Başarılı Türk hekimi Kutluk Oktay, Amerika’da yaptığı çalışmalar ile genç yaşta meme kanserine yakalanan hastaların doğurganlığının azımsanmayacak bir oranda korunabileceğini ve kanser tedavisi tamamlandıktan sonra güvenle anne olabileceklerini kanıtladı.

Erken evre meme kanseri tanısından sonra, cerrahi öncesi tümörü küçültmek ve cerrahi başarıyı artırmak amacı ile veya cerrahi sonrası koruyucu amaçla kanserin özelliklerine ve evresine göre hastalarımıza bir süre kemoterapi uygularız. Bu uyguladığımız kemoterapiler sonrası hastanın yaşına bağlı olarak %10-50 oranında doğurganlık kaybı yaşarız. Bir başka deyişle kemoterapi öncesi bir takım önlemler almaz isek hastalarımızın bir grubu gelecekte çocuk sahibi olma ihtimallerini kaybedebilirler.

Doğal olarak kanser tanısı alan genç hastalarımız ilkin yaşamı ile ilgili ciddi oranda korku ve kaygı yaşar. Memesinde ortaya çıkan kansere karşı tepkilidir. Bu dönemde yaşamını kurtarmak adına adeta her şeyini feda etmeye hazırdır. Memesinin, hatta her iki memesinin tamamen alınmasını, bir daha bu hastalıkla karşılaşmamak adına en ağır tedavilerin verilmesini talep eder. Bu hassas dönemi biz onkologlar çok iyi yönetmeli ve bilimin bize sunduğu bilgiler doğrultusunda hastalığın gelecekte yenileme ihtimalini en aza indirmeliyiz. Aynı zamanda hastanın uygulanacak cerrahi tedavi ve tıbbi tedavilerden en az oranda zarar görmesini sağlamalı, var olan tüm şansları hasta lehine ustalıkla kullanmalıyız.

New York Medical College’da Jinekoloji ve Obstetrik alanında Profesör unvanı ile görevine devam etmekte olan Kutluk Oktay’ın 15 yıla yakın zamandır doğurganlığın korunması, doğurganlık kaybının önlenmesine yönelik çalışmaları sadece kanser hastalarına değil bu konuda güçlük yaşayan binlerce bayana umut ışığı olmuştur.

Yüzün üzerinde kendisi ve arkadaşları ile birlikte yaptıkları çalışma ve bilimsel makaleler Dünya’da bu konunun lideri oldu. Evli olmayan genç meme kanserli bayanların kemoterapi öncesi kendi geliştirdiği ve güvenilirliğini bilimsel olarak kanıtladığı yöntemle doğurganlıklarının korunabileceğini kanıtladı. Bu yöntemler sırası ile, yumurtalarının toplanıp dondurularak saklanması, yumurtalığın (overin) laparoskopik cerrahi ile alınarak dondurulması, evli olan bayanlarda yumurtanın toplanarak eşinden alınan sperm ile döllenerek oluşturulan embriyonun dondurulmasıdır. Hastalık ile ilgili tehdidin ortadan kalkması sonrası bu dondurulan materyallerin yeniden anne adayına nakli yöntemi ile hamile kalınması sağlanmaktadır.

Sizlerin de tahmin edeceği üzere yıllar sürecek bu araştırmaların sonucunda Prof. Dr. Kutluk Oktay belki de en keyifli ve bilimsel anlamda en güçlü kanıtın sunulduğu son çalışmasında kemoterapi öncesi yumurtalık uyarılarak toplanan yumurtalardan elde edilen embriyonun iyileşen hastanın kendisine veya taşıyıcı anneye transfer edilmesi sonucu neredeyse yarıya yakın oranda canlı ve sağlıklı doğumla sonuçlandığını bildirdi. Elde ettiği verileri kanser olmayan ve doğal yöntemler ile hamile kalamayan anne adaylarına uygulanan yöntemin sonuçları ile karşılaştırmış ve sonuçların benzeri oranda başarı sağladığını vurgulamıştır.

Erken evre meme kanseri tanısı alan, henüz çocuğu olmayan, bekar olan veya gelecekte çocuk sahibi olabilme ihtimalini sürdürmek isteyen tüm bayanlar kemoterapi öncesi hekimleri ile bu şanslarını kapsamlı olarak tartışmalı ve kendisi için en doğru yöntemi ailesi ve hekimi ile birlikte belirlemelidir.

Prof. Dr. Kutluk Oktay’ın uzmanlık alanında seçtiği bir konuya adanmışlığı ve sonucunda gelen başarı genç hekim adaylarımız için bir örnek olmalıdır. Bu yöntemden yararlanan tüm hastalarımız adına Kutluk Oktay’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.