
Kadınlarda Adet Düzensizliği: Nedenleri, Riskleri ve Zararları
Kadınlarda adet düzensizliği, birçok kadının hayatının belli dönemlerinde karşılaştığı yaygın bir sorundur. Normal şartlarda bir kadının adet döngüsü (menstrüel döngü) yaklaşık 28 gündür ve adet kanaması 3-7 gün sürebilir. Bununla birlikte, 21 günden daha kısa veya 35 günden daha uzun aralıklarla görülen adet dönemleri adet düzensizliği olarak tanımlanır. Bazen adet kanamaları normalden daha erken, daha geç, daha seyrek veya daha sık gerçekleşebilir. Bu durum farklı yaş dönemlerinde veya farklı nedenlerle ortaya çıkabilir ve kimi zaman kendi kendine düzelebilirken, bazen altta yatan ciddi bir sorunun belirtisi olabilir.
Adet döngüsündeki bu tür bozukluklar, halk arasında regl düzensizliği olarak da bilinir. Adet görememe, seyrek görme, çok sık görme veya çok uzun süren kanamalar gibi birçok formda ortaya çıkabilir. Aşağıda adet düzensizliğinin tanımını, yaygın nedenlerini, bu durumun yaratabileceği riskleri ve sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini (zararlarını) bilimsel temellere dayanarak açıklayacağız. Ayrıca adet düzensizliğinin olası kanser ile ilişkisine de dikkat çekerek, bu konuda önemli bilgiler paylaşacağız.
Adet Düzensizliği Nedir?
Kadınlarda adet döngüsü, beyindeki hormon merkezleri (hipotalamus ve hipofiz) ile yumurtalıkların koordinasyonu sayesinde işler. Her ay rahim iç tabakası (endometrium) gebeliğe hazırlanmak için kalınlaşır ve eğer gebelik oluşmazsa bu tabaka adet kanaması olarak vücuttan atılır. Adet düzensizliği, bu döngünün normal süre ve düzeninin dışına çıkmasını ifade eder. Yani adet görme zamanlarının öngörülen düzende olmaması, sürelerin her ay belirgin şekilde farklılık göstermesi veya kanama miktarı ve süresinde normal dışı değişiklikler olması durumudur.
Her kadının adet döngüsü biraz farklı olabilir. Birkaç günlük oynamalar genellikle normal kabul edilir. Ancak adet kanamalarının çok sık veya çok seyrek olması, çok düzensiz aralıklarla ortaya çıkması veya hiç olmaması normal değildir ve altta yatan bir sorunu işaret edebilir. Adet düzensizliğinin farklı türleri bulunur:
Adet Düzensizliği Türü | Tanımı |
---|---|
Oligomenore (Seyrek Adet) | İki adet arasının 35 günden uzun sürede gerçekleştiği, seyrek adet görme durumudur. |
Polimenore (Sık Adet) | İki adet döngüsü arasının 21 günden kısa olduğu, çok sık adet görme durumudur. |
Amenore (Adet Görememe) | Adet kanamasının hiç olmaması durumudur. Primer amenore: 15-16 yaşına kadar adet başlamaması; sekonder amenore: daha önce adet gören bir kadının 6 ay veya daha uzun süre adet olmaması. |
Menoraji (Ağır Kanama) | Adet kanamasının 7 günden uzun sürmesi veya normalden daha fazla miktarda kanama olması durumudur. |
Metroraji (Ara Kanama) | Adet döngüleri arasında, düzensiz zamanlarda rahimden kanama (lekelenme dâhil) olmasıdır. |
Menometroraji | Hem düzensiz aralıklarla hem de fazla ve uzun süren kanamalar görülmesi durumudur. |
Yukarıdaki durumlar, adet döngüsündeki olası bozuklukları tanımlar. Bir kadının adet döngüsü bu tür dalgalanmalar gösteriyorsa, adet düzensizliği var demektir. Peki, bu düzensizliklere neler sebep olur?
