Meme kanseri tanısı alan bir hastanın en önemli kararı: Meme tamamen mi alınmalı, koruyucu ameliyat mı yapılmalı? Meme kanserli hastalar mastektomi veya lumpektomi kararında ne bilmeli?

İleri yaş bir bayan için memenin tamamının alınmasının daha az yaralayıcı olduğunu düşünsek de tüm bayanlar için meme cinsel bir kimliktir. Vücut bütünlüğünün bozulması ve cinsel kimliğin yara alması bireylerde, özellikle genç yaşlarda daha fazla olmakla birlikte, tüm yaşlarda mutsuzluk yaratır.

Meme kanseri kuşkusu ile biyopsi kararı alınan kadınlara eksizyonel biyopsi yani ameliyatla tüm tümörlü dokunun çıkarılarak yapılan biyopsi zorunlu olmadıkça önerilmemelidir. Kozmetik sorunlara yol açan bu biyopsi yöntemi meme koruyucu cerrahi karanını da etkileyebilir.

Biyopsi sonrası meme kanseri tanısı alan ve radyolojik görüntülemeleri (PET-BT, MRI, USG) yapılan bir bayanda en önemli karar yapılacak ameliyatın türüdür.

Meme koruyucu cerrahi ile mastektomi arasında yaşamsal bir risk var mıdır?

Meme kanseri tansının şok etkisi ve kanser tansının korkutucu yönü ile ilkin hastalar memenin tamamının alınmasını daha güvenli bulur. Toplumda inanış da bu yöndedir. Ne var ki bugüne kadar yapılan araştırmalarda erken evre bir meme kanserinin mastektomi ile yani memenin tamamının alınmasının kısmi alınmasına yaşam riski olarak bir üstünlüğü gösterilememiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalar meme içinde büyük tümörün varlığında bile küçültücü kemoterapiler sonrası meme koruyucu ameliyatlarının başarı ile yapılabileceğini göstermektedir.

Meme koruyucu cerrahi kimler için uygun değildir?

  1. Koruyucu amaçlı radyoterapi alması uygun olmayan hastalar 
    Koruyucu cerrahi sonrası memeden çıkarılan tümör alanının ışınlanması aynı memede meme kanseri yenileme riskini belirgin oranda azaltır. Bu hastalarda memeye ameliyat sonrası radyoterapi verilmesi zorunludur. Radyoterapi uygun olmayan (daha önce radyoterapi farklı bir nedenle almış olanlar veya bağ doku hastalığı olan bireyler), veya “hiçbir nedenle ben radyoterapi almak” ve “az da olsa radyoterapinin getireceği riskleri taşımak istemiyorum” diyen hastalara meme koruyucu cerrahi önerilmemeli.
  2. İnflamatuar meme kanserli hastalar
    İnflamatuar meme kanseri olarak adlandırılan meme cildinin kanser hücreleri ile yaygın tutulmuş türünde meme koruyucu cerrahi uygun değildir. Bu grup hastalarda ameliyat öncesi uygulanan kemoterapilerden ve hatta radyoterapiden yüksek oranda yarar görse de meme cildini tümörlü hücreden arındırmak çoğunlukla mümkün değildir ve ameliyat öncesi tedaviler sonrası memenin tamamen alınması zorunludur.
  3. Memede birden çok alanda kanser saptanması
    Memeyi kabaca dört kadranda inceleyebiliriz. Alt iç ve dış kadranlar, üst iç ve dış kadranlar. Meme kanseri, yapılan görüntülemeler sonrası birden çok kadranda saptanmış ise bu hastalarda meme koruyucu cerrahi çoğunlukla tercih edilmez. Bununla birlikte mamografide yaygın mikro-kalsifikasyon (kireçleme) bulgusu varsa ki bu yaygın meme kanserinin bulgusu olarak kabul edilir, meme koruyucu cerrahi uygun bulunmaz.
  4. Gebeliğin erken döneminde meme kanseri saptanması
    Gebeliğin erken döneminde cerrahi sonrası radyoterapi uygulanması gecikeceği için meme koruyucu cerrahi tercih edilmez.
  5. Kalıtsal meme kanserli hastalarda
    Bilinen BRCA 1-2 veya diğer kalıtsal meme kanseri taşıyıcılarında meme koruyucu cerrahi tercih edilmez. Meme kanseri tanısı alan hastaların çoğunluğu kalıtsal bir kanseri olup olmadığını bilmez.
    Bu nedenle özellikle;

