Diğer isimleri

- Bloodroot (İngilizce’si)

- Sanguinaria canadensis (bilimsel adı)

Kan otu çeşitli şifalı özelliklere sahip olduğu iddia edilen, Kuzeydoğu Amerika’ya özgü otsu bir bitkidir. Bitki ilk olarak Kızılderililer tarafından kullanılmasına rağmen günümüzde “geleneksel” olarak kara merhem olarak insan ve hayvan hastalıkları tedavisinde denenmektedir.

Kan otunun sağlıkta kullanılan aktif metabolitleri, köksaplarından (rhizome) çıkarılan çoklu alkaloidlerdir. Bu alkaloidlerden laboratuvar ortamında kanser karşıtı olarak en çok incelenen sanguinarine ve chelerythrine’dir. Sanguinarine, toksik/zehirli bir polisiklik amonyum iyonudur. Chelerythrine, hücre zarında bulunan protein kinaz C inhibitör özellikli bir benzofenantridin alkaloididir.

Kan otunun tıpta kullanım denemeleri

Kan otunun insanlar üzerinde iyi tasarlanmış klinik çalışmaları yoktur, fakat gözleme dayalı deneyler kaydedilmiştir.

1800’lerde kanser tedavisi için kara merhemin kullanılmasına yönelik yapılmış birkaç deney vardır. Bir araştırmada kan otu içeren cilde sürülen merhem ve ilaç tedavisi olarak olarak meme tümörlerinde denenmiş, ancak kanser karşıtı bir etikisi olmadığı belirtilmiştir. 1930’larda kan otu deri kanseri ameliyatlarında yine macun bileşeni olarak kullanılmış ancak süreç için bir katkısı rapor edilmemiştir.

1980’ler ve erken 1990’larda kan otu ürünleri hakkında araştırmaları yapıldı, ancak kayıp patoloji kayıtları ve düşük oranda süreç takibi anlamsız bulgular ile sonuçlanmıştır.

Kan otu içeren kara merhem günümüzde tüketicilere melanom dahil olmak üzere genellikle deri kanserini iyileştireceğini iddia ederek satılmaktadır. Ancak güvenliği ve etkinliği hakkında bilimsel bir veri yoktur, ama zehirli olabildiği ve etkisiz olduğu hakkında kayıtlar bulunmaktadır.

Bir araştırmada 4 kişiden 3’ünde bir çeşit kötü huylu deri tümörü olan bazal hücreli kanser için kendini kara merhem ile tedavi etmeye çalışan hastalarda, kanserin tekrarladığı görüldü.

Kara merhem iki hastada cilt tümörü boyutunda küçülme gözlendi, ancak biyopsi sonucunda kanser hücrelerinin kalıntıları da bulundu.

Bir deneyde alt türü raporlanmamış bir cilt kanserinde kara merhemin kullanılması sol burun deliğinin tamamen yok olması ve 11 yıl sonra kanserin metastaz yaparak tekrarlaması ile sonuçlandı. Başka bir kolon kanserli hastanın ise kan otu içeren bir ürünü içerek kendini tedavi etmeye çalışması sonucunda yaşamını kaybettiği bildirilmiştir.

Birkaç araştırmada, piyasadan kaldırılmış olan kan otu içeren ağız çalkalama suyunun, gelecekte kansere dönüşme potansiyeli olan bir ağız lezyonu lököplakiye neden olduğu görülmüştür. Bunun mekanizması henüz tanımlanmamıştır.

Sonuç

Laboratuvar deneyleri, kan otunda bulunan bazı alkaloid bileşenlerin kanser karşıtı etkisi olduğunu düşündürmüş ve bu bileşenlerin kanser tedavisinde kullanılmalı mı diye daha fazla araştırma yapılmasının yolunu açmıştır. Fakat insanlarda yapıla klinik denemeler sonucu kanser tedavisi olarak satılan kan otu içerikli ürünlerin zehirli olabileceği hatt yaşam kaybına neden olabildiği görülmüştür. Bu ürünlerin kanseri tedavi etmesi mümkün olmamış hatta denenen kişilerde tümörler büyümeye devam etmiştir. Bu nedenle kara merhem ürünleri, herhangi bir hastalığı tedavi etmek için kullanılmamalıdır.