Adet Düzensizliğinin Nedenleri
Adet döngüsü, birden çok faktörün etkisi altındadır ve birçok çeşit nedenle bozulabilir. Basit bir stres kaynağından, ciddi bir hastalığa kadar geniş bir yelpazede neden, adetlerin düzensiz olmasına yol açabilir. İşte kadınlarda adet düzensizliğine yol açan başlıca nedenler:
Hormonal Dengesizlikler ve Endokrin Sorunlar
Vücuttaki hormonların uyum içinde çalışması adet döngüsü için çok önemlidir. Hormonal dengesizlikler, adet döneminin aksamasındaki en yaygın etkenlerden biridir. Örneğin:
- Polikistik Over Sendromu (PCOS): Yumurtalıklarda birden fazla kist oluşumuyla karakterize bu sendrom, androjen (erkeklik hormonu) düzeylerini yükselterek yumurtlamayı bozabilir. Sonuçta adetler seyrekleşir veya bazen tamamen kesilebilir. PCOS'lu kadınlarda sıkça adet gecikmeleri ve düzensiz kanamalar görülür.
- Tiroid Bezi Hastalıkları: Tiroid hormonu az çalıştığında (hipotiroidi) veya aşırı çalıştığında (hipertiroidi) adet döngüsü etkilenebilir. Hipotiroidide adetler daha seyrek ama daha ağır olabilirken, hipertiroidide adetler sıklaşabilir veya çok hafifleyebilir.
- Hiperprolaktinemi (Yüksek Prolaktin): Hipofiz bezinden salgılanan prolaktin hormonunun yüksek olması (genellikle hipofiz bezindeki benign tümörlere bağlı olarak) yumurtlamayı engelleyebilir ve adet görmemeye veya seyrek adet görmeye yol açar. Bazen emzirme döneminde doğal olarak prolaktin yüksek olduğundan adetler bir süre düzensiz veya tamamen kesik olabilir.
- Erken Yumurtalık Yetmezliği: Bazı kadınlarda henüz 40 yaş altında iken yumurtalıkların fonksiyonu azalabilir (erken menopoz). Bu durumda adet döngüsü düzensizleşir ve sonunda tamamen durur. Kemoterapi veya radyoterapi gören genç kadınlarda da yumurtalık fonksiyonları zarar görebilir.
Jinekolojik Hastalıklar
Kadın üreme organlarını etkileyen bazı problemler, adet düzensizliğine neden olabilir:
- Endometriozis (Çikolata Kisti): Rahim iç dokusunun (endometrium) rahim dışında (genellikle yumurtalıklarda veya karın zarında) yerleşmesiyle oluşan endometriozis hastalarında, şiddetli adet ağrıları ve adetler sırasında veya arasında anormal kanamalar görülür. Bu durum adetlerin düzensiz hale gelmesine yol açar.
- Rahim Miyomları ve Polipleri: Rahim içinde gelişen iyi huylu kitleler olan miyomlar veya endometriyal polipler, adet kanamasının normalden fazla olmasına, sık veya düzensiz kanamalara neden olabilir. Özellikle rahim iç zarındaki polipler ara kanamalara ve lekelenmelere yol açarak döngüde bozulmaya sebep olur.
- Pelvik Enfeksiyonlar (PID): Rahim, yumurtalıklar ve fallop tüplerinin bakteriyel enfeksiyonları (Pelvik Enflamatuar Hastalık - PID) adet döngüsünü olumsuz etkileyebilir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (bel soğukluğu, klamidya gibi) sebebiyle gelişebilen PID durumunda, karın alt bölgesinde ağrı, kötü kokulu vajinal akıntı ile birlikte adet dönemleri arasında lekelenme veya düzensiz kanamalar görülebilir.
- Diğer Jinekolojik Sorunlar: Rahim ağzında yara veya enfeksiyon (servisit), yumurtalık kistleri gibi durumlar da adet kanamasında düzensizlik yaratabilir.
Stres ve Yaşam Tarzı Faktörleri
Yoğun stres, vücudun hormon dengesini bozar. Özellikle sınav, iş değişikliği, duygusal travma gibi ciddi stres durumlarında beyindeki hormonal merkez etkilenerek yumurtlama gecikebilir veya durabilir. Bu da adet görülmemesine veya döngünün bozulmasına neden olur. Stres sadece gecikmeye değil, bazen erken adet görmeye de yol açabilir.
Aşırı egzersiz ve ani kilo değişiklikleri de yaşam tarzı kaynaklı adet düzensizliklerindendir. Örneğin profesyonel atletlerde veya çok yoğun spor yapan kadınlarda vücut yağ oranı düştüğü için adetler kesilebilir. Aşırı zayıflama (yeme bozuklukları, anoreksiya gibi) veya tam tersi aşırı kilo alma durumunda da hormonal denge bozulur ve döngü düzensiz hale gelir. Aşırı şişmanlık (örneğin obezite) durumunda yağ dokusunun fazla östrojen üretmesi, yumurtlama mekanizmasını bozarak adet düzenini etkileyebilir.
Doğum Kontrol Yöntemleri ve İlaçlar
Hormon içeren doğum kontrol hapları, iğneler veya cilt altı implantları genellikle adet döngüsünü düzenlemek veya gebeliği önlemek için kullanılır, ancak bazen bu yöntemlerin kullanımının ilk aylarında lekelenme tarzı düzensiz kanamalar olabilir. Özellikle rahim içi araçlar (spiraller); hormonal spiraller adet kanamasını azaltır veya keser, bakırlı spiraller ise adet kanamasının daha yoğun ve uzun süreli olmasına yol açabilir.
Acil kontrasepsiyon amaçlı kullanılan ertesi gün hapları da o ay içinde adet zamanının değişmesine, erken veya geç olmasına sebep olabilir. Bunun yanında, bazı ilaçlar da yan etki olarak adet düzensizliği yapabilir. Örneğin, antidepresanlar, tiroid ilacı dozu aşırı ise, kemoterapi ilaçları veya kortikosteroid gibi hormon içerikli ilaçlar adet döngüsünü etkileyebilir.
Ergenlik, Doğum Sonrası ve Menopoz Dönemleri
Hayatın belli dönemlerindeki normal fizyolojik değişimler de adet düzenini etkiler:
- Ergenlik Dönemi: İlk adet görme (menarş) başladıktan sonraki ilk 1-2 yılda, vücut yeni hormonal dengelere alışırken sikluslar düzensiz olabilir. Genç kızlar bu süreçte bazen bir ay adet görüp, sonraki ay görmeyebilir veya dönem süreleri değişiklik gösterebilir. Bu genellikle zamanla düzelir.
- Doğum Sonrası ve Emzirme: Yeni doğum yapmış kadınlarda hormon seviyeleri yeniden düzenlenirken adetlerin tekrar başlaması zamana bağlıdır. Emziren annelerde prolaktin hormonu yüksek olduğu için adet görme genellikle doğumdan sonraki ilk 6 ay veya daha uzun bir süre olmayabilir. Emzirme azalıp bırakıldıktan sonra adetler yeniden başlar, fakat ilk aylarda sikluslar düzensiz olabilir.
- Perimenopoz (Menopoza Geçiş): 45-50 yaş civarı kadınlarda yumurtalıkların fonksiyonu azalırken adet döngüleri de düzensiz hale gelir. Menopoza yaklaşan kadın bazen birkaç ay adet görmez, sonra tekrar görür veya kanama miktarları değişir. Menopoz dönemi fiilen başladıktan sonra (yani 12 ay üst üste adet görülmediğinde) ise adet kanaması normalde tamamen son bulur.
Diğer Tıbbi Durumlar ve Nadir Nedenler
Yukarıda sayılanlar dışında, kadının genel sağlık durumunu etkileyen birçok faktör adet düzensizliğine yol açabilir. Örneğin:
- Kronik Hastalıklar: Kontrolsüz diyabet (düzensiz kan şekeri), şiddetli karaciğer veya böbrek hastalıkları, şiddetli anemi gibi durumlar vücudun genel dengesini bozarak adet döngüsünü de etkileyebilir. Özellikle ağır hastalıklar veya ameliyatlar sonrası vücudun yaşadığı stres adetlerin bir süre kesilmesine veya düzensiz olmasına neden olabilir.
- Nadir Durumlar (Tümör ve Kanserler): Çok nadir de olsa, üreme organları ile ilgili kötü huylu tümörler de adet düzensizliğine yol açabilir. Örneğin rahim kanseri (endometriyum kanseri) veya yumurtalık kanseri erken evrede adet döngüsünde anormal kanamalarla belirti verebilir. Menopozdan sonra görülen vajinal kanamalar ya da her zamankinden farklı ve düzensiz kanama paternleri ciddi bir soruna işaret edebileceğinden mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Yukarıdaki pek çok neden, tek başına veya birkaçını bir arada, bir kadının adet düzenini etkileyebilir. Bu nedenle adet düzensizliği yaşayan bir kişi, durum sürekliyse ve nedeninden emin değilse bir sağlık profesyoneline danışmalıdır. Peki, düzensiz adet görmenin kadın sağlığı üzerine etkileri nelerdir?
Adet Düzensizliğinin Riskleri ve Zararları
Tekrarlayan veya uzun süre devam eden adet düzensizlikleri yalnızca kadının üreme sağlığını değil, genel sağlığını da etkileyebilir. Düzenli bir adet döngüsü, vücudun sağlıklı şekilde çalıştığının bir göstergesiyken, düzensizlik bazı risklerin habercisi veya bazı sorunların nedeni olabilir. İşte adet düzensizliğinin yol açabileceği başlıca sağlık sorunları:
- Demir Eksikliği Anemisi (Kansızlık): Düzensiz adet gören kadınlarda bazen birikimli olarak ağır kanama epizodları yaşanabilir. Örneğin birkaç ay adet görmeyip sonrasında çok yoğun bir kanama gelebilir veya sık sık ağır kanamalar olabilir. Bu durumda vücuttan aşırı miktarda demir kaybı olarak demir eksikliğine bağlı anemi gelişebilir. Anemisi olan kişilerde halsizlik, yorgunluk, solgunluk, baş dönmesi gibi belirtiler görülür ve bu durum yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
- Kısırlık (İnfertilite): Her adet döngüsünde yumurtlamanın (ovulasyon) düzenli olması, gebelik için şarttır. Adet düzensizliği, altında yatan nedene bağlı olarak genellikle yumurtlama problemlerine işaret eder. Özellikle PCOS, tiroit bozuklukları veya diğer hormonal sorunlar nedeniyle yumurtlama olmaz veya seyrek olursa, hamile kalmak güçleşir. Her düzensiz adet gören kısır olacak diyemeyiz; ancak adetleri düzensiz olan kadınlarda gebelik şansı bazen düşebilir. Doğru tedavi ile birçok düzensiz siklusu olan kadın da hamile kalabilir.
- Osteoporoz (Kemik Erimesi): Adet döngüsü, östrojen hormonu seviyeleriyle yakından ilgilidir. Düzensiz adet gören, hatta uzun süre adet görmeyen (amenore) kadınlarda östrojen hormonu düzeyleri normalin altına düşebilir. Östrojen, kemikleri güçlü tutan bir hormondur; düşük östrojen düzeyleri uzun vadede kemik yoğunluğunun azalmasına (osteoporoza) yol açabilir. Bu nedenle özellikle erken yaşta uzun süreli adet kesilmeleri yaşayan kadınlarda ileride kemik erimesi riski artar.
- Kardiyovasküler Hastalıklar: Östrojenin düşük olması sadece kemikleri değil, kalp-damar sağlığını da etkiler. Düzensiz adet görme durumu özellikle menopoza erken giren veya PCOS nedeniyle metabolik sorunlar yaşayan kadınlarda uzun vadede kalp ve damar hastalıkları riskini yükseltebilir. Örneğin, PCOS'lu hastalarda insülin direnci, kolesterol yüksekliği gibi sorunlar sık görüldüğü için ilerleyen yıllarda kalp hastalığı riskinin arttığı bilinmektedir.
- Endometrial Hiperplazi (Rahim İçi Kalınlaşması): Düzensiz adet görme genellikle düzensiz yumurtlama demektir. Yumurtlama olmazsa sadece östrojen hormonu etkisi altında kalan rahim iç tabakası (endometrium) düzensiz biçimde kalınlaşır. Zamanında dökülmeyen bu doku anormal şekilde büyüyüp endometrial hiperplazi denilen duruma yol açabilir. Endometrial hiperplazi, tedavi edilmezse ileride rahim içi kanserine (endometrium kanseri) dönüşme riski taşır. Bu yüzden adet düzensizlikleri ihmal edilmemeli, altındaki neden tedavi edilerek rahim sağlığı korunmalıdır.
