Akciğer kanseri ile ilgili çok yaygın bir önyargı vardır ve bu, 1970'lerden beri sürmektedir. İnsanlar, "akciğer kanseri" ifadesini duyduklarında genellikle bunu yalnızca sigara ile ilişkilendirirler. Bu, insanların aklına, kanser gelişiminde başka nedenlerin de olabileceğini getirmemelerinden kaynaklanır.

Çoğunlukla duyulan bir yargı şudur: "Akciğer kanserine mi yakalandın? Zaten sigara içiyordun, ne bekliyordun?" Ne yazık ki, akciğer kanseri için bu önyargı hala devam etmektedir. Birçok insan akciğer kanseri teşhisi aldığında “sigara içiyordur” şeklinde damgalanmaktadır. Sigara içmeyen akciğer kanseri tanılı insanlar bile bu önyargıyla damgalanmaktadır. Yapılan çalışmalar, akciğer kanseri olan birçok insanın çevresinde önyargılar olduğunu ya da kendilerine yönelik önyargıya alıştıklarını göstermektedir.

Kanser Önyargısı Nedir?

Kanser önyargısı, kanserli kişilere yönelik negatif tutum, inançlar ve bu tutumlarla ilişkilendirilen sosyal dışlanmayı kapsayan karmaşık bir terimdir.

Önyargı, damga ve ayrımcılık, sosyal dışlanma ve suçlama gibi birçok şekilde ortaya çıkabilir. Şok edici olan ise, en yaygın damgalamanın hastaların kendi aileleri ve arkadaşları tarafından yapıldığıdır; onlar, kişinin tedavi edilemez bir hastalığı olduğunu (kendilerinin de kapabileceği bir hastalık) düşündükleri için etraflarında bulunmak istemezler.

Akciğer kanseri için en büyük önyargı, hastaların sigara içtikleri için bunu hak ettiklerini düşünmekten kaynaklanır ki bu hiç de adil değildir.

İlgili konu: Kanser hastalarına ne söylenmeli ve ne söylenmemeli?

Akciğer Kanserine Daha Fazla mı Önyargı Var?

Ne yazık ki, evet. Akciğer kanseri hastalarına sorarsanız, çoğu size çevrelerindeki insanlardan artan sosyal damgalanma ve utançtan nasıl muzdarip olduklarını anlatacaktır. Oysa hasta çevresindeki insanlar, hastalarını sevgi ve destekle kuşatmak yerine, bilinçsizce suçluluk duygusu ve utanç verirler.

Ayrıca, akciğer kanserinin sigara içmek dışında başka faktörlerden de kaynaklanabileceği önemle vurgulanmalıdır. Akciğer kanseri ile ilişkilendirilen sigara-dışı risk faktörleri şunlardır ki bunlar akciğer kanserlerinin %10-15 kadarından sorumludur:

  • Asbest maruziyeti
  • Radon gazına maruziyet
  • Hava kirliliği
  • Aile öyküsü
  • Genetik mutasyon
  • Sudaki arsenik tüketimi
  • Akciğerlerine radyasyon tedavisi alan ve kanseri atlatan kişiler
  • Beta-karoten gibi akciğer kanseri ile ilişkilendirilmiş bazı takviyeler

Dünya genelinde her yıl 2 milyonu aşkın yeni akciğer kanseri tanısı konulduğuna göre, akciğer kanserlerinin yaklaşık 250-300 bin kadarı sigara dışı nedenlerle oluşmaktadır.

Güncel bir çalışmaya göre, yalnızca sigara içenlerin akciğer kanseri geçirdiğine dair yanlış bilginin, yerleşik bir inanç haline geldiği ve hala akciğer kanseri tanısı alan insanlar için büyük bir sorun olduğu belirtilmiştir.

Sigara içmek, evet, bir bağımlılıktır ve bazı insanlar sigarayı bırakmayı son derece zor bulabilir. Ancak insanlar pasif içiciliğe veya sigara dışındaki diğer faktörlere bağlı olarak da kanser geliştirebilirler.

Farkındalık kampanyaları iki ucu keski kılıç gibi olabilir. Bu kampanyaların amacı, hastalığa sebep olabilecek tehlikeli risk faktörleri hakkında insanları bilgilendirmektir. Ancak çoğu akciğer kanseri farkındalık kampanyası, sigara içmenin tehlikelerine çok fazla vurgu yapmaktadır. Öyle ki, insanlar artık bunun tek risk faktörü olduğunu düşünmeye başlamaktadır. Oysa bazı insanların sigara içmeden de akciğer kanseri olabileceği unutulmaktadır.

