Vitamin D Agresif Meme Kanserinde Korunma ve Tedavi Yöntemi Olabilir Mi?
Hücre Biyolojisi Dergisi’nde yayınlanan habere göre, Saint Louis Üniversitesi’ndeki bilim insanlarının yaptığı araştırma, D vitamini ve bazı proteaz inhibitörlerini olası yeni bir tedavi yöntemi olarak açıkladı.
Son yıllarda meme kanserinde gözlenen artış, günümüzde her sekiz kadından birinin hayatının bir döneminde meme kanseri ile karşı karşıya kalacağını göstermektedir. Yaş, yaşam şekli, beslenme alışkanlıkları ve gün boyu yapılan fiziksel aktivite meme kanserinin gelişiminde önemli rol oynarken, kadınların yaklaşık %10’u genetik yatkınlık kurbanıdır. Son yıllarda uygulanan cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi ve aşı içeren tedavi seçeneklerine karşın, D vitamini gibi doğal bileşiklerin meme kanserinden korunmada hatta tedavide etkili bir rol oynayabileceği geniş çaplı araştırmalarca öne sürülmektedir.
Saint Louis Üniversitesi’ndeki bilim insanları, genellikle genç yaştaki kadınları etkileyen, çoğunlukla yaşamsal risk taşıyan ve tedaviye direnç gösteren üçlü negatif meme kanserine fayda sağlayacak bir moleküler yol keşfetmiştir. Aynı bilim insanları, Hücre Biyolojisi Dergisi’nde yayınlanan haberde D vitamini ve bazı proteaz inhibitörlerini olası yeni tedavi yöntemi olarak açıklamıştır.
Çalışmayı yürüten bilim insanları, BRCA1 gen mutasyonu ile doğan kadınların, yaşamlarının bir döneminde genellikle üçlü negatif türde meme ve yumurtalık kanserine yakalanma riski taşıdıklarını bilmektedir. Genetik olarak ifadesi, tümör hücrelerinin kontrolsüz büyümesine izin veren birincil yol olarak tanımlanmıştır. Bu sebeple, bu tür tümörlerle savaşmak için etkili ve güvenli bir strateji elde etmek adına bu yolun kapanmasında D vitamininin nasıl bir rol oynadığı araştırılmıştır.
Araştırmacılar, kanser hücrelerinin gelişimini sağlayan veya bu gelişimi koruyup protein üretimini açığa çıkaran veya baskılayan belli başlı genleri tanımlamak için arayışa girmişlerdir. Her bir normal hücre, bir sonraki yavru hücre jenerasyonuna zarar veren mutasyonu önlemek ve DNA bütünlüğünü korumak için tasarlanmış geniş bir mekanizma dizilişini içerir. BRCA1, çok iyi bilinen tümör baskılayıcı bir gendir. DNA çift sarmalı kırıldığında onarılmasına ve meme kanserinin ilk safhalarında hastalığı önlemeye yardımcı olur. Ancak, BRCA1 geninin onarım yeteneğini kaybetmesi, kanserin gelişme riskini arttırır.
DNA onarım faktörü, BRCA1 genindeki bozulmada önemli rol oynamaktadır. BRCA1 geni yetersiz olan tümör hücreleri için, bu faktörü yüksek oranda içeren D vitamini tedavisi ile hızlı hücre çoğalmasının azaldığı belirlenmiştir. Bu doğrultuda, kötü seyreden meme kanseri için D vitamini ve PARP inhibitörü ile yeni bir tedavi stratejisi tespit edilmiştir (PARP inhibitörü; özellikle BRCA’ya bağlı kanserlerde etkili olan ve standart birçok kanser tedavisine bağlı zarara uğrayan DNA’yı onarmaya yardımcı hedefe yönelik bir ilaçtır).
10 yıldan fazla devam eden geniş çaplı araştırma, yetersiz D vitamini seviyesinin birçok kanser türünde riski arttırdığını göstermiştir. Bu önemli araştırma, D vitamininin en dirençli üçlü negatif meme kanseri tedavisinde bile önleyici kilit bir rol üstlendiğini tanımlayan ilkler arasında yer almıştır. Kadınlarda, agresif meme kanseri türlerine karşı korunmada kandaki D vitamini seviyesi, 50 ile 70 ng/mL arasında olmalıdır. D vitamini, süt ve mısır gevreği gibi özellikle D vitamini bakımından zengin gıdalarla beslenerek ya da cildin ultraviyole ışınlara (güneş gibi) maruz kalmasıyla sağlanabilir.
Bu zamana kadar yapılan araştırmalarda, D vitamininin kanser türlerinde önleyici ve/veya tedavi edici etkisi kanıtlanmamıştır. Sadece, kolorektal kanseri önlemede yardımcı unsur olabileceği belirtilmiştir. Bu konuda devam eden birçok araştırmanın arasından sıyrılan bu çalışmada elde edilen veriler, D vitamininin agresif meme kanseri tedavisinde de etkin olabileceği yönündedir.
https://jcb.rupress.org/content/200/2/187
https://www.naturalnews.com/041326_vitamin_D_breast_cancer_prevention.html