    • 35 yaş altı,
    • üçlü negatif,
    • ailesinde yaygın meme ve over kanseri olan,
    • her iki memesinde kanser saptanan ve
    • daha önce over kanseri tanısı alan hastalarda kalıtsal meme kanseri gen paneli çalışılmalıdır.
    Bu gruptaki hastalarda özellikle ameliyat öncesi kemoterapi kararı alınmış ise bu süreçte gen testleri yapılarak ameliyat öncesi bu durum aydınlatılır.
  6. Küçük meme hacmine sahip hastalarda
    Meme hacmi yani boyutu küçük olan ve meme içinde tümör boyutu büyük olan (5 cm ve üstü) hastalarda meme koruyucu cerrahi tercih edilmeyebilir. Bu grup hastalarda ameliyat sırasında tümörü güvenli sınırlar ile çıkarmak mümkün olmayabilir.
  7. Büyük boyutta memesi olan hastalarda
    Nadir olsa meme volümünün oldukça büyük olması meme kanseri ameliyatı sonrası alanın geniş olacağı nedeni ile radyoterapi uygulanmakta zorluk çekilebilir. Bu tür hastalarda karar öncesi radyasyon onkoloğu hekiminin görüşü de alınmalı. Bu tür hastalarda meme kanseri ameliyatı ile birlikte küçültücü kozmetik meme ameliyatları da yapılabileceği unutulmamalıdır.
  8. Meme koruyucu cerrahi sonrası pozitif sınırın tekrarlayan kez devam etmesi 
    Meme kanseri görüntülemeleri sonrası nadiren de olsa ameliyat sırasında veya sonrasında farklı durumlar saptanabilir. Görüntülemede saptanamayan kanser odakları ameliyat sırasında veya patolojik incelemelerde saptanabilir. Ameliyat sırasında hızlı patolojik değerlendirmede geride tümör kalmamış gibi raporlanıp kapsamlı incelemede patolog ameliyat sınırında tümörün devam ettiğini raporlayabilir; buna cerrahi sınır pozitifliği denir. Birden çok ardışık yapılan ameliyatlarda da görülebilen bu durum, hasta için son derece stresli olsa da nihai karar olarak memenin tamamının alınması uygun bulunabilir. Tüm bu olasılıkların ameliyat öncesi hasta ile kapsamlı konuşulması hayal kırıklıklarının ve hekime güvensizliğin önüne geçecektir. Meme koruyucu cerrahiye karar kılınan ve ameliyat öncesi kemoterapi veya kemoterapi akıllı ilaç kombinasyonu verilecek hastalarda tedavi öncesi tedaviler sonrası tümörün görünmez olma ihtimaline karşın tümörün merkezine koil olarak adlandırılan bir metal klips yerleştirilir. Bu sayede ameliyat öncesi verilen tedaviler sonrası cerrahın doğru bölgeyi ameliyatla çıkarmasına yardımcı olunur.

Meme koruyucu cerrahiye uygun bulunmayan hastalarda meme kozmetik olarak korunabilir mi?

Yukarıda saydığımız nedenlerden birisi veya birden çok nedenle hekiminiz size meme koruyucu cerrahiyi uygun bulmadı ise meme cildi koruyucu, hatta meme başı korunması ile birlikte bir kozmetiğinizin korunma şansı olup olmadığını sormalısınız. Meme cildi koruyucu cerrahi inflamatuar meme kanserinde uygun değildir. Bununla birlikte memede yer alan tümörün büyüyerek meme cildinin tutulduğu durumlarda uygun olmaz.

Sonuç

Günümüzde meme kanserli hastaların hastalıktan kurtulma oranları %90’ların üzerine çıkmıştır. Bu yüz güldürücü gelişmelerde en önemli rol, toplumsal farkındalığın artmasına bağlı olarak kanserin erken evrede saptanması, başarılı kemoterapi, hormonal tedavi ve hedeflenmiş tedavi uygulamalarıdır. Hastalıktan kurtulma oranı arttıkça dikkate alınması gereken en önemli unsur hastanın yaşam kalitesi ve tedavi sürecinde fiziksel ve psikolojik yaraların en aza indirilmesidir. Mastektomi, yani memenin tamamen alınması meme kanseri tanısı almış bir kadında yaşam boyu yaralayıcı bir tedavi seçeneğidir. Bu yöntemin zorunlu olmadan önerilmemesi, hastaların diğer tedavi seçenekleri hakkında yeterince bilgilendirilmesi, gerektiğinde plastik cerrahları ile iş birliği yapılması son derece önemlidir.