Kanser hastaları için egzersizin, kanser ilaçları kadar etkili olduğuna dair bir rapor, Amerikan Spor Hekimliği Koleji'nin öncülüğünü yaptığı 17 organizasyondan 40 uzmandan oluşan bir koalisyon tarafından sunuldu. Bu koalisyonu harekete geçiren, kanser tanısı almış kişilerde egzersizin başarısız olduğuna dair bir iddia idi.

Çalışmanın yazarları, egzersiz şimdi tüm uygun onkoloji hastaları için standart tedavinin bir parçası olması ve fiziksel aktivitelerin her hasta ziyaretinde kaydedilen kan basıncına benzer hayati bir işaret haline gelmesi gerektiğini belirtti.

Ekip, şu an kanser tedavisi gören veya kanseri atlatmış insanların çoğunun düzenli olarak fiziksel olarak aktif olmadıklarını söylüyor.

Bir onkoloji doktorunun, hastanın egzersiz durumunu değerlendirmesi, ölçmesi ve tavsiyede bulunması, fazla zaman veya beceri gerektirmeyen bir uygulamadır.

Bu yeni rapor 16 Ekim'de CA: A Cancer Journal for Clinicians adlı, dünyanın en çok bilimsel atıf alan dergisinde yayımlanmıştır.

Dünyada toplam 44 milyon kanser hastası ve her yıl 18.1 milyon yeni tanı var. Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'taki yaklaşık 13.000 kişinin katıldığı üç büyük kohort çalışmasına göre, kanserle birlikte yaşayan veya tedavisini tamamlamış insanların üçte ikisi tamamen inaktif / sedanter bir hayat sürüyor.

Raporun baş yazarları Schmitz, "Şu anda, onkolojide egzersizi kullanma anlamında, kalp hastalığından daha fazla kanıtımız olduğu bir noktadayız," dedi. "Tek sesle konuşma zamanı; kanser tedavisinde paradigma kayması (yeni bir anlayış) zamanı."

2010'daki son Amerikan Spor Hekimliği Koleji toplantısından bu yana, kanserde 2500'den fazla randomize kontrollü egzersiz araştırması yayınlandı. Bu araştırmalar sonrası, dünya genelinde birçok profesyonel kanser örgütü "ilaç olarak egzersiz" çağrılarında bulundu. Bununla birlikte, randomize kontrollü bir çalışmada kanser hastaları arasında egzersizin genel sağkalımı (yaşam süresini) iyileştirdiği gözlenmemiştir. Kanserde egzersize dair çok sayıda çalışma devam etmekte olduğundan, bu durum önümüzdeki yıllarda değişebilir.

Değerlendir, tavsiyede bulun ve yönlendir

Değerlendirme-tavsiye-yönlendirme algoritmasında iki soru var.

  • İlki: "Geçen hafta boyunca kalbinizin daha hızlı attığı ve 30 dakika veya daha fazla bir süre boyunca nefes almanızın normalden daha zor olduğu fiziksel aktivite yaptınız?"
  • İkincisi ise: "Geçen hafta boyunca, ağırlık kaldırma gibi kas gücünü artırmak için fiziksel aktivite yaptınız mı?"

Doktorlar daha sonra kendilerine şu soruyu soruyor: "Bu hasta tıbbi gözetim olmadan güvenli bir şekilde egzersiz yapabilir mi?"

Eğer öyleyse, doktor hastaya, haftanın üç günü 30 dakikaya kadar orta şiddette aerobik egzersizi ve 20 ila 30 dakika boyunca haftada iki kez direnç egzersizi önermelidir.

Son olarak, eğer mümkünse, doktor bu hastaları "mevcut en iyi" programa yönlendirmelidir.

Egzersiz uygulama zorlukları arasında hastaları uygun şekilde sınıflandırma ve sevk kapasitesi, bir program kaydına olan ihtiyaç ve maliyetler sayılabilir.

Çeşitli ülkeler egzersiz reçetelendirmenin farklı aşamalarındadır. Schmitz'e göre ABD’nin karşılaştığı en büyük zorluk, kanser tedavisinin kırılgan doğasıdır. "Farklı tıbbi kayıtlar birbirleriyle konuşmuyor. Yapabilirlerse, hastaları uygun şekilde sınıflandırmak ve egzersiz programlamasına dahil edecek hatırlatmaları tetiklemek için makine öğrenmesini kullanabiliriz" dedi.

- İlgili konu: Egzersiz ve riskini azalttığı kanıtlanan 14 kanser türü

Bir başka çalışmada 2017'de, Hayes ve ekibi, kanser hastaları arasında 8 aylık egzersiz programlarının randomize kontrollü iki klinik çalışmasından elde edilen kombine verilerin bir analizinde, egzersizin yaşam kaybı riskini azalttığını belirtti.

Avustralyalı ekip, 237 kanserli kadının ortalama 8.3 yıllık bir takip süresinden sonra, normal bakım grubunda 15 (% 11.5) yaşam kaybına karşı, egzersiz grubunda 11 (% 5.3) yaşam kaybı bildirdi ve bu fark istatistiki olarak anlamlı bulundu. Hayes, 2017 San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu'ndaki bir röportajında, "Bu sonuçları yayınlamak için mücadele ettim." dedi ve birçok yayıncının bu çalışma ile ilgilenmediğinden yakındı.

Hayes, bu sonuçların önemli ve az sayıda olduğunu vurguladı; bununla birlikte, "Eğer bir ilaç bunu yapabilse idi çığlık atan insanlar olurdu" diye de yorum yaptı.

Schmitz, kanser hastalarının egzersiz yapması için çözümün çok yönlü olduğunu kabul etti. "Hiçbirimiz onkoloğun kötü adam olmasına ilgi duymuyoruz. Onlar yoğunluktan bunalmış durumdalar. Onkoloğun bundan daha fazla konuşması gerekmiyor, sadece daha iyi bir işgücüne ve politikada değişikliklere ihtiyacımız var."

Sonuç olarak hastalar, doktorlarının söylediği şeylere önem verir. Onkolog egzersizden bahsetmiyorsa, hasta hareketsiz kalmanın iyi olduğunu varsayıyor. Bu tür programlar yıllarca süren bir planlama gerektirir. Ancak her onkoloğun şu anda kanser hastalarını egzersiz yapmaya teşvik etmek için yapabilecekleri iki basit şey var: sor ve değerlendir.