Sigara içen herkesin akciğer kanseri olacağına dair kesin bir kanıt yoktur. Sigara içmek, tartışmasız kötü bir şeydir. Ancak sigara içmesine rağmen akciğer kanseri olmayan insanlar da vardır. Bu nedenle, hastalığın sebebini hızlıca yargılamamalıyız; çünkü temelde tamamen farklı bir şey de olabilir.

İlgili konu: Sigara İçen Kişilerin Ne Kadarı Akciğer Kanserine Yakalanır?

Sigarayı bırakmak da bir başka önyargıdır. Akciğer kanseri, yıllar içinde gelişebilen karmaşık bir hastalıktır. Bu nedenle, insanlar sigara alışkanlıklarını bıraktıktan sonra da akciğer kanseri geliştirebilirler. Sigarayı bırakan kişinin çabalarının unutulmaması ve tekrar yargılanmaması gerekmektedir. Her ne olursa olsun, sigarayı bırakmak bir başarıdır ve bu başarılar kutlanmalıdır.

Sigara ile İlişkilendirilen Diğer Hastalıklar

Akciğer kanseri etrafındaki önyargıyı durdurmanın önemli olduğu kadar, sigaranın verebileceği zararlar konusunda gerçekçi olmak da önemlidir. Sigara, yalnızca akciğer kanseri için bir risk faktörü değildir. Birçok insan bunu bilmiyor, ancak sigara içmek aynı zamanda böbrek, karaciğer, boğaz, ağız, gırtlak, pankreas, kolon, rektum, rahim ağzı kanserleri ve lösemiler gibi birçok farklı kanser türü için de bir risk faktörü olabilir.

Önyargılar Hastalıkları Nasıl Etkiliyor?

2020'de Annals of Behavioral Medicine dergisinde yayımlanan bir çalışma, hastaların akciğer kanseri tanılarını diğer insanlarla paylaşmaktan son derece rahatsız olduklarını doğrulamıştır. Bu, maalesef kırıcı bir gerçektir.

Akciğer kanserine yönelik önyargılar, hastalar ve hastalığın bakımıyla ilgilenen aile üyeleri ve arkadaşları için büyük bir endişe kaynağıdır.

Akciğer kanseri hastaları için var olan önyargının sonuçları korkunçtur. Toplum, kanser hastalarını en çok ihtiyaç duydukları anda dışlar. Bu, hastaların fiziksel olarak iyileşmesi ve zihinsel sağlıkları açısından ciddi sonuçlara yol açabilir.

Önyargının sonuçlarından biri, insanların akciğer kanseri tanısı aldıklarında damgalanacakları düşüncesiyle erken teşhisten kaçınmaları ve erken belirtileri göz ardı etmeleridir. Bu, doktora danışmaktan kaçınmalarına, tedavi alamamalarına ve sonuç olarak hastalığın ileri bir aşamaya ilerlemesine neden olur, ki bu durumda tedavi seçenekleri oldukça sınırlıdır.

Önyargının bir diğer sonucu destek eksikliğidir, yalnızlık nedeniyle azalan mental sağlıktır. Bu, hastanın duygusal ve fiziksel sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. 2019'da Cancer Reports dergisinde yayınlanan bir çalışma, akciğer kanseri hastalarının ciddi şekilde damgalandığını, bunun sonucunda depresyon düzeylerinin yükseldiğini ve yaşam kalitelerinin azaldığını ortaya koymuştur.

Bir de buna ek olarak, hastalar kendilerini suçlamaya başlayabilir ve tüm bunları hak ettiklerine inanabilirler. Hastalar reddedilmiş ve yalnız hissedebilir ve sonunda geri çekilmeye, suçluluğa, kaygıya, depresyona ve tedaviyi reddetmeye başlayabilirler.

