Memede kitle ameliyatı sonrası aynı taraf kolda şişlik, meme ve koltuk altı cerrahisinin olası komplikasyonlarından biridir ve buna tıp dilinde lenfödem denmektedir. Memenin, çevre kas dokularla birlikte komple alındığı ve koltuk altındaki lenf nodlarının da çıkarıldığı radikal mastektomi ameliyatlarının daha sık yapıldığı yıllarda bu yan etki ile daha çok karşılaşırdık. Ancak günümüzde meme koruyucu cerrahilerin artması ve lenflerin çok daha az sıklıkta ve daha dikkatli çıkarılması ile bu yan etki ile daha az karşılaşıyoruz.

Lenf Bezleri Alındıktan Sonra Kol Şişmesi

Lenf nodlarının ameliyatla çıkarılmasından kaçınmak, meme kanseri ameliyatından sonra lenfödem gelişme riskini azalttığı kanıtlanmış tek koruyucu önlemdir; ancak birçok hastaya hayatlarının geri kalanında, ameliyatın aynı taraftaki koluna damar yolu açılmasından ve tansiyon ölçümlerinden kaçınmaları söylenir. Buna karşın Amerikan Meme Cerrahları Derneği ve Anestezi Derneği (Society for Ambulatory Anesthesia= SAMBA), koltuk altı lenf nodu çıkarılmış olsalar bile, lenfödem olmayan hastalarda bu önlemlerin kontrendike (yasak) olmadığını belirten bir açıklama yayınladı.

Meme Kanseri ile Aynı Taraf Kolu Kullanmayın Nereden Çıktı?

Meme kanserini atlatan birçok kadına, ameliyat ile aynı taraf kola damar yolu açtırmaması ve tansiyon ölçtürmemesi söylendi. Bununla birlikte yıllar içinde meme kanseri tanısı alan kadın sayısı ve buna bağlı olarak meme-koltuk altı ameliyatlarının sayısı artmakta. Bu durum, ameliyat olan taraftaki kolunu korumak isteyen kişi sayısını artımakta. Peki nereden çıktı bu “kolunu koru” uyarısı?

Meme kanseri ile ilişkili lenfödemi önlemek için damar yolu açmaktan kaçınmaya yönelik ilk belirgin öneri, radikal mastektomi sonrası az sayıda hastanın gözden geçirilmesini kapsayan geriye dönük bir araştırma ile 1955 yılına dayanmaktadır. Öncelikle, radikal mastektomilerin günümüzde nadiren yapıldığını hatırlatmalıyız. Daha sonra yapılan çok sayıda çalışmadan travma, damar yolu açılması, tansiyon ölçümleri lenfödem ile ilişkilendirilmemiştir (bakınız aşağıdaki kaynaklar).

Bu riske meydan okuyan bir veri birikimine rağmen, tarihsel uygulamayı değiştirmek zordur. Meme kanseri cerrahisi hastalarının çoğuna, hayatının geri kalanında, ameliyat yapılan taraf kola damar yolu açılmasından, kan alınmasından ve tansiyon ölçülmesinden kaçınmaları talimatı verilmektedir. Günümüzde meme kanserli hastaların %90’a yakını 10 yıl veya daha uzun süre hayatta kaldığı için hemşirelerin, meme cerrahlarının veya diğer onkoloji profesyonellerinin, aynı taraf kola yapılan müdahalelerden kaçınmaya dair önerileri hastaları etkilemektedir. Buna karşın artık günümüzde biliyoruz ki, bu önerinin bilimsel bir temeli yoktur ve bu eski-moda öneri, hastaların ve sağlık çalışanının hayatlarını zorlaştırmaktadır.

Amerikan Meme Cerrahları Derneği Uzman Paneli, meme cerrahisi ile birlikte koltuk altı lenf nodu/nodları çıkarılmış hastaların aynı taraf koluna damar yolu açılması veya tansiyon ölçülmesi için bir engel/yasak olmadığını bildirmektedir.

Sonuç olarak, koltuk altı lenf nodu/nodları çıkarılan veya çıkarılmayan meme kanseri ameliyatından sonra, aynı taraf koldan kan alma, damar yolu açma veya tansiyon ölçme işlemleri yapılabilir; bundan tıbbi olarak bir sakınca yoktur.