Ciddi yan etkilere yol açabilen kemoterapiye gerek kalmadan kan kanserinin başarıyla tedavi edilebileceği öne sürüldü.

Kan kanseri, yaşamsal risk taşıyan bir kanser türüdür. Tedavisi için uygulanan yöntemlerde zaman zaman ortaya çıkan ciddi yan etkiler, hastalar için baş edilmesi gereken bir başka problem olabilir. Bilim dünyası, böyle zorlu bir hastalığın yenilmesi için mücadele ederken, kullanılan tedavi yöntemlerinden doğabilecek sıkıntıları da ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Bu nedenle sürdürülen onlarca araştırmadan bir tanesi, kan kanserinin kemoterapi gibi etkin ama bir o kadar da ciddi yan etkiler doğurabilecek bir yöntem kullanılmadan tedavi edilebileceğini öne sürmüştür. Gelin bir bakalım.. Kan kanseri gibi ciddi tedavi süreçleri gerektiren bir hastalık için nasıl bir yöntem üzerinde çalışılıyor?

Kan kanseri tedavisinde, genellikle kemoterapi ilaçlarına ilave olarak A vitamini içeren trans retinoik asit (ATRA) isimli ilaç kullanılmaktadır. Kemoterapiyi kaldıramayan hastalar için ise, genellikle ATRA ve ek olarak arsenik trioksit adlı ilaç kullanılır.

Kemoterapisiz uygulanan tedavi yöntemi sırasında bir grup Alman ve İtalyan bilim insanı, ciddi yan etkilere yol açabilen kemoterapiye gerek kalmadan kan kanserinin başarıyla tedavi edilebileceğini öne sürdü.

Araştırma, tam da bu noktada devreye girdi ve akut promiyelositer lösemi (kan kanserinin bir türü) olan 156 hasta üzerinde yapıldı. Bu ikili ilaç kombinasyonları, düşük ve orta risk taşıyan hastalar üzerinde karşılaştırıldı. ATRA ve ek olarak arsenik trioksit alan hastalarda; ATRA ve ek olarak kemoterapi alan hastalara nazaran nasıl sonuçlar elde edildiği test edildi.

Sonuçlar yüz güldürücü nitelikteydi. Kemoterapi almayan hastalarda bu ikili kombinasyon ile daha olumlu sonuçlar elde edildiği gözlendi. ATRA-kemoterapi grubuna nazaran ATRA-arsenik trioksit grubunda, hastalığın daha fazla gerilediği ve hastaların hayatta kaldığı tespit edildi.

Kemoterapi ilaçları, kanser tedavisinde sıklıkla kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir, ancak bu ilaçların güçlü ve ciddi yan etkileri olabilir. Akut promiyelositik lösemili hastalarda tedavi için kullanılan kemoterapi, kemik iliğini etkiler, buda düşük kan sayımına yol açar. Enfeksiyon, kolay morarma veya kanama, halsizlik gibi riskleri arttırır. Hatta, bazı hastalarda karaciğer problemlerine yol açabilir. Kemoterapi yerine, arsenik trioksit ile ATRA kullanımı, bu tür problemlerin azalmasına ve tedaviden daha etkin başarı elde edilmesine imkan sağlar.

Uzun süreli bir plan dahilinde izlenerek sonuçların onaylanması gerekli olsa da, bu yeni tedavi kombinasyonu sayesinde kan kanserinin bir alt türü olan akut promiyelösiter lösemide, yan etkileri azaltılmış başarılı sonuçlar elde edilebilir kanaatindeyim. Tedavi süresince gözlenen yan etkinin daha az oluşu, hastaların kendilerini ruhen ve fiziken rahat hissetmeleri ile doğru orantılıdır, buda beraberinde yaşamsal katkı sağlar. Günümüzde tedavi edilemeyecek hastalıkların sayısı her geçen gün azalmakta, son yıllarda kanser tedavisi alanında elde edilen başarılar sayesinde umudumuz daha da artmaktadır.

Kararlı olun ve umudunuzu asla yitirmeyin.