Önyargıların bir diğer olumsuz etkisi de sigara içmeyen kişilerin akciğer kanseri olmayacağına dair yanlış inanıştır. Bunun bir örneği genç akciğer kanserli hastalardır. Bu hastaların çoğu, uzun süren öksürük veya nefes darlığı belirtilerini yeteri kadar ciddiye almayabiliyor veya örneğin astım ile karıştırabiliyor. 28 yaşında akciğer kanseri tanısı alan bir hasta şöyle diyor: "Birçok doktora göründüm, birçok röntgen çektirdim. Ancak kimse BT taraması yaptırmamı veya farklı testler yaptırmamı önermedi. Çünkü ya zatürre ya da astım olduğumu düşünüyorlardı.". Sigara içmemiş olmasına bağlı olarak, uzmanlar bile başlangıçta akciğer kanserini düşünmemişler. "Akciğer kanserinin tehlikelerinden biri, herkesin sigara içtiğini veya sadece 65 yaş üstü kişilerde olduğunu varsaymamızdır. Her yaştan, her cinsiyetten, her ırktan herkesi etkileyebilecek korkunç bir hastalıktır ve biz buna yeterince dikkat etmiyoruz." Bu önyargı, akciğer kanserinin sıklığına rağmen diğer kanser türlerine göre daha az finansman almasının nedenlerinden biridir.

Önyargılar ile Başa Çıkma

Akciğer kanseri ne kadar yaygın olursa olsun, hala önyargılar var. Hastalar ve yakınları göz önünde olduklarında damgalanmış hissediyorlar. Peki, bu durumla nasıl başa çıkılır? Neyse ki, akciğer kanserinin neden olduğu damgalamayla baş etmenin yolları var. Eğer akciğer kanseriyseniz veya bir tanıdığınızda bu hastalık varsa, aşağıdaki önlemleri alarak önyargı ile başa çıkabilir ve bunu azaltabilirsiniz:

  • Hastalığın farklı sebeplerini daha geniş kitlelere duyurmak. Bu sadece sigara içenlerin hastalığı değildir. Akciğerleri etkileyen bir kanser türüdür.
  • Bir destek grubuna katılarak, hatta bir grup oluşturarak harekete geçebilirsiniz. Kanser yolculuğunuz boyunca yardım ve destek almak, duygularınızı yönetmenize ve zihinsel sağlığınızı iyileştirmenize büyük ölçüde yardımcı olabilir.
  • Suçlama yapmayın. Eğer bir akciğer kanseri hastasıysanız, kendi kendinizi damgalamaktan kaçının ve sigara içen biri olsanız bile utanç hissetmeyin. Eğer sigara içtiği için akciğer kanseri olan birini tanıyorsanız, yargılamayın. Unutmayın ki sigara içmek bağımlılık yapan bir alışkanlıktır ve hepimiz insanız.
  • Geçmişi değiştiremeyeceğimizi anlayın. Sadece gelecekteki seçimlerimizle geleceği değiştirebiliriz.

Akciğer kanseri veya başka bir kanserle yaşamak için hastalar şu temel kuralı benimseyebilir. Ve bu kural sınırlayıcı değil, özgürleştiricidir: “Hasta gibi davranmayın. Etrafta üzgün üzgün dolaşamazsınız. Her zaman sandalyede oturamazsınız. Çöpleri atacaksınız. Gidip bir şeyler ile meşgul olacaksınız. Hayır, basketbol ya da futbol oynamak zorunda değilsiniz. Ama alışveriş merkezine gidin. Çocuklarınızı, sevdiklerinizi ziyaret edin. Ailenizle vakit geçirin. Bir şeyler yapın. Bir şeyler yaparken aktif kalın. Elbette bazen kendinizi hasta hissedeceksiniz, ama hasta numarası yapmayın.

Sonuç Olarak Kanser İçin Hala Bir Önyargı Var

Kanser için güçlü bir önyargı – damga var. Ancak bunun ezici olması gerekmez. Aslında, kanserden etkilenen insan sayısı düşünülenden daha fazladır. Akciğeri olan herkesin, akciğer kanseri riski vardır. Akciğer kanseri etrafındaki önyargının büyük bir kısmı, hastaları bilinçsizce yargılayan insanlardan kaynaklanmaktadır ve bu durdurulması gereken bir tehlikedir. Bu konu ele alınmalı ve önyargı üzerinden insanlar eğitilmelidir.

Akciğer kanserinin sebebi ne olursa olsun, sigara içmek ya da başka bir şey, asla yalnız veya utanç içinde hissetmemelisiniz. Kimse kanser olmayı hak etmez. Bu bir ceza değil, bir hastalıktır.