- Psikolojik Etkiler ve Yaşam Kalitesi: Düzensiz adet görmek, birçok kadın için stres ve endişe kaynağı olabilir. Sürekli ne zaman adet göreceğini bilememek veya beklenmedik anlarda kanama yaşamaktan dolayı iş ve sosyal hayat aksayabilir. Aşırı kanamalar yüzünden evden çıkamama, aktivitelere katılamama, sürekli ped taşıma zorunluluğu gibi durumlar kadının yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Bu da zamanla anksiyete veya depresyon hissiyatını artırabilir.
Yukarıda belirtilen zararlar, adet düzensizliğinin kendisi ya da altta yatan nedenleri sonucunda ortaya çıkabilir. Elbette her adet düzensizliği bu sorunlara yol açacak diye bir kural yoktur, ancak uzun vadeli ve tedavi edilmemiş düzensizliklerde bu riskler artmaktadır.
Adet Düzensizliği ve Kanser İlişkisi
Adet döngüsündeki düzensizlikler bazen kadının aklına "Acaba kanser belirtisi olabilir mi?" sorusunu getirebilir. Adet düzensizliğinin tek başına kanser anlamına gelmesi çok nadirdir, ancak belirli durumlarda kanser ile ilişkisi bulunabilir:
- Yukarıda da bahsedildiği gibi, uzun süre tedavi edilmeden devam eden kronik anovulasyon (yumurtlamama) durumu rahim iç tabakasının aşırı kalınlaşmasına (endometrial hiperplazi) yol açarak rahim kanseri riskini yükseltir. Özellikle Polikistik Over Sendromu olan ve uzun süre adet görmeyen kadınlarda bu risk nedeniyle doktorlar belirli aralıklarla rahim içinden biopsi önerebilir veya adet görülmesini sağlayacak ilaçlar verebilir.
- Rahim Kanseri Belirtisi Olarak Kanama: Özellikle menopoza girmiş (1 yıldır adet görmeyen) bir kadının yeniden vajinal kanama görmesi, en önemli rahim kanseri belirtilerinden biridir. Bu nedenle, eğer bir kadın menopoza girdiğinden emin olduktan sonra tekrar kanama yaşamışsa, vakit kaybetmeden jinekoloğa başvurmalıdır. Menopoz öncesi dönemde de, normalde düzenli olan adetlerin aniden düzensiz ve ağır hale gelmesi, veya her zamankinden farklı bir kanama paterninin ortaya çıkması durumunda doktor kontrolü önerilir.
- Diğer Jinekolojik Kanserler: Yumurtalık kanseri erken safhalarda belirti vermeyebilir; bazen sadece karın ağrısı, şişkinlik gibi bulgulara neden olur. Ancak bazı vakalarda adet döngüsünde bozulma veya ara kanamalar da yumurtalık tümörü ile ilişkili olabilir. Rahim ağzı (serviks) kanseri ise daha çok cinsel ilişki sonrası kanama, adet dışı lekelenme gibi belirtiler verir. Bu nedenle düzensiz kanama şikayeti olan kadınlarda, jinekolojik muayene ve gerekirse Pap-smear gibi tarama testleri ile altta yatan böyle bir ciddi durumun olmadığı mutlaka doğrulanmalıdır.
Özetle, adet düzensizliği genellikle iyi huylu nedenlerle ortaya çıksa da, bazen ciddi bir hastalığın habercisi olabilir. Kanser, bu ciddi nedenlerin en korkulanlarından biri olmakla beraber, düzensiz adet gören her kadında kanser olacak diye bir şey yoktur. Ancak uzun süre devam eden veya normalde alışılmadık tipte bir adet düzensizliği yaşandığında, hekime başvurmak erken tanı ve tedavi açısından son derece önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Adet düzensizliği hamile kalmayı engeller mi?
