Yüksek Kan Glukoz Değerleri Pankreas Kanseri Riskini Arttırır Mı?

Yüksek Kan Glukoz Değerleri Pankreas Kanseri Riskini Arttırır Mı?

İngiliz Tıp Dergisi’nde yayınlanan çalışmaya göre sadece diyabet değil, prediyabetin de pankreas kanseri için bir risk faktörü olma olasılığı var.

Pankreas kanseri, yüz güldürücü sonuçların çok fazla alınamadığı, en ciddi kanser türlerinden biridir ve dünyada her yıl yaklaşık 227.000 kişinin yaşamını yitirmesine neden olmaktadır. Bunda en büyük neden; kanserin teşhis edildiğinde genellikle ameliyat edilemeyecek düzeyde ilerlemiş olmasıdır. Bu nedenledir ki pankreas kanserinden korunmak, bunun için de hastalığın gelişiminde etkili risk faktörlerini belirlemek özellikle önemlidir.

Yapılan klinik çalışmalarla; Tip 2 diyabetin pankreas kanseri için bir risk faktörü olduğu belirlenmiştir. Bunda altta yatan nedenin; kan şekeri ve insülin hormonu yüksekliği olduğu gösterilmiş, bunların pankreas hücrelerinin çoğalma ve yayılma yeteneğini artırıyor olabileceği belirtilmiştir. Ancak bunun yanında, prediyabetin (diyabet değil ancak sınırda=açlık kan şekeri 100-126 mg/dl) ve hatta daha düşük kan glukoz değerlerinin pankreas kanseri ile ilişkisi de son derece önemlidir. Çünkü dünya nüfusunun yaklaşık %7’si (350 milyon kişi) prediyabetiktir ve eğer prediyabet pankreas kanseri ile ilişkiliyse, birtakım yaşam tarzı değişiklikleriyle (kilo verme, sağlıklı beslenme, egzersiz) bu durumun tersine çevrilmesi ve pankreas kanseri oranlarının önemli derecede azaltılabilmesi mümkündür. Bu yüzden geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışmada; kan glukoz değerleriyle pankreas kanseri riski arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.

Yapılan bu çalışma; son yıllarda bu konuda yayınlanmış 9 ayrı araştırmaya ait 2408 pankreas kanserli hastaya ait verilerin derlenip, analiz edilerek yapılmış bir çalışmadır. Çalışmada hastaların, kan glukoz değerleri ile pankreas kanserine yakalanma riskleri arasındaki ilişki değerlendirilmiş ve açlık kan glukozundaki her 10 mg/dl’lik artışın, pankreas kanseri riskinde %14 artışla ilişkili olduğu görülmüştür. Yani prediyabetin de pankreas kanseri için bir risk faktörü olduğu belirlenmiştir.

Sonuç olarak; bu çalışmaya göre sadece diyabet değil, prediyabetin de pankreas kanseri için bir risk faktörü olma olasılığı vardır. Bu durum, pankreas kanserinden korunma adına önemli bir fırsat sunmaktadır. Çünkü diyabet saf dışı bırakılamayacak bir risk faktörüyken, prediyabet birtakım yaşam tarzı değişikleriyle (sağlıklı beslenme, kilo verme, egzersiz) geri dönüşü sağlanabilen bir durumdur.

https://www.bmj.com/content/349/bmj.g7371

https://www.cancer.org/research/cancerfactsstatistics/cancerfactsfigures2014/

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Tereyağı ve Yaşam Kaybı Riski: 200 Bin Kişilik Araştırmanın Çarpıcı Sonuçları

Tereyağı ve Yaşam Kaybı Riski: 200 Bin Kişilik Araştırmanın Çarpıcı Sonuçları

Tereyağ Tartışmaları Yeni Bir Boyut Kazandı Her geçen gün mutfaklarımızda daha çok kullanılan tereyağı hakkında halkın da...

Evlilik Erkeklerde Obezite Riskini Üçe Katlıyor – Kadınlarda Aynı Etki Görülmüyor

Evlilik Erkeklerde Obezite Riskini Üçe Katlıyor – Kadınlarda Aynı Etki Görülmüyor

Dünya genelinde obezite oranları 1990'lı yıllardan bu yana iki katından fazla arttı. Günümüzde 2,5 milyardan fazla yetişkin...

Hekimler Obeziteyi Hala Bir Hastalık Olarak Görmüyor!

Hekimler Obeziteyi Hala Bir Hastalık Olarak Görmüyor!

"Obezitenin bir hastalık olarak kabul edilmesi ve tedavi edilmesi gerekiyor." Bu, 5-8 Mart 2025 tarihleri arasında...

Bağırsak Sağlığı – Önemli Olan Ne Yediğiniz Değil, Gıda Kalitesi!

Bağırsak Sağlığı – Önemli Olan Ne Yediğiniz Değil, Gıda Kalitesi!

Beslenme ve Mikrobiyom Sağlığı: Diyetiniz Bağırsaklarınızı Nasıl Şekillendiriyor? Diyet ve bağırsak mikrobiyomu arasındaki ilişki, sağlıklı yaşamın önemli...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında