Araştırmacılar, kanserin bu kritik aşamasını hedef alacak terapötik yaklaşımlar tasarlamayı umuyor. Bioteknoloji girişimleri kanseri erken yakalamak için yeni testler geliştirirken, Dr. Curtis ve ekibi kanseri başlamadan durdurmayı hedefliyor.
Zamanla, biyolojik temelli önleyici tedavi yaklaşımlarının sayısının artması bekleniyor.
Bağışıklık Sistemini Kullanarak Kanseri Durdurmak
Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, bağışıklık sistemini kullanarak kanseri durdurmanın yollarını bulmayı amaçlıyor. Araştırmaları, "somatik sapmalar" veya "tek nükleotid polimorfizmleri" (SNP'ler) olarak bilinen DNA değişikliklerine odaklanıyor. Örneğin, HER2 geni SNP'ler içerebilir ve bu değişiklikler, HER2 proteininin meme hücrelerinin büyümesini ve bölünmesini nasıl düzenlediğini etkileyebilir.
Dr. Curtis ve ekibi, bağışıklık sistemi üzerinde önemli etkiler yaratabilecek bu genetik değişikliklerin belirli epitoplarda (bağışıklık yanıtını tetikleyebilen protein özellikleri) ortaya çıkabileceğini gösterdi. Bu çalışmalar, kanser tedavisinde büyük önem taşıyan "germline epitop yükü" olarak adlandırılan bir kavramı ortaya koyuyor.
Bağışıklık Gözetimi: Kanseri Bağışıklık Sistemi ile Tedavi Etmek
Araştırmalar, bağışıklık sisteminin bazı epitopları tanıyarak kanseri ortadan kaldırabildiğini gösteriyor.
Ancak bazı durumlarda, kanser hücreleri bu yüksek epitop yükünün üstesinden gelmeyi başarır ve tümörler daha saldırgan hale gelir. Bu noktada kanser oluşur. Dr. Curtis, bu durumun "preinvaziv ve invaziv hastalıklar arasındaki kritik bir kavşak" olduğunu belirtiyor ve bu kritik noktada müdahalenin en ideal zaman olabileceğini vurguluyor.
Prekanser Araştırmalarının Geleceği
Stanford Üniversitesi’nin bulguları, daha önce bilinen biyobelirteçlere ek bilgiler ekliyor ve "kötü huylu tümörlerin" basit bir kan testi ile tespit edilmesine olanak sağlayabilir. Dr. Curtis’e göre, "Bu ayrıca bağışıklık sistemi üzerinde etkili olabilecek yeni epitopların keşfine ve gelecekteki aşıların geliştirilmesine katkı sağlayabilir."
Birçok laboratuvar, prekanser biyolojisini anlamak ve olası aşılar geliştirmek için çalışmalar yürütüyor. Örneğin, Washington Üniversitesi Kanser Aşı Enstitüsü, birçok over (kadın yumurtalık) kanseriyle ilişkilendirilen bir prekanseröz lezyon için bir aşı geliştirmeye çalışıyor.
Pennsylvania Üniversitesi’nden Dr. Domchek, BRCA 1 ve 2 gen mutasyonlarının neden olduğu meme kanserlerinin erken evrelerde durdurulup durdurulamayacağını araştırıyor. Dr. Domchek ve ekibi, bu mutasyonlara sahip sağlıklı insanlarda telomerazı hedef alan bir aşı denemesi yapıyor. Telomeraz, kanserlerin %95’inde aşırı ifade edilen bir enzim. Bu deneysel aşının, kanser riskini azaltabileceği umuluyor.
Fred Hutchinson Kanser Merkezi’nden Dr. Ming Yu ise yaşlanan hücrelerin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini inceliyor. Yaşlanan hücrelerin birikerek tümör oluşumunu teşvik eden bir mikroçevre oluşturduğunu keşfeden Yu, farelerde bu "zombi hücreleri" ortadan kaldıran rapamisin adlı bir anti-aging ilacını test ediyor. Dr. Yu, bu "temizliğin" kanseri önleyip önlemeyeceğini birkaç ay içinde sonuçlandırmayı bekliyor.
Sonuç: Erken Müdahale, Geleceğin Tedavisi
Tüm bu çalışmalar, gelecekte kanser tedavisinde yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir. Dr. Domchek, “Çoğu ilaç geliştirme çalışması ileri evre kanser hastalarıyla başlar ve daha erken evrelere doğru ilerler. Ancak belki de baştan beri yanlış düşünüyorduk ve aslında erken lezyonların kendine has biyolojisini anlamak gerekiyor,” diyerek erken müdahalenin önemine dikkat çekiyor.
Bu çığır açan araştırmalar, kanserin prekanser aşamasında durdurulmasının mümkün olabileceğini gösteriyor. Gelecekte bu bulgular, kanseri başlamadan önleyen tedavi stratejilerinin geliştirilmesine öncülük edebilir ve milyonlarca insanın hayatını kurtarabilir.
1. Kathleen E. Houlahan et al. ,Germline-mediated immunoediting sculpts breast cancer subtypes and metastatic proclivity.Science384,eadh8697(2024).DOI:10.1126/science.adh8697
2. The Biology of 'Precancer': Stopping Cancer Before It Starts - Medscape - October 08, 2024.