Adet döngüsü düzensiz olan kadınlarda genellikle yumurtlama da düzensiz veya seyrek olur. Bu da hamile kalmayı zorlaştırabilir, ancak tamamen imkânsız hale getirmez. Birçok düzensiz adet gören kadın uygun tedavi ve zamanlama ile hamile kalabilir. Önemli olan, adet düzensizliğinin altındaki nedeni tedavi etmektir. Örneğin, eğer düzensizliğe PCOS veya tiroit bozukluğu sebep oluyorsa, bu durumlar düzenlendiğinde yumurtlama yeniden düzenli hale gelecek ve gebelik şansı artacaktır.
Adet düzensizliği ne zaman normal kabul edilir?
Ergenlik çağına yeni girmiş kızlarda ilk birkaç yıl döngüler tam oturmadığı için düzensizlikler normal kabul edilebilir. Benzer şekilde, menopoza yaklaşan kadınlarda da adetlerin düzensizleşmesi doğal bir sürecin parçasıdır. Emzirme döneminde adet görmemek ya da düzensiz görmek de normaldir. Bu durumlar dışında, yılda birkaç defa strese veya hafif hormonal dalgalanmalara bağlı gecikme ya da öne çekilmeler olabilir; bunlar genellikle endişe verici değildir. Ancak adet döngüsü üst üste iki defadan fazla 21 günden kısa veya 35 günden uzun süreçlere kayıyorsa, ya da 3 aydan uzun süre hiç adet görülmüyorsa mutlaka doktora danışmak gerekir.
Adet düzensizliği için hangi doktora gitmeliyim?
Adet düzensizliği için başvurulması gereken uzmanlık dalı Kadın Hastalıkları ve Doğum (Jinekoloji) uzmanlığıdır. Bir kadın doğum uzmanı, düzensizliğin nedenini araştırmak için gerekli testleri (hormon testleri, ultrason, gerekirse rahim içinden biyopsi gibi) yapacak ve uygun tedaviyi planlayacaktır. İhtiyaç halinde endokrinoloji (hormonal bozukluklar için) veya psikiyatri (yeme bozukluğu, strese bağlı sorunlar için) gibi branşlarla da işbirliği yapılabilir.
Adet düzensizliği tedavi edilebilir mi? Nasıl geçer?
Evet, çoğu adet düzensizliği vakası altta yatan nedene yönelik tedavi ile düzebilir. Tedavide ilk adım, düzensizliğe yol açan faktörü bulmaktır. Hormonal bir bozukluk saptanırsa (tiroit hastalığı, PCOS gibi) buna yönelik ilaçlar kullanılır. Örneğin tiroit hormon eksikliği varsa tiroit ilacı, prolaktin yüksekse prolaktini düşürecek ilaç verilir. PCOS için doğum kontrol hapları siklusları düzenlemek için sık kullanılır. Stres veya kilo sorunu tespit edilirse, bunların düzeltilmesi (stres yönetimi, diyette değişiklik, egzersiz düzenlemesi) ile adetler normale dönebilir. Miyom veya polip gibi yapısal bir sorun varsa, cerrahi müdahale gerekebilir. Kısacası, adet düzensizliğinin tedavisi mümkün ve genellikle neden ortadan kaldırıldığında adetler düzenli seyrine geri döner.
Adet düzensizliğine ne iyi gelir? Evde yapabileceğim bir şey var mı?
Evde uygulayabileceğiniz bazı yaşam tarzı değişiklikleri adet döngünüzün düzenlenmesine yardımcı olabilir. Örneğin, sağlıklı beslenme ve ideal kiloyu koruma hormon dengenizi olumlu etkiler. Düzenli fakat ağır olmayan egzersiz (yürüyüş, yoga gibi) yapmak stresin azalmasını sağlayarak döngüye iyi gelebilir. Gün içinde yeterince su içmek, vücudun hidrate kalması açısından önemlidir. Bazı kadınlar, adaçayı, rezene, tarçın, zencefil gibi bitki çaylarını tüketmenin adet sancılarını ve düzensizliği azalttığını belirtmektedir; ancak bitkisel çözümlerin etkisi kişiden kişiye değişir ve bilimsel kanıtlar sınırlıdır. Önemli olan, eğer düzensizlik uzun sürdüyse kendi kendinize tedaviye çalışmak yerine bir doktora danışmanızdır.